Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SERAY ŞAHİNER’DEN ‘ÜLKER ABLA’
Ülker... Diri... Şimdilik!
Sözünü hiç sakınmayan; küfürse küfür, kavgaysa
kavga, tepeden tırnağa hayatın sillesini yemiş çaresiz
bir insan Ülker Abla. Seray Şahiner’in yeni romanı
Ülker Abla (Everest Yayınları), yirmi yıl boyunca yediği
koca dayağından canına tak ederek kaçan ve hastanede
refakatçilik yaparak yaşamda kalmaya çalışan bir kadının
soluksuz okunan hikâyesi…
Bazen bir cinnetin getirdiği aforoz edil-
MEHMET S. AMAN
me durumu, bazen sessiz sedasız çekip git-
me isteği… Ülker hep var olma isteğinde,
yok olmanın uçurumunda; “şimdilik”…
eray Şahiner, özgün üslubu, sert ko-
nularda, sert cümlelere kattığı kıvrak
ÇIKARA DAYANAN İYİLİK
S mizahi dokunuşlarıyla, okuyucuyu et-
Freud’a kızgın Ülker Abla. Ha Freud
kileyen, kalemi kuvvetli ve toplumsal cin-
ha ağır tahrik bahanesiyle azılı katile iyi
siyet eşitsizliğini, “erkek sorununu” dert
hal indirimi veren mahkeme…
edinen ve edebiyatını bu derdini anlatabil-
Mahkeme demişken, kendini aklamak
mek üzerine kuran çağdaş Türk edebiyatı-
isteyen insanın bir başkasını yargılama-
nın önemli temsilcilerinden.
sını da çıkarcı iyiliği de mahkeme salo-
Son yirmi yıl Türkiyesi’nin özetini çı-
nunda terletiyor.
karan bir Dante sözüyle başlıyor yeni ro-
“İyi” insan, ona göre henüz gad-
manı Ülker Abla’ya (Everest Yayınları):
darlığını görmediğimiz kişidir. Mark
“Çevrene iyi bak, söylense inanmaya-
Twain’in İnsan Nedir?’inde açıkladığı
cağın şeyler göreceksin.”… Sonrasında
gibi; “Efendi tutku (kendini onaylama-
iliklerimize değin işliyor Ülker Abla’nın
ya yönelik açlık), insanın iyiliğinin de-
çetin, tekinsiz ve belirsiz öyküsü. Ve göz
ğil, kendi memnuniyetinin arayışında-
gözü görmeyen bu sisli yolda Ülker Abla
dır.” önermesini Ülker Abla, “İnsanlar
gibi biz de bilmiyoruz ömrümüzün nere-
sevap işlerken bile bir gün işlerine yara-
sindeyiz? Diriyiz, şimdilik.”
yıp yaramayacağına bakar.” cümlesiy-
le selâmlıyor.
HASTANE ODALARINDA
KÖŞE KAPMACA
“FROYD” DEYİNCE
Ülker; sokaklarda, parklarda, caddeler-
AKLA İLK NE GELİR?
de korkusuzca adım atamayan Türk kadı-
Bu metinde eksik herhangi bir par-
nının çığlık çığlığa dışa-vurumu. Diri ama
ça görünmüyor fakat yazarın bagajında-
şimdilik! İlk sayfalarda bol bol yüzümüze
ki fazla parçayı yapboza ekleme isteği
çarpıyor Ülker Abla bu gerçeği.
hikâyeyi boşluğa düşürüyor.
Şimdi ve az öncenin arasındaki bir ömür-
O fazla parça, yazarın “etnisite” konu-
lük zamansızlığın imgeleminde, soluksuz
suna değinmek istenmesi. Değinilemez mi,
okunan bir yaşamda kalma mücadelesi…
elbette değinilebilir. Ancak metnin içine
Sözünü hiç sakınmayan, küfürse küfür,
yedirilen sekiz-dokuz satırlık yüzeysel bir
kavgaysa kavga; tepeden tırnağa hayatın
değini; hem metnin ağırlığına hem de an-
sillesini yemiş, çaresiz bir insan Ülker Abla.
latmak istenene şerh düşürüyor.
Yirmi yıl boyunca koca dayağı yiyen
Çünkü kimse - istisnaların kaideleri
Ülker Abla’nın bir gün canına tak eder.
bozmadığı varsayımıyla -, “Froyd” diye
Onu eve bağlayan biricik oğlu askerde-
feryat figan dövünen birisini gördüğün-
dir; fırsat bu fırsattır, kaçar evden. Ama
de, onun ilk olarak Kürt kökenli olduğu-
cebinde hiç parası olmayan biri nereye
nu düşünmez.
gidebilir, nasıl yaşayabilir ki?
Yaşadığımız acı günlerin trajikomik,
Bir gecelik acil servis bekleme odasın-
gerçekçi ve cesaretli anlatısı Ülker Abla.
da sabahlama fikri sonrasında, açlık ve
Hadsizliğin, mesnetsizliğin, cahil cesare-
halsizliğin de getirdiği arayış, onu hasta-
nenin kayıtsız ama kadrolu refakatçisi ol- tinin, saygısızlığın ve nezaketsizliğin ça-
ğında diriyiz, hepimiz. Şimdilik! n
ma yoluna sürükler.
KITAP 21
11 Kasım 2021
obur_murekkepcik_125X31_cumhuriyet_ilan.indd 2 5.11.2021 09:47