02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 22 Mart 2014 Cumartesi İstanbul’un çevre düzeni planı ve aykırı projeler... Kanal İstanbul, kuzeyde yer alacak yeni şehirler, üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, lastik tekerlekli araçların geçeceği Avrasya Karayolu Tüneli, dolgu alanları, İstanbul Tarihi Yarımada siluetini bozan yapılaşmalar, İstanbul adalarının imara açılması gibi projeler... Hiçbiri yasal gücü olan, geçerli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda yer almıyor. o Prof. Dr. MEHMET OCAKÇI Y İTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü [email protected] erleşme tarihi Neolitik Çağ’a kadar uzanan İstanbul, günümüzde 39 ilçesi, 13.854.740 kişi nüfusu1 ve Sur İçinin yaklaşık 400 katına erişmiş 5400 km2 (540.000 ha) alan büyüklüğü ile İstanbul Büyükkent Alanı (metropoliten alan; İstanbul il sınırları içi) olarak tanımlanmaktadır. İstanbul’un planlama tarihinde, plan için davet edilen Fransız mimar ve kent plancısı Henri Prost’un hazırladığı da (1939) dahil olmak üzere, kent bütününe yönelik düzenlenmiş ve onaylanmış (1980, 1994, 1995, 2006/09) toplam beş kent planı yer almaktadır. Bunlar arasında, 1994 yılında onaylanan plan uygulamaya girmemiş; 2006 yılında onaylanan plan ise hukuki süreçler nedeniyle özü değişmeden revize edilerek 2009 yılı onaylı (13.02.2009) Çevre Düzeni Planı’na dönüşmüştür İstanbul’un, geçerliliğini günümüzde yasal olarak sürdürmekte olan, 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce oluşturulmuş olan İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nde (İMP), Prof. Dr. Hüseyin Kaptan başkanlığında, belediyeler, akademisyenler, uzmanlar ve ilgili sivil toplum örgütlerinin yoğun katılımıyla hazırlanmış (20042006) ve İstanbul Büyükkent Belediye Meclisi’nce oy birliği ile onaylanmıştır (22.08.2006). Bir büyük kent planının, politik çeşitliliğe sahip bir belediye meclisinde oy birliği ile onaylanmasının dikkate değer bir önem taşıdığı açıktır. Çok geniş uzmanlık alanlarının temsil edildiği, bilimsel altlıklar doğrultusunda, katılımcılığı savunan yaklaşımlarla hazırlanan 2023 projeksiyon yılı hedefli çevre düzeni planı, “çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda, özgün kültürel ve doğal kimliğini koruyarak gelişen, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, yaşam kalitesi yüksek İstanbul” vizyonu2 ile tanımlanmıştır. Bu vizyon doğrultusunda “İstanbul’a; sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal kimlik değerleri ile özdeşleşen; kentin öncelikle kültür ve turizm alanlarındaki üstünlüklerini ön plana çıkartan; çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik ilkelerini mekana yansıtarak yasal olarak sürdürmekte olan, 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, belediyeler, akademisyenler, uzmanlar ve ilgili sivil toplum örgütlerinin yoğun katılımıyla hazırlanmıştı. Ancak plan kararlarının tam karşıtı, büyük maliyetli, doğayı tahrip edici, İstanbul’un nüfusunu yönetilemeyecek kadar artıracak “mega projeler” merkezi yönetimce bilimsel dayanaktan yoksun olarak dikte edildi. yaşam kalitesini yükselten; ekonomik yapısını bilim ve teknolojiye dayalı ticaret ve hizmet ağırlıklı bir ekonomiye dönüştüren; etkin ve katılımcı bir kent yönetimi/yönetişimi yapılandırmasında, kurumsal ve mekânsal planlarını verimli bir araç olarak kullanan, küresel ölçekte güçlenmiş bir kent statüsü kazandırmak”2 amaçlanmıştır . Söz konusu vizyon ve amaçlar çerçevesinde, İstanbul 2023 yılı nüfus büyüklüğünün on altı milyon olması yönünde kentsel strateji ve politikalar geliştirilmiş, hedefler konulmuştur. Bu öngörü, doğal eşiklerin aşılmaması ve sürdürülebilirlik koşullarının sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır. 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda, sürdürülebilir kentsel gelişme ilkesi doğrultusunda, doğal eşiklerinin ihlal edilmemesi için kentin doğu ve batı eksenlerinde doğrusal biçimde büyümesi planlanmıştır. Kentin kuzeyinde kentsel gelişmeyi teşvik edecek, Üçüncü Boğaz Köprüsü başta olmak üzere, önerilere yer verilmemiş, bu nedenle üçüncü havaalanı da Silivri yönünde önerilmiş, ormanlar, su toplama havzaları ve tarım alanlarının korunması hedeflenmiştir. 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı temel hedefleri arasında; yukarıda vurgulanan, nüfus artış oranının düşürülmesi, kentin doğubatı doğrultusunda gelişmesi, kuzeydeki doğal varlıkların korunması öngörüleri yanı sıra; kent içi ulaşımda raylı sistemlerin ve deniz ulaşımının uİstanbul’un, geçerliliğini günümüzde geliştirilmesi, merkezlerin yaygınlaştırılarak çok merkezliliğin etkinleştirilmesi, kirletici ve kente yük getiren sanayinin desantralizasyonu, kentte hizmet ve bilişim sektörünün egemen kılınması, AvrupaAsya Yakaları arasında barınmaçalışma alanlarının dengelenmesi, yaşam kalite düzeyinin yükseltilmesi, kentsel donatıların artırılması, tarihi ve kültürel değerlerin kent siluetinin korunması vb. hususları öncelikli olarak yer almaktadır. 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı onaylandıktan sonra bu planda yer almayan, planın vizyon, amaç, ilke ve felsefesi ile uyuşmayan, hatta plan kararlarının tam karşıtı, büyük maliyetli, doğayı tahrip edici, İstanbul’un tarihsel enine gelişme çizgisini düşey gelişmeye çevirecek, nüfusunu yönetilemeyecek kadar arttıracak “mega projeler” Merkezi Yönetim’ce bilimsel dayanaktan yoksun olarak dikte edilmiştir. Kanal İstanbul, İstanbul kuzeyinde yer alacak yeni şehirler, üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, lastik tekerlekli araçların geçeceği Avrasya Karayolu Tüneli, dolgu alanları, İstanbul Tarihi Yarımada Siluetini bozan yapılaşmalar, İstanbul Adaları’nın imara açılması vb. projeler, yasal gücü olan, geçerli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda yer almamaktadır. Gelişme olarak takdim edilen, bilimsel veriler ışığında farklı fikir beyan ederek bu projeleri olumsuz olarak değerlendirenlerin (esasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi planı onayladığı için zımnen farklı fikirdedir) itibarsızlaştırılmak istendiği “mega projeler”, çevre düzeni planı temel amaç, vizyon ve ilkelerini ortadan kaldırmıştır. Acaba hedef “İstanbul İl sınırları içerisinde yer alan arazinin %47,7’sini teşkil eden3” orman alanlarının imara açılması mıdır? Böylesine bir yaklaşım “gelişme” olarak tarif edilebilir mi? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “dünya kenti” olmak iddiasındaki İstanbul için uygun görerek Meclisi’nde onayladığı, bilimsel temeller ve katılımcı çabalarla hazırlanan çevre düzeni planının, dikte edici yaklaşım ve kalıplarla kısa sürede “yok” hükmüne getirilmesi çağdaş yönetişim anlayışıyla uyuşmakta mıdır? 1, “http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri. do?id=15844”http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri. do?id=15844 2, İBB, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, (2006/2009), 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Plan Raporu. 3, İBB, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, (2006/2009), 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Analiz Raporu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle