28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> yalektiği güçlü bir şiir söylemiyle yazılmıştır; bu şiirler toplamı hem dönemin hem günümüzün en yetkin şiiridir” dediniz. Peki, Hayat Bir Düş kitabı için neler söyleyebilirsiniz? Günümüz şiirine de ciddi bir eleştiri yöneltiniz, eleştiriniz kimileri için kibir dolu gelebilir, bu kibirli ön yargıyı kırmak, söylediğinizin tam anlaşılması ve şairlerin üzerinde durup düşünmesi için günümüz şiirine yaptığınız eleştiriyi biraz daha açabilir misiniz? n Yazdığım her yazıda ve kitapta aslında bu söylediklerimi bulabilirsin, hem de daha oylumlu biçimde. Eleştiri konusunda ise durum daha da vahim. Bu konular üzerine yazılmış kitaplarım var. Meraklısı alır okur. Günümüz Türk şiiri, dönemin ruhunu okumaktan aciz ve birbirine benzeyenlerin birbirini övüp öne sürdüğü bir yığın psikolojisi içinde. İmge avcılığı amacıyla içeriksiz, üslupsuz, süslü, plastik, ölü metinler yazılıp çoğaltılıyor. Çok az kişi bunun farkında, bu da aslında doğal. Hep böyle olur zaten, çok az kişi üstesinden gelir bu işin. Hele de dönemin ruhu birbiriyle ilintisiz dizelerin alt alta yazılarak bir yapı oluşturmaya çalıştığı bir şiir ardında ise! Hayat Bir Düş ise... Büyük bir yapıt, insanın kültürel, felsefi boyutta, ölüm, varlık, hiçlik, aşk, sonsuzluk, yaşam... kavramları dolayımında ele alındığı bir yapıt. İnsanın nasıl karmaşık, birbirine zıt evrenler içinde yaşadığını imgelerle işleyen çok boyutlu bir yapıt. Aslında bu çizgi İmgeler Benim Yurdum ve Yeryüzü Halleri’nde de işlenmişti. Bu üç kitapla birlikte okunması gereken farklı ve büyük bir şiirdir. Benzersiz bir yapıt. “ŞİİRDE MÜZİK İLE GÖRSELLİK DENGE İÇİNDE OLMALI” n Hayat Bir Düş’teki şiirleri okuyunca biçimsel olarak ritim, müzik, ahenk öne çıkıyor. Akıcı, içine alan ve düş kurdurtan melodiler, dizeler. Bir senfoni dinliyoruz aslında. Bu senfonin içinde aşklar, acılar, özlemler, umutlar, gözden kaybolmuş değerler, geleceğe yönelik öngörüler. Kısaca hayatın tam içinde gibi. Hayat Bir Düş’te dizelerin arasında bir ritim, bir müzik görüyorum. Notalardan oluşan bir senfoni dinliyoruz aslında. Hayatın tam içinden çıkıp gelmiş bir kitap. Kalabalık bir orkestra içindeyiz, mükemmel bir uyum. Kulağı tırmalayan, eksikliği hissedilen hiçbir şey yok. Muazzam bir düş dünyası, imge terkibi. Yolculuk nasıl geçti hocam? n Kitabın içeriğine az önce şöyle bir değinmiştim. Sen de değiniyorsun. Elbette içerik bunca sözcükle açıklanamaz bile, bu olanaksız zira her şiir farklı bir dolayımda izleği (genel tema) işliyor tematik olanı böylece zenginleştiriyor; tema bakımından her şiir farklı bir yönü zenginleştiriyor. Biçem açısından ise zengin bir müzik deneyimi... Ben şiirde müzik ile görselliğin bir denge içinde vazgeçilmez önemli iki biçemsel unsur olduğuna inanırım. Kimi defa müzik, kimi defa resim öne çıksa da şiirde bunlar kendilerine ait KItap kanallarda işlevlerini eyler. Bu ikisinin ahenginin bozulması şiirin gücünü azaltır. Müzik ağır basarsa söyleyiş aksar, imge anlamsızsa içerik yoksullaşır, insani olanı yansıtamaz. n Hayat Bir Düş’te elli bir şiir var, ‘Ocak’ şiiri yaşadığımız günlere doğrudan gönderme yaptığı için ya da ben öyle anladığım için dikkatimi çekti. Yaşanan sıkıntılı günler, özgür günlere beslenen umut... ‘Ocak’ şiirinden ilk iki dize şöyle: “O kış kar yağarken söylemiştik/ ocak özgürlük ayı olsun”; bir beklenti bir dilek. Şöyle de devam ediyor: “Özgürlük bir köprü/ bu köprüden geçsin herkes.” Evet, arzuladığımız şey bu, herkes için özgürlük, dil, din, ırk, inanç fark etmeksizin herkes için. Yaşamın bir nebze ayakları yere basması için bize özgürlük gerek. Devamında şu üç mısra bana ülkenin sanatkültür durumunu ve toplum için endişeyi dile getiriyor: “Şimdi yine ocak geliyor/ tehlikeli ve ürkütücü bir yoldayız/ karanlık alt üst ediyor toprağı” kötü günleri kış ve ocak imgesiyle veriyorsunuz. Politik şiir? Sıkışmışlık? Doğru mu anlıyorum? n Şiiri herkes dilediği gibi okur ve anladığı gibi anlar. Şiir bittikten ve yayımlandıktan sonra kendisi bizatihi sözel (yazılı olsa da söz ile ilgili olduğundan) bir varlık oluşturur. Sözel varlık ile bu durumu sanırım anlatabiliyorum, yazarından bağımsız, kendisi bir metin olan, değişen zamana göre değişik içerikler edinebilen bütünlüklü, canlı bir sözel organizma. O şiiri aslında ben bir aşk anımı anlatmak için yazmıştım. Ocak ayında tanışmıştık, gözümüz birbirimizden başka bir şey görmüyordu ve sonsuzca birlikte yaşamak istiyorduk, olmadı. İşte ‘Ocak’ adlı şiirde bu duyguları işledim ama bir politik içerik de kazandı yazılıp bittikten sonra. Şiir bir sözel varlık olarak böyle bir şey. “ŞİİR BİR ÇEŞİT SÖZ MÜHENDİSLİĞİ VE MATEMATİĞİDİR” n Şairin, şiirin, metnin ve okuyucunun niyet farklılığı böyle oluşuyor 133 Ocak 2019 sanırım. Dediğiniz gibi sözel bir varlık olarak şiir insana, hayata dair çok şey söyleme imkânına sahip. Konuyu biraz daha açar mısınız? n Şiir bu olanağa dil içinde işleme özelliğiyle sahiptir. Zira bir dil mucizesi olarak şiir dil içinde daha geniş anlam alanlarına kapılar açarak insana ve hayata ilişkin muazzam anlamlar üretir, üretebilir. Şiirin sözel bir varlık olarak bağımsızlaşması; bir metin olarak şairde, okurda farklı anlam boyutları kazanması bu özelliğinden kaynaklanır. Ama bu olgu ülkemizde çok yanlış anlaşılır. Hiçbir terkibi olmayan, rastgele alt alta dizilmiş dizeler birliği şiir sanılır; en elim olanı da böyle yazılmasıdır. Yani şiir yüksek terkip isteyen, bir çeşit söz mühendisliği ve matematiği. Yürekten, muhayyileden sızan sözün terkibi ancak böyle şiir olarak vücut bulur. n Hayat Bir Düş kitabında bazı şairlerden dizeler alıntılayarak onları selamlıyor, şiirleriyle olmasa bile dizeleriyle anmamızı, düşünmemizi sağlıyorsunuz. İranlı şair, ressam Behruz Kia, Cahit külebi, Neşat Ertaş, Cahit Sıtkı Tarancı, Giuseppe Ungaretti şiirlerinizle yeniden şiirsel bir dolaşıma giriyor. Bu isimleri özellikle mi seçtiniz? Yoksa şiir yazma sürecinde öyle gerektiği için mi girdiler şiirinize? n “Şiirin Yazılma Süreci I, II, III (Şiirin Gücü)” adlı yazımda şiirin ortaya çıkma sürecini, karanlık ve bilinemeyen bir dönem olarak nitelemiştim. Bu düşüncemde bir değişiklik yok. Yani çok farklı etkiler, olgular iç içe işliyor ve biz açık seçik bunun ne olduğunu söyleyemeyiz. Ancak şiir üzerine çalışma döneminde, şiirin isterleri doğrultusunda bir çalışma başlar. Bu dönem, yarı bilinçlidir. Ortaya çıkan eserin çekim gücünde, anaforunda şiire müdahale etmeye çalışırız. Bu isimlerin bazıları ilk dönemde, bazıları da bu ikinci dönemde şiirime kendiliğinden konuk oldu. Yani bu dizeler üstünde yoğunlaşarak o şiirleri yazmadım. O dizeler kendiliğinden girdiler şiirime. Böylece şiirin derin düşüncesinde üstlerine düşen yapıcı gücü yerine getirdiler. n Okuduğumuz bir şiir, eleştiri, öykü, roman veya duyduğumuz bir söz hafızamızın bir yerlerine çekilip zamanı geldiğinde kendini bir şiirde, bir yazıda, bir konuşmada dışarıya atar, atıyor demek. Bu bağlamda sizin Hayat Bir Düş kitabınızda “poetikam” diye bir önsüzünüzü neden yazdığınızı size sormak istiyorum. Bu önsözde şiire nasıl baktığınızı madde madde açıklıyorsunuz. Bu poetik açıklama okura şiirimi bu perspektiften oku anlamını da içeriyor mu? n “Poetikam” adlı önsöz, şaire bir okuma önerisi değil. Zira o şiirleri o poetik açıklamayla okumak hiçbir şey kazandırmaz okura. Okur için bu öneriyi Attilâ İlhan kitabının sonuna koyduğu “meraklısına notlar” ile yapardı, yapıyordu. Benim poetikama ilişkin açıklama yapma çabam ise okurum ile poetik bir iletişim kurmak amaçlıdır. Okura şiiri okumak için bir çerçeve çizmek yerine poetik bilinç aşılamak. Bu şiir okuma önerisinden daha önemlidir. Dünyayı okuma amaçlıdır. Poetika şiirin içinde oluştuğu dünyayı ilgilendirir. Şiir ise bu dünyanın bir meyvesidir ama kendisi değildir. Hayat Bir Düş değil yalnızca, bütün şiirim bu poetikanın değişik meyveleridir. n Metin Cengiz’in üzerinde çalıştığı kaç dosya var ve bunları yayımlama süreçleri nasıl olacak? Şiir mi, poetik yazılar mı, eleştiri mi, anı mı? Yakın bir tarihte Metin Cengiz’den ne okuyabiliriz? n Yaklaşık on beş kadar dosya var. Biri şiir okuma önerisi olarak teorik bir kitap; yakında okuruyla buluşacak. Bunun müjdesini verebilirim. Üçdört farklı şiir dosyası, ki Hayat Bir Düş bunlardan biriydi. Diğerleri saydığın türden kitaplar. n Hayat Bir Düş / Metin Cengiz / Şiirden Yayıncılık / 82 s. DUYURU 9. Türkan Saylan Sanat Ödülü “SANAT” Dalında Sahibini Arıyor. Ödüle, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Türkçe yazılmış ve bir yayınevince 1 Ocak 201831 Aralık 2018 tarihleri arasında yayımlanmış öykü kitaplarıyla katılabilirler. Sekiz adet kitabın, özgeçmişiniz ve iletişim bilgilerinizle birlikte Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin aşağıdaki adresine en geç 28 Şubat 2019 tarihine kadar ulaştırılması gerekmektedir. Bu tarihten sonra ulaşmış kitaplar değerlendirilmeye alınmayacaktır. Ödül töreni, Türkan Saylan’ın vefat yıldönümünde gerçekleştirilecektir. ÖDÜL: 5.000,00TL’dir. Seçici Kurul: Sezer Ateş Ayvaz, Prof. Dr. Aysel Çelikel (ÇYDD adına), Nursel Duruel, Emine Birsen Ferahlı, Turhan Günay (Seçici Kurul Başkanı), Selim İleri, Mehmet Zaman Saçlıoğlu İLETİŞİM: 0212 252 44 33 / 5 iletisim@cydd.org.tr ADRES: Evliya Çelebi Mah. Şimal Sok. No: 10 Şişhane / Beyoğlu / İstanbul www.cydd.org.tr Bu ilan Cumhuriyet Gazetesi’nin katkılarıyla yayımlanmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle