Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 mmmm o "5. Sözttmüz var "DERGt"ye Çeşitli okurlarca deniliyor ki, "...Dergi'ye kırıcı ve tarafiı eleştiri yapıhyor..." Eğer bir yav alanma çeşitli yönde eleştiriler geliyorsa, bu, o yazı alanımn etkin kitlelerde bir çağnşım uyandırdığı, hatta belki de başlattığını gösterir. "Dergi"nin konumu bugünlerde çeşitli çağrışımların arasında yer almakta... Belki bir kısmı gerçekten egoistçe... Ama unutmayalım ki egoistçe dediğimiz mektuplar bile bir kitlenin duyan kulağı... Biz onu sadece bir istek olarak değerlendirmeliyiz... Okuyucu, kendi eksiklığini bütünlediğine inandığı "Dergi"ye düşünü ile birleştiremediği ya da buna paralel isteklerini bir öneri ya da eleştiri niteliğinde gönderebilir. Okuyucunun bu doğal hakkıdır... Bu öneri ve eleştiriler egoistçe değerlendirilemez. Demokratik bir stireçten Ozellikle genç düşünceler olarak neler bekliyoruz? Beklentimiz, her şeyin özü olarak, taze yaşamh günlerin araçlarıyla birlikte özerk olması... Neler denmiyor ki bizler için! Bir dönemin baş sorumlusu, akart kanlarının tüm silahları... Bizler bu suçlamalarm altından kalkamıyor, içimize kapandıkça kapanıyoruz. Çalışmalarımız öylesine sınırlı ki, bu dar alanda bile yaptığımız ufak etkinliklerin geneli bir isyan olarak değerlendiriliyor... Tecrübeden uzak olsa da genç düşünceler olaylara en güzel ve kalıcı bakanlardır... Derler ya hani "... cahil fazlaca cesaretlidir.. " diye... Bu cesaret belki de olaylara bakmamızı sağlıyor.. "Dergi"ye ne diyoruz? Diyoruz ki biz demokrasi için çalışıyoruz Şimdi herkes onun için çalışıyor ya Diyoruz ki özerk üniversiteler, barışla, büyüyen ve büyüyecek olan bir vatan.. Diyoruz ki ezgi tadındaki aydmhklarla yolumuza devam edelim.. Diyoruz ki insanları sevelim ve "Dergi" araalığı ile etkileşim kuralım... Başına" başlıklı bir istek mektubumu yayımlamıştınız.. Bir ihtiyaç değilmiş ki genç düşüncelerden bu çağrıya ve öncekilere bir güç ve sizden de bir cevap gelmedi... O mektupta "gençlere bir yer açın" dedim, ama bu isteğimin genç insanlarm yanında genç düşünceler için olduğunu belirtmek isterim... 17. sayıda yer alan ve "Banaz köyündgn bir köylü" imzalı arkadaşın eleştirisinin benimle olan kısmtna kattlamayacağımı bildirmek istiyorum... Diyor ki sayın arkadaşım, "... Eğer insanları çocuk, genç, orta yaşlı, yaslı, içi geçmiş diye ayırırsan insan olduğunu da unutursun... Genç olduğunu da. İşte o zaman boş bir gençlik abidesi olarak kalırsın..." Hayır arkadaşım! lnsam ayırdığımız için boş bir gençlik abidesi olarak kalmayız. Çünkü biz insanları herhangi bir sınıfla ayırmıyoruz.. Bizim sözümüz kendisini genç hisseden her genç düşünce içindi.. Şimdi söyle arkadaşım. Çeşitli yaş gruplanna, örneğin bir çocukla bir yetişkine aynı sayfalan okutup aynı verimi alabilir misin? Ya da Banazlı dostum, her ikisine de zevkle okuttum desen ne derece inandırıcı olabilirsin? Şunu bilmeni isterim ki, her yaş grubu kendi O yaşına göre bir şeyler arar... Ama üstlennkini de okur, bu, onun bileceği bir iş... Bizim dile getirmek istediğimiz "Dergi "de herkesin kendisini bulabileceği en az bir sayfa olmasıdır ki itgiyle sarılsın tüm sayfalara... İnsanları ayırmak bir yana, onu öylesine seviyoruz ki, idealimizden, düşüncelerimizden siiemiyoruz.. Boş 'Beş yıldızlılar' derken gençlik abidesi ıse yalnızca yaşayıp, DERGl'nin 18. sayısındaki "5 yıldızlılar sesimizi kötü ve haksızlara karşı saltanatı" yazısı, ülkemizin en önemli yükseltemememizden olur. Başka bir kenti îstanbul'da olup bitecekler üzerine şeyden değil... Ayrıca yaş gruplarınm okuyucuyu bilgilendirme açısından iyi ayrılmasım sosyal yaşamın ayırdığı bir bir çabaydı. Ama bu yazıda ya da bu şeyi bölücülükle değerlendirmen bence yazınm yanı sıra, bir başka sayıda, yersizdi... Bütün ne ki bu bölücülük parmak basılması gereken bir önemli olsun? tmalı olarak arkadaşım diyor ki sorunu var lstanbul'un, otelcilik, "Dergi"ye toz kondurmayalım... konaklama tesisleri açısından. Bunu da Efendim, bizim isteğimiz de bu değil mi işlemeliydiniz Konu şu: Istanbul'da zaten... Bu "bizim" diyebileceğimiz bir lüks oteller var sizin bildirdiğinize göre, şeyler olduğu sürece geçerli... "Dergi" daha da kurulacak. İyi de olacak... ne verirse almak, gerisine karışmamak Ancak bu lüks, '5 yıldızlı' otellerin yanı olmamalı. Unutmayalım ki bizim sıra orta kalite, nispeten ucuz fakat isteklerimiz, amaçlarımız merkezler için temiz ve bakımlı oteller, konaklama değil, tüm beyinlere seslenebilmek tesisleri hemen hemen yok gibi. Ucuz içindir... Cumhuriyeti ve grubunu, en olan yerler, bakımsız ve pis... Acaba geçerlisi basını benimseyebildiğimiz ikisinin ortası oteller yapılamaz mı?.. sürece onlardan bir şeyler isteriz... Verir Herkes Istanbul için çalıştığını söylüyor... Spor ve sanat onlar,. Ve kendimizden de onlara Belediye ya da Turing Kurumu önayak vereceklerimizi iletiriz.. "Dergi "nin Spor yalnızca "futbol"dan ibaret olsa da, Istanbul'da "pansiyon" olayı amacı zaten bizim eleştirilerimizle değildir! Futbolu hepimiz çok seviyoruz, geliştirılse. Anadolu'dan, tatil için bütünü oluşturmak değil mi? Oynamayı, futbol konuşmayı, futbol kentimize gelen aileler var. Böyle temiz, "Dergi"ye sözümüz devam ediyor... 15. üzerine iddialaşmayı, futbol yüzünden bakımlı yerlere turistler de itibar sayıda Alman Cumhurbaşkant kavga etmeyi çok doğal karşılıyoruz. edecektir. tVeizsaecker'in Türkiye'yi ziyareti Ama sıra diğer sporlara, ozellikle Türkiye'de lüks sayılan ve gerçekten de MEHLİKA KANTARCI / htanbul öylesine güzel yazılarla verilmiş ki, övgüye değer. Yazarların, basının, turistlerin, sanatçılann gözüyle Türkiye ve Almanya... Zevkle okumamn yanında öğretici ve ilgi çekici idi... tçtenlikle kutlarım... 16. sayıda Sayın Derman'ın "Mizah tarihinden"sayfası çok güncel ve okunması gereken bir yazıydı... "Dert Babası"na her hafta bir yakınım uzun uzun gülmeden edemez.. Ben okuduğumda onun gibi içten gülemem, ama bu olay "Dert Babası"nın çeşitli kişilere seslenebildiğini göstermektedir. Şunu da hemen belirteyim ki, testlerin pek yararlı olduğuna inanamıyorum... Yine de devam edebilir bu sayfa... Nihayet birkaç okurun isteklerini kulak ardı etmeyip, bir şiir, şair köşesi olan herkesi.. Umut ediyorum ki yakın bir zamanda da genç düşüncelere, hatta yarının Cumhuriyet okurları için çocuklara bir sayfa açarsınız.. Çizgi romana çok çeşitli eleştiriler geldi... Şarlo'dan sonraki çizgi romanları ben ilgiyle okuyorum..Diyebilirim ki "Okur Mektuplan" en ilgi çeken sayfdlardan birisi... Bu sayfayla daha çok okura seslenme imkânı olsa ne de güzel olur. ozellikle idealimiz olan demokrasi süreci için çalışan "Dergi"ye gönderilen mektupların işlevi kişileri düşündürebilir! Ben isteklere seslenen bir "Dergi "nin böyle bir sayfasını demokrasinin bir aynabenliği olarak görüyorum... Çeşitli fıkirler aynı alanda birleşiyor ve ortaya iyiye ve güzele yönelen etraflı görüşler ve somut bir "Dergi" çıkıyor. Bir geçiş dönemi yaşayan Türkiye için yazılan her tümce çeşitli idealler için kalıcı bir sonuç doğurabilir.. Başından beri söylemeye çalıştığımız bu sözler kalıcı sonuçlan elde etmek için değil miki.. açtınız.. Kutlarım bu köşede parmağı "Dergi "ye bir sözümüz var dedik, ama meğer ne de doluymuş içimiz.. Ondokuz yaşmdaki delikanlılarm yaşadıklarını yaşamamak için "Dergi "ye bir değil, birden fazla sözümüz var... Ne mutlu sana ve sanlanına.. Eksik olma "Dergi.." İçimiz kurak, beynimiz boş, elimiz kalemsiz olmasın.. Sevgimiz tükenmesin. Kardeşliğimiz hiç sönmesin.. .. Ve yine söyleyelim.. tnsanla olan tüm düşler gerçek olsun. » ÖMER ADIGÜZEL/Ankara bugünün şartlarmda, epey masraflı olan sporlara, sizin derginizde tanıtmaya çalıştığınız sörf gibi, motokros gibi sporlara, "lüks" diye burun kıvırıp pek yüz vermıyoruz. Türkiye'de henüz yaygmlaşmamış sporlara yer vermeniz son derece olun.lu bir çaba... Çünkü biz, bilmediğimiz, yapamadığımız şeylere pek iyimser bir gözle bakmayız. Ancak sporun yanı sıra, böyle bir "pazar eki"nde, sanata daha fazla yer vermek gerekir. ozellikle, sanat dergilehnin yapmadıkları, yapamadıkları gerçekleştirilebilir. Deneme, öykü ve cnılarm dışında, edebiyatçılar günlük yaşantıları içinde tanıtılabilir, DERGl'nin 16. sayısında, Necati Güngör'ün yaptığı gibi, çok daha önceki bir sayıda, Emin Çetın Girgin'in yaptığı gibi, geziröportajlar hazırlanabilir. KENAN LAGAY / Samsun POSTA Farklıbirgazete "Amerika'da Don Kişot'luk yapıyorum" Röportaj: Burhan Doğançay Kelly'den Marlon Brando'ya Grace Reagan'dan James Dean'e, herkesin gözde giysisi Efsaneleşen pantolon: Blue Jean Aztek tapınaklarını süsleyen, Leonardo da Vinci'nin elinde Çıplak Venüs'e dönüşen paha biçilmez taş: Zümrüt AYLIK A.R. Demircan: "Islam dini cinsel konularda gerçekçidir." Ali Koçman bu aykl röportajını Ali Rıza Oemircan ile yaptı. l inglliz "Club'Marından Atatürk'ün direktifiyle, Bayar'ın öncülüğüyle kurulan kulüplere... lstanbul'un Sosyal Kulüpleri ÇIKTI