Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ENERJİ 5 yılda 3 milyar YTL faiz yükü Eski bakanlardan Hikmet Uluğbay’ın “www.ulugbay.com/bloghikmet” adlı web sitesinde yer alan ve doğalgaz fiyatlarındaki artışı ve BOTAŞ’ın mali yapısındaki bozulmayı inceleyen araştırmasında çok ilginç ve önemli saptamalar yer almaktadır. Araştırmaya göre BOTAŞ’ın 20032007 döneminde ödediği faizlerin toplamı 2.43.2 milyar YTL mertebesine ulaşmış; BOTAŞ 2 milyar YTL borç ve 2.6 milyar YTL vergi yükümlülükleri ile karşı karşıya kalmıştır. TBMM KİT Komisyonu’ndaki BOTAŞ hesaplarının görüşmelerine ilişkin basına yansıyan haberlerde; BOTAŞ’ın tahsil edemediği alacaklar toplamının 15.6 milyar YTL’ye ulaştığı, bu yıl içinde ticari banklara 1 milyar YTL’yi aşan kredi faizi ödendiği, bu rakamın yıl sonuna kadar 1.5 milyar YTL’ye ulaşmasının beklendiği bildirilmektedir. EGO Genel Müdürlüğü’nün tüketicilerden tahsil etmesine karşın kent halkının çıkarlarına uygun olmayan yatırımlarda kullandığı ve BOTAŞ’a ödemediği borçlarının faizleri kişiye özel bir yasa ile silinirken, BOTAŞ yaşadığı tahsilat sıkıntıları nedeniyle vergi borçlarını vadesinde ödeyemediği için faiz uygulamalarına maruz kalmakta, alacaklarına Maliye Bakanlığı tarafından haciz uygulanmakta ve bu nedenle bankalardan kullanmak zorunda bırakıldığı krediler için faiz ödemektedir. BOTAŞ’a düşman muamelesi yapan Maliye Bakanlığı’nın BOTAŞ alacaklarını neden EGO ve EÜAŞ gelirlerinden doğrudan BOTAŞ’a aktarmadığı da merak konusudur. Alacaklarını tahsil edemediği, etmesi fiilen önlendiği sürece yapılan zamlar da sorunu çözmeyecek, tersine daha da ağırlaştıracaktır. Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan 2007 Kamu İşletmeleri Raporu’nda BOTAŞ’ın mali durumuyla ilgili daha çarpıcı saptamalar yer almaktadır. Raporda, 31 Aralık 2007 itibariyle BOTAŞ’ın tahsil edemediği alacak toplamının 11 milyar 922 milyon YTL’ye ulaştığı belirtilmektedir. En büyük borçlular EÜAŞ (yüzde 85), HEAŞ (yüzde 7.1) ve Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO’dur (yüzde 5.7). eliyle sunulmakta, böylece tüketicilere daha kaliteli ve ucuz doğalgaz kullanma olanağı sağlanmakta, girişimciler ekonomik faaliyetleri sonucunda makul kârlar elde etmekte, kamu işletmeciliğinden kaynaklanan verimsizlikler giderilmekte, yatırım yükümlülüğü kamu otoritesinin omuzlarından kalkmaktadır. Bir diğer ifadeyle anılan piyasa yapısı, toplumun tüm kesimlerinin refahının artmasına olanak sağlamaktadır. Ancak Türkiye’deki uygulamada anılan hedeflere ulaşılamadığı, hedeflerin çok uzağında kalındığı görülmektedir. Türkiye’de doğalgaz piyasasının serbestleştirilmesi ile yedi yıllık deneyim sonunda yukarıda sayılan faydaların elde edilip edilmediği tartışılmalıdır. Nitekim gelinen noktada piyasa mercek altına alındığında, toptan satış piyasasında rekabetin gelişmediği, depolama kapasitesini arttırmaya yönelik yatırımların hayata geçmediği gözlenmekte, yatırımların ise iktisadi regülasyona tâbi olması nedeniyle, rekabet üzerinde etkisi bulunmayan doğalgaz dağıtım hizmetleriyle sınırlı kaldığı gözlenmektedir. Bu tablonun sonucu olarak, tüketicilere daha ucuz ve kaliteli hizmet sunulması ve kamu otoritesinin üzerindeki yatırım yükümlülüğünden kurtulması olanağı tanımadığı görülmemektedir.” serbestleşmemesi eleştirilmekte ve mevcut işleyiş soldan değil, piyasadan bir dille eleştirilmektedir. Raporda önerilen diğer alternatif ise ilginçtir: ”İkinci alternatif politika seçeneği; BOTAŞ’a ithalat, ihracat ve iletim tekelinin verilmesi, buna karşın toptan satış piyasasından tamamen çekilmesidir. Bu sayede, iç pazarda rekabetin önü büyük ölçüde açılacaktır. Diğer yandan bu seçenek ile arz güvenliğinin teminat altına alınması ve Türkiye’nin önemli bir enerji aktörü olarak ulusal çıkarlarının korunması sağlanmış olacaktır.” Sonuç bölümünde önerilerini, “piyasanın yapısı, rekabetin tesisi ve arz güvenliği”ne yönelik politika önerileri olmak üzere 3 başlık altında toplayan raporda yer alan piyasa yapısı ile ilgili temel önerme; BOTAŞ’ın toptan satış piyasasından tamamen çekilmesi ve bu alanı özel sektöre bırakmasıdır. Bu uygulamadan beklenti şu sözlerle ifade edilmektedir: “Rekabeti sınırlayan kamu tekellerinin iç piyasadan tamamen çekilmesi, böylece iç piyasada rekabet koşullarının sağlanması.” Arz güvenliğine yönelik politika önerilerinde ise esas olarak AB Gaz Direktifi’ne atıfta bulunulmakta ve “Arz güvenliği konusu, AB Gaz Direktifi’nde olduğu gibi, Kanun’da detaylı bir biçimde düzenlenmeli, ilgili kurumların (Bakanlık, EPDK ve diğerleri) yetki ve sorumluluklarının sınırı net bir biçimde çizilmelidir” denilmektedir. Raporda yer alan doğalgaz santralleri ile ilgili öneri ise hayli ilginçtir: “Elektrik üretiminde doğalgazın oranı, yerli kaynaklarla ikame etme yoluna gidilerek azaltılmalıdır. Ancak Türkiye’nin özellikle önümüzdeki 5 yıllık süreçte ciddi elektrik arz açığı sorunu ile karşı karşıya bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır. Söz konusu açığın kapatılması için en çabuk uygulamaya geçirilebilecek projeler doğalgaz çevrim santralları olacaktır. Bu halde önerilen politikanın hayata geçirilebilmesi için, ilgili kurumlar arası eşgüdüm sağlanmalı ve kararlı bir yönetim anlayışı ortaya konmalıdır.” MMO’dan bakanlığa yazı Doğalgaz Yasası’nda yapılacak değişikliklere esas olmak üzere hazırlanması öngörülen Doğalgaz Strateji Belgesi ile ilgili olarak MMO, görüş ve önerilerini ETKB’ye bildirdi. Türkiye’nin doğalgaz temininde hassas bir noktaya gittiği, enerji sektöründe de kırılgan bir bağımlılığa sürüklenildiği belirtilen yazıda, doğalgaz tüketimi ile ilgili şu bilgilere yer verildi: “2007 yılı Birincil Enerji Arzı içinde doğalgazın payı yüzde 31.55 ile birinci sırada gelmektedir. Yine 2007 verileriyle elektrik üretiminin yarısı doğalgazdan sağlanmaktadır, doğalgaz tüketimi içinde yüzde 55 ile en büyük paya elektrik üretim sektörü sahiptir. Ülkemizdeki ve dünyadaki doğalgazın sektörel tüketim oranlarını karşılaştırdığımızda; Avrupa ve Amerika’daki birçok ülkeye oranla ülkemizin elektrik üretiminde doğalgazın payının çok yüksek olduğu görülmektedir. Gerek TEİAŞ analizleri, gerekse mevcut 14 bin 576 MW’ye ek olarak EPDK’dan lisans alma aşamasında olan 8 bin 989 MW kapasitedeki doğalgaz yakıtlı elektrik üretim santral yatırımları, bu hatalı eğilimin sürmekte olduğunu ortaya koymaktadır.” CHP’den doğalgaza piyasacı bakış CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu’nun Enerji Serisi raporları başlığı altında yayımlanan Ekim 2008 tarihli Doğalgaz Raporu, zam tartışmaları nedeniyle kamuoyunda fazlaca yankı bulmadı. Rapor öz itibariyle doğalgaz sektöründe radikal bir değişiklik öngörmemektedir. Esas olarak 2001’de IMF ve Dünya Bankası buyrukları doğrultusunda çıkarılan ve doğalgaz sektörünün bütünüyle piyasa faaliyetlerine dönüştürülmesini öngören 4646 sayılı Yasa’nın amaçları doğrultusunda yeterince uygulanmadığı eleştirisini yapmaktadır. Bu yaklaşım Rapor’un Önsözü’nde şu şekilde ifade edilmektedir. “Rekabete dayalı piyasa yapısı içinde doğalgaz hizmeti özel teşebbüsler ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Doğalgaz bağımlılığı kademeli olarak indirilmeli Elektrik üretiminde doğalgazın payının yüzde 50’lerden kademeli olarak önce yüzde 40’lara,sonra yüzde 30’lara ve nihai hedef olarak yüzde 25’lere düşürülmesine yönelik planlama yapılmasını isteyen MMO, “Doğalgazın tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir şekilde sunulması temel bir enerji politikası olmalıdır” saptamasını da yaptı. ETKB’nin uzman ve liyakatli kadroların istihdam edilerek güçlendirilmesi ve bu güçlü yapıyla ülke çıkarlarına uygun politikalar uygulaması gerektiği anlatılan yazıda, “ETKB, enerjide arz güvenliği açısından gerekli önlemleri almalı ve yaptırımlarda bulunmalıdır” denildi. Doğalgaz Strateji Belgesi oluşturulması olumlu bir gelişme olarak nitelendirilirken, şu öneriye yer verildi: “Benzer bir biçimde, diğer ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ CHP BOTAŞ’ın toptan satıştan çekilmesini istedi Görüldüğü gibi raporda Türkiye doğalgaz piyasasının ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ