13 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 ENERJİ Dünya Madencilik Kongresi’nden notlar adenci, daima teknolojik ve toplumsal gelişmenin insanı olmuştur ve olmaya devam edecektir. Çünkü madenci, ancak toplumsal ve teknolojik çalışma koşullarının gelişip mükemmelleşmesi suretiyle yeryüzünün sırlarını ve hazinelerini keşfedebilir, herkesin yararı için onları fethedip ortaya çıkartabilir ve doğanın neden olduğu tehlikeleri tersyüz edebilir ve ülkesini doğanın zenginliklerine kavuşturabilir.” Yukarıdaki sözlerin sahibi Polonyalı Profesör Boleslaw Krupinski, 1958 yılında Polonya’da yapılan ilk Dünya Madencilik Kongresi’nin de düzenleyicisi ve başkanı olmuştur. O tarihten 50 yıl sonra, Dünya madencilerinin bu en bilinen ve en prestijli kongrelerinin yirmibirincisi bu yıl 711 Eylül tarihlerinde yine Polonya’da gerçekleştirildi. 1958 yılından bu yana yapılan Dünya Madencilik Kongrelerine; Moskova’dan Lima’ya, Madrit’den İstanbul’a Dünya’nın sayılı kentleri ev sahipliği yaptı. Bu defaki ev sahibi kent ise Krakov (Kraków) oldu. Tarihçi Wilhelm Feldman, “Polonya’nın ruhunu anlamak için Krakov’a gelmelisin” demişti. Bu defa Kraków’a gelenler ise, yeni yüzyılın ilk on yılında dünya ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ İlk kongreden 50 yıl sonra Polonya yeniden ev sahipliği yaptı. Madencilik endüstrisini şekillendiren temel faktörler, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası önemli değişikliklere uğradı. Genel olarak, şirket ekonomisi ya da doğrudan kar güdüsü üzerine temellenen endüstri, Dr. Tad Szwedzicki tarafından Kongre’de sunulan bildiride de vurgulandığı gibi, geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren önce iş güvenliği ve işçi sağlığı, daha sonra ise çevresel, toplumsal ve yasal dinamiklerin etkili olduğu bir yapı üzerine inşa edilmek durumunda kaldı. düzlemde şekillendi. Madencilik endüstrisi, tüm dünyada, kendi aleyhlerine verilen mahkeme kararlarından ve hükümet tasarruflarından büyük oranda etkilendi. Geçen yüzyılın sonundan itibaren ise endüstride yoğun bir konsolidasyon dönemi ortaya çıktı. Şirket birleşme ve satın almaları endüstri sahnesini değiştirdi ve mega şirketler, küresel ölçekte mali, finansal ve yasal süreçlere müdahale etmek suretiyle dünya madencilik endüstrisine egemen oldu. “M Dr. Nejat TAMZOK Maden Mühendisleri Odası Stratejik Araştırmalar Merkezi madenciliğinin ruhunu kavramaya çalıştılar. Wawel Kalesi, Mariacki ve St. Adalbert Kiliseleri, Avrupa’nın en büyük pazaryeri Market Square ve hemen hepsi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi yapılarıyla Krakov, kongreye 45 ülkeden katılan 1100 delegeye aslında bu kavrayıştan daha da fazlasını sundu. Kongre süresince bildiri sunumları Krakov Jagiellonian Üniversitesi’nde ve oldukça geniş katılımlı bir madencilik fuarı ise Polonya’nın madenci kenti Katowice’de gerçekleştirildi. Öne çıkan konular arasında; madencilik endüstrisini şekillendiren temel dinamiklerde özellikle son dönemde ortaya çıkan değişimler, çevresel sorunlar ve endüstrinin “sürdürülebilir kalkınma” kavramı çerçevesinde almakta olduğu yeni konum, küresel düzlemde hızla artmakta olan kaynak talebine çözüm önerileri, son yıllarda ortaya çıkan hızlı konsolidasyon sonucu büyük şirketlerin küresel ölçekte artan etkinlikleri ve dünyada giderek en temel meselelerden biri haline gelen enerji sorununa madencilik endüstrisinin kömürü öne çıkaran çözüm önerileri bulunmaktaydı. Endüstriyi şekillendiren dinamiklerde değişim Madencilik endüstrisini şekillendiren temel faktörler, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası önemli değişikliklere uğradı. Genel olarak, şirket ekonomisi ya da doğrudan kar güdüsü üzerine temellenen endüstri, Dr. Tad Szwedzicki tarafından Kongre’de sunulan bildiride de vurgulandığı gibi, ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren önce iş güvenliği ve işçi sağlığı, daha sonra ise çevresel, toplumsal ve yasal dinamiklerin etkili olduğu bir yapı üzerine inşa edilmek durumunda kaldı. 1980’lerden itibaren, özellikle yerel topluluklar, madencilik faaliyetlerinin ortaya çıkardığı değerden kendi paylarına düşenin yeterli düzeyde olmadığı, buna karşın çevresel ya da toplumsal etkilerin kendileri için önemli sorunlara neden olduğu gerekçeleriyle madencilik faaliyetlerine karşı çıkmaya başladılar. Bu gelişme, önemli bir toplumsal muhalefetin ortaya çıkmasına neden oldu. Söz konusu toplumsal muhalefet ve artan eylemler, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde endüstri üzerinde önemli bir baskı unsuru haline geldi. Bu dönemde, 1987 yılında Brundtland Komisyonu tarafından formüle edilen “Sürdürülebilir Kalkınma” kavramının, madencilik endüstrisi üzerine önemli etkileri oldu. Madencilik endüstrisini etkileyen kararlara söz konusu kavramın da dahil edilmesine ilişkin olarak hükümet ve hükümet dışı kurumlar arasında bir ölçüde oluşan mutabakat, endüstriyi bu yönde önlemler almaya itti. Böylece 1990’lar boyunca, madencilik endüstrisi, büyük ölçüde yasal ve politik ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Yeni bir geleceğe doğru Prof. Ajoy K. Ghose’nin Kongre’de yaptığı sunumda da vurguladığı gibi, demografik ve ekonomik gelişme sonucu artmakta olan daha iyi bir yaşam kalitesi talebi, mineral kaynakların tüketimini de hızla artırmaktadır. Ghose’ye göre, gelecek 2530 yıl içerisinde mineral talebinin, bugün mevcut talep düzeyinin iki katına kadar yükselmesi beklenmelidir. Yapılan projeksiyonlara göre, bugün 6.6 milyar seviyesinde olan dünya nüfusu 2050 yılında 9 milyar kişiye yükselecektir. Söz konusu gelişim, bir yandan mineral kaynakların tüketim hızını artırırken diğer taraftan endüstri atıklarının da önemli miktarlara ulaşmasına neden olacaktır. Buna göre; 2007 yılı itibariyle 29 milyar tonun ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle