23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Türkiye’ye Ait 100 Büyük Yanılgı / Metin Solmaz / Ağaçkakan Yayınları / 152 s. “Hazır Bilgi Serisi”nin ilk kitabı “Türkiye’ye Ait 100 Büyük Yanılgı”da insanların halk hizmet adı altında betona nasıl hapsedildiğini, giderek sokaktan parktan AVM’ye, yani sahiciden plastiğe doğru nasıl yönlendirildiğini, günlük yaşamda sayısız hurafeyle doldurulmuş zihinlerin nasıl uyuşturulduğunu anlatıyor. Akademik iddialara uzak ama her maddesi uzmanlarına sorulmuş kitaptaki bilgiler doğru bildiğiniz yanlışlara dikkat çekmeyi amaçlıyor. İbn Battuta’ya Göre 14. Yüzyılda AnadoluSosyal ve Kültürel Hayat / Kozmos Yayınları / 121 s. İbn Battuta’nın 14. yüzyılın ilk yarısında daha çok beylerin iskân edildiği uç bölgelerde yapmış olduğu Anadolu seyahati, tam da Anadolu’nun, Doğu Karadeniz’i istisna tutarsak, Türkleşmesini tamamladığı zamanlara tekabül eder. Anadolu Türklerinin siyasî, iktisadî, sosyal, dinî, kültürel hayatları hakkında çok önemli bilgiler veren İbn Battuta’nın, esasen, tüm eseri içinde Anadolu’ya ayırdığı bölüm çok da fazla olmamakla birlikte aktardığı bilgiler bakımından onun seyahatnamesi, tam bir Anadolu Türk kültür hazinesi niteliğini taşıyor. Suat Karaman da bu çalışmasında, tüm bu bilgiler doğrultusunda İbn Battuta’nın “Seyahatname”sini esas alarak 14. yüzyılda Anadolu Türk kültür tarihine ışık tutuyor. Türkiye’nin Sırat Köprüsü Açılım Masalı / Özdemir İnce / Tekin Yayınevi / 288 s. Bu kitap bir Kürtçülük tarihi değil, bir Kürtçülük isyanları tarihi değil. Ama bu konularda söylenip yazılan yalanları bozmayı, iftiraları dağıtmayı, konu bağlamında kurulan fesatları ortaya çıkartmayı amaç edinmiş bir gazete yazısı tomarı. Kürtçülük karşıtı, Kürt dostu bir kitap. Kitapta “Sırat Köprüsü”nün hiçbir dinsel anlamı yok. Sırat Köprüsü PKK terör ayaklanması olarak anlamlandırılıyor. Kitapta barış için çözüm yolu ise şöyle ortaya koyuluyor: Türkiye’nin gerçek demokrasiye kavuşması, bölgesel eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, insan haklarının en yüksek düzeye çıkartılması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, Kürt kökenli vatandaşların kültürel haklarının güvenceye kavuşturulması, Kürtçe ve Kürt edebiyatının okullarda isteğe bağlı olarak öğretilmesi. Kitabın “Ne olacak şimdi” sorusuna yanıtı ise özetle şöyle: “Kuruluşundan bu yana Cumhuriyet’e düşman olan Kürtçü PKK ile çağdaş ve laik cumhuriyet düşmanı olan Başyüce RTE önderliğindeki (MHP destekli) AKP hükümeti Kürt Sorunu’nu barış yöntemiyle ne yazık ki çözümleyemez.” Atascadero’nun Sincapları / Feyza Hepçilingirler / Everest Yayınları / 265 s. Atascadero’nun Sincapları, usta edebiyatçı Feyza Hepçilingirler’den bir anı ve izlenim kitabı. Hepçilingirler, bir ABD kasabası üzerinden, bu kıtadaki gündelik yaşam hakkında bildiklerimizi, bilmediklerimizi, bildiğimizi sandıklarımızı ve gözden kaçan pek çok ayrıntıyı gözlemleri eşliğinde duru bir dille aktarıyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1336 Olduğu Gibi / Ece Üner / Boyut Yayıncılık / 88 s. Kendisini bir kelime işçisi olarak niteleyen ve hayatın bu lahzasında inkarla ikrarın eşiğine geldiğini ifade eden, televizyoncu, haberci Ece Üner, bu kez şiirleriyle karşınızda. “Olduğu Gibi” bu kapsamda hapsettiği tüm sözcüklerini kelimeler denizinde serbest bıraktığı bir toplam. Kahraman Doktor İhtiyar Acuzeye KarşıGeç Osmanlı Doğum Politikaları / Gülhan Erkaya Balsoy / Can Yayınları / 256 s. Bu çalışma, kadın bedeninin “neye hizmet etmesi” ve “nasıl sergilenmesi” gerektiği meselesinin, modernleşme niyetiyle kimi girişimlerde bulunan Osmanlı’da, hangi araçlar ve kararlarla çözülmeye çalışıldığını tartışıyor. Balsoy; tartışmayı, arşiv belgelerinin yanı sıra Osmanlı’da kadın doğumun kurucu babası sayılan Besim Ömer’in eserleri, 20. yüzyıl başında çoksatar olan ve kadınlara yönelik nasihatler içeren yayınlar ve kimi popüler edebî metinler üzerinden sürdürüyor. Osmanlı’nın nüfusu kontrol etmeye çalışan kadın odaklı politikaları, Osmanlı nüfusunun Müslümanlar lehine artmasını isterken makbul kadını ve kadınlığı da tarif ediyordu. Yaşadığımız dönemin siyasal diline ve amaçlarına da denk düşen bu tarife göre makbul kadın vakti gelince hemen evlenmeli, çok çocuk doğurmalı, asla kürtaj yaptırmamalı ve kendisini doktorlara emanet etmelidir. Konunun günümüzdeki izdüşümlerine de vurgu yapılan çalışmada, cinsellik, doğum, hamilelik, düşük gibi deneyimlerin sadece biyolojik bedenle ilişkili olmadığı, son derece politik konular olduğu bir kere daha hatırlatılıyor. Osmanlı Devlet ve Toplum Hayatında Mevlevilik19. Yüzyıl / Serdar Ösen / Kitap Yayınevi / 426 s. Osmanlı Devleti için 19. yüzyıl, ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri alanda olduğu kadar dinitasavvufi hayat alanında da önemli değişmelerin yaşandığı bir yüzyıldı. Özellikle 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra Bektaşilik’in yasaklanması tasavvufi hayatta meydana gelen önemli gelişmelerdendi. Bu çalışmada 19. yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti ile Mevlevi tarikatı arasındaki kurumsal ilişkiler ele alınarak özellikle Bektaşilik tarikatının yasaklanması sonrasında devlet ileri gelenleri arasında yaygınlık kazanan Mevlevilik’in konumu ortaya konulmaya çalışılıyor. Bu çerçevede Mevlevihanelere yapılan tamir ve iaşe yardımları, vakıf muafiyetleri, Mevlevi şeyhleri ile devlet arasında yaşanan sorunlar ve sosyal hayatta mevlevihanelerin işlevleri ele alınan başlıca konular. MenderesIrmağın Gölgesi / Üstün Dökmen / Remzi Kitabevi / 320 s. Romanda, çevresiyle, dünyayla olan ilişkisinde sıkıntılar yaşayan İbrahim oğlu İsmail’in, tam nedenini bilemese de, kaynağından başlayarak Menderes ırmağını boydan boya yürümeye karar vermesiyle çıktığı yolculuk anlatılıyor. İsmail yolculuğu sırasında hatırladığı kadarıyla tüm yaşadıkları ve insanlığın başından geçen benzeri sorunlarla hesaplaşmaya girişir, onlara anlam vermeye çalışır. Menderes ırmağıyla ve tarihteki bazı kişilerle kendisi arasında benzerlikler kurar ve sonuçta, ırmağın denize ulaştığı noktaya vardığında tüm yaşamını değiştirecek beklenmedik bir karar verir. 2 4 Çanakkale’den Mondros’a (19151918), Eyüp Durukan / Hazırlayan: Murat Uluğtekin / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 496 s. Birinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1915’te, Enver Paşa’nın talimatıyla Viyana’ya harp levazımatı almak için gönderilen ekibin başında Eyüp Durukan bulunuyordu. Durukan bu seyahatten İstanbul’a dönüşünde, İstanbul Boğazı ve Çatalca Müdafaa Hattı’nda görev aldı. 1916’da Çanakkale’ye Ağır Topçu Alayı tabur kumandanı olarak tayin edildiğinde harp cephede olanca şiddetiyle sürüyordu. Durukan bu yıllarda yaşadığı, duyduğu askeri ve siyasi olayları, diğer cephelerden gelen haberleri gün gün ve belgeleriyle kaydetmeye devam etti. Eyüp Durukan külliyatının, “Günlüklerde Bir Ömür” adlı serisi başlığı altında, “Balkan Harbi’nde Edirne Kuşatması (19111913)” ve “Sofya Esaretinden Çanakkale Zaferine (19131915)”nin ardından yayımlanan bu üçüncü cildi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndaki son üç yılına dair önemli ayrıntılarla sürüyor. Damdan Düşen PsikologDoğan Cüceloğlu Kitabı / Söyleşi: Canan Dilâ / Remzi Kitabevi / 542 s. “Damdan Düşen Psikolog”, Doğan Cüceloğlu’nun hayatını bütün ayrıntılarıyla anlattığı bir söyleşi kitabı. Damdan düşen doktoralı bir psikoloğun, düştüğü yerden doğrulurken kendi kendine mırıldandığı şarkısının gözyaşı ve kahkaha dolu öyküsü. Sürgündeki Hânedan / Ekrem Buğra Ekinci / Timaş Yayınları / 640 s. Osmanlı tarihine dair yazdığı yazılar ve yaptığı televizyon programlarıyla tanınan hukuk tarihçisi Ekrem Buğra Ekinci, “Sürgündeki Hânedan” kitabıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun son vârisleri hakkında önemli bir monografi hazırladı. Hemen hepsi sürgünde vatansız, pasaportsuz olarak yaşayan hânedan mensuplarıyla ilgili bilinmeyenler kitabın odağına aldığı esas konu olarak dikkat çekiyor. Bankalarda paraları, yanlarında nakitleri ve yurt dışında akrabaları olmayan bu insanları çoğu tarifsiz acılar çekti. İlaç parası bulamadığı için dilenenler; konu komşunun getirdiği bir tas çorba ile yaşayanlar; açlıktan ölenler; sefalet sebebiyle intihar edenler; aklını kaçıranlar; kimsesizler mezarlığına gömülenler oldu. Ekinci, kitabında bu az bilinen gerçekleri ele alıyor. Kierkegaard’dan Hayat Dersleri / Robert Ferguson / Çeviren: Elif Ersavcı / Sel Yayıncılık / 136 s. Ünlü filozof, ilahiyatçı ve eleştirmen Kierkegaard, eserlerinde bireyin hayatını merkeze almış ve pek çoklarınca ilk varoluşçu filozof olarak kabul edilmiştir. Kaygı, etik, maneviyat gibi konulardaki özgün fikirleriyle tanınan Kierkegaard, bir yol arayışı içinde olanlar için sıradışı bir rehber olma niteliğini uzun zamandır korumaktadır. Hayat Dersleri’nde önemli eserlerinden bazılarına göz atma fırsatını bulacak okurlar için Kierkegaard’ın sorgulayıcı ve kışkırtıcı düşüncelerini ufuk açıcı olacaktır. Alain de Botton öncülüğünde “gündelik yaşam için parlak fikirler” sloganıyla yola çıkmış ve yine onun editörlüğünde hazırlanan “Hayat Dersleri” kitapları, Kierkegaard’ı ele alarak gündelik çıkmazlara yanıt olabilecek düşüncelerinin altını çiziyor. n E Y L Ü L 2 0 1 5 n S A Y F A 2 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle