24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> yöntemleriyle göğüslemeye çalışan iki genç. Yolları bir şekilde kesişir. Birbirlerine ne yakın ne uzak dururlar ama dost olurlar. Onların tanışma, birbirlerini ve kendilerini tanıma sürecinde okur Ece’yi ve onun ailesini de tanır. Roman ilerledikçe Cem’in sırları da açığa çıkar. Ece’nin babası üniversite mezunu, serbest meslek sahibi bir adam, annesi ise öğretmendir. Ablası Selin, üniversitede psikoloji eğitimi görmektedir. Ece de lise öğrencisidir. Uzaktan bakıldığında herhangi bir aile gibidir onun ailesi de. Ancak biraz yakından tanıyınca pek de “herhangi” bir aileye benzemediği anlaşılır. Babası, iki kızına ve eşine şiddet uygulayan bir adamdır. Özellikle eşine… Öğretmen olan kadınsa bu durumu kanıksamış, kabullenmiş gibidir. Kültürümüzün ağır ve can yakıcı örneklerinden biri gibidir; “kol kırılır yen içinde kalır,” dercesine susar. “Konu komşudan” çekinir en çok, el âlem ne der diye susar. Bu kabullenişten güç alan adam gün be gün arttırır baskının, şiddetin dozunu. Öyle ki birlikte çıktıkları göstermelik yaz tatilinde karakolluk olurlar. Ece, o gün her şeyi anlatırken polise, annesi “şikâyetçi değilim” deyiverir. Zaten içine kapalı bir kız olan Ece, iyice kendi kabuğuna çekilir. Aslı Der, sadece Ece’yi ve ailesini değil başka kadınları da anlatmış. Öldürülen, aşağılanıp şiddete maruz kalan... Darmadağınık’ı okurken bunların bir kez daha ayırdına varacaksınız. Yoksa Öğretmenim Bir Uzaylı mı? / Pamela Butchart / Resimleyen: Thomas Flintham / Çeviren: Acar Erdoğan / Mavibulut Yayıncılık / 2015 / 175 s. / 8+ Izzy, Jodi ve Zack yakın arkadaş. Okulda da sokakta da birbirlerinden ayrılmayan bu üç arkadaşa zaman zaman Maisse de eşlik eder. Her şey sınıf öğretmenleri Bayan Jones’un yüzünden olur. Tam bir matematik delisi olan ve tüm boş anlarda matematik alıştırmaları yaptıran Bayan Jones’un derse iki dakika geç kalınmasına da tahammülü yoktur, öğrencilerin kendi aralarında küçük fısıldaşmalarına da… Anlayacağınız, öğrencilerin gözünden bakınca oldukça itici bir tiptir Bayan Jones. Bir sabah masasına sevimli bir oyuncak ayı gelinceye dek yani… Elinde kırmızı bir gül tutan oyuncak ayı, özellikle Izzy ve arkadaşlarının çok dikkatini çeker. Üstelik, Bayan Jones ne derse geç kalanlara sesini çıkarır ne kıkırdaşıp gülenlere! Bu işte bir bit yeniği vardır. Bayan Jones’daki bu ani değişikliğin sebebini araştırmak gerekir. Yoksa da Bayan Jones, uzaylılar tarafından ele mi geçirilmiştir? Herkese iyi eğlenceler, sevinçli okumalar! Elma Ağacında Bir Büyükanne / Mira Lobe / Resimleyen: Susi Weigel / Çeviren: Genç Osman Yavaş / Final Kültür Sanat Yayınları / 2015 / 144 s. / 812 Sekiz yaşındaki Andi’nin arkadaşları büyükannelerinden söz edip onlarla ne çok eğlendiklerini anlatıyor. Ama Andi’nin ne anne tarafından ne de baba tarafından büyükannesi var. Olsaydı Andi de onlarla iyi zaman geçirebilirdi. Andi’nin annesi, babası, abisi, ablası, Bello adlı köpeği var ama o, onunla meşgul olacak ve onunla maceralar yaşayacak bir büyükanne özlemini çekiyor. Andi’nin tek tesellisi, elma ağacı. Orası, onun sığınağı. Bir gün beklenmedik bir şey oluyor ve Andi ne zaman elma ağacına çıksa, orada hiç tanımadığı büyükannesini buluyor. Bu çılgın büyükanne, Andi’ye de çılgın şeyler yaptırıyor. Kementle yabani at yakalamak, Hindistan’a gidip kaplan avına çıkmak, fırtınalı havada gemi kullanmak gibi. Her tuşunda ayrı maharet olan spor arabayı da unutmayalım. Üstelik büyükannesi arabayı Andi’nin kullanmasına izin veriyor! Annesi, onun anlattığı bu büyükannenin hayali olduğunu ona açıklamaya çalışsa da Andi, her istediğini yerine getiren bu süper büyükannenin gerçek olduğunda ısrarcı. Derken bir gün, yan komşunun çatı katına yaşlı bir kadın taşınır. Bayan Fink, Andi’nin hayatını değiştirecektir. Duygu yüklü bu öykü, küçük bir çocuğun, yaşlı biriyle kuracağı ilişkiye nasıl gereksinim duyduğunu hissettiriyor. Ayrıca, annelerin ve babaların çocukları hayata hazırlama konusunda nasıl davrandığının ayrımına varmak da önemli. Yerden Yüksek / Selin Tunç / Resimleyen: Volkan Akmeşe / Doğan Egmont / 2015 / 121 s. / 8+ Onno, bundan on yıl önce çok soğuk bir günde dünyaya gelir. Doğumda yardımcı olan yaşlı hemşire bebeği görür görmez Seyhan Hanım’a, bebeğin çok özel yetenekleri olduğunu ve ona özen gösterilmesi gerektiğini söyler. Kadın ne olduğunu anlayamadan da gider. Annesi, hiç unutmaz bunu ve oğlunun o özel yeteneğini keşfetmesini bekler yıllarca. Ama Onno değil yetenekli biri olmak tam tersine son derece sakin, hatta biraz utangaç, kendi halinde bir çocuk. Ah bir de kardeşini görseniz… Leyla, dört yaşındadır ama cin gibi bir kız. Özgüveni yerinde, girişken, hareketli ve özel yetenekleri olduğuna inanıyor. Bir gün tüm mahallenin başına dert olan Kocagözler çetesi, Onno’nun en sevdiği oyuncağı alıverir. Çok kızar buna Onno ve oyuncağının peşine düşer. Meğer bu çete tüm mahallenin eşyasını çalıp saklarmış. Onno ve arkadaşları Kocagözler’in çaldığı eşyaların peşine düşer. Bu arada her rastlaştıklarında bir de güzel dayak yerler Kocagözler çetesinden. Ta ki Leyla duruma el atıncaya dek… Sizce Onno’nun özel yeteneği nedir? Onno, bunu bulabilecek mi? Ya öyle bir şey yoksa… “Yerden Yüksek,” Leyla ve Onno’yla birlikte, güven, özgüven, kendini ve çevrendekileri yüreklendirme gibi konuları işliyor. Sevimli bir öykü… Arada satır aralarına yedirilmiş gizli iletiler de var. Keşke, Kocagözlerle tutuştukları kavga sahneleri daha kısa olsaymış. İyi okumalar! n KItap 25 Şubat 2016 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle