02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÜSTÜN DÖKMEN’DEN ‘AY KAPANI’ ‘Ağaç katli ile kadın katli arasında paralellik var’ Bilimsel kitaplarının yanı sıra edebiyat eserleri de veren Üstün Dökmen’in yeni romanı Ay Kapanı, Kaz Dağları ormanları ve insanlarının çevresinde gelişen bir aşk ve doğa güzellemesi. GAMZE AKDEMİR [email protected] D uyguları, tutkuları ve saplantıları yüze çıkaran bir doğa olayı olarak metaforlaştırılmıştır ay yüzyıllar boyu. Romanınızda; insanları ikilemlere sürükleyen, arada derede bırakan bir kavramda; “kapan”da nasıl metaforlaşıyor? Dediğiniz gibi hem romantik hem vahşi yönlerden metaforlaştırılmıştır ay. Genellikle romantizmin sembolüdür, çok güzeldir. Fakat bazen güzel şeyler de insanı kapana sıkıştırır. Seçimlerimiz veya başımıza gelen olaylar nedeniyle hayat kapanlarla dolu. Yakalanıyoruz! Romanımda da yaşamlarının gidişi doğrultusunda kapanlara yakalanan ve çoğunlukla kurtulmaya çalışan insanları görüyoruz. Kimi bunun farkında kimi değil. Kimi bunu bir kapan olarak görmüyor; özgür iradesi, kendi seçimi sanıyor. Kimi ise bu kapana doğuştan kıstırılmış. n Romanda bunu ilk, bir genç kadının başına gelenler üzerinden görüyoruz.. Düşünün üniversite mezunu genç, akıllı, aydın bir kadın ama kapan bu! Hamile kalıyor. Erkek arkadaşı çocuğu istemiyor. O ise dünyaya getirmek istiyor. Orada ‘benden olduğu ne malum’ diyen o namert erkekten gördüğü tavır da bir kapan. Onu terk edip hayatla tek başına mücadele etmesi de... Babasına söylüyor o da evden kovuyor. O baba da, aile de bir kapanda. Bebek ise annenin karnında daha doğmadan bir kapanın içinde, çünkü babasız olacak, toplumun büyük bölümünün gözünde gayrimeşru olacak, yaftalanacak. Böyle bebeklerin başına neler gelebiliyor; çöp konteynırına atan mı dersin, tuvalette doğurup kaçan mı, dereye atıp boğan mı! Bu en acı, en ağır kapan. ZİNCİRLEME KAPANLAR... n Tek bir imge üzerinden ilerlemiyor Ay Kapanı. Örneğin Aysel Hanım, Hakkı Bey, mühendisler... Ay Pansiyon’un sahibi Aysel Hanım, yolsuzluktan buhar olup gitmiş Kaynar Bank’tan emekli, çevreci, orta yaşlı bir kadın. Pansiyonunda esprili bir tanışmanın ardından yakınlaşacağı Hakkı Bey ise bir orman mühendisi. Çok çevreci bir adam üstelik ama bölgeye ağaç kesmeye gelen bir maden firmasında çalışıyor. Çok iyi maaş aldığı işi de firma adına ağaçları kesmek. Kapanın içinde! Hakkı Bey’in ekibin deki genç mühendisler de aynı kapanda.. n İkilemler içindeki her bir kahramanın mücadelesi kapanların sosyal boyutlarına işaret ediyor. Kesinlikle; o bebek kurtulamayacağı bir kapanın içinde ama biz yetişkinler çoğunlukla kurtulabileceğimiz kapanların içindeyiz. Seçimlerimizden ötürü kendimizi zincirleme kapanlara mahkum ediyoruz, çoğu zaman kurtulabilecekken hem de. Hakkı Bey ve ekibindeki dört mühendis de sosyal sorumluluk projelerinde yer alan, KURTULUŞ ARI sivil toplum örgütlerinde çalışan aktif çevreciler. İsteseler o ağaçları kesmeyebilirler, istifa edebilirler. Kapan bu! Bir; çok iyi para veriyor firma. İki; ‘Biz bunu kesmezsek bizi kovarlar, başkalarını işe alıp o ağaçları yine kestirirler.’ ‘FAZIL SAY’IN KAZ DAĞLARI MARŞI’NA SÖZ YAZACAĞIM’ n ‘Ağaçlar için değişen bir şey olmayacak bari ben keseyim!’ kafası! Oysa yetişkinlerin her zaman seçim yapma şansı var. Tıpkı Tevfik Fikret’in müdürken Padişah’ın ‘Kovulmaları irademdir’ buyruğuna karşı çıkıp ‘Bu da benim irademdir’ diyerek iki öğrenciyi kovmayı reddetmesi gibi. Kapana kısıldı mı? Kısıldı ama bir seçim yaptı. Sonucunda belki anında kovuldu ama o kapanı bozdu. Tarih boyu cellatların durumu gibi... Diyor ki cellat; “Ben öldürmesem başkası öldürecek”. O yapmasa kurban için bir şey değişmez evet ama cellat için çok şey değişir! İkilemlerden çıkabilmek, kapanlardan kurtulabilmek için bazen serden geçmek gerekiyor. Doğru seçimleri yapmak için cesur olmak gerekiyor. Şimdi ben de ağaç kesiyor oluyorum kitap yazarak. Yıllar önce ilk kitabım Empati çıktığında küçük kızım iyi bir çelişki yakalamıştı: “Hem ağacı sevelim, koruyalım, empati kurun diyorsun hem de bu kitap için ağaç kesiliyor” demişti. Evet, bu anlamda kitap yazarak ben de doğaya zarar veriyorum ama kitap için doğadan kestiğim ağacı TEMA’ya bağış yaparak yine doğaya iade ediyorum. n Kaz Dağları ormanları ve insanlarının çevresinde gelişen romanınızın kapağındaki ağaç bir Kaz Dağı endemiği değil mi? Evet. Endemik olması da günümüz şartlarında bir kapana işaret ediyor. Şöyle ki; bu ağacı tüm kökleriyle sökün, dünyanın istediğiniz yerine Toroslara, Alplere, Brezilya’ya götürüp dikin, yaşamaz. Yok olur! Fazıl Say Kaz Dağları Marşı besteledi biliyorsunuz. Kendisiyle görüştüm; o marşın sözlerini yazmak istediğimi söyledim. Kabul etti. Notaları, deşifre edip verecek, yazacağım. ‘AY KAPANI’NI YOK EDİLEN KADINLARA İTHAF EDİYORUM’ n Sadece doğa değil kadına şiddet, eril kıyamet konularında farkındalık yaratma hedefinizi de açalım. Çok mühimdir. Romanımı Kaz Dağları ormanlarına ve benzer şekilde şiddete uğrayan, yok edilen dünyanın bütün kadınlarına ithaf ediyorum. Elbette Fazıl Bey’in çabaları veya benim çabalarım sorunu sıfırlamaz ama bir kadın eksik öldürülürse, bir ağaç eksik kesilirse; ben, bu dünyadaki görevimi yapmış sayılırım. Hem dünyada hem ülkemizdeki ağaç katli ile kadın katli arasında bir paralellik var. Dünyada görünen/görünmeyen bir savaş var; erkeklerin kadınlara açtığı savaş! Kadının o da belki bir şansı var, kaçabilir ancak ağaç kaçamıyor! Ay Kapanı’nın arka kapağında da diyoruz ki; “Ağaç candır, hayvanlar ve insanlar ise canlı. Can gidince canlılar da gider.” Romanda motel işleten Aysel Hanım eşiyle yıllar önce ayrılmış. Eski eşi yeniden evlenmiş, çocuk sahibi olmuş, ayrı bir yaşam kurmuş. Aysel Hanım da yeniden evlenmeyi düşünebilir. Bu, erkeğin de hakkıdır, kadının da. Günümüzde sıkça duyuyoruz erkeklerin eski eşlerine “eğer evlenirsen öldürürüm” şeklindeki tehditlerini. Korkunç bir kapan. Aysel Hanım da böyle bir durumla karşı karşıya kalıyor. Onu tehdit eden eski kocası da toplumun etkisiyle o hale gelmiş, öyle görmüş. Bir kapan da orada. n Yazardan yardım istiyor Aysel Hanım. Hakkı Bey’e, yazar bizi izliyor, dinliyor, bana yardımcı olsun, diyor. ‘Nereden bulurum onu’ diye soruyor. Evet, yazardan medet umuyor, eski kocasını korkutup vazgeçirmesini istiyor. Yazar da boş durmuyor gerçi gereğini yapıyor ama gerisini söylemeyelim tabii. Böyle sürprizli anlar var. n Sonraki romanınız ne üzerine olacak? Sonraki romanım bozkır ile ilgili olacak. Ağaçlı alan elbette çok değerli ama bozkır da değerli. n Ay Kapanı / Üstün Dökmen / Doğan Kitap / 264 s. / 2019 4 10 Ekim 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle