23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENERJİ 20 Dursun YILDIZ İnşaat Mühendisi Su Politikaları Uzmanı enerji kaynak temininde dönemsel sıkıntıların ortaya çıkması durumunda barajların devreye girmesi ve sıkıntının ulusal bir kaynak kullanılarak hafifletilebilmesi mümkündür. Tümüyle yerli kaynak kullanan HES’lerin geliştirilmesi, enerjide dışa bağımlılığı azaltarak enerji güvenliğimizin ve ulusal güvenliğimizin tehdit altına girmesini engelleme olanağı da tanımaktadır. Bunun yanı sıra hidroelektrik santrallarda üretilecek ilave her 1 milyar kWh elektrik, yaklaşık 500 bin ton daha az kömür ithali veya 215 milyon ton metreküp daha az doğalgaz tüketilmesi anlamına gelmektedir. 07 yılında üretilen elektrik enerjisi içerisinde hidroelektrik enerji üretiminin payı tüm yılların en düşük oranı olan yüzde 18.7’ye geriledi. Elektrik enerjisi ihtiyacının son yıllarda yaklaşık yüzde 8 oranında arttığı dikkate alınırsa, eylül ayı başı itibariyle 2008 yılında geçen yıldan yaklaşık yüzde 17 oranında daha boş olan enerji barajlarındaki üretimin toplam üretim içindeki payının azalacağı görülüyor. Bu azalma doğalgaz çevrim santrallarındaki üretimin artması anlamına gelecek. Bu durum sadece hidroelektrik enerji üretiminde düşüşle değil, sorunun önümüzdeki yıllara uzama ve elektrik enerjisi üretim maliyetinde bir artışla sonuçlanma riski de taşımaktadır. Yüksek Planlama Kurulu kararına bağlı olarak uygulanmaya başlayan elektrik enerjisinde maliyet bazlı fiyatlandırma sistemi, önümüzdeki dönemin hızlı maliyet artışlarının tüketiciye doğrudan yansıtılması konusunda tüketici aleyhine büyük kolaylık sağlayacak bir sistem olmuştur. 20 Elektrikte hızla artan doğalgaz bağımlılığı Enerji politikasızlığı nedeniyle arz güvenliği tehlikede Elektrik üretiminde Türkiye’nin diğer doğal kaynakları dışında kullanabileceği çok zengin bir hidroelektrik potansiyeli vardır. Buna rağmen Türkiye elektrik üretiminde de giderek daha çok dışa bağımlı hale gelmektedir. Şekil1 incelendiğinde 1998 yılından itibaren hidroelektrik enerji üretiminin düştüğü ve bunun yerine doğalgaz kombine çevrim santrallarıyla enerji üretiminin hızla arttığı görülmektedir. Doğalgaz kurulu gücünün hızlı bir artışa geçtiği 1998 yılından bu yana hidrolik kurulu güç de artmasına rağmen hidroelektrik enerji üretiminde çarpıcı bir üretim düşüşü ortaya çıkmıştır. Bunda kısmen yaşanan kurak periyodun da etkisi olmasına rağmen ana sebebin doğalgaz üretimine alan açmak politikası olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu durum, doğalgaz anlaşmaları nedeniyle mevcut HES’lerin kurulu gücünden üretilebilecek enerji miktarının kısıtlandığını düşündürtmektedir. Bu dönemde yapılan doğalgaz anlaşmaları nedeniyle yapımda ve üretimde doğalgaz santrallarına öncelik verilmesi hidroelektrik enerji tesislerini ikinci plana itmiştir. Neden hidroelektrik enerji? Diğer alternatifleri karşısında hidroelektrik enerji santrallarının (HES) sahip olduğu avantajlar; ekonomik, çevresel ve stratejik olmak üzere üç ana grupta toplanabilir. HES yatırımlarında ithal mal ve hizmetlerin toplam yatırıma oranı ve dolayısıyla döviz harcaması en düşük seviyededir. Bunun yanı sıra yakıt gideri olmadığı için ilk yatırım dışında işletme süresince de herhangi bir döviz harcaması yoktur. HES’lerin ekonomik ömrü diğer enerji tesislerine göre daha uzun olup işletme giderleri de çok düşüktür. Örneğin, TEAŞ istatistiklerine göre birim işletme maliyeti HES’lerde 0.15 sent/kilovatsaat (kWh) iken linyit santralları için 2.98 sent/kWh, doğalgaz santrallarında ise 3.85 sent/kWh’tir. Hidroelektrik santrallar birkaç dakika içinde işletmeye alınıp işletmeden çıkabilirler. İşletmede esneklik ve kolaylık sağlayan bu özellikleri ile HES’ler, sistemin işletmesinde yük dengelenmesi ve frekans ayarı açısından önemli bir işlev üstlenirler. HES’lerin orta vadede düşük üretim maliyeti, piyasada rekabetin oluşmasına ve ucuz elektrik arzına en büyük katkıyı sağlar. Barajlı HES’ler istendiği zaman devreye alınabileceği için pik tüketim saatlerinde yurtdışına elektrik satışına da olanak tanırlar. Barajlar ve HES’ler alternatif enerji tesisleri arasında en fazla çevre dostu olan tesislerdir. Artan enerji talebinin mevcut teknolojik olanaklar çerçevesinde en fazla çevre dostu olan tesislerde üretilmesi gerektiği dikkate alınırsa, HES’lerin bu konuda görece bir üstünlük taşıdığı görülecektir. HES’lerin herhangi bir sera gazı emisyonu ve katı atık sorunu yoktur. Enerji kaynağı doğal nehir ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Enerji barajları boşalıyor! İşletmedeki 46 enerji barajında seviyeler düştü. Barajlar minimum işletme seviyelerine kadar boşaldı. 15 Eylül 2007 tarihinde yüzde 37 olan enerji barajlarındaki aktif doluluk oranları 15 Eylül 2008 tarihi itibariyle yüzde 21’e düştü. Geçen yıl da düşük olan aktif doluluk oranlarında devam eden azalma, birçok açıdan tehdit ve tehlike sinyalleri veriyor. yatağından akan su olduğu için, ithal kaynaklar gibi gemi veya boru hatları vb. ilave ulaştırma ve iletim tesislerine ihtiyaç duymazlar. Bu nedenle bu ilave tesislerin ve taşımanın yaratabileceği çevresel sorunlar ve riskler HES’lerde yoktur. Bunun yanı sıra enerji üretimi amaçlı yapılan barajlar kademeli olarak suyun hızının azalmasına ve erozyonun da belirli ölçülerde önlenmesine yardımcı olurlar. HES’ler türbinden geçirdiği suyu sadece enerji üretimi amacıyla kullanır ve yine nehir yatağına bırakır. Bu nedenle HES’ler enerji üretirken üretim ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Kamu HES yatırımlarından çekiliyor Son 10 yıldır devlet yatırım bütçesinin ortalama yüzde 30’unu kullanan DSİ Genel Müdürlüğü, 2006 yılında ayrılan payda yüzde 63’lük bir azalma ile yüzde 19’unu kullanmıştır. Bu oran DSİ tarihinde yatırım bütçesinden ayrılan en düşük oran olmuştur. Devlet yatırım bütçesinden DSİ’ye ayrılan paydaki düşüş devam etmekte olup 2008 yılı için yüzde 17 civarında bir oran önerilmiştir. Özetle özellikle büyük depolamalı hidroelektrik tesislerinin yapımında çok önemli ve kilit bir rol oynaması gereken DSİ Genel Müdürlüğü’nün devlet genel bütçesinden aldığı pay daha önceki dönemlerde yüzde 56, yatırımlardan aldığı pay yüzde 3235 iken son dönemlerde hızla azalmıştır. Bu durum büyük barajlı hidroelektrik enerji yatırımlarının yavaşlaması sonucunu doğurmuştur. Kamunun yatırım, üretim ve dağıtımda enerji alanından çekilmesine yönelik politikalar sonucunda DSİ Genel Müdürlüğü tarafından son 6 yılda sadece 845 megavat (MW) kurulu güç geliştirilebilmiştir. Kamunun enerji alanındaki faaliyetleri azalmasına ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ kaynağını sadece kullanan ama tüketmeyen ender enerji tesisleridir. Bu su daha sonra başka amaçlarla da kullanılabilir. Bu tesislerin tükettiği hiçbir doğal kaynak yoktur. Ülkemizde barajlı depolamalı HES’ler halen yıllık üretim kapasitelerinin yarısı kadar üretilebilecek enerjiyi depolayabilmektedirler. Bu santralların ortalama altı aylık elektrik üretiminin kriz koşullarında kullanılabilir olması, HES’lerin sunduğu önemli stratejik bir avantajdır. Bir diğer deyişle; yakın geçmişte de örneklerini yaşadığımız gibi yurtdışı ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle