04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İLHAN TAŞCI’DAN ‘RÜZGÂRIMI KESTİLER’ ‘Geride kalanların hüznü daha ağır. Kendimden biliyorum!’ Babaları genç yaşta ölen, altısı erkek üçü kız, dokuz kardeşli bir aile... Erkeklerin hepsi başta Almanya’da olmak üzere Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde çalışmış bu ailenin hallerinin “okumuş” yeğenlerinin gözünden anlatımı Rüzgârımı Kestiler (Kırmızı Kedi Yayınevi)... Birbiriyle geçinemeyen kardeşlerin memleket ziyaretlerinde yaşadıklarının renkli hikâyesi... Gazeteci ve yazar İlhan Taşcı öykü kitabı Rüzgârımı Kestiler’de taşranın, gurbetin, memleket özleminin, kalabalık ailenin, aşkın, gidenlerin ve geride kalanların hikâyesini yazıyor. büyükanne, artık çocuklarının pa- Geride bıraktıklarına bir GAMZE AKDEMİR rayla sınanmasının yorgunluğunu, saygıları var. Onlar eşleri, [email protected] bıkkınlığını yaşıyor, bunun çaresiz- çocuklarının annesi, kendi- liğiyle baş başa kalıyor. leri gurbetteyken çocuklarını ‘NE GİDEN ESKİ GİDEN, Onlarca yıl yaşamalarına karşın büyüten kıymetlileri, birkaç NE KALAN ESKİ KALAN!’ ne oralı olabildiler, ne buralı kala- yılda bir geldiklerinde gör- n Genelde Almanya’ya giden Türk bildiler. Orada “yabancı”, burada dükleri hasretlileri. göçmenlerin gözünden anlatılan öykü- “Almancı”. İki coğrafyanın yaban- Ama diğer tarafta coşkuyu, ler öne çıkmıştır fakat senin kitabın- cılıklarının hikâyesi aslında. tutkuyu yaşadıkları hayat ar- da odak noktasında Almanya’ya gi- Bir yönüyle bulundukları ül- kadaşları var. Yabanda ken- denlerin ardından kalanların öyküleri- kelerde tutunmaya çalışırken, bir dilerine bütün güçleriyle za- ni okuyoruz. Yanı sıra gidenlerin dağıl- yanıyla annelerine bile sırt dö- yıflıklarıyla insan hissettiren ması konusu var. Öykülerinde bu açılar necek kadar kendi bencillikleri- kadınlar var. nasıl yer buluyor? ne gömülmelerinin hüznü de var Beklenen yerde olmayan Elbette gidenlerin hikâyesi çok kıy- hikâyelerde. Ama saflıklarını da tutku, yabanda ortaya çıkı- metli. Fazlasıyla acı, çaresizlik ve yal- koruyorlar. Kendileriyle, çevrele- yor. Aşkı tarif edemeseler bi- nızlık var. Ama geride kalanların hüz- riyle dalga da geçiyorlar. le yaşadıkları aşk bu. nü bence daha ağır. Geride kalan olarak Bırakın o ülke dilini, sev- kendimden biliyorum. ‘BU KİTAP NE BİR ANI ginin dilini bile bilmiyorlar. Öykülere baktığınızda dokuz kardeşin NE DE OTOBİYOGRAFİ’ Bir kadının nasıl sevileceğin- hepsi Avrupa’daki yaşamdan farklı bi- n Baban da Almanya’ya ilk gi- den habersizler. Mesela Kişo, çimde etkileniyor. Her karakterin dene- den işçilerden. Dolayısıyla ilk el- son nefesinden hemen önce bi- yimi farklı. Bilmedikleri ülkede, kültür- den tanıklıklar, yüzleşmeler ve le Mila’sına aşkını sayıklıyor. de bambaşka kişiliklerle ortaya çıkıyor- gözlemlerle kaleme aldığın, ger- Onu ölürken bile mutlu etme- lar. Ortak tek noktaları ise kendi yalnız- çeklerden hareketle kurgulaştır- ye çalışıyor kendince. lıklarını yaşamaları. dığın öyküler demek yanlış ol- Seven ve güçlü bir kadının Kimi orada yeni aşklara yelken açarak maz sanırım... Ve fakat bir anı yeri geldiğinde nasıl can yaka- buradaki yaşamından kopuyor. Kimiyse ya da otobiyografi de değil. cağını öğreniyor. Aşk acısını as- ne oraya yerleşebiliyor, ne Evet, bu kitap ne bir lında oralarda çekiyorlar. Bura- buraya dönebiliyor. Arafta anı ne de otobiyografi. sı gerçekleri, orası bütün zor- bir acıyla ömrünü sürdürü- Tanıklık ama en çok da luklarına karşın hayalleri. Ya- yor. Hiç ummadıkları aşklar gözlem. Gidenlerin an- şadıkları ikilem tam olarak bu. yaşıyorlar. Burada kalan eş- lattığı hikâyeleri dinle- ler ise başka bir ikilem için- meyi hep çok sevdim. ‘RTÜK BİLDİĞİN GİBİ!’ de. Bilseler de hissetseler de SERDAR ÖZSOY Geride kalanların hal- n Sana RTÜK’ü sormazsam yuvalarını korumak için ses- lerinin de tanığıydım. bana da gazeteci demezler! Nasıl gidiyor çocuğu olmak hep yolları gözlemek, tak- siz kalıyorlar. Bir yönüyle roman- vim yapraklarının hızla kopmasını bekle- çalışmalar, tüm o medya takip? Ana ve Ama sonunda artık ne gi- dan kısa, öyküden uzun bir gidişata ilişkin öngörülerin neler? Kısa mektir. Gideni beklemek en ağırıdır. den eski giden ne de ka- hikâyenin anlatımı. İster- Bir de gidememek vardır; geride kal- ve/veya orta vadede sana neler yazdıra- lan eski kalan. Herkes de- seniz birbirinden bağımsız mak. Bu hikâyelerdeki baskın umut ise caktır mesela? ğişmiş, hepsi kendi yalnızlı- öyküler olarak; isterseniz de bir gün Avrupa’ya gidebilmek, gidenin Bu kitap benim onuncu kitabım. İlk ğıyla mücadele ediyor. Me- bir bütün olarak kısa roman parçası olarak yaşamak. günden beri hep bu kitabı yazmayı düş- sela Kişo karakteri onca yıl olarak okuyabilirsiniz. ledimse de yazmamın sebebi RTÜK! kaldığı ülkedeki dili öğren- Mesela Zaki’nin en büyük haya- Bağımsız gibi görünen öykülerin mut- li eşinin çocuklarıyla birlikte kendisi- Onca tartışmalı karar, baskı ve sansür- memek için direniyor. En büyük haya- laka bir sonrakinde izini sürebileceğiniz ni Almanya’ya götürmesi. 60 yaşına ka- cü anlayışa karşı ifade özgürlüğü müca- li oradaki sevgilisini de alıp buraya dön- bir kurgu. Mizahı hiç elden bırakmadan dar bekliyor. Her geçen yıl daha yorgun delesi verirken biraz olsun soluklanabil- mek. Ama Celal annesine bile sırt çevi- hüznün anlatıldığı kısa bir roman, novel- ama hep umutla bekleyerek. Ta ki koca- mek ve tazelenebilmek için edebiyata sı- recek kadar “oralı” olmuş. la aslında. Anadolu insanının kimi za- sı Almanya’dan kesin dönüş yapana ka- ğınmak istedim. man saf, kimi zaman cellat hissizliğinde, dar. Hele ki kocasının kendisini “orada- Sevgili Gamze, senin asıl soruna gelir- ‘KALANLAR GİDENLERE bilmedikleri ülkelerde yaşam ve kültürle sek RTÜK bildiğin gibi. Sansür ve bas- HEP KIRGIN!’ ki” aşkı nedeniyle götürmediği düşünce- sınanmalarını anlatmaya çalıştım. si onun kırılmasına yetiyor. kıcı anlayışı hız kesmiyor. Bu topraklar- n Kalanların gidenlere hüzünlü ser- zenişleri sonra... Hasretle kavrulan bir Düşünsene, özlem, umut, heves var da yaşayan insanlar artık televizyonlar- ‘EN BASKIN DUYGU; ama en ağırı ihanete uğradığı düşüncesi. daki hiçbir habere inanmıyor, kurguları ananın dilinde, dinin imanın para olu- ÖZLEMEK VE BEKLEMEK’ şuna yanmak derken... Nasıl duygular Nedeni ise eşi öldükten sonra bavulun- da gerçek zannediyor. n Öykülerin duygusunu biraz daha dan çıkan Almanca yazılmış ve yıllarca n Yeni tasarıların neler? bileşiyor yol hikâyelerinde? açar mısın? Gurbet, hasret, belirsizlik, Kalanlar gidenlere hep kırgın. Hepsi- gizlenmiş mektuplar. İstanbul’da Hemingway’den Agatha ezber bozumları, yeni dünyalar, hüzün n Evet, neredeyse tüm karakterlerin Christie’ye kadar pek çok ünlüyü konuk nin tek hayali vardı: Bir ev ve tarla pa- ve hele ki umut nasıl yer buluyor? rası kazanınca geri dönmek. Ama hiçbiri burada bir bekleyeni, oradaysa bir aşkı etmiş tarihi bir otelde başlayan aşkın ro- En baskın duygu, özlemek ve beklemek. dönemedi ya da dönmedi. var. Ama gerçek ama platonik… Bunlar manını yazmak istiyorum. Buna dönük Her şeye karşın da umut etmek. Almancı Öykülerin her birinde izini gördüğümüz nasıl yaşanıyor? tarihi araştırmalar yapıyorum. n 10 11 Kasım 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle