Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yıkıklığa karşı aşı: Edebiyat
Sonlu varlığıyla insanoğlu, şaşkınlık ve hayranlık uyandıran inadıyla doğum-
düğün-ölüm üçgenindeki o kısılmışlığını, ürettiği metinlerle aşmaya çalıştı hep.
Bunlarda geçmişten günümüze derman araması boşuna değil elbette. Sonluluk bilinci
böylelikle, yaşanan yıkıklığın, içsel çözünümün yazınsal metinlerle dengelenmesi,
sağaltılması olanağını da yarattı ayrıca.
vrenin, diyalektik zincirle kolay okuyorsunuz yapıtı. Ama çekir- Sonra sayfalar ilerledikçe bu düğümün
birbiri üzerine binmiş oyun- dek çitlemeden. Okuma kolaylığı su- aslında Mâhinur’un kördüğümü olduğu-
su süreçler eşliğinde, za- nuşu yanında bıraktığı yerli yerinde nu anlarız. Yapıt bu kördüğümden baş-
mandan bağımsız akışı in- kavramsal tortu bunu gösteriyor. layıp geri dönüşlerle önümüze serilir.
E sanoğlunu da biçimlendiri- Yazar, bizi nasıl bir evrenle, kişilerle, Zeynep, kişilerin öznel iç sesleriyle kur- ÖYKÜDENLİK…
yor. Bu döngü sürerken insan denen olay örgüsüyle buluşturuyor? duğu yapıtında doygun ayrıntılar yerleşti-
varlığın yalnız baharda, yazda yaşa- Evli, çocuksuz, üniversiteyi yarım rip incecik halkalarla geliştiriyor hikâyeyi.
Ahmet Tulgar:
mak istemesi karşılık bulabilir mi hiç? bırakmış otuz ikisinde bir genç kadı- Kocasının iş gezisine çıkacağı sa-
Ama insanın yazda kış, kışta yaz öz- nın (Mâhinur), anne ba- bah Mâhinur, “[y]eni bir
‘Arzunun
lemi sürüyor, e olacak, işin olgusal bası, gençlik aşkı, kocası başlangıca karar vermek
doğrulaması. tarafından örülen duvar- için önünde üç günü” (35)
Serbest Dolaşımı’
Bu açıdan dinsel ya da dindışı me- lar arasındaki sıkışmışlığa olduğunu düşünür.
tinlerin yola kol kola çıktığı açık; öyle karşı çabalarken asıl yüz- Bütün sorunları biz, doğ-
hmet Tulgar da göre-
ya hep umut, gelecek tasarımı getir- leşmeyi, sorunlarını aş- rudan ya da dolayımlı olarak
ce yıkıklık çerçevesinde
mesi insanın önüne boşuna mı? maya çalışan başka bir Mâhinur’un, intihar eşiğine
A Zeynep’le Anna’nın yanına
Distopyadan ütopya yaratma kıv- benzerini tanımasıyla ya- gidip dönen öznel bakışıy-
konulabilir yeni yapıtında: Arzunun
raklığı temelde buna dayanıyor olma- şadığı ele alınıyor. la algılarız.
Serbest Dolaşımı (İletişim, 2021).
lı. O halde edebiyat, toplumda bir “ev- Şu bir iki satırlık özet- “Geçmişi sırtında yaşayan
Bakmayın siz yapıtın adına, Ah-
rensel aşı” örneği; çünkü metinler, çe, kitabın bir “pem- bir kadın olma(mak)” (128)
met, kendine özgü cinlikle “arzu”,
dünyada kötücüllüğü kurgularken yı- be roman” olduğu sanı- için elinden gelen çabayı
“serbest”, “dolaşım” sözcüklerinden
kıklığa karşı da direnme ruhu, direnç sı uyandırmasın, ciddi- gösterecektir Mâhinur.
derin bir eğretileme çıkarıp zengin
aşılıyor aynı zamanda. ye alınması gereken bir Bu tutum, romandaki psi-
artalan yaratmayı başarıyor.
roman Kavşakta. O hal- kolojik örüntünün temellen-
Ayrıca sanki arzu serbest dola-
ZEYNEP ALİYE: ‘KAVŞAKTA’ de biraz daha içine gire- dirilişini de olağanlaştırıyor.
şabiliyormuş izlenimi verip bu do-
Zeynep Aliye, şiirden öyküye ve- lim yapıtın. İlginçtir, yazarın geç Osman-
laşımın uçlarını bir yandan tüm
rim çoğulluğuyla otuz yılı aşkın süredir Bir iki günle sınırlı roman evreni işte lı-Erken Cumhuriyet romanlarına benzer
toplum kesimlerine yayıyor, öte
edebiyatımızda kendisine yer edinmiş bu düğümle açılıyor. bir anlatım dilini yeğleyen tutum sergi-
yandan farklı tabakaların, sınıfların
bir yazarımız. Zaten öteden beri böylesi sıkışmış- lediği söylenebilir bana göre.
insanlarıyla sarsıcı hikâyeler çıka-
Şunca yılın ardından ilk kez bir lık içinde yaşadığını düşünen Mâhinur, Mâhinur’un, birbirinde gizlenen, ama
rıp bunu hakkıyla gösterebiliyor.
romanla geliyor: Kavşakta (Cumhuri- bu aşamada üniversitede üst sınıflar- birbiriyle buluşamayan insanlar arasın-
Anlatı düzeneğinde, bir ölçü-
yet, 2021). dan unutamadığı “gençlik aşkı” (73) bir da kendini arayışı, sessizlikle karşılan-
de gündelik dile yaslanırken ince,
Görünürde geniş oylumlu bir roman devrimci önderle güncel modaya özgü maması gereken, iyi örüntülenmiş bir
hoş, şakacı, aynı zamanda can
gibi dursa da elinize aldığınızda bir ileti ağıyla yeniden ilişkilenir. romanla karşımızda: Kavşakta.
alıcı, yakıcı çalımlar yaratıp bunları
adeta tiyatro dekoru içine yerleşti-
rerek ışıltılar da salıyor yazar.
la, zarafetle, sanat ve üslupla yazıyor Kimi öykülerde olan biten, “[g]er-
DÜNYA DAMLASI
Üstelik bu şakacılığı alaysamayla
-ve çoğu zaman kara mizahla-.” çekten yaşanıyor olamaz” (37) ona
harmanlayıp söz konusu serbest do-
göre. Çünkü sanrı, groteskle har-
laşımı ilginç bir cinlik eşliğinde “pa-
İLGİNÇ KESİTLERLE manlanıp öyle geliyor önümüze. “Sis
Anna Kavan:
zar ekonomisi”yle de örtüştürüyor.
ON BEŞ ÖYKÜ her yerde (.) kafa(n)ın içinde(dir).”
Okuduğum önceki anlatılarını dra-
‘Julia ve Bazuka’ Doğru bir saptama, buna katılma- (41) Bu yüzden dış dünya “taklit”tir,
matik akışa dayalı kurgulayan yazar,
mak elde değil. Gerçekten de yapıtta “seri üretim” birer “kukla”, “maske-
bu verimlerinden ayrılan bakış geti-
endi anlatı kahramanından edin-
yer alan on beş öykü, ki- yüz”, “sahte-yüz”, “kar-
riyor. Bu kez dile yüklüyor dramatik
diği adla Anna Kavan’ın Julia ve
şilerin, daha doğrusu an- ton” panayırıdır. Ya-
olguyu Ahmet.
K Bazuka (Çev. Selahattin Özpala-
latıcının iç dünyasını okur- şanan “var olmama
Bu bizi, dış dünya gerçeklerinin
bıyıklar, Everest, 2021) başlıklı öykü de-
lar için aralarken bizi ilginç duygusu”dur, o
içine doğrudan çekse de sonuçta
meti Zeynep’in Kavşakta’sına benzer
kesitlerle yüzleştiriyor. kadar. (35)
kesinlikle “proje öykü” halinde gel-
yanıyla, her biri birer “yıkıklık” hikâyesi
Anna, nitekim bir öykü- Bütün öyküler, söz
miyor önümüze. Tersine yeni biçem
olarak önümüze geliyor.
sünde “kanım zehir, konusu işte bu “var
arayışına dayalı bir somutlama oluyor
Yapıttaki Sunuşu kaleme alan Vir-
öldürücü bir zehir onlar olmama” duygusu eşli-
bu. Arzu, serbest dolaşımını sürdü-
ginia Ironside, Kavan’ın, “gerçeklik ile
için” (20) derken bu ğinde gelişirken yazarın,
rüyor Arzunun Serbest Dolaşımı’nda,
cehennem arasında” “garip arabölge-
arada yaşamöyküsü bil- hep “hayal kırıklığıyla
çünkü “pazar” sürüyor.
nin gerçek bir vatandaşı olarak” “tı-
gisinde, ölümünden son- donup kal(dığı)”nı (32)
marhaneler, yabancılaşma duyguları
ra “polis(in, yazarın) evin- okuruz. Bilinmesi, tanın-
www.sadikaslankara.com,
ve bağımlılık üzerine yaz(dığı)”nı
de ‘bütün sokağı öldür- ması gereken yazar Anna
her perşembe öykü-roman,
belirtiyor.
meye’ yetecek kadar eroin Kavan’dan Julia ve tiyatro, belgesel alanlarında
güncellenerek sürüyor.
Ardı sıra ekliyor: “Korkuyla, saygıy- buldu(ğu) söyl(eniyor)”. (14) Bazuka.
20 11 Kasım 2021