29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> yaratıyor. Metnin derinlerinden, ataerkil ideolojinin en önemli göstergelerinden biri olan eril dile özgü unsurları gün yüzüne çıkaran, eril dilin zihinlere kazınan söylemlerine dikkat çeken yazar, tanık olduğumuz her şeye, ömür boyu dil yoluyla bize dayatılanlara bilimsel kuşku ile bakmanın yollarını gösteriyor. Bilimsel kuşku, ideolojileri sorgular; ideolojilerin sorgulanmasıyla gerçeğin perde arkasındaki yüzü ortaya çıkar; yeryüzü ve hayat aydınlanır. İnsan, dil yoluyla dayatılan ideolojileri sorguladıkça hayatını ve yaşadığı toplumu dönüştürecek adımları atmaya başlar. ALT ANLAM KATMANLARI Kitap yazarın önsözüyle başlıyor. ‘Eleştirel Okumanın Yol Haritası’ başlığıyla sunulan ve dört yazıdan oluşan birinci kısımda yazar, öncelikle kuramsal bir çerçeve oluşturmaya özen gösteriyor; metinleri incelerken başvurduğu temel yaklaşım ve bakış açılarını ortaya koyuyor. İkinci kısımda metinleri yapıçözümcü eleştiri bağlamında inceliyor. Suat Derviş, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Füruzan, Necati Cumalı, Tahsin Yücel, Orhan Pamuk gibi yazarların farklı öykü ve roman metinlerini eleştiri odağına alıyor. Diğer bölümde Fitzgerald, Gorki, Durrell, Steinbeck, Joyce, Lawrence, Murdoch, Golding, Hemingway, Kesey’in eserlerini yine yapıçözümcü yaklaşımla inceliyor. Yazar önsözde şunları belirtiyor: “İnancım odur ki burada önerdiğim yeni okuma tutamaklarının ışığında yazın tarihinin başart eserlerini yeniden okumak gibi bir görevi yüklenen okur, eskisinden farklı bir okura dönüşecek ve belki de bu yüzden farklı bir insan olacak. Yüzey metinde bize ısrarla anlatılan öykünün baskısına direnmeyi öğrenerek bu öyküyü tersinleyen farklı bir katmanın okur/yazarı olacak, söylenmeyeni söyleyebilecek.” Yağcıoğlu, yüzey metnin çekici ısrarına kapılmadan, okuduğu roman ve öykü metninin alt anlam katmanlarına ulaşabilen sorgulayıcı okurların önemine dikkat çekip yaratıcı okurların ancak böyle oluşabileceğini vurguluyor. Suskulardan, söylenmeyenlerden, boşluklardan hareket ederek ya da sık tekrarlananların izinde giderek metnin içerdiği asıl anlamı görebilen, sezebilen, metin içinde dil aracılığıyla zihnimize ve düşüncemize etki eden ataerkil ya da kapitalist tüketim toplumu ideolojisini fark edebilen sorgulayıcı ve dönüştürücü okurun önemi üzerinde duruyor. Sorgulayan bir okur, kendini, yaşadığı hayatı ve yeryüzünü değiştirebilir. “Birbirinden ayrı coğrafyalarda, kültürler arasında benzer duygu bağları kurulmasını sağlayan bir araç olarak kitap, elbette korku üzerine kurulan rejimler için tehlikelidir. Çünkü okumak, duyguları tanımak ve onlara bir ad koyma becerisini geliştirir” diyor yazar. Kurmaca edebiyat metinleri empati duygumuzu geliştirir; bizi başka insanları anlamaya, başka hayatları yaşamaya yönlendirerek iç dünyamızı derinleştirir. Yağcıoğlu duygulanım kavramına da işaret ediyor. Yararlandığı duygulanım kuramlarının genellikle bilişsel olduğunu belirterek romanları ve roman kahramanlarını çözümlerken metinsel ipuçlarını değerlendiren, bu ipuçlarını asal metin unsurları olarak odağa alan yapıçözümcü bir anlayışı, yaptığı yorumlara tanık gösteren bir yakın okuma stratejisinden asla ödün vermediğini de önemle vurguluyor. OKUMA VE YORUMLAMA YÖNTEMİ Roman kahramanını inşa etmenin, metni çözmenin ipuçlarını veren Yağcıoğlu, kahramanın söylem ve ideolojisinden, tekrarlardan, adıl kullanımından, hitap biçimlerinden, eylemlerinden hareketle okuru söylenmemişi bulmaya; yüzey metnin alt anlamlarına ulaşabilmeye çağırıyor; söylem çözümlemesiyle derin katmanlardan yankılanan ideolojiye dikkat çekiyor. Mekânın da masum olmadığını belirten yazar, roman kahramanının sosyokültürel bir varlık olarak öznellik durumunu çözümlemek için göstergebilimsel bir değer taşıdığını ifade ediyor. Bu bağlamda bazı yazınsal metinlerde kahramanın söylemi yoluyla ev içinin kadın için kutsallaştırılırken ev dışının tekinsiz ve günaha yakın bir yer olmasının dile getiriliş şeklini gösteriyor. Eleştirel okumanın ne olduğunu açılımlayan sayfalar ilgi çekici. “Eleştirel okuma, okurun, ideoloji yüklü metinlerin örtükleştirdiği anlamları açığa çıkarma çabası olarak tanımlanabilir” diyen yazar, Suat Derviş okumalarında şöyle söylüyor: “Suat Derviş’in mekân ve kimlik oluşumu arasında kurduğu ilişki, yüzeysel bir aşk hikâyesini zengin alt katmanları olan bir karakter çözümlemesine dönüştürür.” Metin incelemesinde kahramanın anahtar rolünü daha iyi anlıyoruz. Semiramis Yağcıoğlu; Lacan, Althusser, Barthes, Derrida, Saussure gibi kuramcıların ışığında hem kahramanların iç dünyalarını aydınlatıyor hem de metin içi gerçekliği oluşturan söylemi çözümlüyor. Dilpsikoloji, dilhayat, dilmekân ve dilideolojimetin ilişkileri arasındaki diyalektiği derinlemesine irdeliyor. Sayfalar ilerledikçe zihin açıcı birçok yorum ve görme biçimiyle metinlerin yüzeyinden derinlerine iniyor, yüzey metnin ısrarına boyun eğmeden metin içi anlam katmanlarını çözümlemeyi öğreniyoruz. Anlam tüketen değil, anlam üreten bir okur olmanın temel dinamiklerini keşfedip metinde söylenmemişi bulma çabamızı artırıyoruz. Yağcıoğlu’nun usta işi incelemeleri sayesinde metinleri okuma ve yorumlama yöntemlerinin bilincine varıyoruz. Okuduğu metinlere dair güçlü yorumlarının yanı sıra duygularını içtenlikle dile getirip metnini incelediği yazara sevgiyle seslenebilen Yağcıoğlu, akademik yaklaşımını deneme türüyle ustaca sentezlediği için Roman Kahramanı ve Öznellik merak, ilgi ve keyifle okunuyor. n Roman Kahramanı ve Öznellik / Semiramis Yağcıoğlu / Komşu Yayınları / 328 s. KITAP 3112 Nisan 2018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle