03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kında düşünmeye fazla düşkünler; bu da senin Schiller tercihinden kaynaklanıyor.” [email protected] Karakteristik yönler nasıl yazınsallaştırılabilir? “Schiller gibi ‘bireyleri zamanın ruhunun borazanlarına dönüştürmek’ yerine, Shakespeare gibi yapması, onu değiştirme savaşımına sokması gerekirdi.” M arx, bir yazınsal yapıtın estetik özyapısını ve değerini oluşturan öğeleri sürekli sorgular. Bu bağlamda Berlin’de bulunan Ferdinand Lassalle’a yazdığı 19 Nisan 1859 tarihli mektup önemli bir yer tutar. Lassalle’ın Franz Sickengen adlı oyununun “kompozisyonunu ve konu akışını” övgüyle karşıladığını dile getiren Marx’a göre, yapıt daha şiirsel olabilirdi. Lassalle, “1848/49’da devrimci partinin çöküşüyle sonuçlanan trajik çatışmayı”, modern tragedyanın “odak noktası” durumuna getirmekle doğru bir iş yapmıştır. Bununla birlikte, işlenen konu ile “bu çatışmanın betimlemesinin” uygun olup olmadığı sorgulanmalıdır. Lassalle’ın yapıtının temel izleği, çöken şövalyeliğin son temsilcilerinden 15. yüzyılda yaşamış Franz Sickingen ve çevresinde gelişen olaylardır. Anılan şövalye yenik düşmüştür; çünkü “bir şövalye olarak ve batmakta olan bir sınıfın temsilcisi olarak” mevcut düzenin “yeni biçimine” başkaldırmıştır. ÇATIŞMA VE TARİHSEL KOŞULLARIN UYUŞMAZLIĞI Sickingen prenslere karşı savaştığı sürece “tarihsel bakımdan haklı da olsa, gerçekte sadece bir Don Kişot olarak kalmıştır. Trajedinin temeli olan çatışma ve tarihsel koşullar uyuşmamıştır. Marx’a göre, Lassalle “dinsel özgürlük ve burjuva birliği yerine, daha yüksek düzeyde modern fikirleri en naif biçimi içinde konuşturabilirdi.” Schiller gibi “bireyleri zamanın ruhunun borazanlarına dönüştürmek” yerine, Shakespeare gibi yapması, onu değiştirme savaşımına sokması gerekirdi. Marx ayrıca “karakterlerde karakteristik olanın eksikliğini” yapıtın zayıf yönü olarak belirlemiştir. Karakterler “coşkunun temsilcisine” indirgenmemeli, başkalarına öğütledik lerinin tersini yapmamalıdır. Marx, şu belirlemesiyle yazınsal eleş tirinin bir başka temel ilkesini vurgular: “Daha ötesi, karakterlerinde ‘karakteristik’ bir öğe göremiyorum... Karakterin daha sağlam ve daha ön planda olduğu başka bir dönem olmuş muydu 16. yüzyılın dışında? Hutten’ın sadece ‘şevki’ temsil ettiğini görüyorum ve bu çok sıkıcı. O aynı zamanda akıllı değil miydi, şeytani bir kavrayışı yok muydu? Ve bu yüzden senin elinde büyük bir haksızlığa uğramış olmuyor mu? Karakterlerin orada burada kendileri hak MARX’IN GÖNDERMELERİ VE HUTTEN’İN ‘TÜRK KONUŞMASI’ Friedrich Engels’in Alman Köylü Savaşları kitabındaki çözümlemeleri, bu savaşların kahramanları, düşünsel eylemleri bilinmeksizin, Marx’ın mektubundaki göndermeler değerlendirilemez. Mektuptaki Luther ve Münzer anıştırısı önemlidir. İki din bilgini de başlarda Alman Köylü Ayaklanmaları’nın önderleridir. Luther, köylülere ihanet ederek egemen sınıfların yanına geçer. Devrimcileşen Thomas Münzer savaşır ama yenilir ve öncülü Şeyh Bedreddin gibi asılarak öldürülür. Marx’ın gönderme yaptığı kişiler, 16. yüzyıl OsmanlıTürk tarihiyle de yakından ilgilidir. Luther’in Türk’e Karşı Savaş, Türk’e Karşı Ordu Vaazı ve Türk’e Karşı Dua Uyarısı adlı üç kitabı vardır. Münzer de Yazıları ve Vaazları’nda Türklere ilişkin değerlendirmeler yapar. Engels’in deyişiyle, dinsel devrimci Münzer’in “Hakikati anlatmak için, baskı ve sömürüye karşı savaşmak gerekir” ve “Kamusal yarar için egemenlik halka verilmelidir” sözleri ünlüdür. Marx’ın andığı bir başka tarihsel kişilik, Batı Edebiyatında Oryantalizm III kitabımda “İlk Alman ulusçusu” diye nitelendirdiğim Ulrich von Hutten’dir. Alman tarihinde “Türk Savaşları” yüzyılı olarak bilinen 16. yüzyılda önde gelen yazar, aydın ya da bilimcinin mutlaka bir “Türk Konuşması” vardır. Hutten Türk Konuşması’nda Türkleri, “Her türlü barbarlığın kirli bir karışımı” olarak nitelendirir. “Canı bir, kanı bir Almanlar, Türklere karşı savaşın, ulusal onurunuzu koruyun’” sözü de onundur. Lassalle’ın trajedisinin konusunu oluşturan şövalye Franz Sickingen de Türklere karşı savaşmıştır. TRAJİK ÖĞE NASIL YAZINSALLAŞTIRILABİLİR? Marx’ın bu mektubunda serimlediği yaklaşımın özünü, “Bir yazınsal yapıt nasıl oluşturulabilir ve eleştirilebilir?” sorusunun yanıtı oluşturmaktadır. Trajedi türü açısından önemli olan, başkaldıran köylülerle, tarihsel süreçte yok olmakta olan şövalyeliğin bir temsilcisinin yazgısının, trajik ögeyi öne çıkaracak biçimde yazınsallaştırımı ve buna uygun içerikbiçim diyalektiğinin estetikleştirimidir. Marx, Lasalle’ı trajedi denemesinde bu ilkeleri yeterince yazınsallaştıramadığı için eleştirir. Alman Köylü Savaşları kapsamında yazınsallaştırılması gereken devrimci karakter, Sickingen değil, Münzer’dir. Marx eleştirilerini şu noktalarda yoğunlaştırır: Lassalle, tikellikleri ya da bireysellikleri içinde ve tikellikleri aracılığıyla, kendi tikelliklerinden çok daha büyük şeyi temsil eden karakterler yaratamamıştır. Bu nedenle kahramanlar, yazınsal değer taşımaz. Başka anlatımla, Shakespeareleştirme yerine Schillerleştirme yöntemini yeğlemiştir. Bu açımlamalar, Marx’ın yazın beğenisini ve yazınsal eleştiriye yaptığı ufuk açıcı katkılarını gösterir. n 6 10 Ekim 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle