27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ahmet Zeki Muslu’dan “Mor Cepkenliler” tıka” yöre var. Karakol komutanı o mıntıkada efenin gücünü kırmaya çalıyorsa o zaman çatışma kaçınılmaz oluyor. “NAMLI EFELERİ DAĞDAN İNDİRMEK İÇİN AF FERMANLARI ÇIKARILIR” Devlete başkaldıran bir topluluğun, vatanı savunma döneminde bizzat devlet tarafından mücadeleye katılması talebi gerçekten çok ilgi çekici. “Burada devlet benim!” bile diyebiliyor efeler. Efelerin halk üzerindeki bu nüfuzu nereden geliyor, biraz anlatır mısınız? Devlet efelerle gerçekten başa çıkamıyor muydu? Uzun yıllar devletle çatışan zeybekler, Tük ulusunun emperyalizme karşı verdiği mücadelede silaha ilk sarılan kesimdi. Onları mücadeleye çağıran Osmanlı devleti değil, Mondros Ateşkes Antlaşması gereğince birlikleri dağıtılan, ellerinden silahları alınan Osmanlı ordusunun subayları ve askerleriydi. Zeybekler, mücadeleye Osmanlı Hükümeti’nin yanında değil, Osmanlı Hükümeti’ne başkaldıran Mustafa Kemal’in ve onun liderliğinde kurulan TBMM Hükümeti’nin yanında yer aldı. Efelerin halk üzerindeki etkisi, yıllardır Osmanlı devlet baskısına karşı halkın yanında bulunmalarından ve halkın silahlı gücü olmalarından gelir. Zeybekleri yıllarca dağlarda besleyen, koruyan, barındıran bu halk. Zaten zeybekler halkın içinden kişilerdir. Devlet, Anadolu’nun diğer bölgelerinde görülen Celalî Ayaklanmaları’nı belirli bir süreç içerisinde bastırır, Celalî reislerini ortadan kaldırır fakat Batı Anadolu’daki zeybeklik kurumuyla bir türlü baş edemez. Zaman zaman namlı efeleri dağdan indirmek için iradei şahane denilen af fermanları çıkarılır. Romanda da geçiyor, zeybeklerin vukuatı çok olduğundan onların Millî Mücadele’ye katılmasına karşı çıkanlar olmuş; bunun boyutu ne? Bu duruma genel olarak yaklaşım nasıl? Zeybeklerin Milli Mücadele’ye katılmasına, başta Hürriyet ve İtilaf Partisi yandaşları karşı çıkıyor. Bunlar işbirlikçi, padişah ve Damat Ferit yanlısı unsurlar; aynı zamanda Kuvayi Milliye’ye de karşılar. Bu kişiler, halkın en zayıf yanı olan, din duygularından yararlanarak zeybeklerin savaşa katılmasını, halifeye başkaldırı olarak yansıtmak istedi. Bu işbirlikçi unsurlara, eşraf ve esnaftan bazı kişilerle büyük toprak sahipleri destek verir. Zeybekler, Yunan ordusuna karşı kimilerinin gerilla taktiği dediği Aydın halkının çete savaşı dediği vurkaç taktiğiyle başarılı olması ve Aydın’ı işgalden bir buçuk ay sonra birinci kez geri almalarıyla bu unsurların sesi kesilmeye başlar. Bu seri kaç kitaptan oluşacak? İki kitap olacak. Elimde belki dört kitaplık bilgi ve belge var. Uzatmanın bir anlamı olmayacağı, uzattıkça pehlivan tefrikasına dönüşeceğini düşündüğüm için iki kitap şeklinde tasarladım. Birinci kitap, Mor Cepkenliler’de efelerin ve zeybeklerin eşkıyalıktan kahramanlığa geçiş sürecini anlatmaya çalıştım. İkinci kitap Menderes’in İki Yakası’nda, Paris Konferansı’na göre İtalyan ve Yunan işgal bölgelerini ayıran Menderes ırmağının iki yanındaki siyasi, askerî ve insani çekişmelere yer verdim. n Mor Cepkenliler/ Ahmet Zeki Muslu/ Yitik Ülke Yayınları/ 440 s. K İ T A P S A Y I 1329 ‘Zeybekler Mustafa Kemal’in yanında yer aldı’ Ahmet Zeki Muslu İzmir’in işgalinden Millî Mücadele’ye geçiş dönemi, Kurtuluş Savaşı’nın önemli bir evresi. Bu dönem, eşraf ile din adamının, yurtsever subay ile aydının el ele verdiği arayış döneminin en önemli öznelerinden biri de kuşkusuz “mor cepkenli” Batı Anadolu zeybekleri. Kuvayi Milliye adı altında toplanan bu birlikler, Denizli yönünde ilerleyen Yunan ordusunun karşısına demiryolu boyunca dikildi. Ahmet Zeki Muslu, işte bu direnişi ve coğrafyayı, otuz yıllık bir araştırmadan sonra “Mor Cepkenliler”de anlattı. r Gözde AKTÜRK or Cepkenliler kitabını oluşturma fikri nasıl doğdu? Uzun yıllar bu eser için etraflı araştırma yapmışsınız. Millî mücadele döneminde rol almış bir grup insan nasıl ilginizi çekti ve bu konunun üzerine gidip bir roman vücuda getirmeyi neden düşündünüz? Çocukluğum babamın görevi nedeniyle Aydın’ın değişik köylerinde geçti. O yıllarda Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan, seferberlikten dönen, Yunan’a tutsak düşen insanlar sağdı. İşgal yıllarını sanki dün yaşanmış gibi anlatırlardı. O günleri anlatırlarken Aydın Cephesi’nde yaşanan vuruşmaları, efelerin kahramanlıklarını da anlatmayı unutmazlardı. Bizlere masal yerine, bölgenin yaşayan efelerinin yaşam öykülerini biraz abartılı olarak aktarırlar M dı. Efelerin gerek kendi aralarındaki kavgaları, gerekse devletle olan mücadeleleri söylenceyle karışık öyküleri, düş dünyamızı süslerdi. Çakıcı Mehmet Efe ile Kamalı Zeybek arasındaki kavga, Demirci Mehmet ile Yörük Ali Efe arasındaki çekişme, destansı bir biçimde dillendirilirdi. Biz çocuklar da olaylar sanki dün yaşanmış gibi adı geçen efelerin birinden yana tavır almak zorunda kalırdık. Halk arasında sözlü edebiyatın yaygın olduğu yıllardı. Masalların, söylencelerin yanı sıra anlatılan bu zeybek öyküleri benim de çocuk belleğime yerleşti kaldı. Yetmişlerin ortasında konuyu daha bilinçli olarak araştırmaya koyuldum. Bu alanda yazılan ne kadar kitap varsa edinmeye çalıştım. Efelerin gezdiği dağları gezdim. Efelerin yaşayan çocukları, yakınları ve torunlarıyla tanıştım. Onların anlattıklarından notlar aldım. Sonra bunlardan yola çıkarak bir roman yazmaya karar verdim. Bir yerde AydınMuğlaDenizli üçgeninde yer alan yörenin tarihini yazacaktım. Bu düşüncemi 1982’nin ortalarında Samim Kocagöz’e açtım. “Samim Ağabey sen Kalpaklılar’ı yazdın, askerleri, aydınları, siyasileri anlattın ben de kalpaklıların yanında yer alan Mor Cepkenli zeybekleri, Kıllıoğlu Hüseyin Efe ekseninde yazmayı, köylüleri, heyeti milliyecileri anlatmayı düşünüyorum” dedim. O da Kıllıoğlu Hüseyin Efe’nin yaşamı ve karakterinin roman için uygun olduğunu, bir romanında ondan söz ettiğini söyledi ve “Acele etme, iyi araştır, adam gibi yaz” dedi. Yıllar sonra Aydınca dergisini çıkarırken Mahmut Özay özel sayısı yapmaya karar verdim. Mahmut Özay’ın yeğeni M. Kemal Yılmaz, bana dayısının mektuplarını verdi. Bu mektuplardan birinde Mahmut Özay, “Kemal sağlığım elverse Kıllıoğlu Hüseyin Efe’nin romanı yazmak isterdim” diyordu. Bu isteği ben bir vasiyet olarak algıladım. Romanı yazarken benden önce Aydın çukurundan yetişen Samim Kocagöz ile Mahmut Özay’ın soluğunu ensemde duyumsar gibi oldum, A Ğ U S T O S 2 0 1 5 bu nedenle işin üstesinden gelmem uzun zaman aldı. “HALK, KENDİ YARATTIĞI KAHRAMANIN PEŞİNDEN GİTTİ” Romanda Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe ön planda. Efeler, genç yaşta olgunlaşmış insanlar; gözüpekler, güçlüler, haklıların yanında… Onlar için dönemin süper kahramanı diyebilir miyiz? Gerek Yörük Ali Efe gerekse Kıllıoğlu Hüseyin Efe delikanlılık çağlarında dönemin ünlü efesi, Molla Ahmet Efe’nin çetesine kızan olarak katılır. Aydın yöresinde efe olmanın yolu kızanlıktan geçer. Dağlarda hayatta kalabilmek için atak, gözüpek ve iyi silahşör olmak gerkir. Süper kahraman nitelemesi biraz fazla. Bu kişiler, koşulların zorlaması sonucu kendilerini bir anda Ulusal Kurtuluş Savaşı içerisinde buluyor ve kahraman olmaya zorlanıyor. Onları kahramanlığa iten ülkenin içinde bulunduğu durum ve halkın desteği. Bir yerde halk, kendi yarattığı kahramanın peşinden gitti. Efeleri değerlendirirken iyilikkötülük kavramları arasında sürekli gidip geliyor okur, bu iki kavram birbirinin içine geçmiş adeta. Örneğin jandarmayı basıp emir kulu masum kişiler efelerce öldürülürken siz efeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Efeler yiğitliğin, mertliğin temsilcisi. Onlar törelere göre hareket eder. Törelere uymaz, doğru yoldan ayrılırlarsa halk onları “efe” değil çalıkakıcı “hırsız, eşkıya” olarak görmeye başlar, bu da onlar açısından onur kırıcı. Efeler zorunlu kalmadıkça karakol basmaz, devletin eşkıya takibi ile görevlendirdiği kolluk güçlerini onlar, zaptiye olarak niteler. Zaptiyelerin de halk çocukları olduğunu bilirler, onların da aldıkları emiri yerine getirmek için çalıştığını düşündükleri için zorunlu kalmadıkça çatışmaya girmekten kaçınırlar. Eğer zeybekler bir karakolu basıyorlarsa bunun nedeni o karakolun komutanıyla ilgili. Her efenin egemenlik alanı ilan ettiği ve denetimi altında tuttuğu bir “mın S A Y F A 1 4 n 6 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle