07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

JAMES JOYCE’DAN ‘ULYSSES’ Vallahi zor değil, çok keyifli! James Joyce’un, o güne dek alışıldık bir dolu kalıbı yıktığı, kimseyi kahraman kılmadığı Ulysses’te, her şey tek bir günde olup bitiyor. O, 16 Haziran 1904 gününün özelliği de; olağanüstü ve olağandışı hiçbir şeyin olmaması. FUAT SEVİMAY Ç ok büyük yazar ama okunması zor”… Hiçbir şeyden çekmedi canım James Joyce, şu musallat cümleden çektiği kadar. Oysa Ulysses için bambaşka şeyler hayal etmişti. Romanını arabacının oğlu okusun, gişeciyle üzerine konuşsunlar, mümkün olduğunca tartı şılsın istiyordu. Peki sonra ne oldu da edebiyat tarihinin en büyük yazarlarından birisinin kitapları, hemen her sıkı okurun kitaplığında mutlaka bulunan ama oldukları yerde durup tozlanan nesnelere dönüştü? Sahi, neden böyle? Joyce külliyatının neredeyse tamamını çevirmiş birisi sıfatıyla ve bilebildiğim kadarıyla cevap vereyim; Çünkü Joyce, kendilerinden başkasına pek hayrı olmayan elitistlerin, bohemlerin eline düştü. “Şimdi okuyacaksın Ulysses’i ama Homeros’u biliyor musun bakalım ve hem bunun felsefesi, tiyatrosu falan da var çünkü Ulysses bunlarla dolu dahası teoloji ve elbette İrlanda tarihi ayrıca diyalektik, unutmadan psikanaliz boyutu ve…” Yok, anam babam yok. Vallahi zor değil, hem de çok keyifli. Yeter ki adam bilindik edebiyatı aşacak ne yapmış, neden yapmış, fark edelim ki bambaşka bir deneyime hazır olalım ve böylece, ukala elitistlere kulak asmadan, edebiyat tarihinin en eğlenceli romanının tadını çıkartalım. Unutmadan, yukarıda andıklarımın hepsi var romanda ama günlük hayata ne kadar sirayet ettiyse öyle. Ne biliyorsak o kadar. Hiç gözünüzde büyümesin. Peki ne anlatıyor bu olağanüstü roman? JOYCE, KALIPLARI YIKIYOR! İki adam, Bloom ve Dedalus, gün boyu Dublin sokaklarında dolanıyor ve evde de bir kadın var; Molly. Ve hiçbirinin başından olağanüstü bir olay geçmiyor. Hepi topu bu kadar. Cidden. Okumadığınız halde bir yerlerde lafı geçerse, bu kadarcık bilgi sizi asla yarı yolda bırakmaz. Zor, zor, dedikleri Ulysses esasen bundan ibaret. Ama işte neden çok değerli olduğu ve kimilerinin okumakta neden zorlandığı da burada yatıyor. James Joyce, Ulysses ile o güne dek alışıldık bir dolu kalıbı yıkıyor ve bu durum, adı üstünde, alıştığımız okuma süreçlerini aramaya kalktığımızda bize zor geliyor. Birkaçını açıklamaya çalışayım. Her şeyden önce Ulysses’te kahraman yok. Bizler edebiyatta ve öteki sanat dallarında, sergilediği kahramanlıkla ön plana çıkan bir karakterin peşine düşer, onunla özdeşleşir ve metni onun üzerinden okuruz. Bu okuma şekli güvenli alan sağlar ve metin de rahat ilerler. Oysa Ulysses’te, ne yukarıda adını andığım üç karakter ve ne de başkaları böyle bir tutum sergilemiyor. Başlarda Dedalus, tam da savruk sanatkâr tavrıyla azıcık öne çıkmışken sazı Bloom devralıyor ama onun da hiçbir özel vasfı yok. Alt tarafı otuz sekiz yaşında, topluma büsbütün dahil olamamış bir reklam pazarlamacısı. Ve gün, ne bu ikisinin, ne de adı anılan onlarca kişinin başından büyük bir aşk, şaşaalı kahramanlıklar geçmeden, sıradışı olaylar yaşanmadan bitiyor. DÖNÜŞEN ÜSLUPLAR... Edebiyat duayenleri, yeni yeni yazmaya başlayanlara, üslup yakalayıp ona tutunmalarını salık verirler ki böylece ayırt edici yanları olsun. Oysa Ulysses’te her bölümde sürekli dönüşen üsluplar görüyo ruz. Çünkü, diyor Joyce, tek bir üsluba tutunsam ne çok fırsatı kaçırırdım. O nedenle bir bölüm felsefeyle akarken, bir başkası gazete haberleri gibi ilerliyor, bir bölümde karakter buna müsait olduğu için aşk romanlarının dili okunurken, bir başkası bilinçaltının şahlandığı rüyatiyatro üslubuyla akıyor. Hepsinin kendine has sebepleri var. Ve tekil tınıyla ilerleyen romanlara alışkın bizler, Ulysses’in bu rengârenk yapısı karşısında afallıyoruz, ta ki Joyce’un bunu neden yaptığını kavrayana dek. Ulysses’te bilindik anlamda olay örgüsü yok. Yani şu olaylar şu nedenle oldu bakın şimdi de muhtemelen şöyle olur, gibi bir biçim aramayın. Çünkü hayat böyle mantık silsilesi gibi akmaz. Biz beyaza hazırlanırken maviyle karşılaşırız ve bizim için mavi olan bir başkasına kırmızıdır. Sebep sonuç ilişkileri her zaman sonuca götürmez. Kendimizi bazen, sabah kulede uyanan Dedalus’un gün sonunda sokakta yitip gitmesi gibi, bambaşka bir hikâyenin içinde buluruz. Ulysses’te dil ve anlatıcı bin bir renge bürünüyor çünkü Joyce, “üslup” konusunda olduğu gibi, tek anlatıcıya bağlı kalmak istemiyor. Monologla örülen kaleler diyaloglarda yıkılıyor, bilinç akışı yerini bir anda Tanrı anlatıcıya bırakıyor (çünkü o da biziz), insan zihninin en derinine inebilmemiz için rüya dili devreye giriyor çünkü orada sığınacağımız hiçbir yalan yok ve her türlü korkumuzla yüzleşiyor, böylece ayağımızı yere daha sağlam basıyoruz. Bloom gibi. GÜNDELİĞİN MALZEMESİ Ulysses’te metinlerarasının ilk örneklerinden birini okuyor, bilebildiğimiz kadarıyla Dante’nin Hamlet’in Odisse’nin ilahi metinlerin ve daha bir dolu eserin sularında yüzüyoruz. Ama yukarıda da andığım gibi, hiçbiriyle alışverişimiz olmasa bile tadını çıkarmamıza engel değil. Çünkü tüm bunları, dini ritüelleri, tarihi, felsefeyi tersyüz ederek gündeliğin malzemesi yapıyor Joyce. Derdi başka. Olan biten her şey tek bir günde karşımıza çıkıyor. Sabah kalkan karakterlerimizin gece yatağa girmelerine dek bir dolu şey okuduğumuz 16 Haziran 1904 gününün tek özelliği var; olağanüstü ve olağandışı hiçbir şeyin olmaması. Bayram değil, azizler günü değil, savaş yok, isyan yok. Çünkü tek bir günde yaşadığımız en sıradan olaylar aslında bizim gerçek hayatımızı teşkil ediyor ve ille de bir kahramanlık arayacaksak, o güne sığdırdıklarımızdan ibaret. Ve tüm bunları belki de bize bir şeyi hatırlatmak için yapıyor Joyce; Bloom, yani halk ile Dedalus, yani delişmen sanatçı, birbiriyle buluşsun ama birbirlerine hapsolmasınlar. Çünkü birbirleriyle, yani sanat insanla, Ulysses okur ile buluşmadığı sürece kıymeti yok. O nedenle; James Joyce, çığır açan çok büyük bir yazar ve mümkünse Ulysses’i tadını ala ala, yazarın ne yaptığını bilerek ve kalıplarınızı kırarak okuyun. İnanın bana, bir ömürlük dost edineceksiniz. n Ulysses / James Joyce / Çeviren: Fuat Sevimay / Kafka Kitap / 656 s. 20 17 Ekim 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle