02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 22 Mart 2014 Cumartesi Kentin atıklarını enerjiye çevirmek uİstanbul’da yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 40 milyar kWh. Bu enerjinin en azından yüzde 15’inin atık enerjisi ile karşılanması mümkün. Bu, yılda 2 milyar TL’lik bir enerji geri kazanımı demek. Bu da geri kazanım kişi başına yılda 140 TL’nin sokağa atılmaması anlamını taşıyor. o Prof. Dr. SEVAL SÖZEN İstanbul Teknik Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü [email protected] o Dr. AKIN ARSLAN [email protected] kişi tükettiği elektriğin karşılığı olarak vergiler hariç ayda 80 Lira olmak üzere yılda toplam 960 Lira ödemektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları ile fazladan ürettiğimiz her 1 MW enerjinin fosil kaynaklar yerine yenilenebilir enerji ile ekonomiye kazandırılmasının yıllık katkısı çok daha büyük olacaktır. Günde ortalama 7.2 saat ve yılda 110 gün güneşle buluşan bu bereketli topraklarda güneş enerjisi yatırımları mevcut durumda yok denecek kadar azdır. 1 MW kurulu güneş enerjisi gücü ile yılda 1.5 milyon kWh elektrik üretilebilir. Bu durum 30 yılda, kW maliyeti yaklaşık 2.7 EUROCent olan 45 milyon kWh elektrik üretimi anlamına gelmektedir. Doğru teşvik ve doğru yatırımlarla güneş enerjisi Türkiye’deki en ucuz enerji kaynağı haline getirilebilir. Benzer yönetim yaklaşımının rüzgar için de getirilmesi durumunda Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanabilme potansiyeli açısından hak ettiği yeri bulacaktır. Ülkemizin en önemli sorunlarının başında “enerjide dışa bağımlılık” gelmektedir. Enerji ithalatının 60 Milyar USD seviyelerinde olması düşündürücüdür. Elektrik fiyatları son 5 yıl içerisinde Türkiye‘de ortalama yüzde 25 yükselmiştir. İthalatımızın %82’sini petrol ve petrol türevleri oluşturmaktadır. Fosil yakıtlar, insanlığın gelişmesi adına tüketildikçe hava, su ve toprak da bunların atıklarıyla hızla kirlenmeye başlamış ve şu anda doğal kaynaklar için büyük bir tehdit unsuru olan iklim değişikliği tehlikesi ortaya çıkmıştır. Bu tehdit ve dışa bağımlılık, birçok ülkeyi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirmiştir. Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının doğru ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi 2030’lu yıllarda enerjide dışa bağımlılığı büyük ölçüde azaltabilecektir. D ünya petrol rezervinin büyük kısmı 2050, doğal gaz rezervi 2080, kömür rezervi ise 2150 yılında büyük oranda tükenmiş olacaktır. Örneğin, Kuzey Irak petrol rezervleri bu şekilde tüketilmeye devam edildiği sürece 2060 yılına ulaşamayacaktır. Nükleer enerji 1990’larda ve 2000’lerde ciddi bir alternatif gibi görünmekte birlikte gerek yatırım maliyetlerinin yüksekliği gerekse teknoloji ne kadar üst seviyede olursa olsun, doğaya ve yaşama dair riskleri nedeniyle alternatif enerji kaynağı anlamında enerji boşluğunu dolduramamaktadır. Bu durum bizleri her geçen gün yenilebilir enerji kaynaklarına daha çok yaklaştırmaktadır. 2025 yıllık orta vadede ise tek başına nükleer enerji yeterli olmayacaktır, en önemli yenilenebilir enerji kaynaklarının başında gelen güneş ve rüzgar enerjisi yaygın olarak devreye girmeye başlayacaktır. Hemen hemen tükenmez bir kaynağa sahip olacak, insanlığın uzun vadeli enerji ihtiyacına cevap verecek olan termonükleer enerjiden elektrik üretimi bu yüzyılın sonlarında ön plana çıkacaktır. Enerji kaynaklarının kıtlığı, atıklardan enerji elde edilmesine yönelik entegre çözümlerin yaygınlaştırılmasını gerekli kılmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre İstanbul’da kişi başına günlük elektrik tüketimi yaklaşık 7,5 kWh’dir. Bu miktar Avrupa ortalamasının oldukça altında kalmaktadır. Kişi başına “https:// www.aa.com. tr/tr/mod/tag/ elektrik”elektrik tüketimi dikkate alındığında, bir alternatif enerji kaynağı açısından değerlendirildiğinde potansiyel olarak kişi başına günde 2.5 kWh’lik enerji üretimi gerçekleştirilebilir. Bu değerler ürettiğimiz atıklarla kullandığımız enerjinin yaklaşık 1/3’ünü geri kazanmadan attığımızı göstermektedir. Bugünkü teknolojilerle bu enerjinin yaklaşık yüzde 3040’ı kullanılabilir enerji olarak geri kazanılabilir. uGerek katı atıklar gerekse atık sular Enerji arzının sınırlı olduğu günümüzde kirletici kaynakların “atık” olarak değil “kaynak” olarak değerlendirilmeleri zorunlu hale gelmiştir. AB tarafından ilke olarak benimsenen, ülkemizde de bazı yönetmeliklerin kapsamına alınan 3R (reduce/ recycle/reuse) prensibi uyarınca atıkların azaltılması, geri kazanılması ve yeniden kullanılması kaçınılmaz olmuştur. Bu yeni yaklaşım mümkün olabildiğince “sıfır atık” oluşumunu teşvik ederken aynı zamanda da enerji ve kaynak geri kazanımı sağlar. Sıfır atık kavramı esasından hareket edildiğinde bugüne kadar atık olarak nitelendirilmiş olmakla birlikte en önemli enerji kaynaklarının katı atıklar ve atıksular olduğu söylenebilir. Evsel kullanımlardan kişi başına yaklaşık olarak günde 1 kg katı atık oluşur. Bu atıkların yaklaşık %50’si enerjisinden yararlanılabilecek nitelikte organik madde içeriğine sahip mutfak atıklarıdır. Diğer kısım ise ekonomiye kazandırılabilecek şekilde büyük ölçüde geri dönüştürülebilir / geri kazanılabilir atıklardan oluşur. Sadece mutfak atıklarının ayrı toplanması ile kişi Yenilenebilir enerji kaynağı olarak atık YAZININ DEVAMI YAN SAYFADA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle