Katalog

Vitrindekiler Tabular, Korkular ve Kadınlar / Zehra İpşiroğlu / E Yayınları / 164 s. Türkiye’de kadın olmak nasıl bir şey, bu coğrafyada doğmuş bir kadın hangi sorunlarla karşılaşıyor, onu engelleyen güçler neler? Eril zihniyetin en uç noktasını oluşturan şiddet nedir, nasıl yaşanıyor? Kadınlar bu sorunları çözmek için nasıl bir mücadele veriyor: Toplumsal cinsiyet izleğini farklı açılardan kuşatan kitapta, yukarıdaki sorular izleğinde kadının toplumdaki konumu çeşitli açılardan irdeleniyor. Âdem ile Havva Her Yerde / Mineke Schipper / Çeviren: Arlet İncidüzen / Ayrıntı Yayınları / 320 s. Dünyada başka hiçbir hikâye insan soyunun anne ve babası Âdem ile Havva kadar meşhur değil. Âdem ve Havva’nın hikâyesi üç semavi din tarafından aktarılarak her yere ulaştı. Mineke Schipper, Âdem ve Havva inancının farklı dinlerdeki yerini ve anlatı biçimini göz önüne sererken, görsel kaynaklarla zengin bir bakış olanağı verir. Lillith’ten Havva’ya, Tanrı’dan Şeytan’a ve yılana kadar insanlık tarihinin zengin kültür parçalarını bir arada ve çok boyutlu bir bakış açısıyla sunuyor bu kitabında. Araftaki Ermenilerin Hikâyesi – “Ne Hz. İsa’ya ne de Hz. Muhammed’e yaranabildik” / Vercihan Ziflioğlu / İletişim Yayınları / 192 s. Kitapta, Müslüman çoğunluğun içinde, yüz yıldır Müslüman gibi yaşayan Ermenilerin hikâyesi anlatılıyor. Sünni bir Türk/Kürt gibi ya da Kürt/Alevi gibi… Bazısı, “gibi yaşamak”la kalmayıp, mollamüezzin olmuş, Hac’ca gitmiş. Ama çoğunlukla yine de tam benimsenmemiş, yabancı görülmüşler. Bugün, Ermeni kimliklerine geri dönenler, Hıristiyan Ermeniler tarafından kabul görmekle ilgili sıkıntı yaşıyorlar. “Her iki tarafın gözünde de dönme” sayılıyor onlar. Vercihan Ziflioğlu, “Ne Hz. İsa’ya ne Hz. Muhammed’e yaranabilen” bu araftaki hayatları anlatıyor. Saklanmanın, yüzleşmenin ve “açığa çıkmanın” deneyimleri var kitapta. 1915’ten 1980’e Karadeniz / Halil Erhan / İletişim Yayınları / 245 s. Yeme içme alışkanlıklarını, ekonomik faaliyetleri, ulaşımı, evleri, yaylaları, yoksulluğu, yaşamları... Halil Erhan, resmî tarihte olmayan ama aslında tarihin ta kendisi olan şeylerden bahsederek zenginleştiriyor anılarını: Karadeniz’deki Ermenilerden, onların ekonomik faaliyetlerinden söz ediyor; harabeye dönüşen, yıktırılan, talan edilen kiliselerden bahsediyor; “kıyımdan” kurtulmak için kimliklerini saklamak zorunda kalan insanlara değiniyor. Dedelerinden dinlediği insanların malına, mülküne, hatta ailesine el koyan çetecileri, eşkıyaları, Topal Osman’ın katlettiği Ermenileri, bir eşkıya için yakılan “Davutoğlu” türküsünün nasıl “Hekimoğlu”na dönüştüğünü, cumhuriyet muhtarlaS A Y F A 2 0 n 6 A Ğ U S T O S ların yaralarını deşiyor. Köpekleştirmek, Kafka’nın Dönüşüm’ünde olduğu gibi bir böcekleşme metaforu elbette. Köpekler yaralarını yalayarak iyileştirir. Sürekli yaşamına müdahale edilen, kendine yabancılaşan edilgen insanın da durmadan yaralarını kaşıması, kanatması bundan. Tahtakuruları’nın Evreni / Semih Erelvanlı / Evrensel Basım Yayın / 148 s. Semih Erelvanlı, bu kısacık öykülerinde okurunu, dünyanın ötekileriyle buluşturuyor. Tahtakuruları’nın Evreni’nde dilde yaratıcılığın söz, söylem ve kurgu boyutunda nerelere varabileceğinin, bunun içeriği nasıl derinlikli bir görünürlüğe taşıdığının çarpıcı örneklerini sergiliyor. Babil Kulesi’nde, Kafka’nın kitaplarında, Nuh’un Gemisi’nde, İkinci Yeni şiirlerinde, Gezi’de, Otomatik Portakal’da, Kız Kulesi’nde, sığınma evinde, Hayata Dönüş Operasyonu’nda, kuyudaki su kovasında… okurunu bekliyor. Anıtkabir’in Ötesi: Atatürk’ün Mezar Mimarisi / Christopher S. Wilson / Çeviren: Mehmet Beşikçi / Koç Üniversitesi Yayınları / 176 s. Ölümünün ardından Anıtkabir’e nakledilene kadar Atatürk’ün naaşı farklı yerlerde kaldı, halkın ziyaretine açıldı. “Anıtkabir’in Ötesi: Atatürk’ün Mezar Mimarisi” adını taşıyan kitap, Atatürk’ün naaşının tutulduğu bu yerleri, cenaze törenlerini, Anıtkabir’in inşasını, muhafazasını ve kurumsallaşmasını inceliyor. Bunlardan hareketle, mezar mimarisinde ortaya çıkan Atatürk temsillerinin ulusal ve kolektif belleği şekillendiren faktörlerle ilişkisini ortaya koyuyor. Taşlar ve Avlular / Fatih Akça/ Komşu Yayınları – Yasakmeyve/ 52 s. “Kocaman bir taş taşıyordu. Yorgun, uykusuz, aç ve tenhaydı. Dümdüz bir ovaya götürdü taşı, yer ile gök arasına koydu. Soluklandı. Taşının yanına taş kondu, soluğunun yanına soluk. Taşlar gibi birikti insanlar, insanlar kadar çoğaldı taşlar. Yan yana, alt alta , üst üste avluya ördüler. Senin taşın nesi olur bu avlunun?” diyen Fatih Akça, 2015 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü’ne değer görüldüğü kitabı “Taşlar ve Avlular”la şirseverlerin karşısında. Dünyayı Salata Sosuyla Nasıl Kurtarırsınız? / Thomas Byrne, Tom Cassidy / Çeviren: Onur Kaya / NTV Yayınları / 144 s. Rus Ruletinde Nasıl Kazanırsınız? kitabının devamı olan Dünyayı Salata Sosuyla Nasıl Kurtarırsınız? okurları, dünyanın en azılı suçlularının komplolarına karşı mantık, matematik ve fizik bilgilerine başvurmaya çağırıyor. Fiziğin sıkıcı olduğu düşüncesini yerle bir eden kitabın yazarları Thomas Byrne ve Tom Cassidy, okuru çılgın bir bilim macerasına çıkarıyor. Bir minibüs, içindeki kuş havadayken mi yoksa içeride bir yere tünemişken mi daha hafiftir? Musluktan akan su neden giderek incelir? Bir savaş gemisini bir kova suyun içinde yüzdürebilir misiniz? Bunlar ve bunlara benzer daha pek çok uçuk sorunun mantıklı açıklamaları yer alıyor kitapta. Böylelikle Byrne ve Cassidy kafadan kontak karakterleri ve okuru kahkahalara boğan hikâye kurgusuyla en temel fizik ilkelerini açıklayıp gerisini anlamayı okuyucuya bırakıyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 2 9 rını, hatiplerini aktarıyor. AleviSünni gerginliği yüzünden biten arkadaşlıklarını, üniversite öğrencisiyken yurtlarda yaşadıklarını, solsağ çatışmasıyla geçen günlerini, kontrgerillayı, “Özel Harp Dairesi”ni… Bilinen Karadeniz’in dışında bir Karadeniz anlatan, tarihî tanıklıkları aktaran bir kitap… Yeni Başlayanlar İçin Yaratıcı Yazarlık / Zümrüt Bıyıklıoğlu / Esen Kitap / 168 s. Çatışma, olay örgüsü, karakter oluşturma, başlangıç cümlesi, mekân ve zaman tercihi gibi kurmaca metnin ihtiyacı olan öğeleri dünya ve Türk edebiyatından örneklerle anlatan Zümrüt Bıyıklıoğlu, verdiği alıştırmalarla yazar adaylarının kalemlerini geliştirmelerine yardımcı olmaya çalışıyor. Birinci kitabı, Küçük Yazarın El Kitabında çocuklara kurmacayı anlatan yazar, yaratıcı yazarlık atölyelerinde bire bir edindiği birikimi elimizdeki kitapta herkese sunuyor. Kitap, basit ve temel teknikleri içeriyor. Dağın Gölgesindeki Yüzler / Ali Tiyar Gök / Hayy Kitap / 200 s. Dağın Gölgesindeki Yüzler, “gölgedeki insanlar”ın dile gelmeyen yaşamları, hayat yolculukları, onulmaz acıları, yabanıl çileli öyküleri, kısa ve özlü ömürleri, yokluklar içinde geçen hayat mücadelelerini anlamak, onların sesine ses katmak için belgesel tadında yazılmış bir kitap. Kalemini dağın gölgesinde kalmış fark edilmeyi dahi beklememiş insanların dünyasına çeviriyor yazar ve o insanların tutkularını sevdalıklarını, dağlara, nehirlere, bitkilere, derelere kısacası doğayla olan aşklarını içeriden berrak ve samimi bir dille anlatıyor. Osmanlı Toprak Düzenlerinin Mezheplere Etkisi Akbudun’dan Sünniliğe, Karabudun’dan Bektaşiliğe / Rafet Aydoğan / Kurgu Kültür Merkezi Yayınları / 208 s. Rafet Aydoğan, kitabının çıkış noktalarını ve üzerine gittiği soruları şöyle açıklıyor: “Dini konularda araştırma yapmak, düşünmediğimiz bir alandı. Bektaşiliğin, Kızılbaşlığın, Aleviliğin ve SünniHanefi vb. inançların bilimsel metotlar kullanılmadan araştırılması beni önce şaşırttı, sonra üzdü. Bu inançların bilimsel olarak incelenmemesinin halkımıza faydadan çok zarar getireceğini gördüm. Hangi etkenler dinleri, mezhepleri, cemaatleri ve milletleri oluşturdu? Bu sorulara cevap aranmadan yapılan araştırmaların faydadan çok zarar getireceği muhakkaktır. Araştırmamın sonucunda gördüm ki; o dönemlerde üretimin temeli olan toprağın dağılımındaki eşitsizlik inançların ortaya çıkmasını sağlamış.” Köpek Yarası / Hasan Uygun / Liber Kitap / 171 s. Kafka, kent insanının yabancılaşmasını ve edilgen ruh halini geçen yüzyılın başında kahramanını böcekleştirerek anlatıyordu. Hasan Uygun ise kahramanlarını köpekleştiriyor bir anlamda. Toplumun gözünde sokak köpeği kadar değeri olmayan insan2 0 1 5