14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENERJİ 6 Oğuz TÜRKYILMAZ MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı ükümet, 2009 Yılı Programı’nda elektrik üretimindeki doğalgaz bağımlılığının artma riskini ve elektrik arz güvenliğinde yaşanan sıkıntıyı itiraf ederken, nükleer santralları çözüm olarak sundu. CHP’nin hazırladığı Doğalgaz Raporu’nda ise piyasa önermeleri doğrultusunda BOTAŞ’ın toptan satıştan tamamen çekilerek, iç piyasada rekabetin sağlanması önerildi. Makina Mühendisleri Odası (MMO) ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na (ETKB) Doğalgaz Strateji Belgesi’ne ilişkin olarak gönderdiği görüşünde, doğalgaz ve petrol sektörlerinde yeniden bütüncül bir yapı sağlanmasına yönelik olarak BOTAŞ’ın TPAO ile birleştirilerek Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Kurumu oluşturulmasını gündeme getirdi. H nereye? Doğalgazda AKP 2009 Yılı Programı’nda doğalgaz bağımlılığının artma riskini itiraf ederken, doğalgaza üst üste zam yapılması yurttaşların da faturalarını etkiledi Dışa bağımlılıkta artış riski Resmi Gazete’de 30 Ekim 2008 tarihinde yayımlanan 2009 Yılı Programı’nda, TMMOB ve bağlı Odaların yıllardır dile getirdiği bazı saptamalara yer veriliyor: “Doğalgaz fiyatlarındaki artış yüzünden termik santralların yüksek maliyetli hale gelmesi, kuraklık nedeniyle barajlarda gerekli su seviyesinin yakalanamamasına rağmen barajların kapasitelerinin üzerinde çalıştırılmasına sebep olmuştur. Ancak bu durum sürdürülebilir olmayıp; yeni hidrolik santrallar faaliyete geçmediği takdirde TEDAŞ’ın artan talebinin karşılanması doğalgaza dayalı termik santrallarla olabilecektir. Bu durum enerji kaynaklarında dışa bağımlılığın artması riskini ortaya çıkarmaktadır.” Programda kurulu güç ve arz güvenliği konusundaki sıkıntı da şöyle ifade ediliyor: “2007 yılı sonu itibarıyla 40 bin 836 megavat (MW) olan elektrik santralları toplam kurulu gücü, 2008 yılında yüzde 3.3 oranında artarak 42 bin191 MW’a ulaşmıştır. Bu güç, talebin oldukça üzerinde olmakla birlikte gerek santralların tam kapasitede çalışmasında yaşanan sıkıntılar gerekse olumsuz hidrolojik koşullar nedeniyle talebin karşılanmasında yer yer güçlükler yaşanmış ve ciddi ölçekli yeni yatırımların eksikliği sonucu güvenli yedek marjı daralmıştır. Hızla artan talep ve kısıtlı arz elektrik arz güvenliği riskini artırmıştır. 2007 yılında 191.6 milyar kilovat saat (kWh) olarak gerçekleşen elektrik üretiminin, 2008 yılında yüzde 6 oranında artışla 203 milyar kWh’e yükseleceği tahmin edilmektedir. Elektrik üretimindeki yakıt paylarının sırasıyla doğalgaz için yüzde 47.3, linyit için yüzde 20.7 ve hidrolik için yüzde 18.2 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. 1990 yılından itibaren toplam elektrik üretimi içindeki payı hızla artan doğalgazın 1990 yılında yüzde 17.7 olan payının 2008 yılında yüzde ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ belirtildiği şekilde; “enerji arz güvenliğini artırmak amacıyla yerli kaynakların değerlendirilmesi, kaynak çeşitliliği ve enerji verimliliği konusuna öncelik tanınması ve gerekli düzenlemeler yapılması” zorunludur. Hükümet’in 2009 Programı’nda yer verdiği hidrolik dahil yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik taahhütlerinin yakından takip edilmesi gerekmektedir. Programda bu taahhüt şöyle ortaya konulmuştur: “Pik enerji talebinin karşılanması ve rüzgar enerjisi potansiyelinin daha verimli kullanılmasını temin için Pompaj Depolamalı HES’lere (PHES) yönelik potansiyel belirleme ve proje çalışmaları yapılacaktır. EPDK’ya yapılan rüzgar enerjisi başvurularının teknik değerlendirmesi yapılacak ve kapsamlı çalışmalar yatırımcıların hizmetine sunulacaktır. Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası iyileştirilecek ve Biyokütle Atlası hazırlanacaktır.” Programda yerli linyit kaynaklarının değerlendirilmesiyle ilgili olarak yalnızca “AfşinElbistan CD termik santrallarının yapımına ilişkin olarak yeni bir yarışma süreci başlatılacak ve bu amaç doğrultusunda yasal ve idari düzenlemeler tamamlanacaktır” denilmektedir. Oysa yaklaşımın yalnızca C ve D santrallarının ihale yöntemini değil, bölgede değerlendirilebilecek ve 1200 MW’lık 5 santralın daha kurulmasını sağlayacak bir havza planlaması anlayışı geliştirmek olması gerekirdi. Bunun yanı sıra AfşinElbistan Havzası’nın dışında diğer linyit kaynaklarının nasıl değerlendirileceği konusu da programda yer almamıştır. Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları; linyit, hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal vb. değerlendirmeyi beklerken, hükümetin 2009 Yılı Programı’nda çözüm olarak nükleer santrallar gösterilmektedir. Oysa ülkemizin nükleer santrallara teknik ve hukuki altyapı olarak hazırlıksız olduğu programda da kabul edilmektedir. 47.3’e ulaşması beklenmektedir. Yaklaşık tamamı ithal bir kaynak olan doğalgaza bu ölçüde bir bağımlılık ve bunun ağırlıkla tek ülkeye olması önemli bir arz güvenliği riski oluşturmaktadır. Diğer taraftan, doğalgaza bu derece bir bağımlılık 2008 yılı içinde yoğun bir şekilde yaşanan elektrik fiyat artışlarının da temel nedenini oluşturmaktadır.” Ne var ki, bu doğru saptamalardan yanlış bir sonuca varılmaktadır. Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları; linyit, hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal vb. değerlendirmeyi beklerken, programda çözüm olarak nükleer santrallar gösterilmektedir. Oysa ülkemizin nükleer santrallara teknik ve hukuki altyapı olarak hazırlıksız olduğu programda da kabul edilmektedir. Programın “Politika Öncelikleri ve Tedbirler” bölümünde şu cümleye yer verilmiştir: ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ BOTAŞ tahsilat açmazında BOTAŞ’ın tahsil edemediği alacaklar nedeniyle mali durumunun bozulduğu, resmi raporlarda ifade edilen bir gerçeklikken, hükümet yetkililerinin bu durumu inkar eden, saklamaya çalışan tavırları dikkat çekiyor. 2009 Programı’nda “2008 yılında enerji kuruluşlarının hammadde tedarikçileri olan TKİ ve BOTAŞ’ın alacaklarını tahsil edememelerinin kredi borçlarında belirgin bir artışa yol açtığı, tahsilat probleminin kronikleştiği” belirtilmektedir. Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan 2007 Kamu İşletmeleri Raporu’nda BOTAŞ’ın mali durumuyla ilgili daha çarpıcı saptamalar yer almaktadır. Raporda, 31 Aralık 2007 itibariyle BOTAŞ’ın tahsil edemediği alacak toplamının 11 milyar 922 milyon YTL’ye ulaştığı belirtilmektedir. En büyük borçlular Elektrik Üretim A.ŞEÜAŞ (yüzde 85), Hamitabat Elektrik Üretim ve Ticaret A.ŞHEAŞ (yüzde 7.1) ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Elektrik Gaz Otobüs İşletmesiEGO’dur (yüzde 5.7). 2007’de tahsil edemediği alacak toplamı, aynı yıl 14 milyar 469 milyon YTL olan brüt satış gelirinin yüzde 82.4’üne varmaktadır. Aynı raporda, BOTAŞ’ın kullandığı yüksek ticari krediler nedeniyle kaynaklar içinde kısa vadeli yabancı kaynakların payının yüzde 60’a yükseldiği vurgulanmaktadır. ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ “Nükleer faaliyetlerin düzenlenmesi ve denetlenmesi işlemlerinin bağımsız bir kurum tarafından yürütülmesini ve TAEK’in görev ve yetkilerinin yeniden düzenlenmesini amaçlayan kanun tasarısı TBMM’ye sevk edilecektir.” Basında yer alan bazı haberlere göre hükümetin, mevcut yasayı yenileyerek santral ihalelerine yeniden çıkması gündemde. Programdaki saptama ve yeni yasal düzenleme ihtiyacı, yangından mal kaçırırcasına, gerekli hazırlıklar yapılmadan çıkılan nükleer santral ihalesinin sonuçsuz kaldığının itirafı anlamına gelmektedir. Yerli ve yenilenebilir önceliği Enerji sektöründe planlamada ve yatırımlarda öncelliğin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilmesi gerekmektedir. “Politika Öncelikleri ve Tedbirler” kapsamında ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle