02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

t20 KASIM 2005 / SAYI 1026 PAZARIN PENCERESİNDEN Helal kereviz Selçuk Erez lan edildi: 2006'da Türk Standartlar Enstitüsü, artık yiyeceklerin Islami usullere uygun üretildiğini veya sunulduğunu "helal gıda" standardı ile belgeleyecek. Denetimler din adamlarıyla TSE uzmanları tarafından yapılacak. Her ne kadar Tüketiciler Birliği Başkanı Büyüközer, helal belgesiz ürünlerin dolaylı yoldan haram olarak niteleneceğini ve bunıın laik bir devletin işi olamayacağını açıklamış olsa bile bu konuda ısrar edileceği anlaşılmaktadır. "Helal" damgasının yiyeceklerle sınırlanmayıp başka unsurlara da uygulanabilcceği anlaşılmaktadır: Bu nedenle hazırlıklı bulunmak gerekir: 1. Helal kereviz standardı: a) Depolanmış ve pişirilmiş hali pis kokan bu bitkinin kokusu hacı yağı esansı ile giderilmiş olmalıdır. b) Ancak, içine Umman Sultanlığı'nın başkentinin adını taşıyan Muskat katılmış ve terbiyeli (daha doğrusu dini terbiyeli) çorbası helal dir. c) Anadolu'da mezarlıldarda bol bulunduğundan "mezarlıkotu" olarak da bilinir. Bunların ancak Müslüman mezarlıklanndan derlenmişi helaldir. d) Şu slogan, bu konudaki doğru tutumu unutmamamıza yardım edecektir: "Bahçelerde kerevizBiz helal olmayanı yemeyiz!" 2. Helal tavuk ve deve kuşu standardı: a) Arabistan'dan geldiğinden ve çöl develerinden türediğinden "devekuşu" daima tavuğa tercih edilmelidir. 3. Helal et standardı: a) E5 Karayolu kenarında ya da kurban edilirken kaçtığında önce bacakları koparılarak kesilcnlerin yenilmesi sakıncasızdır. b) Buna karşılık içinde alkole benzer madde ile uyutularak kesilenler asla yenilmemelidir. 4. Helal giysi standardı: a) Pamuklu ve keten giysilerde, tarlalardan üriinü toplayanlar denetlenecek, kadınların topladıklarından yıne kadınlarca dokunmuş ve dikilmiş kumaşlar kadınlar, erkek ırgatlarca toplanmışlar da ancak erkekler tarafından giyilecektir. b) Mefruşat ve nevresimler ve tesettür: Bu amaçla kullanılan kumaşlar asla "resim" içermemelidir. Bu nedenle, bundan böyle "nevresim" yerine "neviman" denecektir. 5. Helal maydanoz standardı: a) Bu bitkinin, imam bayıldı, felafel, şevketi bostan ve musakka gibi yiyeceklerde kullanılması helal, rakı mezesi, papağan yemi, papaz yahnisi olarak kullanılması ise haramdır. b. Maydanoz, tedavi amacıyla yenecekse prostat üzerindeki etkisi nedeniyle asla tüketilmemeli, ama idrar söktürücü etkisi nedeniyle her daim yenilmelidir. 6. Helal konut standardı: a) Binanın çevresi, Bağdadi bir duvarla örülmelidir. b) Holde, eve girecek ekmek, peynir ve hatta suda, domuz yağı bulunup bulunmadığını ortaya çıkaracak aygıdann yer aldığı bir masa bulunmalıdır. c) Salon: Kız isteme, hatinı duası, sünnet duğunü dışında asla kullanılmamalı, kilitli tutulmalıdır. d) Kitaplık: thtiyaç yoktur. Giriş holünün duvarlarındaki kufi hatla yazılmış vecizeler ve karınca duaları, okuma ihtiyacını fazlasıyla giderecektir. e) Tuvalet ve mutfak: Olumsuz kokuları, pastırma kokusu salarak bastıracak deodorantların konacağı özel bir raf bulundurulacaktır. t) Bütün bu ilkeler, konutun hem harem hcm de selamlık bölümleri için geçerli olacaktır. "Helal" madde tüketimini denetleyecek komisyon (HMTDK), 24 saat çalışan bir telcfon hattı açacaktır. Gelmeğe başlayan sorulara bir iki örnek, konunun ciddiyetini kavramamız için yeterlidir: 1. Mundar bir kurt avladım. Midesinden çıkan tavuğu yiyebilir miyim? 2. Kafası domuza ama bedeni keçiye benzeyen anormal bir yaratık avladım: Kafasını atıp bedenini yiyebilir miyim? • I Moda insanın önüne ö ü eçti... Özgür Erbaş F aruk Saraç'la moda ve bu kışrn erkek modasını konuşmak için randevulaştık. Moda da konuştuk gerçi, ama anlaşılan yıllardır benzer soruları yanıdamaktan sıkılmıştı. Üstelik sıkıldığı tek şey bu da değil. Türkiye'de insanların modadan anlamamasından, kendilerine ait bir tarzlan olmamasından da bıkmış. Hatta bundan sonraki planları okul açmak, müze kurmak ve defilelerini Avrupa'da yapmak yönünde. Bunun dışında Faruk Saraç'ın hayatındaki en belirgin unsur Urfa. Hatta çocukluğundan kalma alışkanhkla bugün yerde yattığını, misafiri olmazsa yerde yemek yediğini söylüyor. Moda için yola çıkılan röportajda, çiğ köfteden merhamete hatta Ha cı Bekir lokumcusuna uzanan birbirinden farklı konularda Faruk Saraç'ın görüşleri: insanın adının marka olması nasıl bir duygu? llk başta heyecan verici, ama işin içine girince değişiyor. Şu anda şikâyetçiyim. Neden? Kendi mağazama 1981'de "Butik Faruk" ismini koydu ğumda, Butik Ahmct, Butik Mehmet gibi mağazalar vardı. Ama butik kelimesinin anlamını bilmiyorduk. Berber yerine kuaför demek gibi sanıyorduk... İşin içine girince butiğin, daha özel ürünlerin satddığı mağaza olduğunu öğrendim. Italya'daki tasarımcıların kendi isimlerini markalaştırmasından yola çıkarak böyle bir şey yaptım. Yazı kaıakte rini kendim hazırladım, imzaya benziyordu. Bu da aslında dışarıya bir özentiydi. O zamanlar Sheraton Oteli'nin amb leminin üzerinde yıldızlar ve zeytin dalı vardı. Yıldızın hepimiz için anlamları vardır. Mesela yıldız kayınca dilek tutarsın. Başka anlamları da vardır yıldızın... Evet, başka anlamları da var... (gülüyor) Ben de 5 yıldız koymuştum amblemime. Hâlâ evden çıkarken o etiketi öperim. Naylon bir ctiket... Yıllar geçtikçe benden sonra bu isim nasd yaşayacak diye düşünmeye başlıyorsunuz. Versace öldü ve marka şu anda diplerde. isim senin önüne geçiyor... Şimdiki aklım olsa ismimi marka yapmazdım. Bu kış için neler hazırladınız? Valla kafama gore talulıyorum. Burada stilist, modelist yok. Hayatımda Avrupa'dan gelen bir moda kitabına bakmış değilim. Modanın bu kadar etkili olmasına nasıl bakıyorsunuz? Modanın çok tehlikeli bir iş olduğunu düşünüyorıım. Mesele sadece giysiyi değil, içeriğini de belirleme noktasına geldi. Kadınlara yıllarca daracık pantolonları giydirdiler, şimdi çoğunun sindirim sorunu var. Şimdi bir de sağlıklı beslenme furyası çıktı. insanlar sağlıklı beslencmeyecek kadar aciz mir1 Fast food'a karşıyım. Hayatım boyunca en fazla 1 kere hamburger yemişimdir. Faruk Saraç, üretimlerinde kimsenin etkisi altında kalmadığını söylüyor. Ona göre önemli olan kumaş. Klasik erkek giyiminde değişiklik yapılamaz diyor... 4 Hazır nevresimleri de sevmiyorsunuzdur o zarnan... Yok sevmem. Ben o eski atlas dikilmiş, rengârenk yorganları seviyorum. Hatta zamanında annem için bir yatak örtüsü dikmiştim. Sizi Faruk Saraç yapan şeyin ne kadarı Urfa? Çok Urfa değil aslında. İnsanın kendini yetiştirmesi ve şans çok önemli. lşime âşığım. Kendımi önünde önlüğü, lezzedi bir yemek yapmaya çalışan, aynı zamanda yemeğin altını yakmamaya gayret eden bir usta gibi hissediyorum. Modada yemeğin altı ne zaman yanar? Eğer bir karavana yapmış olsaydım iş değişirdi. Bu işi sadece para için yapıyor olsaydım, şube başına birkaç yüz bin dolar para ahr, kenara çekilirdim. Ama Türkiye için çalışmayı yeğledim. Meclis'ten beyaz çorabı kaldırtmak için çalıştım. 1998'de "SanZeybek"in Dolmabahçe Sarayı'ndaki defilesi ömrümün en güzel gecesidir. llk pilotumuz Fethi Bey'i anlatan " Altın Kanatlar" filminc imza attık. Faruk Saraç Moda ve Sanat Vakfı'nı kurdum. Ama en son aldığım karar, Türkiye'de değil Avrupa'da defile yapmak. Çünkü Türkiye'de kimse modadan anlamıyor... MODA TEHLİKELİ BİR HAL ALDI tlk mağazanızı açtığınız 80'lerden bu yana Türkiye çok değişti. Erkeklerde bu değişim nasıl oldu sizce? Türkiye de çok değişti, erkekler de... Bence tüm dünyada merhamet bitti. Bu açıdan bakarsak, giysi son planda kalıyor. Modada ise tarih tekerrürden ibaret sözü geçerli. Bugün insanlar vücudannı bambaşka bir hale getirmek ' derdinde. Giysi insanı şişman da, zayıf da gösterir. Ama ne iydiğin biraz da senin bakış açınla ilgilidir. Geçen üstc 3 tişört giymiş. Tabii özenti önemli burada.' *1LL' dadaakılalmazl Kişiliğin önüne mi geçiyor... Çok önünde. Para insana saymasını, giysi yürümesini öğretir. Bir giysi giyersiniz, oturuşunuz, duruşunuz değişir. Ama yine de içle dışın uyumu olmah. Çok şaşaalı bir giysinin içinden sizi büyük hayal kınklığına uğratacak biri çıkabilir. Gidişi beğenmiyorsunuz yani... Yıllardır Türk erkeğinin bir tarzı yok diyorum. Niye. yok? Urfa'da "Neyimiz var da, bu da yok" diye bir söz vardır. Erkekler, kendileri giyinmeyi yeni öğreniyorlar. Bunda ayıp kavramı da çok etkili. Erkek giysisine ilk kez renk katan benim. Ama renkle birlikte ten, yüz, tarz da önemli. Sen aynada çıplak kendine bakamıyorsan, benim yapabileceğim bir şey yok. Kimin tarzı var peki? Mesela Ingilizler, kadını erkeği klasik giyinirler. Ben, takım elbise giyen kadınlara bayılıyorum mesela. HACI BEKİR'E ÖDÜL VERİLSİN Müşterileriniz kimler? Daha çok genç işadamları için giysi hazırlıyorum. Yani genç müşterim de çok genç değil. Çünkü an nasıl bütün çiçeklere konarsa, gençler de bütün markalara konar. Oysa marka, güven ve devamlılık işidir. Geçenlcrde müşterim olan bir bakandan Hacı Bekir Lokumcusu'na devlet madalyası verilmcsini istedim. Türkiye'de 300 yıl bir ismi, kaliteyi devam ettirebilmiş kaç kişi var ki? îşte marka budur. Niye tanıtılmıyor? Peki müşteri profiliniz buysa, fiyatlannız nasıl? Yıllardır adımı pahalıcıya çıkardılar. Oysa söylenen rakamlar doğru değil, ama markamı elimden geldiğince en yukarıda tutmaya çalıştım. Hatta 30 yıl içerisinde bir lira reklam parası vermeden, halkla ilişkiler yaptırmadan bir yere geldim. Başkalanna mı güvenmiyorsunuz, kendinize mi çok güveniyorsunuz? Aslında benim olan bir şeyi, başkasının benim kadar iyi bilemeyeceğini düşünüyorum. Hatta personelim de biraz şikâyet eder, ama ben bir işi en az üç kişiye söylerim. Biri unutursa öbürü unutmasın diye. Huy işte... Kadınlar modadan anlıyor mu? Onlar modadan anlıyor mu bilmem, ama kadınları anlamak çok zor... (gülüyo^ Ben\m kadmkrla aram çok iyi değil. Onun için mi takım elbisenin içine sokmak istiyorsunuz kadınları? Evet, o zaman kadın daha ardaşılır hale geliyor sanırım. Ben güçlü, tarzını ortaya koyan, hayata karşı dik duran kadınlara hayranım. Yeni projeleriniz neler? Anadolu Medeniyetleri projesinc başlıyorum. # Faruk Saraç'ın kadın koleksiyonu "Zenana"nın ana teması "kadının gızemı ... Çiğ köfte? Çiğ köfte başka bir şey. Urfa'da gecenin 11 'i gibi acıkınca yüreğimiz bayıldı, derler. Bu evin hanımından bir sıkımlık çiğ köfte istenmesi demektir... Ama hazırlanması 15 dakikadır. Şimdi yüreğiniz bayılınca ne yapıyorsunuz? Artık sosyetik olduk, dışarıdan getirtiyoruz. Etiler'in ortasında bir Urfalı olarak yaşıyorsunuz sanırım... Orfümü, âdetimi çok seviyorum. Hâlâ misafir gelmediği zamanlarda yer sofrasında yemek yiyorum. Hayatta en çok sevdiğim şey yerde uyumak. Urfa'da karyola derlerdi, şimdi adı ne oldu bilmem, biz karyolayı Urfa'ya dışarıdan gelen memurların cvlerinde görürdük. Hakiki Urfah yerde yatar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle