Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HENRY MILLER’DAN ‘RIMBAUD YA DA BÜYÜK İSYAN, STEFAN ZWEIG’DAN ‘YARININ TARİHİ’
Arthur Rimbaud… Yaşamıyla da
insanlığın kütüphanesinde!
Henry Miller’in, Rimbaud ya da Büyük İsyan¹ (Kabalcı Yayınevi)
ile Stefan Zweig’ın Yarının Tarihi² (Can Yayınları) kitaplarında
yer alan “Arthur Rimbaud” denemesini okumak; yazına ve insanlığın
kütüphanesine birbirinden değerli eserler bırakan bu iki sanat dehası,
Rimbaud’nun kişiliği ile yaşam anlayışını ifade ediş biçimlerini
karşılaştırma ve üzerinde düşünce üretme olanağını verdi bana.
Benim için her iki yapıta da değer katan, bu birbirinden değerli üç
dâhinin içgüdülerine, duygularına, düşüncelerine, yaşamı ve sanatı
algılayış biçimlerine ayrı ayrı tanıklık etme olanağını bulmam.
şam koşullarına rıza göster- beler gibi kozmopolit, Çingene-
BEDRİYE KORKANKORKMAZ
mezse, ruhunu satar” dediğini ler gibi bir toplumsal olgu kim-
anımsıyor olmalı. liğiyle, hiçbir yerde tutunama-
dan göçebe kuşlar örneği ül-
ÜÇ DÂHİNİN YAŞAMI VE
ORMANLARIN DEHŞETİNE kelerden geçer; tıpkı nereden
SANATI ALGILAYIŞI
SIĞINAN ASİ ŞAİR! geldiği unutulmuş, artık kim-
Benzer acıların ve ortak yaşamla-
Yirmi üç yaşında dünyayı ge-
seye ait olmayan ve ait olmak-
rın insanları birbirine yaklaşdığının
zerek yaşamın tüm sınavların-
ta istemeyen Kaspar Hauser gi-
doğruluğunu Henry Miller’in Arthur
dan geçen ozan, hapiste yatıyor,
bi Rimbaud da kültür evrenine
Rimbaud’nun yaşamıyla kurduğu yakın-
aç kalıyor, çalışmadığı ucuz iş
yalnız bir meteor gibi düşer.”
lıktan anlıyorum.
kalmıyor, vahşi ormanların deh-
(s. 98-110 / Yarının Tarihi)
Böhme’nin, “Kendimi okuduğumda,
şetine sığınıyor, kendisi gibi
Tanrı’nın kitabını okuyorum ve siz kar-
ünlü şair Paul Verlaine ile bir-
DÜZYAZIYI ŞİİR KATINDA
deşlerim benim kendimi okuduğum alfa-
likte yaşıyor, Somali zencileri- GÖKLERE ÇIKARDI!
bemsiniz, çünkü tinim ve istencim ken-
nin dillerini öğreniyor.
Rimbaud’nun şiirleri tıpkı
dimde sizi buluyor. Sizin de aynı şekilde
Bu ele avuca sığmayan genç Dostoyevski’nin roman kahra-
beni bulmanızı tüm yüreğimle isterdim”
asi şair, gerçekte sanatı aracılı-
manları gibi canlı varlıklar ola-
(s.77 / Rimbaud ya da Büyük İsyan) de-
ğıyla adını yaşatmayı aklına
rak karşımıza dikiliyor.
diği gibi, Miller da kendi tininin alfabe-
getirmiyor. Yazın tarihinde Bize dokunuyor, tabularımızı
sini Rimbaud’da buluyor ve kitabında
çocuk denecek yaşta üne kavuş-
altüst ediyor, bizi derinden sar-
da bu düşüncenin altını ısrarla çiziyor.
muş olması yazgının bir oyunu san hamleleri art arda sıralayan
Miller, tıpkı ozan gibi kendisinin de
olsa gerek. Ün hiçbir şairin bir boksörden farkı olmuyor.
annesi yüzünden acılar çektiğini, doğ-
hizmetine onun hizmetine
O, geleneksel Fransız şiir ka-
duğu kenti terk ettiğini belirtiyor. Ünlü
girdiği kadar kolay girmiyor. bına sığmıyor ama düzyazıyı şi-
ozan hakkında kaleme alınmış diğer ya-
ir katında göklere çıkarıyor.
pıtlar içinde kendi yazdığı yapıtın fark-
ŞİİRE RENKLİ BİR On beşinde Sensation’ı,
lılığını Rimbaud ile benzer duygu ve
ALAY: ‘SESLİLER’!
on altı yaşında Les chercheuses
düşüncenin insanları oluşuna bağlıyor.
Şiirle alay eder gibi yazıyor
de Port’yu yazıyor. Onun
şiirlerini. Bu işi o denli ileriye şiirindeki her dize tek başına
ÖMRÜ KENDİ GERÇEĞİNİ
götürüyor ki sesli harfleri renk
ARAMAKLA GEÇTİ sözcük okyanusu gibi okurun
değerlerine göre istifleyerek üstüne akıyor.
20 Ekim 1854 yılında Fransa’nın ku-
kaleme aldığı Voyelles (Sesli-
zeyinde Ardenler bölgesi sınırlarında On sekiz yaşında sanatın
ler) Sonesi, Fransızların kutsal
Charleville kasabasında dünyaya geli- şatafatlı sahnesinde değil de
kitabı olma özelliğini günümüz- yaşamın eylem cephensinde
yor şair. Şiirin kaderini değiştiren Rim-
de bile taşıyor.
baud, subay olan babasının terk ettiği heykelinin dikilmesini istiyor.
Şiirin kutsal topraklarında kâh bota- KÜLTÜR EVRENİNE YALNIZ En yakın dostu olan yıldızlar ölümün-
annesi ve kardeşleriyle büyüyor. Anne-
si Vitalie Cuif, varlıklı bir ailenin çocu- nik kuruyor kâh sözcüklerin vahşi or- BİR METEOR GİBİ DÜŞTÜ! den sonra bile onu başları üstünde
manını yetiştiriyor şair. Yazdığı şiirleri Genç şairin kişiliğin ilişkin Zweig, şu
ğudur. Rimbaud’nun üç kardeşinden en tutmayı başarıyor.
çok değer verdiği kardeşi Isabelle’dir. gözden çıkarma işini öylesine ileri götü- saptamasında haklıdır: Göğün ve eylemin şairi Rimbaud ise
rüyor ki dostları tarafından yazdığı şiir- “Rimbaud’nun uzuvları, bütün sıkıntı
Eğitimini tamamlamak yerine gezme- aşka da sanata da eylemde teslim olma-
yi tercih ediyor ve on altı yaşında evden ler toplanmamış olsa elimizde kendi is- ve yoksulluklara karşı bir işçinin gücüy- dan Marsilya’da bir hastane odasında 10
kaçıyor ozan. Annesine duyduğu öf- teğiyle Brüksel’de bastırdığı Cehennem- le bilenmiştir. Décadence - neredeyse Kasım 1891 tarihinde hayata gözlerini
de Bir Mevsim şiir kitabı dışında şiirleri hastalık derecesindeki aşırı duyarlılık,
ke ile kız kardeşine duyumsadığı yoğun yumuyor şiir dünyasında ölümsüzlüğe
sevgi yüzünden, kendi gerçeğini ara- olmayacaktı Rimbaud’nun. sanrılarla örülü bir görme biçimi, taşı- erişmek için.
n
dığı ‘Galyalı kanının aksaklıkları’ - salt
makla geçiyor ömrü. Rimbaud kısa ömrünün ortalarında ra-
hat etme hayalleri kuruyor. Zengin ol- ruhsal düzeyde kalmış, şairin dış yaşa- ¹ Rimbaud ya da Büyük İsyan / Henry
Otuz yedi yaşında Marsilya’da bir
hastane yatağında bir bacağı kesilirken mak, istediği kadınla bir gecelik ilişkiler mına kadar hiçbir zaman uzanmamıştır; Miller / Çev. Mustafa Tüzel / Kabalcı
yaşamak, politikaya girmek ve yeni ye- bu dış yaşamı açısından Rimbaud, ken- Yayınevi / 121 s.
ve kanserli hücre tüm vücuduna
insafsızca yayılırken o muhtemelen us- ni ülkeleri fethetmek... Bu hırsı onu er- dini gittikçe artan ölçüde zamanına öz- ² Yarının Tarihi / Stefan Zweig / Çev.
gü bütün kültürden koparır; bütün göçe- Ahmet Cemal / Can Yayınları / 168 s.
tası Baudelaire’in, “Her kim kendi ya- ken yaşta sonsuzluğa kavuşturuyor.
10 17 Haziran 2021