Katalog

ni de endişelendiriyor. Banş Pirhasan'la da örneğin. Bir sahne veriyor öğrencilerine ve konuştuk bu konuyu, o da endişelenmeye "Bunu nasıl anlatırsınız?" diyor, sonra da taşladı. O tehlike her zaman var. eleştiri gctiriyor. Burada uygulanacak şey " M i n e " , "Seni ne? Neyin üzerinde durursam doğru olur. »eviyorum", "Bir Yudum Çünkü objektiflerin de psikolojileri var. »evgl", "Dağınık Yatak", Kamera hareketleri belli bir psikoloji geti'Dul Bir Kadın", "Ahhh riyor. Yani her şeyin bir psikolojisi var. Onlelinda" ve "Asiye Nasıl ları belli bir bilinçle kullanmadığın zaman foırtulur?". Tam yedi film. farklı bir şey çıkıyor, eksik bir şey çıkıyor, rttmü de kadınla ilgili. iyi düşünülmemiş bir şey çıkıyor. Ama setiürdurecek misiniz? te, hele dış çekimlerde çahşırken, olmaya Hayır. Maalesef. Erkeklerin dramını cak güzel bir detay çıkıyor, onu kullanıyorsun. ışleyeceğim artık. Neden? Kadının büliin Masa başında da fantezimi kullanıyorum dramlarını işlediğinizi mi kullanabildiğim kadar. Çekim sırasında akdüşünüyorsunuz? Kadın lıma bir şey gelirse masaya bağlı kalmıyokonusunda kafanızda rum, onu değiştirebiliyorum hemen. Bazen tartıştıgınız şeylerin hepsini etraftan, setteki bir işçiden bile bir öneri geaktarabildinız mi? Daha liyor örneğin. Hemen uyguluyorum onu, doğrusu kadın sayfasını doğruysa eğer. Kısaca bir saplantım yok. kapattınız mı? Bazıları her şeyi çekimde görmek istiyor ve Biltniyorum. Durup dururken, kadın bundan da yaratıcı bir şey umuyor. Bu bemeselesi üzerinde benim şöyle teorik bakış nim yapıma ters geliyor. larım var, demek istemiyorum. Şunu da eklemek isterim. Yorucu bir iş Kadın filmleri yaptığımız için, bazen düşünme yetimi kayçektiginize gore, kuramsal bediyorum ve bazı şeyleri asistanıma sorubir bakış açınız var bu yorum. Çünkü gücUm, yaratıcı gücüm konuda sanırun? Hayır, hayır. Zaman içinde bu çok bi kalmıyor. Hamallık, işin dörtte üçü bizim için. Yani Batıdaki gibi rahat koltuğuna linçli bir seçim olmuyor. Insanın kendi yatoturup yapılmıyor bu işler. Zaten öyle yakınlığı diyebilirim. Kadının toplumsal pılacak bir iş olduğuna da inanmıyorum. yaşamı, erkeğin toplumsal yaşamından daha çok ilgilendiriyor beni. Ama çok bilinç Bu biçimde olayı li bir seçim değil benimki. llgilendiğin konunun üzerinde daha çok duruyorsun bir kafanızda çözdiiğünüz bakıma. Kadir tnanır olsun, Tank Akan ol zaman, örnegin iki ya da iiç sun sık sık soruyorlar ne zaman erkek fil kamerayla çalışmış mi yapacağımı. Doğrusunu isterseniz olsaydınız, bu daha kolay aklıma bir erkek filmi gelmiyor. Oysa top mı, yoksa zor mu olacaktı? lumda sadece kadınların değil, erkeklerin Her işte birçok doğru yok. Bir olayın tek de sorunları var. doğru anlatımı vardır. İki şekilde anlatım Biraz önce saydığınız filmlerde aynı teolacağına inanmıyorum ben. Bir tek doğma var: Kadının kimlik arayışı. Bu arada ru oiduğuna göre, bütün sorun, o en doğtabii erkeklerin de kimlik arayışı var. ruyu bulmak. Diğerleri bana biraz tesadüfi Yalnız şöyle bir tehlike geliyor. örneğin Amerikan sineması. Yövar. Kadının kimlik arayışını netmen filmi 56 açıdan çekip kurgucususürekli olarak Müjde Ar'ın na teslim ediyor, kurguya bile gitmiyor. canlandırması, hep aynı Bütün o malzemeden kurgucu, senin dışınyüzun kimlik araması da, senin düşUnmediğin bir şey oluşturuyor. tehlikesini bertaraf etmek Bu bana çok doğru bir yöntem gibi için yuzlerin değişmesi gelmiyor. gerekmez mi? Bugune kadar yapmak Tabii degişmesi gerekir. Hep aynı ytı isteyip de ceşitli nedenlerle zün olması biraz ticari kaygıdan kaynak engellendiğiniz bir projeniz lanıyor. Çünkü filmler hâlâ oyuncularla var mı? pazarlanıyor. Yalnız bir değişim var, yavaş Yok. yavaş onu hissetmeye başladım, yönetmen O zaman ne mutlu de önemli olmaya başladı. Şöyle açıklayabilirim bunu; öykülerin kaliteleri belki fark size. İstediğiniz her şeyi lı ama, iyi filmler de yapsa, Müjde Ar'ın yapmış oluyorsunuz. Yapmışsın diye nitelememek gerek. filmleri, beraber çektiklerimiz kadar iş yapmıyor. Bunda benim de bir payım olduğu Dönem dönem, yani ülkenin o günkü konu sanıyorum. Elbette diğer arkadaşların, şulları, öncelikle insanı etkileyen olaylar, seekibin ve senaryocunun payını da yadsıma nin yatkınlıkların, hepsi birleşiyor, bir takım konularda odaklaşıyorsun. Onlar mak gerekiyor. üzerine düşünmeye başlıyorsun. Ama bu, Siz bir de çizerek zaman içinde sürekli değişen bir şey. Üç yıl çalışıyorsunuz. önce yapmak istediğim şey, bugün gayet Ressamlıgınudan gelen bir bayat ve modası geçmiş bir şey haline gelietki herhalde. Sahneyi yor. Her şey değiştiğı için, insan sürekh aynı çekmeden önce kâğıt üzerine şeyi düşünmüyor. çiziyor, her şeyi yerli yerine yerleştiriyorsunuz. Sonra da Oysa insan, bir çekim başlıyor. Bu daha çok size Shakespeare seyrettigi özgu bir yöntem galiba. zaman, hiçbir şeyin Sanırım. Çünku ben görebiliyorum. değişmediğini duşunüyor. Evrensel iemalar aşk, kıskançlık, hırs, Bazı yönetmen arkadaşlar, örneğin Memduh Un "Seteçıkmadan, oyuncuları oynat tutku, kin gibi temalar, insan var oldukça madan hicbirşey goremiyorum ben" diyor. olacak şeyler. Bugün Shakespeare yaparken Ben masada oturuyorum, her şeyi çiziyo zaten o dönemdeki gibi yapmıyorsun ki. rum ve onu yüzde yüz uyguluyorum. Bugunkü senin yorumuna ve dünyaya ba Bu bir yöntem. Bunun kışına göre algılıyorsun ve gerçekleştiriyorbüyiık avantajları var. sun. Ama gene insanı, insanda var olan Dezavantaj olarak sizin duygulan işliyorsun. Başka toplumsal olaykrealif yanını/ı, arlislik lara geldığın zaman onlar sürekli değişiyor. kreasyonunuzu engellemiyor özellikle bızim ülkemizde. Çok dınamik bir mu? Yani her şeyi başından toplum bir açıdan. Sürekli, hızla değişen bir hazırlamış olmanız, en toplum. azından o an sizin yeni bir Bu degişkenlik biraz da şey düşünmenizi fantezinizi tularsızlıkla mı ilgili acaba? çalıştırmanızı enKellemiyor Herhalde. Belli bir kültürden, gelemu? nekten yoksun olunca iç ve dış etkilere açık Değiştırme olanağı var. Çekim sıra oluyorsun. Politik, külturel gelenek sürekli sında daha iyi bir şey çıktığı zaman değiş olmadığı için de hızla değişiyorsun. Teşekkürler Atıf Yılmaz. D tiriyorum. Eisenstein'ın dersleri var Hocam, şu dilekçeyi almaz mıydımz? O 1 Vallahi yavrucuğum, karnım o kadar tok ki... Almasam olmaz mı? Peki peki, madem çok ısrar ediyorsun.. alayım bari. Sofrada da peçete yok zaten. Çukurova Üniversitesi öğrenci Derneği Başkanı, öğrenciler ve YÖK Başkanı thsan Doğramaa. (Fotoğraflar: İLKER MAGA)