Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
.0) Yıldızları hiç saydınız mı ? Yıldız sayısını kesinlikle bilmemizi önleyen en önemli engellerden biri, ışığı bize ulaşan yıldızların uzaklık nedeniyle gözümüze iki ayrı yıldız gibi görünmesı. len yıldızlar var. Belki bunların bir kısmı çoktan sönmüş veya yok olmuş. Bu nedenle, biz göğe baktığımızda, onun bugünkü durumunu değil, tarihini görüyoruz. • Gök mekaniğinin bizi yanılttığı da oluyor. Kimi yıldızlar göğün belirli bir yerinde göründükleri halde bambaşka yerdeler. Hatta biz bunların kendilerini değil görüntülerini görüyoruz. Şöyle oluyor bu: Çekirn gücü yüksek bir gök cisminin arkasındaki bir yıldızın ışıkları dünyaya gelirken, yüksek çekim, ışığı saptırıyor: Nehir sularını bir nehir adasının ikiye bölmesi gibi. Aynı yıldızın ışığı, bu yüzden iki ayn koldan geliyor bize. Ve biz bu iki ışığı, geliş yönlerine göre iki ayrı yıldızdan geliyor sanıyoruz. O zaman, tek bir yıldız iki yıldız gibi görünüyor. Böyle bir olayı, ilk kez Finslein, kuramsal olarak açıklamıştı. Bilgin, 1915'te yayımladığı Görecelik Genel Kuramında (General Theory of Relativity) ışığın, çekim gücü yüksek bir cismin yanından geçerken bükülebileceğini yazmıştı. O sırada Birinci Dünya Savaşı sürüyordu. Kuramın doğruluğunu, yanlışlığını deneyle saptama olanağı yoktu. Fakat savaştan sonıa, 1919'daki bir güneş tutulması sırasında yapılan ölçumler kuramın doğruluğunu kanıtladı. Hatta güneşin yakınındaki ışığın kaç derecelik bir dirsek çizerek büküleceğini de hesapbmıştı Einstein. Dcney, bu bakımdan da doğru çıktı. Kuram, 1922'de Avustralya'da görülen lam güneş tutulması sırasında bir kez daha kanıtlandı. Güçlu çekim bölgesi yakınından geçen ışığın büküldüğüne ilişkin son bir kanıt tngilizlerin 'Doğa' adlı ciddi bilim dergisinde yayımlandı. Princeton Üniversitesi Yıldız Fizikçisi Kdwin Turner ve arkadaşları, geçen mart ayında zifiri karanlık bir gecede, Arizona'daki Kitt Peak Rasathanesi'nin teleskobunu iki ayrı yıldıza çevirmişler, fakat bunların tıpatıp birbirlerinin aynı olduklarını görmüşlerdi. Böyle bir şey imkânsızdı. Çünkü yıldızlar, parmak izleri gibi birbirteriııe hiç benzcmezlerdi. ü zaman bilginler şu sonuea vardılar: Evrenin en uzak gök usimleri olan Quasarların (ki şimdiye kadar 3.000 tane oldukları anlaşıldı) birinin ışığı, bununla dünyamız arasında, görunmeyen, fakat çekim gücü yüksek olan bir cismin etkisi altında ikiye bölünüyor, aynı ışık, iki ayrı yönden dünyamıza ulaşıyor, bu yüzden de iki ayrı yıldız gibi görünüyordu. Yüksek çekimli bilinmeyen gök cisminin bir 'galaksiler kümesi' olabileceği yazıda belirtiliyordu. Başka bir kurama göre, bu yüksek çekimli cisim, evrenin oluşumuna imkân veren 'Büyük Patlama' (Big Bang)dan kalma bir kozmik sicim olabilirdi. Atom çekirdeğinden de ince olduğu, fakat ışık hızı ile (saniyede 300.000 kilometre) gittikleri hesaplanan bu 'sicimler'in çekim güçlerinin çok yüksek olduğu ve yıldız ışıklarını bunların da saptırabilecekleri yazıda ayrıca eklenmiştir. Bu verdiğimiz örnekler, uzayın ne çapraşık bir yapısı olduğunu ve bunun uzay görüntülerini nasıl çarpıttığını açıkça gösteriyor. Bu durumda, gökte neyin nerede olduğunu, gerçekten var olup olmadığını bile kesinlikle saptayacak durumda değiliz henüz. KISA... KISA... KISA İzinsiz doktorlar Amerika'da 28.000 doktor izinsiz çalışıyormus. Rakamın tahmini olduğu da ekleniyor. Yani, sayı belkı daha çok Bir yetkıli şöyle diyor: 'Müsaadesiz çalışan doktor sayısı hızla artıyor, ilgimizı bekliyor' Bizde bunların sayısı o kadar çok ki, tahminde bile bulunmaya imkân yok: Çıkıkçılar, üfürükçüler, muska yazanlar.. Qibi. Neden acaba? Doktor, ilaç ve iyiletim (tedavi) masraflarının yüksekliğinden mi dersiniz? Oysa, sözünü ettiklerımız, çok kez, doktorlardan daha fazla para alıyor ve halk bunu seve seve veriyor. 1 Kozmik mercek \Qüçlu blr çekfm alanı dunyaya befen ıştğı uzayda saptmblUr. Çekim kâynağının her iki yönunden geçen ışık dünyamıza sapmış olarak goHr, Myfece tyk kaynağı aldatıa iki ghvntu verir Aldatıcı gurüntuı Dünya Kuvars'ın" gerçek yeri Kemilc iliği vericileri Çok mıktarda radyasyon (öldürücü ışın) alanların (500 rem'den yukarı). kemik ılıklerı mahvoluyor. ilik, kanın ve hastalıklarla savaşan akyuvarlann kaynaöı. Bu durumda, ışınlı. her lurlu hastalığa açık hale geliyor: Askersız, polissiz, jandarmasız bir ulkenin bütün düşmanlara açık hale gelmesı gibi. Duruma çare olarak belkemıği iliği naklı yapılıyor. Çernobil kazasında, Sovyetler Birliği'nin isteğı üzerıne Amerikalı uzman doktorlardan bir grup, kemik iliği nakli işinde yardımcı olmak üzere, bu ülkeye gitmiş ilik nakli 50.000 150.000 dolar arasında değışıyor (dolar 700'den 35 mılyon ile 105 mılyon lira). Beni bu olayda en çok mutlu eden şey, insan öldürmede değil, ınsan kuriarmada ışbırlığı. Insanlık. aynı gemide yolculuk edenlere benziyor. Gemının batmaması için bütün dünya el ele vermeli Kazara bir radyasyon bu kadar felaket doöurabılırse, yarın yağmur gibi bombalar yağdığı gün ne olacak? Işığı şunlardan biri saptırabilir \ • Galaksı kumesı Kara delık Kozmik ** sıcım Aldatıcı görtıntu' aç yıldız var?' sorusu insanoğlunun kafasını hep kurcalamış. Bugün bile kesin cevabı olmayan sorıı 8(X) yıl öncc Hocaınıza da sorulnıuş. 'Bilmiyorum' der mi Hoca? Diyebilir mi? Adı 'Hoca'ya çıkmış bir kez. Dcrse halkın gözünUen duşecek. Ince bir ?ekâ oyunu ilc işin içinden çıkmış: 'Eşegimin kuyrııgtındaki kıl kadar... / Olur mu öyle şey Ilucam? / İnanmazsan say da bak.' Cevap, halkımızın da hoşuna gitmiş ki fıkra günümü7e kadar gelebilmiş anlatıla anlatıla. Bilim de bu konuda kesin bir şey söyleyemiyor hâlâ. Nedeni pek çok. Birkaçını sıralayalım: • önce araç yokluğu vcya güçsuzlüğü. Ne gıı/el söylemiş lıalkımız: 'Tahsil'i kemalat, kem âlâl ile olmaz' (Kötü araçlarla mukemnıelliğe erişiieme7.) Galik ilk tcleskobu gökyüzüne çcvirdiği zaman yıldubilinıde ilk patlama olmuş. Gök birdcn genişlemiş: Gökler âçıldı vu fetholdıı /ıılem. Şöyle anlatmış hayreliııi bilgin: 'Cökyü/.ü sayısız yıldızla dolu. Kiınisi yakın, kimisi çok u/.ak. Ayda dağlar, giineşte lekeler var. Samanyulu, parlaklıgını sayısu yıldularından alıyor.' Galile ureltiği tcleskopları Avrupa'nın her yanırıa salıyordu: Başka bilginlerin de aynı şeyleri gormelcri için. Bir teleskop da Kepler'e gitmişti. Zamanla teleskoplar çoğalıp mükemmclleşlikçe göğün haritası da değişti. • Ama teleskoplann en güçlülerinin bile goremedikleıi dunyalar vardı. Bunların bir kısmını "Kadio Aslrononıy' ve 'kı/.ıl ötesi' astronomisi ile öğreııdik. Görunmeyen yıldızların bir kısmı gönderdikleri duzenli radyo sinyalleri ile, bir kısmı sıcaklıkları ile (kızıl ötesi ışınlarla) belirleniyo'du. Derken, akıl almaz derecede güçlü çekimleri nedeniyle kendi ı^ıklarını bile kendine çekip gön K dermeyen 'kara delikler'in varlıklaıı saptandı. • Yıldız sayiMiu kesinlikle bilmemizi onleyen başka bir engcl uzaklıklan geliyor. Gıineşimizin ışıkları bize 8 dakikada ulaşıyor. Yani, güneş şu anda sönse biz 8 dakika sonra farkında oluruz. lsıklaıı binlerce, milyonlarca, trilyonlarca kilometre uzaktan ge Kalp kapak ameliyatlarında yüksek başarı. TOPKAPI HASTANESI Tel 524 19 194hat Cep not defterının yerını şimdi ses kayıt araçları aldı. Acele not almak istıyorsanız, kâğıt, kalem aramanıza, kargacık burgacık yazınızla acele acele not almanıza gerek yok. Notunuzu yazacağınıza söylüyor, yahut söyletiyorsunuz. Yazı yazmaktan 810 kez daha hızlı konuşma halinde bile yorulmuyorsunuz. Eve, büroya döndüğünüzde de defteri karıştırmıyor, konuşturuyorsunuz (resim). Elektronik not defteri 30