02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MERHABA Kim kimi bekliyor? İran yanı başımızda, ama çok uzaktaymış gibi gizemli görünüyor hâlâ. Sadece gördüğünü anlatmakla çözülecek bir gizem değil bu. Kafa yormak, mekânlarla metinler arasında gidip gelmek gerekir. Nedim Gürsel, Mehdi’yi Beklerken / İran’a Yolculuk kitabında bunu yapıyor. Ü st düzey öykü ve romanlarını on yıllardır zevkle okuduğumuz Nedim Gürsel gezi edebiyatında da başarılı. Güzel Türkçesiyle yazdığı yeni kitabı Mehdi’yi Beklerken / İran’a Yolculuk (Doğan Kitap, 2019). Kitabın başlığını işitince, İran ile ilgili eski bir yazımın aynı başlığı taşıdığı aklıma geldi. Sonra Selin Çağlayan’ın 2012 yılında çıkmış İran / Mehdi’yi Beklerken (Cinius Yay.) kitabını geç de olsa keşfettim. “Mehdi’yi beklerken” sözünün İran ile ilgili birçok metinde yer aldığını gördüm. Birçok yazarın birbirinden bağımsız aynı sözü kullanması İran’a nasıl bakıldığını gösteriyor. Demek ki, İran deyince birçoğumuzun aklına Mehdi ve insanlık tarihinin onu beklemek olarak algılanması geliyor. Bir meraktır sarıyor bizi. İran yanı başımızda ama çok uzaktaymış gibi gizemli görünüyor hâlâ. Kafa yormak, mekânlarla metinler arasında gidip gelmek gerekir. Gürsel bunu yapıyor, “derinliği olan” bir ülkede gezdiği yerleri ilgili metinlerle birlikte ele alarak İran’ın ruhunu anlamaya yöneliyor. KENDİNİ GELİŞTİREN FARSÇA Bir edebiyatçı olarak yazınsal yapıtlara öncelik veriyor. Zaten bir ülkenin kültürel kişiliğini anlamak için başvurulacak kaynaklar arasında yazın önde gelmez mi? Kaldı ki, İran yazını deyince, 3000 yıllık bir geçmişten, Arapçaya teslim olmayarak kendini geliştirmiş Farsçadan söz ediyoruz. Selçukluyu, Osmanlıyı etkilemenin ötesinde belirlemiş bir dil ve yazın kültüre bakıyoruz. (Ne yazık ki, Türkçe, Farsça gibi kendini geliştiren bir dil olamadı, ezik bırakıldı, yüzyıllar boyunca). Peki, bu muazzam kültür bugün ne durumda? İfade özgürlüğünün kısıtlandığı bir ülkede yazın nasıl gelişebilir? Gürsel İran’ın bu bakımdan temel paradoksunu yakalamış. Bir yanda amansız bir sansür var, öbür yanda geçmişin yazınsal kültürüne sahip çıkış. Bu paradoksu açıklayabilir miyiz? İran’da istediğini yazabilmek öyle kolay değildir ama okumuş herkes ülkenin geçmişteki büyük şairlerini iyi tanır. Hayyam, Sadi, Hafız, Firdevsi öyle çok anılır ki, bilmeseniz, günümüzde yaşayan şairler sanırsınız. Bunların yanı sıra Mevlana ve birkaç şair daha İran kültürel kimliğinin bir asal öğesidir. Kimse onların yapıtlarının resmi mezhep Caferîliğe uygunluğunu sorgulamaz. Öyle bir şey yapmaya kalkışan kaybeder. Ancak Şii İran’ın bir bakıma kurucusu olan Şah İsmail’in Hatayi imzalı Türkçe şiirleri pek bilinmez. Bu da ayrı bir paradokstur. Açıklaması Fars kültürünün ağır basmış olmasıdır. (Hatayi Türkçe yazının, Mevlana ise Farsça yazının parçasıdır. Ne ki, resmi ideolojilier bakımından, Hatayi’ye, Türkçe yazdığı için İran, mezhep farklılığı nedeniyle de bizimkiler mesafeli kalmıştır. Paradokslar dünyası işte!) İRAN İÇİN KÜLTÜREL KALITIM PROPAGANDA ARACIDIR Yunanlıların antik Yunan kültürünü vitrinde tutmaları gibi, İran için de kültürel kalıtım bir propaganda aracıdır. Örnek mi? Ünlü nükleeer müzakerelerin son aşamasında bakan eşleri de gelmişler başarı kupasını kaldırmaya. Derler ki, Zarifi’nin eşi Mevlana’dan dizeler okuyarak mest etmiş konumdaşlarını. İran’da iktidar aynı ilgiyi modern yazından esirger. Eskiden de öyleydi. Rejimden rejime sansürün, yasağın dozunun arttığı anlaşılıyor. İran’da modern yazına bakışta temel ölçü rejime tehdit oluşturup oluşturmamasıdır. Gene de, Nimai Yusiç’den başlayarak önemli bir modern İran şiiri olduğunu biliyoruz, giderek çeviriler yoluyla okuyoruz. Romanda Sadık Hidayet bir dünya doruğu. Modern İran edebiyatına ülkemizde ilginin artması sevindirici. Keşfettikçe bize uzak olmadıklarını görüyoruz. Bu bağlamda Mehmet Kanar’ın çalışmalarını çok önemli buluyor, yazınseverlere salık veriyorum. Modern İran edebiyatı Ece Ayhan’ın “Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim” dizesinin güçlü bir örneğidir. İranlı şair Ahmed Şamlu’nun dizeleri de kanırtır yarayı: “Tek korkum / İnsan özgürlüğünün / mezarcının ücretinden / ucuz olduğu / bir ülkede / ölmek” (Ayşegül Sütçü Hamit Toprak çevirisi). MODERN İRAN YAZINI, DAR ALANDA YARATICILIK Modern İran yazını için sansür yüzünden dar alanda yaratıcılık örneği diyebiliriz. İran sineması da aynı durumdadır. Düzen bekçilerini ürkütmeden toplumun günlük hayatının içine dalıyor kamera. Yalnız İran’ı değil herkesi ilgilendiren insani sorunları iddiasız bir anlatımla ortaya koyuyor İranlı yönetmenler. Gösteri(ş) sinemasının egemen olduğu bir çağda İranlı perde sanatçıları bize sadeliğin şiirini tattırıyor. Nerede baskı varsa orada iktidar kendi değerlerini, ayakta kalmak için topluma dayatmayı gerekli gördüğü değerleri evrensel insan haklarından üstün tutar. Ne olur ifade özgürlüğüne saygı gösterilse? Baskı olunca kurtarıcı daha çabuk mu gelecek? Konu, öbür dünyaya hazırlıktan çok dünya iktidarını sürdürme kaygısıdır. Oysa İran’ın gizilgücünü (potansiyel) daha olumlu kullanmak olanaklıdır. Aslında, Mehdi beklentisi salt İran’a özgü değil. İnsanların genel olarak daha iyi bir dünyada yaşama beklentisi İran’da çok güçlü bir ifade bulmuş. Ancak başka kültürlerde, dinlerde de rastlıyoruz benzer beklentiye. Mesih bekleyenler de var. Dünya bu tür beklentilerin güçlendiği bir dönemden geçiyor. Muktedirler bastırdıkça ‘Biri gelsin, kurtarsın bizi’ duygusu yoğunlaşıyor. Batmak korkusunun sardığı Batının bile Obama’ya nasıl Mesih gibi sarıldığını anımsayın. Henüz hiçbir şey yapmamışken sırf umut yarattı diye Nobel Barış Ödülü verdiler. Yeridir: Dostoyevski’nin meselini anımsayalım. Mesih gelse bile onu tanımayabiliriz. Birbirimizden, her şeyden önce kendimizden korkmasak, bıraksak herkes rahatça ifade etse düşüncesini, duygusunu. Ne olur? Ne olur, kudret, servet yarışı yerine paylaşmayı, dayanışmayı becerebilsek? Gürsel kitabın sonunda güzel bir Mehdi ile Godot karşılaştırması yapmış. Bence, Şeytan gibi kurtarıcı da içimizde. Kurtarıcı biziz. Bunu anlayamadığımız sürece Godot’yu beklemekle geçer ömrümüz. n Bu sayımızda 20. ölüm yılında çağdaş edebiyatımızın önde gelen yazarlarından Fakir Baykurt’u anıyoruz. Köy Enstitülü yazarlar kuşağının en parlak temsilcisi olan Fakir Baykurt, Burdur’un Yeşilova ilçesinin Akçaköy’ünden çıkıp, Gönen Köy Enstitüsünde okumuş, Anadolu’nun çeşitli köşelerinde öğretmenlik yaparken toplumcu bir yazar olmanın anlamını bütün topluma gösterebilmiştir. “Sanatta devrimci tavır, hayatı değiştirme tavrıdır. Kitaplarımız, bize ün sağlamak ya da kalıcı olmaktan önce, toplumu bu yönde etkilemek içindir. Hayatı değiştirme amacına yönelmemiş bir sanat, insanın bilinçlenmesine ve birleşmesine yardım edemez.” sözleri bugünün edebiyatçıları için de yolgösterici. Yalnızca öğretmen ve yazar olmakla da yetinmedi Fakir Baykurt, 1965’de kurulan Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) genel başkanlığını üstlendi. 196570 arası ülkemizde öğretmen hareketinin en parlak yılları oldu. Bu çabalarının karşılığı 12 Mart 1971 darbesi sonrası cezaevine atılmak, yargılanmak oldu. Fakir Baykurt, yalnızca efsane olmuş romanların, öykü kitaplarının yazarı değil, ölümünden sonra yayımlanan sekiz kitaplık özyaşamöyküsüyle ne denli efsane bir aydın kişi olduğunu da göstermiştir. Fakir Baykurt gibi yazarları olan bir ulusun yarınları için karamsarlığa düşmesi olanaksızdır. Büyük yazarlar, ulusların deniz fenerleridir. 11 Ekim günü Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gün boyu Fakir Baykurt’u türlü yönleriyle irdeleyen anma toplantıları yapılacak. KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle