Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I | 3 Atıf Yıimaz son yedi filminde kadınları anlattı Şimdi sıra erkeklerde Ünlü yönetmenimiz Atıf Yıimaz şu sıralar Vasıf Öngören'in "Asiye Nasıl Kurtulur?" adlı oyununu fılme alıyor. Konuşmayı ve kendisiyle röportaj yapılmasını pek sevmiyor Atıf Yılmaz, ama söyledikleri çok ilginç. FERYAL GÜRPINAR • Şu sıralar uzerinde çalıştıgınız film "Asiye Nasıl Kurtulur?" uzerine konuşalım isterseniz. Benim merak ettigim nokta, film ile oyun arasında bir farklılık olup olmadıgı. Kısaca film, oyuna farklı bir yorum geliriyor mu? Oyunun metnini hiç değiştirmeden olduğu gibt kullandık. Peki, metindeki yonıma bir şeyler kattınız mı? Hayır. Başta filmi sadece oynama şeklinde ele aldık. Yalnız filmin bir yerinde oyun biçimini değiştirdik. Oyun sahnede daha dramatik bir yorumla oynanıyordu. Hele değıştirdığımiz bölüm tam bir melodram havasındaydı. Epikliği sadece önde ikı kişinin bulunmasıydı. Yani bıçimsel olarak epikti. Biz burada oyunculukta da farklı bir uygulama getirdik. Biraz eleştircl, daha epik bir oyunculuğu seçmemizi şöyle açıklavabilirım: Oyuncu aslında oynadığı kişi değil de, sanki o rolü oynuyormuş gibı davranıyor. Başta acemıce oynuyorlar, oyun olduğunu, dekor olduğunu belli ederek. Gıttikçe daha ustalaşıyorlar ve daha gerçekçı bir oyuna, daha illüzyon kuran bir oyuna doğru gidiyorlar. Kurduğumuz oyunun içerisındeki çizgj kısaca bu. Yani nişan sahnesinin sonuna kadar her şey gayet yapay gidiyor. Oyunlar da yapay, dekorlar da yapay. Ama film ilerledikçe oyuncular oyuna alışıyor, oyun da daha bir gerçeklik kazanmaya başlıyor. Bunu da seyirci gittikçe havaya girsin diye yaptık. Çünkı) sürekli aynı şeyi tekrarlarsak seyirciyi yabancılaştıra yabancılaştıra laçkalaştırırız. Finalde her şey daha bir gerçekçi olsun istedik. Filmde rolü olanlar yani oyuncular epik olmanın getirdigi kavrayış içerisinde oynayabiliyorlar mı? Tiyatrodaki butunluk içerisinde bunu kurmak olanaklı, fakat sinemada zor gibi... Şimdiye kadar gördüğüm şu: Miijde Ar bu işı en iyı şekilde beceriyor. Fıisun Demirel, Güler Ökten ve Ali Poyrazoğlu da iyi becerıyorlar. Diğerleri de kendilıklerinden o havaya gırecekler sanırım. Ali Poyrazoğlu filmde hem kendini hem anlatıcıyı oynuyor. Yani bir tür meddahlık yapıyor. Türk sinemasında hiç epik deneme oldu mu daha once? Uiinyada bıle yok. Sadece Brecht yaptı bir iki film. bu işe? Nasıl bir film olacak? Hiçbir şey bilmiyorum. Çılgın bir film. İzleyici nasıl algılayacak diye duşunmediniz mi? Vallahı onu da bilmiyorum. Aslında son zamanlarda daha çok kendimı eğlendiriyorum. Çok hoş! Gerçekten. Seyirciyi pek düşünmüyo rum, çünkü nasılsa bu işten para kazanmıyorum. Film tutsa da tutmasa da benim için pek bir şey değişmiyor. Denemeyi seviyorum. Canım sıkıhyor klasik şeyler yapmaktan. Sevdiğim bir işi yaptığım için kendime göre eğleniyorum. Sonunda da inşallah iyi olur diyorum. Aslında böyle danslı şarkılı bir film de yok Türkiye'de, değil mi? Bu anlamda da lek olacak galiba... Biraz "Keşanlı Ali Deslam"nda vardı, onda da dönıip seyirci ile konuşuyorlardı. tzleyicinin lepkisi çok önemli... Ne yapacaklarını merak ediyorum tabii. Filmin sıcak ve iyi bir seyirlik olacağına inanıyorum. Bizim seyircinin bir filmi bütün olarak, yani bir tezantitezsentez ya da düğumlenecek çözülecek diye seyrettiğine inanmıyorum. Sahne sahne seyredıyor bizim seyirci. Onun için de Batının dramatik yapısının hiçbir önemi yok. Geleneğinde de böyle bir şey olmadığı için bir sahnede ağlıyor, bir sahnede eğleniyor ve çıkıyor salondan. Türk seyircisinin bu filmde eğlenebileceğinı düşunüyorum, zira kızlar dans edecek, arada bir komiklik olacak, şaşıracak ne oldu diye? Beni endişelendiren nokta, bu kadar eğlencenin içerisinde, aslında son derece önemli bir (oplumsal sorunun gozden kaçırılması olasılığı. Yani boylesine biçimsel bir guzellik içerisinde illuzyona girilip, mesujın seyirciye yeteri kadar iletilip ilclilmemesi... Böyle bir durumun ortaya çıkması be Siz nasıl cerasel ettiniz 6