25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfâ: 22 EKONOMI IMF'NİN DEDİ6İ OLDU PARAFONUILE KIYILAN NIKAH BIR MUTLU SON DEGIL,AKSI BIR KOCANIN BASKISIGIBITÜRKIYE IMFNIN DENETIMINI ÜSTÜNDE HISSEDECEK % ACIREÇETELERE RAGMEN TÜRKIYE DÂH A YILLAR BOYU DIŞ KAYNAKLARA GEREKSİNMEDUYACAK CEVIT Hükümetı'nin işbaşına gelmesinden kısa bir süre sonra Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmelere başlanılmıştı. Yılan hıkayesini andıran uzun ve zorlu pazarlıklar sonunda nihayet anlaşmaya varıldı. IMF ile anlaşmaya varmak niye önem taşıyor? Çünkü bu kuruluş batılı tüm finans kuruluşlarının trafik lambası idi. Bir ülke için kırmızı ışık yaktığı zaman, o ülke batının siateminden kredi a'amıyordu. "Yeşil ışık" yaktığı zaman Dorçlanabiliyordu... Taaa ki bu borçlan ödeyemez duruma düşene kadar... Türkiye borçlarını ödeyemez bir durumda iken iktidar el değlştirmiş ve Ecevit Hükümeti faizleri ile birlikte 18 milyar dolara yaklaşan borç ile devraldığı ekonomiyi düzene koymak için IMF'den geçmek zorunda kalmışlı. ilk anlaşma uygulamalara konulmadan önce IMF'nin vazgeçilmez koşulu olan devalüasyon da yapılmıştı. 1978 yılı mart başında gerçekleştirilen devalüasyon ile bir ABO Doları 19.5 liradan 25 liraya yükseltilmiş, yani Türk lirasının değeri yüzde 30'a yakın devalüe edilmişti. IMF bunun üzerine, "yeşil ışık" yaktığını söyledi. Kendi açtığı kredinin ilk bölümünti de Türkiye'ye gönderdi. Bunun üzerine Türkiye, yeşil ışık yandı diye diğer finans kuruluşlarından da kredi beklemege oaşladı. Btr yandan da borç erteleme anlaşmal'atı hazırlanıyordu. Ancak IMF kendisine verilen niyet mektubunda yer alan bazı koşullara Türkiye'nin uymadığını görünce, kısa bir süre için yaktığı yeşil ışığı turuncuya yani "beklemo"ye çevirdi. IMF uzmanları Türkiye'ye gelerek yaptıkları incelemelerde hazinenin, Meıkez Bankası kaynaklarını konulan limitin üstünde kullandığını, sübvansiyonların yüksek olduğunu, toplumsal anlaşma çerçevesinde verilen ücretlerin çok yüksek tutulduğunu saptadılar. Ayrıca petrol ve diğer zamlar geciktirilmiş, taban fiyatları yüksek saptanmış, kısacası IMF'nin acı reçeteleri tam olarak uygulanmamışt'. I j | j I E hazırlanması sırasında en fazla tartışma konusu olan yeni kur politikası idi. Başbakan Bülent Ecevit, "önce krediler gelsin, sonra devalüasyon yaparız" diyordu. Paris'te OECD ülkelerinin yaptığı toplantıda 17 Batılı ülke Türkiye'ye toplam 906 milyon dolar kredi vermek için taahhütte bulundular. Koşul IMF idi. IMF'nin de koşulu devalüasyon... Koşul yerine getirildi Nihayet 11 Hazlran günü toplanan Bakanlar Kurulu devalüasyon kararını alıyor, Türk parasının değeri dolar karşısında 26 liradan 35 liraya düşürülüyordu. Ayrıca petrol alımları ile destekleme fiyatı verilen tarım ürünleri dışındaki malların dışsatımında döviz kuru 47 lira olarak saptanıyordu. Böylelikle liranın değeri bir buçuk yıllık bir zaman süreci içinde yüzde yüzü aşkın bir biçimde düşürülmüş oluyordu. IMF'nin en önemli koşulu olan devalüasyon yerine getirildikten sonra diğer koşullarda anlaşma daha kolay olmuş ve IMF Yönetim Kurulu 19 Temmuz'da Türkiye'nin verdiği niyet mektubunu uygun görerek hazırlanan Standby anlaşmasını onaylamıştı. IMF ile 1.5 yıldır sürdürülen zaman zaman kopup zaman zaman samimileşen ilişkller "acı reçeteler"\n kabulü ile "mutlu son "a ulaştı. MALİYE BAKANI MÜEZZİNOĞLU. DAHA NİCE YILLARA... Mutkı son mu ? Ancak ekonomik konulardaki yetkililerden bazılarının görüşüne göre IMF ile kıyılan bu nlkah Türkiye için "mutlu son" olmayacak ve aksi bir kocanın denetimi gibi Türkiye IMF'nin denetimini ve yol göstericiligini üstünde hissedecektir. Bu denetim ve acı reçetelerin karşılığındadır ki Türkiye Batı'dan beklediği taze parayı sağlayacak,* döviz tıkanıklığından kurtularak bir süre için rahat nefes alabilecektir. Alınan krediler ile yokluklara son verllebilecek, duran yatırımlar yeniden başlayacak, üretim artışı sağlanabilecektir. Maliye Bakanı Zlya Müezzinoğlu, IMF'ye verilen niyet mektubunun ilkelerini açıkladığı basın toplantısında 1979 yılı için sağlanan dış kaynak tutarının da OECD ülkelerinden 916 milyon dolar, Ticari Bankalar'dan 407 milyon dolar, Dünya Bankası'nın program kredisi olarak 150 milyon dolar ve IMF'den de 325 milyon dolar olmak üzere toplam 1 milyar 882 milyon dolar olduğunu açıklıyordu. Ziya Müezzinoğlu, "Alınan krediler 1979 yıhnı kurtarır mı ve 1980 yılında ne olur^" diye soran bir gazeteciye şöyle yanıt vermişti: "1979 yılı ithalat hacmi, petrol fiyatlarına yapılan zamlarla bir miktar daha artmış bulunuyor. Ancak alınacak kredilerle bu yılın ithalat programını gerçekleştirebileceğiz. Paris'te yapılan görüşmelerde 1980 yılı içinde de güçlüklerle karşılaşacağımızı anlattık ve anlayışla karşılandık. Elbette 1980 yılı güçlüklerin aşıldığı ve hiçbir zorluk kalmayan bir yıl olmayacak. Ancak OECD ülkelerinin temsilciteri bu güçlüklerimizi anladıklarını ve 1980 yılı içinde de gerekli yardımın düşunülebıleceğinı söylemiş bulunuyorlar. Ama bu konunun aynntılarına girilmeoi. Türkiye 1980 yılında da, daha sonraki yıllarda da dış kaynak gereksinimi ile karşı karşıyadır Ancak kendi kaynaklarımızı kullanmak ve giderek dış kaynaklara daha az bağımlı hale gelmek için çaba göstermek zorunda olduğumuz da tiir gerçektir." u Kasap mal derdinde Mart 1978'de yapılan rağmen Agustos ayında tutturmuştu: devalüasyona IMF yeniden Zenginvebol cesitleri ile KAL TE MOEA YARATIYOR JARSE KUMAS KONFEKSIYON İÇ ÇAMAŞIRLARINDA ÜSTÜN İSİM Devalüasyon yapnsın... Bu öneriye Başbakan Bülent Ecevit çok sinirlenmiş, yapılan devalüasyonun ekonomiye istenen ferahlığı getirmediğini, üstelik kredilerin de henüz gelmediğini söylemişti. Sonunda da VVashington'a giden Maliye Bakanı aracılığı ile IMF yöneticilerine "Devalüasyonda daha fazla ısrar ederseniz Türkiye batıdan kopar" yanıtını göndermişti. Bu tartışmanın üzerine IMF'nin ikinci dilim kredisi gelmiş, ama daha sonraki dilimler kesinlikle gönderilmemişti. IMF ünlü kırmızı ışığını yakmıştı. Bu yıl IMF ile görüşmeler yeniden başladı. Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu IMF Yönetim Kurulu Başkanı La Rosiere ile Isviçre'nin Zürih kentinde buluştu. Türkiye'ye yardım konusunda Guadeloupe Zirvesi'nde alınan karar gereği OECD ülkeleri Türkiye'ye yardım yapacaklarını bildirmişler ve koşul olarak da IMF ile anlaşmamızı istemişlerdi. Bu nedenle Türkiye IMF ile bozulan ilişkilerini yeniden düzene koymak zorundaydı. MüezzinoğluLa Rosiere görüşmesindensonra Türkiye ve IMF heyetleri arasında görüşmeler Paris ve Ankara'dasürdürüldü. Sonunda anlaşmaya varılarak niyet mektubu hazırlandı. Niyet mektubunun KIBRISTA VE HER YERDE bulabilirsiniz SHEVSON KNITTING FACTORY LTD. Bedreddin Demirel cad. LEFKOŞA P.K. 807 T e l ! 71125 Telex= 57136 SHEK TK.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle