Katalog

PER WAHLÖÖ’DEN ‘KANALDAKİ KADIN’ Büyük sorgu ustası geri döndü! Bir masum okul balosu sonrasında genç bir kızın yarasa tarafından saldırıya uğraması sonucu hayatının değişmesi... Ona saplantıyla bağlı , aşık olan genç bir adam ve yarasalar üzerine çılgın çalışmalarını yürüten bir Profesörün kan donduran hikayesi. Sizce de yarasa bizlere fısıldar mı? TÜM İNTERNET SİTELERİ VE KİTAPÇILARDA Dedektif Martin Beck ve arkadaşları bu serüvenlerinde katilin karanlık bir figür olarak kalmasına izin vermiyor. ÇAĞATAY YAŞMUT D edektif Martin Beck yeniden aramızda. Dizinin öteki dokuz kitabının da kronolojik sırayla yayımlanacak olması çok sevindirici. Sürükleyici Kuzey Avrupa polisiye örneklerinin ilki, evli bir çift olan Maj Sjöwall ve Per Wahlöö’nün 1960’larda kaleme aldıkları Martin Beck serisidir. Kanaldaki Kadın/Roseanna romanı ile başlayan seri sadece on kitap halinde yayımlanabilmiş, Per Wahlöö’nün vakitsiz ölümüyle polisiye okuru seriye çok erken veda etmek zorunda kalmıştır. Kahramanımız Martin Beck ömrünün yarısını teşkilatta geçirmiş deneyimli bir polistir. Sekiz yıldır Cinayet Masası’ndadır. İnatçıdır, mantıklıdır ve her durumda sakin kalmayı başarır ama yükselme hırsı olmadığı için hak ettiği Cinayet Masası Şefliği’ne ulaşamamıştır. Ne ki bunu asla dert etmez. EN İYİ KURGU POLİS! Bir sorgulama ustasıdır; hatta belki de bu konuda ülkenin en iyisidir. Kişisel kanaatime göre, kurgu polis karakterleri arasında sorgu tekniklerini onun kadar bilen/uygulayabilen bir polis henüz yaratılmamıştır. Özel yaşamında ilk dikkati çeken, mutsuz bir evliliği sürdürüyor olması ve karısıyla anlaşamadığı için tüm vaktini işiyle ilgilenerek geçirmesidir. Beck öykülerinin bir özelliği de, öteki polislerin de (iri kıyım Larsson, fil hafızalı Melander ve gurme Kollberg) onun kadar tecrübeli olmaları ve neredeyse Beck kadar başrol oynamalarıdır. Dört dörtlük bir polisiye soruşturması içeren hikâyemize gelince... Yaz aylarında İsveç’in Borenshult’daki kanal havuzunda çıplak bir kadın cesedi bulunur. Kadın tecavüze uğramış ve boğularak öl dürülmüştür. Polisin elinde ne bir şüpheli ne de tanık vardır; zaten kısa süre sonra soruşturma tıkanır ve “çuvallarlar”. İki ay sonra dosyanın “faili meçhul” kapsamına alınmasının yolu gözükürken iyi haberler peş peşe gelmeye başlar. Önce karakol polislerinden biri, o yaz kanaldan görmeye alışık olmadıkları büyüklükte bir yolcu gemisinin geçtiğini hatırlar. Geminin geçtiği tarih, cesedin bulunmasından dört gün öncesine rastlamaktadır. BECK’İN PARLAK PLANI Elçilikten LincolnNebraska’dan Rose anna McGraw adında, yirmi yedi yaşında Amerikalı bir kızın turistik seyahat amacıyla Kuzey Avrupa’ya geldiği ama kendisinden haber alınamadığı öğrenilir; buna ek olarak kızın Norveç’ten bir kız arkadaşına attığı kartta bir İsveç yolcu gemisine bineceğinden bahsettiği açığa çıkar. Polis derhal Nebraska’dan dedektif Kafka ile temasa geçer ve kız hakkında tüm bilgilere ulaşır. Kurbanın gemide seyahat ettiği ve kamarasında öldürüldüğü kesinleşir. Soruşturmada turistlerin üçte ikisine ulaşılarak sorgulanır ama sonuç elde edilemez. Mürettebat içinde cinsel suçlara bulaşmış şüpheliler de didiklenir ama yine duvara toslanmıştır. Aylar geçse de polis inatla işin peşini bırakmaz. Son çare yolcuların çektikleri fotoğraflar mercek altına alınarak ipucu aranır. Amerikalı bir yolcunun gemide çektiği bir film kurbanın yanında uzun boylu, şapkalı bir adam olduğunu gösterir. Polisler o adama ulaşır ve sorgular. Beck’e göre katil kesin bu adamdır fakat elde herifi içeri tıkacak hiçbir delil yoktur. Bundan sonra hikâye, “Katil kim?” formatından çıkarak şüphelinin gündelik hayatını aktarmaya yoğunlaşır, kaçma kovalamacaya evrilir. Nihayetinde Martin Beck’in aklına herifi enseleyecek çok parlak ama bir o kadar da tehlikeli bir plan gelir... n Kanaldaki Kadın, Roseanna Martin Beck / Maj Sjöwall, Per Wahlöö / Ayrıksı Kitap / 330 s. / 2019. 16 10 Ekim 2019