Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
o Kanserden korkuyorum "Nasıl söyleyeyim bilemiyorum. Bir tarafımda bir şey olsa kanser olduğumu sanıyorum. Ne bileyim, çok basit şeyler bile beni ürkütüyor. Bu yüzden doktora gitmeye bile çekiniyorum. Doktora gideyim, gideyım de, "Ya bende kanser bulursa" korkusu içimi kaplıyor. Gitmem gercktiğini, muayene olmam gerektiğini biliyorum; ama geciktirmck içın climden gcleni yapıyorum. Bugün giderim, yarın giderim diye kendimi oyalıyorum. inanın, durum bu." Bu sözleri söyleyen hasta kariimda tedirgin oturuyordu. lşte, korkusunu araladığı bir zaman diliminde kendini toplamış, doktora gitnıe cesaretini göstermişti. Ne kadar çok insan görmüştüm buna benzer sözleri söyleyen. "Kanser korkusu", insanın evrensel korkusu. Onca uğraşa karşın, bugün bile nedenlerinin tam bilinmediği, sağaltımının tam yapılmadığı düşüncesi, insanları allak bullak etmeye yetiyor. Bedenin bir yerinde ele gelivcren küçük bir sertlik, tükrükle geliveren bir parça kan insanların aklına, "Nedir bu, yoksa kanser mi?" sorusunu takıveriyor. Ondan sonra, hayatı zehir eden bir korku gelip oturuyor: "Kanser korkusu". Kanseri yenmek için, önce "kanser korkusu"nu yenmek gerekiyoı. Hiç de zararı olmayan, kanscrle ilişkisi bulunmayan küçük bir yağ yumrusunun (lipom) ya da bağ dokusu yumrusunun (fibrom) insanın hayatını zehir etmesini önlemek gerekiyor. Kanserle hiç de ilişkisi bulunmayan, çok çeşitli nedenlere bağlı olabilen küçük bir kanamanın insanı korkulara düşürmesini önlemek gerekiyor. Kanserin pek çok nedeninin artık bilindiğini, kanserin birçok evresinde, hele başlangıç evresinde tıimüyle sağaltıldığını insanlara anlatmak gerekiyor. Dünyanın birçok yerinde, adını bile duymadığımız, yüzünü görmediğimiz binlerce insanın, tıp adamının, sağlık görevlisinin kanseri yenmek için laboratuvarlarda, kliniklerde uğraş verdiğini, adım adım başarıya ulaştığını anlatmak gerekiyor. Ne güzel bir deyişimiz var: "Korkunun ecele faydası yok". Şöyle düşünmek daha doğru değil mi: "Gidip muayene olmalıyım. Kanserse, bir an önce yapılınası gerekenler yapılır. Yok, kanser degilse, neden bu eziyeti çekeyim? Ama, bu akılcı düşünccyi korku önlüyor. Korkunun özelliği de bu değil mi? Yapılması gerekeni bilirsiniz, doğru olanı bilirsiniz, anıu yapamazsınız. Aslında, ne çok korkunıuz vardır. Toplumsal hayatınuzda, bireysel hayatımızda korku, koıkma, korkutnıa ne kadar oncmli bir yer tutar. Korkudan nc çok işlev bekleriz. Çocuklarımızı yetiştirirken, ne çok şe>den korkuturuz onları. Gençleri korkut'i rıız, yetişkinleri korkuturu/.. "Sakın şunu yapma, buna yaklaşma, onu düşiinme, şuna karışma". Çocukluktan hayatın sonuııa kadar bundan daha çok duyduğumuz ne vardır? Hayatta atılacak bir adım, yapılacak bir değişiklik, istenen bir girişim karşısında nasıl davrandığımıza ba kıyor nıııyuz: "lyi düşüıımüşsün, hoş duşünmiişsuıı dc, olma/ ki, karsına cıkacak engelleri iyi hesapladın mı? Bencc, daha iyi diişüniip hesaplasan, belki de yapmazdın. Bak, bence yok kötii olur bu." Ürkütülmüş bir toplumıin korkutulmuş insanlarıyız biz. Çocuklukta başlıyor korkularımız: "Ya sınavı ka/.anumazsan", "Ya okuyamazsan", "Adam olamazsan", "Oraya gftme", "Doğru olur", "l'ipinle oynama". Gençleri korkutmamıza bakalım: "Çok okuma", "Fazla düşiinme", "Sen karışma", "O işe bulaşma", "Sakın onlara uyma". Yetişkinlere önerilerimiz farklı mı: "Sen kendi işinc bak", "Sentn kendi sonınıluluklann var", "Etin ne, budun ne, sana mı kaldı?, "Ayıp yahu. sana yakışır mı?". Günahtan zararlıya uzanan, bitip tükenmez bir çizgide yürümeye zorlanan insanlarımız. KORKU BtR EGİTİM ARACI OLMUŞ, KORKU BİR YÖNETİM BİÇtMl OLMUŞ. lnsanımız kanserden neden korkmasın? Onca korkunun içine elbette kanser de yerleşecek. Kanseri yenmek için önce kanser korkusunu lecek kez, o kadar endişe duymazsınız. Ancak eğer konuşmayı yapınazsanız, o zaman yenmek gerekiyor. Kanserin pek çok nedeninin endişe öne geçer, bu duygunun tutsağı olursunuz. Ruh sağlığı ile uğraşan kişiler korartık bilindiğini, birçok evresinde, kudan korkmayı tedavi etmeye başladıklahele başlangıç evresinde tümüyle sağcıltıldığını rında, gerçekten büyük bir atılım yapmışlardı!' insanlara anlatmak gerekiyor. Pennsylvania Üniversitesi'nden Kidelson s bunları söylüyor. Doğrusu, hepimizin korkuya gereksinmesi var. Korku, biı ııyarıcı, bir dikkat çekici. Eğer, korkumu/un işaret ettiği şcyc dikkat edersek, bizi korkutan nesneyi tanırsak, onun bizc vereceği zararları bilirsek, korku yararlı bir iş yapar. Anıa, korkumu7, bizi uyardığı zararı aşarsa, giderek kendisi bir korku nedeni olursa, "korkunun kendisinden korkarsak", bu yararlı işlev gider, yeı ine elimizi kolumu/u bağlayan, bizi hareketsiz bırakan, hiçbir önlem almamıza olanak bırakmayan zararlı bir durum doğar. Durum giderek bir "korku nevrozıı"na dönüşür. KOHM1 NEVRO/.ll'nun özellikleri üç noktada özetlenebilir (Prof. Dr. Leyla Zileli): Hangi belirtiler uyarıcıdır? 1. Korku nevrozunun başlıca belirtisi bunaltıdır. Bunaltı, burada bir yere, bir nesneye ya da bir duruma bağlıdır. 2 . Bunaltının neden olarak gösterilcn uyaranla ya ilgisi yoktur ya da uyaranla orantılı olmayan bir şiddetle ortaya çıkar. 3 . Kişi, tepkisinin mantıksız olduğunu bildiği haldc paniğini önleyemez. Elbette, "kanserden korkmak", bir korku nevrozlusu olmak demek değildir. Hastauklardan korkmak, hele hakkında bilinmeyen çok şey olduğuna inandığımız kanserden korkmak, doğal bir tepkidir, insanca bir tepkidir. Bu tepkiyi, olumlu bir uyarı çerçevesinde tutmayı öğrenmeliyiz. Korkumuzun nedeninden kaçmayalım, tersine üzerine gidelim. öğrenelim, bilelim, doğru davranışın ne olduğuna karar verelim, bunu uygulayahm. Kanseri tanınmış, sağaltılmış binlerce insan olduğunu unutmayalım. İnsanın hastalıklara karşı direnme istencinin (iradesinin) ne güçlü bir dayanak olduğunu bilelim. Yaşama isteğimizin, yaşama şevincimizin zedelenmesine izin vermeyelim. İnsan ölümlüdür. Ama, unutmayalım ki, insan bir kez ölür. Her gün ölmeye gerek yok. Bedendeki bazı değişikliklerin uyarıcı olduğu kabul edilmiştir. Bu belirtileri bilmek, bunlara dikkat etmek, bu belirtilerde hekimlerin yardımını istenıek çok önemlidir. ŞİŞLİKLEH: Görülebilen, elle ulaşılabilen yerlerdeki "şişlikler" dikkatimizi çek Korkudan korkmak "Korku aslında sağbklı, uyuma yardım cı olan normal bir yanıttıı. Ancak, birey korkmaktan korkmaya başlarsa zararlı olur. örneğin, endişe insanın kendisini denetlemesine yardımcı olmaktadır. Bir konuşma yapacağınız zaman endişeli olursunuz, ama yine de konuşmayı yaparsınız. Belki de ge melidir. Bunların başında "memeler" gclir. özclliklc kadınların memelcrindckı şişlikler hemen kolayca anlaşılır. Hemen bilinmelidir ki, memelerdeki şışlikler sadece dikkati çekmelidir, bütün şişliklerın kanser olduğunu sanmak çok yanlıştır. Çeşitli kistler, iyi huylu tümörler de memelerde şişlik yapar. Ancak bütün bunlara hekimlerin karar vcrmesi gerekir. Hekimler, muayene ile, gerekirse oradan küçük bir parça alarak gerekli incelemeleri yaparlar. Lenf bezleri şişlikleri de kolayca anlaşılabilir. Şişen lenf bezleri boyunda, çeııe altında, koltuk altında, kasıklarda ele gelir. Bu bezlerin yakın dokulardaki yangılurda da şişebileceği biiınmelidır. Ancak, bu durumda da kararın hekimler tarafından verilmesi gereklidir. BKN'I.ERE DİKKAT... Bedeninıi/in çeşitli yerlerinde benler olabilir. Benleı /ararsız oluşumlardır. Ancak, benlerdekı buyüklük değişmeleri, renk değışmelcri dikkatimizi çekmelıdiı. Benlerlc, sığillerle oynanmaması gerektiğini de burada belirtelim. KANAMAI.4R... Çeşitli organlaıdaki kanamalar dikkatimizi çeker. Bu kanamalar yüzeysel bir olaya, küçük bir damarın çatlamasına iüşkin olabileceği gibi, riddı bir hastalığın belirtisi de olabilir. öksürükle gelen kan bronşlara, akciğerlere dikkat çeker. Kusmayla gelen kan mideye, on iki parmak barsağına; buyıık abdestle gelen kan mideye, baısaklara; idrarla gelen kan idrar yollarına ve böbrcklcre; derialtı kanamaları kan ve damar sisiemine; kadınların cinsel organlarına ilişkıu kanamalar bu organlara dikkatimizi çeker. Bütün bu organ kanamalarının kanserle hiç ilgisi olmayan pek çok nedenı vardır. Bronşların, akciğerlerin yangılı haslalıkları öksürükle kanamaya; gastritler, ülserler mide kanamalarına; böbrek taşları, idrar yollan yangıları idrar yolu kanamalarına yol açabilir. Kadın cinsel organ kanamaları da kanser dışında birçok nedcnle olabilir önemli olan, bütün bunlara hekimlerin karar verebileceğini bilmektir. SES K1ŞIKL1ĞI: Geçmeyen sei kısıklığı dikkatimizi çekmeli, bizi uyarmalıdır. GEÇMEYEN ÖkSİKİ K: Uzun suren, belirli bir nedene bağlanamayan öksüıük bizi uyarmalıdır. Sigaraya, üşütmeye bağlanan ve üzerinde durulmayan öksürükler çok değerli zamanların yitirilmesine yol açabilir. HASTAUKLAHIIN DEGİİjEN BELİRTİLERİ... Bazı hastalıklarımız vardır. Bunlara ahşmışızdır, belirtilerini biliriz. Bu belirtilerin değişmesi, yeni belirtilerin ortaya çıkması bizi uyarmalıdır. "DISARIÇIKMA" AI.1ŞKANI.IKLARINDA DEĞİŞME... Herkeste alışkanlık durumuna gelen bir "dışarı çıkma" zamaııı, biçimi vardır. Bunda dikkati çcken değişmeler uyarıcı olmalıdır. önemli olan, "kanser korkusu"nu yenebilmek, bazı belirtilerin uyaııcı ozelliklerine dikkat etmek, kanserin erken tanısına yardımcı olmaktır. Kanser yeniliı, yeter ki, bunu bilelim. n