Katalog

ORHAN KOÇAK’DAN ‘POLEMİKLER’ Koçak’ın birikimli ve derinlikli kalemiyle bilinen bilinmeyen pek çok eser ve yazarının etrafında yeni keşif turları atabiliyoruz. Fotoğraf: Şahan Nuhoğlu Polemikler: Kimse var mı? değinileri boyunca hangi tartışmaya, konuya girecek olsa, henüz üzerine konuşulmamış, ürün verilmemiş, üzerinden atlanmış sayısız mevzuyu işaret etmekle yetinmek durumunda kalıyor. Eleştirel kültürden (ki henüz yeni yeni serpilmekteydi, belki) bu denli hızla savrularak uzaklaştığımız bir coğrafyada “eksik” olanın işaretlenmesinden öteye gidemiyor olmanın sancısı kaç kuşağı daha sarmalayacak?.. ELEŞTİREL YAKLAŞIM Yine de, her şeye rağmen, kültürel ERDOĞAN URHANOĞLU üretimlerinde eleştirel yaklaşımı öncül olarak, hiç sürtünmemiş, hiç zorlanmamış, kabul eden bazı yazarların varlığından hiç etkilenmemiş olarak. Ve böyle mutluluk duyabiliyoruz. Böylesine, bir durumun onu da sorumluluktan hemen her anlamıyla geçiş döneminde O rhan Koçak’ın yeni kitabı Polemikler – Siyasal, Kültürel, Koçak okurları, takipçileri açısından bakıldığında oldukça şaşırtıcı bir kitap. Kitaplarını uzun yıllar boyu bekleyen okurlarına art arda eserler vermeye başlayan Koçak’ın görece yakın tarihli yazılarından oluşuyor Polemikler. Üstelik (“angajman” mecburiyetinden) peşinen kurtardığını sezmenin rahatlığı içinde, belki kadehinden bir yudum daha almadan, başını masaya düşürerek kendini her türden diyalog illüzyonuna kapatıyordu. Not edilmiyor ya da ciddiye alınmıyordu [...]. Türkiye’nin “Siyasal / Kültürel” sorunlarıyla dertlenen hemen herkesin içinden kaçınılmaz bir şekilde geçtiği bu ruh halinin kitaptaki tüm “polemik” yazılarına sindiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Koçak yazıları, notları, yaşanan bir ülkede kültürel üretimin devamlılığı, geçmişi temize çekmenin ötesinde, geleceğin taşlarını örüyor. Koçak, andığım yazısını, benzer bir bağlamda, “Orada onu anlayacak, ona cevap verecek kimse var mı?” sorusuyla kapatıyor. Üstelik bu soruyu bir kibir belirtisiyle değil, yankılanmayacağı endişesiyle seslendiriyor... n Polemikler – Siyasal, Kültürel / Orhan Koçak / Metis Yay. / 168 s. / 2019. bu yazılar birikimdergisi.com’da halen yayında. Belli ki Koçak, internet ortamını okurla daha hızlı buluşmak adına önemsiyor (ki bu yazılarını önce bir sitede yayınlamayı uygun bulmuş)Benim çalıştığım yıllar Türk müteahhitler için büyük açılım ama yazdıklarının uçup gitmesine deve gelişimlerin yaşandığı tarihi bir dönemdir. Bu, bana çok gönlü razı değil, en azından internetsayıda projede çalışma ve tecrübe kazanma imkanı verdi. Bunları yeni nesil inşaatçılar ve Enka çalışanları ile paylaş ortamı böyle bir endişe veriyormamın görevlerimden biri olduğununu düşündüğüm için bu kitabı yazdım. Bir inşaat şirketinin en önemli varlığı fi ŞANTİYECİ olmalı (ki üzerlerinden uzun bir sürenans tablolarındaki sayılar değil vizyonu, bilgi birikimi ve çalışanlarıdır. Bu üç temayı işlemeye çalıştığım anlatımım geçmemişken kitaplaştırilme sizaleyreıfayudaylı oglaubilinrsem ne mutlu bana. bulmuş). Gökhan Sağnaklar Sıkı takipçilerinin ilk tepkisinin, daha sırada kitaplaşmayı bekleyen,Mesleğimiz inşaat mühendisliği. Arkadaşım Gökhan Sağ naklar mesleğini tüm çalışma hayatı boyunca ciddiye al özellikle de Virgül yıllarından birçokmış; bir başka deyişle mesleğinin hakkını vermiştir. Genç mühendisler bu kitabı dikkatle okuyarak bu meslekte ba yazı varken neden bunlaşrar,ılı gibiolmanın biripuçlarını yakalayabilirler. serzeniş olduğunu şuracSıiğnaan Tanraot etmiş M. Gökhan Sağnaklar olayım. Gökhan Ağabey’le çalışma şansı bulmuş bir mühendis olarak, kendisinden hem mesleğimizle ilgili birçok değişik PARALEL MONOLOGLARkonuyu öğrendim hem de kendisinin Enka’yı Enka yapan ağabeylik ve yardımlaşmaya dayalı kurum kültürünü yeni Ancak yazarın niyetini okumayı birnesillere nasıl aktardığına şahit oldum. Bu kitabın genç mühendislere yol göstereceğine, işimizde aşılmaz sanılan kenara bırakıp metinleri yeniden, bir dezorlukları aşmalarında yardımcı olacağına inanıyorum. yazarın yeni dizişiyle okMuehmmetaTakra, farklı bir kompozisyon getiriyor ortaya. Elbette Koçak’ın birikimli ve derinlikli kalemiyle bilinen bilinmeyen pek çok eser ve yazarının etrafında yeni keşif turları atabiliyoruz. Fakat bana kalırsa, Koçak’ın bu kitabını sarmalayan espri, “Polemik Derken...” yazısında yatıyor: “Paralel monolog”. Bu sözü Türkiye’de geçen soliçi tartışmalara ilişkin olarak ilk kez 80’li yılların hemen başında işitmiştim, rahmetli Rober Herman’dan. Sizin yaptığınız Çalıştığım yıllar Türk müteahhitler için büyük açılım ve gelişimlerin yaşandığı tarihi bir dönemdir. Bu, bana çok sayıda projede çalışma ve tecrübe kazanma imkanı verdi. Bunları yeni nesil inşaatçılar ve Enka çalışanları ile paylaşmanın görevlerimden biri olduğunu düşündüğüm için bu kitabı yazdım. Bir inşaat şirketinin en önemli varlığı finans tablolarındaki sayılar değil vizyonu, bilgi birikimi ve çalışanlarıdır. Bu üç temayı işlemeye çalıştığım anlatımım ile sizlere faydalı olabilirsem ne mutlu bana. bu, diyordu, kendisi bütün bu hararetin epeyce uzağında durduğunu düşünerek: Gökhan Sağnaklar Şu bizim meyhane masasındaki konuşmaları andıran paralel monologlar, diyordu, herkesin sözü Şantiyeci ekitabına ulaşmak için www.enka.com sitesini ziyaret edebilir veya yandaki QR kodu kullanabilirsiniz. öbürününkine değmeden yanından geçip gidiyor, hiç engellenmemiş 176 Haziran 2019