16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23 EKlM 2005 / SAYI 1022 Tunç çağının izemli kadınları Kültepe'de Kubaba, Lidya'da Kybebe, Frigya'da Kybele, Sümer'de Marienna... Yapı Kredi, toprağın, suyun, doğurganlığın, yaratıcılığın, bereketin sembolü ana tanrıça kültünü "Tunç Çağının Gizemli Kadınları" sergisiyle ele alıyor. Bu dönemde görkemini yitiren ve soyutlaşan bu heykelcikler, aynı zamanda anaerkil dönemden ataerkil sisteme geçişin de habercisi... Özlem Altunok apı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi, günümüzden 5 bin yıl öncesinin besleyen, doğuran, üreyen, kutsal, küçük kadınlarını zamanımıza davet ediyor. "Tunç Çağının Gizemli Kadınları" başlı ğıni taşıyan sergi, MÖ 3 binli yıllarda tuncun kullanıma girmesiyle değişen sosyal yaşamla bırlikte Anadolu kentsel topluluklarının ana tannçaya ve onun yaratma gücüne taptıkları küçük heykelcikleri konu ediyor. Tunç çağının bu küçük, kutsal kadınları aynı topraklarda daha önceki binyıllarda yaşanmış NeolitikJCalkolitik çağ merkezlerinden, Çatalhöyük, Hacılar, Kuruçay gibi pek çok kazıdan çıkan ana tanrıçalar gibi şişman ve görkemli değil. Üstelik her yere taşınabilecek kadar küçülmüş, yassılaşmış ve "idol" adı verilen baş, boyun ve gövdeden oluşan soyut biçimlere girmiş. Ayrıca yine bu dönemde "kutsal rahibe" ya da "koruyucu tanrıça" sınıfına ait kadınlar da "figürin" tarzında betimlenerek dini törenlerdeki yerlerini almaya başlamış. Serginin danışmanı, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün'le konuştuk. Tunç çağına ait kadın heykelciklerini sergileme fıkri nasıl oluştu? Anadolu'nun tunç çağı figürin ve idolleri hem master hem de doktora çalışmamdı. 15 yıl boyunca Türkiye'deki yaklaşık 40 müzede çalıştım, ayrıea Louvre, British, Metropolitan gibi müzelerdeki ve özel koleksiyonlarda bulunan Anadolu'dan yurtdışına dağılmış eserleri inceledim. Bu eserlerin büyük çoğunluğu müzelerin depolarındaki, gün yüzüne çıkmamış eserlerdi. Sergi yapma fikri hep vardı, ortaya çıkan portföyü Yapı Kredi'ye sundum ve proje kabul edildi. Sizi özellikle kadın idol vefigürinlerineyönelten nedir? Bilimsel kazılarda ortaya çıkan sonuçlara göre tunç çağında yapılan idol ve figürinlerin çoğu kadın. Bunun sebebi de neolotik çağda başlayan ana tanrıça geleneğinin tunç çağında da devam etmesi. Serginin başlığı "Tunç Çağının Gizemli Kadınları". Dönemin nasıl bir gizi var? Bu dönem yazısız dönem. Yazı olmadığı için de çıkan buluntuları ancak yorumlayabiliyor ve net ifadeler kullanamıyoruz. TÜRKİYEKORE DOSTLUK SERGİSI u yıl dördüncüsü düzenlenen TürkiyeKore dostluk sergisi "SırZaman" başlığını taşıyor. Dostluk sergileri her yıl Türkiye ve Kore'den belirlenen birer sergi sorumlusunun dönüşümlü olarak tek bir tema etrafında kendi kurduklan ekiple ortak bir zeminde buluşup yeni ifade zeminleri yaratmalarını amaçlıyor. Ankara Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nin tüm salonlarında ızlenebilecek sergiye Türkiye ve Kore'den toplam 85 sanatçı katılıyor. Resimden, videoya, enstelasyondan fotoğrafa farkh Sır ve zaman..• B disiplinlerin buluştuğu serginin sorumluluğunu Türkiye'den Ferhat Özgür ve Kore'den YongIl Chung'ın üstleniyor. Sergi, sır ve zaman kavramlarını, geçmişte öznenin kendisine sakladığı ancak zamanın aşındırdığı yaşantılara ve belleğe tekabül eden ikili bir kavram olarak ele alıyor. Sergiye Türkiye'den katılan sanatçılar arasında ise Ahmet Öğüt, Canan Beykal, Devabil Kara, Genco Gülan, Gül Ilgaz, Hakan Gürsoytrak, Hale Tenger, îrfan Önürmen, Mürteza Fidan, Zafer Mintaş gibi isimler var. (Sergi 31 Ekim'e kadar sürecek) • Gülçin Aksoy'un "kenar siisü" çalışması. Y Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün... KAOS VE YENİ SİSTEM... • Tunç çağının belirgin Özellikleri neler? Tunç çağı yaklaşık olarak MÖ 3200 ile MÖ 2 binli yıllar arasını kapsıyor. MÖ 3 binli yıllara yaklaşıldığında bakırın kalayla alaşımından tunç keşfediliyor. Bu madenle kesici aletler yapılıyor, taş, mermer gibi sert maddelerin işlenmesi kolaylaşıyor. Büyük taş blokların kullanımıyla ev, tapınak gibi yapılar yapılmaya başlanıyor. Değişen teknolojiyle birlikte tarımsal faaliyetler, hayvancılık gelişiyor, yaşam şekli değişiyor. Bu da ekonomik ve sosyal anlamda yenilikleri ve nüfus artışını beraberinde getiriyor. Küçük yerleşimler yerini, şehirdevletçiklere bırakıyor. Büyük yerleşmeler kaosu getiriyor, kaos yaşanmaması için de yönetici sınıfı ortaya çıkıyor. Bu dönemde kadının sosyal yaşamdaki rolü nedir? Insanoğlu her zaman ölümle iç içe ama, o dönemlerde hayatta kalmak daha zor olduğu için, ölmek, doğmak kadar normaldi. Bu yüzden insan neslini devam ettirmek önem kazanıyordu. Doğuran, besleyen ve üreten kadın bedeni de varoluş olgusunu açıklamak için kaçınılmazdı. Kadın bedeninin tannlaştırdması paleolıtik çağa dayansa da, biz Anadolu'da kadın heykelciklerine neolitik dönemde rastlıyoruz. Kadın heykelcikleri neolitik çağdan tunç çağına nasıl bir değişim geçiriyor? Biz en eski olarak Çatalhöyük'ün şişman, tahtta oturan, otoriter kadın heykelciklerini biliriz. Bunlar da çekik gözlü, düz burunlu, ağzı olmayan ve birbirine benzeyen heykelcikler. Neolitik çağlardan sonra bu şişman kadın heykelcikleri yerini, ince belli, geniş kalçalı, daha zayıf görünümlü farklı modellere bırakıyor. Tunç çağında ise figürin ve idol formları karşımıza çıkıyor. t İdol ve figürinin farkı nedir? Sorun her ikisinin de tanrıçaları sembolize edip etmediğinde kilitleniyor. îdoller, yassı, soyut, kafa, boyun, omuz çıkıntısı ve gövdeden oluşan ana tanrıça formları. îdollerin bu dönemde şişman kadın formundan uzaklaşarak soyutlaştığını görüyoruz. Figürinler ise idollerde rastladığımız otoriter ifadeyi taşımıyor Korku, pişmanlık, şaşkınlık gibi ifadeler taşımalarının yanı sıra, elleri dua eder gibi açık heykelciklere de rastlıyoruz. Ben bu örnekleri MÖ 2000'li yılların yazılı belgelerinde anlatılan bilgilerle karşılaştırdım. Tunç çağında ana tannçaya adanmış kült törenlerinin yapıldığı kanısındayım. Bu törenlerde görev yapan ya da törenlere katılan kadınların tapınak görevlisi, kutsal rahibe ya da yönetici sınıfa ait soylu kadınlar olduğu inancındayım. Yani tanrı ve tanrıçaların çoğalması bu dönemde başlamış olabilir. Bazı heykelciklerin başındaki taç gibi semboller de bu çağın sonunda oluşmaya başlayan yönetici sınıfa ait kadınları temsil ediyor olabilir. Bu değişim heyekilciklerin görkeminin yok olmasına sebep oluyor mu? Çatalhöyük, Hacılar'daki heykelciklerin büyüklüğü 2.5 ile 25 cm arasında değişiyor.Ancak 3 boyutlu ve vücut detaylarıyla gör kemliler. Tunç çağında boyutlar daha da küçülmüş ve soyutlaşmış. Incelme ve küçülmelerinin sebebi her yerde kullanıyor olmaları olabilir. Bu da nazarlık gibi kötü ruhlardan korunmak için taşman objeler olduklarmı gösteriyor. Anarekil dönemin Tunç çağıyla kapandığı söylenebilir mi? Kadın Hititler'le beraber, yani MÖ 2000'lerde gücünü kaybetmeye başlıyor. Bunu erkek tanrıların çoğalmaya başlamasından da anlıyoruz. Madenin silah yapımında kullanılmasıyla bırlikte erkeğin savaşçı gücü devreye giriyor ve erkekler savaştıkça iktidarı ele geçirıyorlar. Ama ana tanrıça kültürü birdenbire yok olmuyor. Hititler'de Kubaba, Friglerde Kybele ile devam ediyor. Klasik çağlara geldiğimizde ise baş tanrı Zeus olsa da, bir sürü tanrıçanın varlığından haberdarız. Tanrıçalann rolleri bölününce doğal olarak güçleri de azalıyor... • SAADETTİN AŞKIN'IN SUALTI FOTOĞRAFLARI Okyanuslardan tuvale S aadettin Aşkuı'ın Karayipler, Hint Okyanusu, Kızıldeniz ve Akdeniz'de çektiği sualtı fotoğraflarından oluşan "Okyanuslardan Tuvale" sergisi Schneidertempel Sanat Merkezi'nde sergileniyor. Sergi, alışılagelmiş fotoğraf sergilerine bir alternatif olarak günümüz dijital fotoğraf teknolojilerinden faydalanılarak tuval üzerine yapılan baskılardan oluşuyor. Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen bu sualtı fotoğrafları sergisi, Aşkın'ın 15 yıla yayılan sayısız dalışlarının ürünü. Mesleği ile hobisini birleştirerek 9O'lı yıllardan bu yana Ege, Akdeniz, Kızıldeniz, Karayipler ve Hint Okyanusu'nda dalış yapan Aşkın, birçok sualtı fotoğraf yarışmasında da jüri olarak görev alıyor ve sualtı fotoğrafçılığı konusunda özel dersler verıyor. (Sergi 30 Ekim'e kadar sürecek.) • FİLİZ BAŞARAN'IN SERGİSİ GALERİ APEL'DE Bugünün masumiyeti F iliz Başaran'ın yağlıboya çocuk portrelerinden ve sırsız seramik çocuk heykellerinden oluşan "Masumiyet" başlıklı sergisi 3 Aralık'a kadar Galeri Apel'de sergilenecek. Başaran, bu sergisinde çocukluğumuzdan ve ashnda hepimizin şimdiki hallerinden parçalar sunuyor. Bu hallerin arasında günümüzde çok hızlı gelişen ve hayatımızı karmaşıklaştıran teknolojinin de etkisiyle, hızlı yaşam biçimleri içinde koşuşturan insanların özlerindeki masumiyeti görmek mümkün.#
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle