02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap Renkler... Sesler... Harfler... AYTÜL AKALl ÇİĞDEM GÜNDEŞ lMAVİSEL YENER lMUSTAFA DELİOĞLU MAVİSEL YENER www.maviselyener.com K entlerin rant değeri yüksek birçok mahallesinde, yöntemleri ve öyküleri farklı kentsel dönüşüm projelerinin rüzgârları eserken bunun edebiyatımıza yansımalarını görüyoruz. Kayıp Mahalle’de, on bir yaşındaki oğlan çocuğunun dilinden, böyle bir “dönüşüm” öyküsü anlatılıyor. Osmanlı döneminde yapılmış çok eski evler bulunan bir mahallede yaşıyor bu çocuk. Geçmişte savaş korkularını, yokluğu, sevinci birlikte deneyimlemiş insanların dost olduğu bir mahalledeyiz. Kurtuluş Savaşı’na destek vermiş, cumhuriyeti candan benimsemiş komşularla tanışıyoruz. Ege kentlerinden birinin kıyıda kalmış mahallesinin sokaklarından gelen seslere kulak kabartacağız. Orada herkes birbirinin derdini tasasını biliyor. Çoğu işçi ailesi. Anneler çok çalışıyor, babaların yüzü az gülüyor. Evler yıkılıp yerine alışveriş merkezi yapılsa yaşamlarının renkleneceğini düşünüyor mahallenin gençleri. MAHALLEYİ ALTÜST EDENLER Kitabın anlatıcısının düşsel arkadaşı Morcin, kitabın önemli karakterlerinden. Elbette o bir iç ses. Çocuk onunla dertleşiyor, akıl alıyor, söyleştiklerinde özgüveni yerine geliyor. Anlatıcının en iyi dersi Türkçe; anılarını gizli gizli yazıyor. Sınıf arkadaşı Melisa’dan hoşlandığını Kayıp Mahalle Zehra Ünüvar’ın kaleme aldığı “Kayıp Mahalle”, kentsoylu yaşamın çelişkilerine dikkat çeken bir ilkgençlik romanı. Kitap Gölgesi başkaları okumasın diye anı defterin de ondan “Meksika” diye söz ediyor. Melisa’yı bilen tek dostu Morcin. Morcin bir gün çocukları terk edecek mi, okuyup öğreneceğiz. Bir gün, mahalleye fiyakalı, cakalı bi rileri geliyor. Hemen ardından kepçeler, kazıcılar… Mahalle altüst oluyor. Zehra Ünüvar, gerçek kentsel dönüşümün acımasızlığını, yersiz yurtsuz kalan insan ları anlatmayı değil de oyun alanı gasp edilen çocukları anlatmayı yeğliyor. Ma hallenin çimenlik oyun alanına site yapılacağı haberi çabuk yayılı yor. Çocuklar çalış maları bir süre uzak tan izliyor, sonrasında “çimenlik bizimdir” pankartlarıyla sokağa dökülüp yürüyüş ya pıyor. İşe yarıyor mı dersiniz? Kısa sürede dört koca apartman dikili yor mahalleye. Sitenin çevresi yüksek bir duvarla çevriliyor. Zehra Ünüvar Sitenin bahçesinde, tüm mahallenin geçmişine tanıklık eden iki yaşlı zeytin ağacından başka hiçbir ağaç korunmuyor. Siteye taşınanlar evlerini temizletmek için eleman aramaya başlıyor. Mahallenin kadınları bu iş için çok uygun. Temizlik yaparak hem para kazanacak hem de siteyle ilgili meraklarını giderecekler. DAYATILAN YENİ YAŞAM TARZI Artık hiçbir şey eskisi gibi değil mahallede. Sanki birileri farklı bir yaşam tarzını dayatmaya başlıyor. Sitede yaşamaya başlayan çocuklar ile mahalle çocuklarının arkadaşlığı tekinsiz bir yola doğru ilerliyor. Bunu bir türlü sindiremeyen mahalle çocukları, sitenin bahçesinde define gömülü olduğu yalanını ortalığa yayıyor. Bu yalan, gece yarısı polislerin mahalleye gelmesiyle birlikte, farklı bir gerçekliğe bürünüyor. Bunların yanı sıra romanın anlatıcısı olan çocuğun dedesini yitirmesi, kitabın bu hüzüne açtığı kucak irdelenmeye değer. Zehra Ünüvar’ın mahalleyi böylesine rahat, açık, etkileyici betimlemelerle anlatması onun varsıl gözlem gücünün göstergesi. Toplumsal bir olguyu, insan ilişkilerini başarıyla öyküleyen yazar, okuru yakalamayı başarıyor. Anamalcı düzenin çelişkilerine dikkat çeken Ünüvar, kentsoylu yaşamın boğucu havasını da yansıtıyor. Toplumsal eleştiriyi romanın dokusuna nakışlıyor. İşsizlik sorununa da değiniliyor satır arasında. Mahallenin işsiz gençleri mahalledeki siteyi yapan inşaat şirketine başvursa da yeni çalışan aranmadığı yanıtını alıyor. İnsan ve doğa ilişkisine büyüteç tutarken kentlerdeki yaşamın çelişkili görünümlerinden canlı kesitler sunuyor. İnsan, çevre ve toplum arasındaki bağı anlatırken Morcin karakteri aracılığı ile insanın kendisiyle iletişimine de dikkat çekiyor. Suçtan pişmanlığa uzanan karmaşık duyguları aktarıyor, birbirimizi severek yaşadığımız bir dünyaya olan özlemi dile getiriyor. Okuyup toplumsal sorunlar üzerine düşünmek, çözüm üretmek için iyi bir fırsat! n Kayıp Mahalle / Zehra Ünüvar / Bilgi Yayınevi / 318 s. / 2016 / 12+ Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1, D: 1, Balçovaİzmir KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Kardelen’in Hayali / Sona Bilgin / Denemeler / Kanguru Yayınları / 2016 / 128 s. / 15+ Denemeler, öykücü, şair ve yazar Sona Bilgin’in kaleme aldığı kısa metinlerden oluşuyor. Herkese seslenmiş Bilgin; sevgililere, kavuşamayanlara, ayrılanlara, hayal kırıklıkları yaşayanlara, hayaline erişmek için koşanlara… Yaşamdan ödünç aldığı sevinçlere değinmiş, acıları yazmış, kimi zaman önerilerde bulunmuş kimi zaman sorular sormuş. Pişmanlıklardan dersler çıkartmış, hayallerini dile getirmiş, mutluluğu betimlemiş. Özellikle kendini ve dünyayı tanıma çabasındaki, gençlerin seveceği kısa anlar, anıların, düşlerin, yaşamın yer aldığı kitabın birinci baskısı, 2012’de SBL Yayıncılık tarafından yapılmış. Dünyanın En Tatlı Çocuğu / Ted van Liesbout / Resimleyen: Sylvia Weve / Çeviren: Ufuk Güngör / Büyülü Fener / 2016 / 56 s. / 711+ Tim yedi yaşında, fikirlerle ve kaygılarla dolu bir çocuk. Babasını birkaç ay önce bir kazada kaybetmesi, kaygılarını çoğaltmış. Babasının ölümü üzerine Paul amca, annesine ve ablasına artık Tim’in bakması gerektiğini söyler. Oysa Tim’in ilerde bakması ge reken kendi karısı ve çocukları olacak. Belki onlar için şimdiden para biriktirmeye başlamalı. Peki ama nasıl para kazanacak? Annesi onun dünyanın en tatlı çocuğu olduğunu düşünüyor. Acaba bu unvan, para kazanmasına yeter mi? Tim’in gelecekle ilgili aklında çok sorusu var ve bunların yanıtını tek başına bulması çok zor. Düşündüğü birçok meslekte başarılı olamayacağının farkında. Bu nedenle kaygıları da git gide büyür. Ya astım olan ablası da ölürse? Ya anneleri ölürse ablasıyla Tim’e kim bakacak? Çocukların kaygılarına ve bunlarla baş etme yöntemlerine dikkat çeken kitap, ailede yaşanan bir kaybın ne çok soruyu da beraber getirdiğine vurgu yapıyor. Bu kitap, çocukların belleğine yerleşen korkuların nedenlerini anlama ve sağaltıcı çözümler bulma konusunda yetişkinlere ışık tutabilir. Belki bu yüzden, çocuklardan da çok yetişkinlere önerilebilir. Bu Ne Biçim Sunum? / Aytül Akal, Mavisel Yener / Resimleyen: Hüma Kaya / Doğan Egmont / 2015 / 48 s. / 5+ Okula konuk olacak yabancı yazarları karşılamanın heyecanını yaşayan çocuk, en iyi şekilde hazırlanabilmek için elinden geleni yapar. Amacı, ülkemizi ve kültürümüzü konuklara en güzel şekilde tanıtmaktır. Ninesi şalvarla cepken dikmeye koyulur, teyzesi aşure pişirmeye karar verir. Annesiyle çarşıya çıkar, gerekli olan her şeyi alır. Çok güzel çarıklar görür çocuk, ama ponponu yoktur; annesi yetişir imdadına; “Üzülme, ponpon alır dikeriz” der. Çocuk da bilgisayarının başında sunumun son halini gözden geçirir. Özenle hazırlanır her şey. Sabah erkenden okula gider annesiyle, elleri kolları dolu. Konuklar gelmeden bir prova yapmasını önerir öğretmeni. Ne ki provada yere düşüverir çocuk. Arkadaşları kahkahalarla güler. Bu da yetmezmiş gibi hazırlığı, sunumu beğenmez, ne görseler dalga geçerler. Öyle ki dağıttığı leziz üzümler bile sevindirmez onları. >>Burun kıvırır, “Çikolata olsaydı daha iyiydi” derler, “Amma da az 16 7 Temmuz 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle