29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KITAP l BEBEK l ÇOCUK [email protected] l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Önyargılar sadece aklı değil kalbi de bağlar! Hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Bakmak için cesaret, anlamak için emek, bağışlamak için yürek gerekir. Sista Patina Labirenti, ilkgençlik çağındaki sorunlarla yetişkinleri yüzleştiriyor. HAFİZE ÇINAR GÜNER O n dört yaşındaki Eylül kendisini bilgisayar hastası olarak okura tanıtır. En büyük hedefi bir gün dünyada yazılım sektöründe fırtınalar estirmektir. Gittiği devlet okulunda Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi yoktur ama o kendi kendine çok şey öğrenir. Eylül’ün bu bilgisayar merakı belki de annesinin daha o çok küçükken onun adına bir Youtube kanalı açmasından kaynaklanır. Eylül bilişim konusunda öğrendiklerini aynı mahallede yaşadığı, geçen sene aynı sınıfta okuduğu, okulda kimseyle arkadaşlık etmeyen ama okul dışında emo özentisi bir grupla takılan Zimba üzerinde uygulamaktan geri kalamaz. Çünkü Zimba, Eylül’ün baş düşmanıdır. O da Eylül gibi hırslı ve başarılı bir öğrencidir ama nedenini kimsenin anlamadığı bir şekilde öfkeli ve saldırgandır. Bir keresinde Zimba’nın öfkesi yüzünden çıkan olay sonunda Eylül’ün eline dikiş bile atılmıştır. Okulda yaptıkları yetmiyormuş gibi Zimba sanal dünyada da rahat vermez Eylül’e. En sonunda Eylül’ün de sabrı taşar; Zimba’nın yani namıdiğer Sista Patina’nın tüm internet şifrelerini kırar. Bu bütün bir gece uykusuz kalmasına mal olsa da ondan yaptıklarının intikamını aldığı için mutludur. Ancak bu mutluluk sarhoşluğu kısa sürer. Ertesi gün okulu kırıp Gizmo’nun doğum günü için arkadaşlarıyla buluştuğunda içi hiç rahat değildir. Aklı hep telefonunda, Zimba’dan gelecek mesajdadır. Arkadaşları Gizmo (Gizem) ve Müge’ye durumu anlattığında ise endişesi daha da artar. Çünkü yasal olarak suç işlediğini öğrenir. ZOR OLSA BİLE DENE! Eylül, Gizmo ve Müge ile ilkokuldan arkadaştır, dostlukları hiç kopmadan devam etmiştir. Gizmo okulun voleybol takımındadır ve sinema delisidir. Müge ise resim ve edebiyat alanında çok başarılıdır. Yazar spor, sanat ve bilişim konusunda güçlü bu üç kişiye Zimba gibi asi ama başarılı ve yine güçlü bir figür ekleyerek farklı ilgilere sahip genç okurun ilgisini çekmeyi başarıyor. Sosyal medya kullanımı ve kaçış evi oyunlarına yer vererek de bu ilgiyi pekiştiriyor. Ancak genç okur tüm bu yüzeyde görünenlerin dışında daha derinde şeyler duyumsayacak ve zaman zaman kitapta kendini bulacak. Büyük şehirlerde yalnız büyüyen, ilgiden yoksun çocuklar, farklılığı nedeniyle anlaşılmayanlar, bir gruba ait olmak için kendi duruşlarından vazgeçenler, sürekli yarıştırılan ve rekabetin içine daha çok küçükken sokulanlar… Okur, kitabın kahramanının dilinden önyargılara, biçilen toplumsal rollere bir kez daha bakacak. Verileni olduğu gibi kabul etmeyip sorgulamak ve keşfetmek için cesaret bulacak. Sayfa 26’da Eylül, “Zimba’nın bir derdi olmalı” der. Zimba’nın öfkesinin altında yatan şeyi sorgular. Neden diye sormak, bir duruma farklı açılardan bakabilmek, anlamak için kendi hırslarımızı arka plana itmek oldukça değerli. Yaşadığımız pek çok bireysel ve sosyal olayda buna çok ihtiyacımız var. Gençlere bunu anlatmak, madalyonun öteki yüzünün de olduğunu göstermek gerekiyor. Kitabın sonunda Eylül ve Zimba birbirinden farklı olmakla birlikte aslında birbirlerine ne çok benzediklerini anlıyorlar. Benzerliklerinin odağında ise yalnız lıkları var. Eylül, evdeki varlığı bir çift terlikten öteye geçmeyen bir babaya, kendini çizkek yapmaya ve sosyal medyaya vurmuş hemşire bir anneye sahip. Sayfa 81’de vardiya amiri olan babası özeleştiri yaparak Eylül’e “İş güç derken seni ihmal ettik galiba. Annen hastanede, ben fabrikada… Onun nöbetleri, benim vardiyalarım…” der. Çevremiz, çocuklarına daha iyi bir hayat sunmak adına çok çalışan ebeveynler ve onların ilgiye muhtaç çocuklarıyla dolu maalesef! Eylül bu ilgi yoksunluğunu kedisi Üzüm ve komşunun oğlu Can ile gidermeye çalışır. Can da kendisi gibi tek çocuktur. Zeki ama bir o kadar da dikkatsizdir. Eylül, Can’ı kardeşi gibi görür. Zaman zaman Can’ın sakarlıklarına sinirlense de yaratıcı sorular sorup oyun oynamayı çok sever onunla. Zimba ise daha da yalnızdır. Sekiz yaşındayken anne ve babasını bir uçak kazasında kaybetmiştir, altı yıldır ikiz kardeşi Milâs’tan uzak, yaşlı bir kadının yanında sığıntı gibi yaşar. Sayfa 85’de Zimba kardeşine yazdığı epostada bu kadından; “Gram sevgi yok bu ihtiyarda oğlum.” diye bahseder. Tek kurtuluş yolunu sınavı kazanmak olarak görür. Eylül de Zimba da güçlü gözükmek, gözü pek olmak ve başarmak zorunda. Oysaki hayatın kötü oyunları karşısında sevgiye, şefkate, hoşgörüye, işbirliğine, yardımlaşmaya ve dayanışmaya; birilerin onları duymasına, dinlemesine ve anlamasına ihtiyaçları var. Eylül şifrelerini kırdığı Zimba’nın sırrına vakıf olur, onu kuyusuna bakmaya cesaret eder. Bu cesareti onu karanlık bir labirentin içine sürükler. İki yalnız genç kız labirentin içinde yuvarlanırken birbirlerinin gerçek yüzüyle karşılaşır. Eylül, Zimba’nın sessiz çığ lıklarına duyar, açık yaralarını görür. İşte orada birbirlerine karşı yaptıkları onca kötü şeye rağmen kardeşliğe yürüyen arkadaşlıkları başlar. Yetişkinlerin yapamadığını başarırlar; kavga yerine barışı, düşmanlık yerine kardeşliği, nefret yerine sevgiyi tercih ederler. Zor olsa bile denerler. GENÇLİĞE ULAŞMAK ELİMİZDE Edebiyatın yanı sıra resim alanındaki çalışmalarıyla da tanınan yazar, resim sanatına yön veren klasik yapıtları da kitaba taşıyarak okuru bilgilendiriyor. Gizmo, Müge ve Eylül her ne kadar zeki ve alanlarında güçlü kızlar olsalar da Kaçış Evi oyununda bu yapıtlara dair şifreleri çözmelerine okur olarak şaşırıyoruz.. Romanda zaman zaman Eylül’ün sesinin yanı sıra yazarın mesaj veren sesini de duyuyoruz. Bunun yanı sıra yazarın, ilkgençliğin yaşadığı varoluş sorunlarını aktarırken o yaş grubunun kullandığı dille yazması da romanı hedef kitlesine yaklaştırıyor. Yetişkinlerin de gençlerin çalkantılı ruh dünyasını ve günlük yaşamlarını anlamaları açısından romanı okumaları iyi olur. Çocuklarımızı, gençlerimizi birey olarak görebilmek, koşulsuz sevmek, kimseyle kıyaslamadan, başkalarına hoş görünmeye çalışmadan, yarıştırmadan, ödüllendirmeden ve cezalandırmadan yetiştirmek, onları oldukları gibi kabul edebilmek elimizde. Görünenin arkasındaki gerçeğe ulaşmak hepimiz için elzem olsa gerek. Ne dersiniz? Sista Patina Labirenti / Asuman Portakal / Tudem Yayınları/ 128 s. / 2019 / 11+ yaş 18 6 Haziran 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle