Katalog

baz Ahtapot Işıkçalan’ın bile dikkatini çeker. Bu da kim diyeceksiniz… Kim olacak, denizlerin en meşhur sirkinin kurucusu, sahibi ve her şeyi. Sihirbazlık konusunda öyle yetenekli ki görenlerin ağzı açık kalıyor. Loppi, ününü çok duyduğu bu sirk onun yaşadığı yere gelince çok heyecanlanır. Hem birbirinden ilginç canlılarla tanışacak hem de Ahtapot Işıkçalan’ı görecektir. Ama Loppi’nin tek istediği bu değil, Ahtapot Işıkçalan’ın dikkatini çekip onun sirkine katılmak en büyük hayali. Bunun için de elinden geleni yapar. Ahtapot sahnede görünür görünmez tüm gücünü kullanıp başının üzerindeki lambanın ışığını Ahtapot’a yöneltir. Bir iki denemenin sonunda Işıkçalan’ın dikkatini çekmeyi başarır. Ama sonrası… Sizce Işıkçalan’ın sirkine kabul edilir mi Loppi? Neler yaşadı acaba bu yolculukta? Bu soruların yanıtlarını ve nicesini öğrenmek ister misiniz? Kanatlı Nokta ve Pelin / Feyza Hepçilingirler / Resimleyen: Vaghar Farshbaf Aghei Nejad / 2015 / 116 s. / 8+ “Eğer düş kurma gücün varsa dilediğin yere gidebilir, dilediğin dünyayı kurabilirsin” (s. 1). Pelin’in böyle bir gücü var. Düşleri çok varsıl… Düşlerinde yaşamayı seviyor, düşlerle yaşamayı da. Yine bir gece tam uyumak üzereyken duyduğu bir sesle açılıyor gözleri. Aa! O gün son derste işledikleri “noktalama işaretleri”nindeki “virgül” değil mi o? Evet evet, ta kendisi. Pelin, virgülün çağrısına uyup gözlerini kapatır ve bir yolculuğa çıkar. Gözlerini açtığında virgülün ülkesinde. Hemen ailesiyle tanıştırır onu virgül. Anne ve baba virgülün dışında minik minik ne çok virgül vardır öyle… Pelin’i gezdirmek ister virgül. Tüm ülkeyi tanıtmak… İlkin “nokta”ya giderler. Onu ziyaret etmek pek kolay değil ama. Ülkenin yöneticisi olduğu için önceden izin almalılar. Nokta biraz da kibirli. Nasıl olmasın koskoca ülke onun adıyla anılır. Pelin, noktayı ve diğer noktalama işaretlerini tanıdıkça daha iyi anlar onları. Niçin önemli olduklarını kavrar, kullanılmadıklarında ya da yanlış yerlerde kullanıldıklarında neler olabileceğini görür. Hem eğlenir hem öğrenir. Bir virgülün eksikliğinden ne olur demeyin, Pelin’e katılın, onunla birlikte öğrenin. Hem eğlenmek hem dil bilgisini geliştirip öğrenilenleri pekiştirmek için güzel bir kitap. Çocuklar da öğretmenler de çok sevecek. Sevinçli okumalar dileriz. Ayın İki Yüzü / Manuela Salvi / Çeviren: Nilüfer Uğur Dalay / ON8 / 2015 / 311 s. / 15+ Bianca ve Manuel. Sanatın bir araya getirdiği, sanata ve birbirlerine âşık iki genç. Yolları bir sanat okulunda kesişir. Bianca ve babası İtalya’nın bu sıcacık, tarih ve sanat kokan kentine yeni gelmiştir. Annesini ve yaşadıklarını geride bırakarak. Babası bir soruşturma için görevlendirilmiştir. Sanat okuluna gidiyor Bianca. Tek tutkusu resim. Resim yaparken kendini bambaşka bir dünyada bulur, kendi yarattığı ve dilediğince özgür olduğu, kendini anladığı ve en iyi anlattığı araç resim. Manuel’le de okulda tanışır. Karanlık bir yönü var Manuel’in. Bir yandan Bianca’yı kendine çekmekte öte yandan uzaklaştırmaya çalışır. Kim bilir belki o da geçmişinden ve hatta genel olarak yaşamından kaçar. Bianca ve Manuel. Ne birlikte mutlu olabilen ne ayrı kalabilen iki genç… Âşık ve tutkulu. Kitabın adının da vurguladığı gibi ayın iki yüzüne benziyorlar. Manuel karanlık Bianca aydınlık yüzü. Biri olmadan diğeri yarım kalır. İtalya’nın genç yazarlarından Manuela Salvi’nin yazdığı bu aşk romanı imkânsız gibi görünen bir aşk hikâyesinin içinde mafya dünyasını, bir çevre sorunu ekseninde ele almış. Yer yer geri dönüşlerle ve Bianca’nın yazdığı mektupgünlüklerle ilerleyen kurgu, İtalya’nın muhteşem tarihi mimarisi içinde bir film gibi geçiyor okurun gözünün önünden. Roman, uluslararası suç örgütlerinin nasıl işlediğini, “sistemin” nasıl karanlık, ürkütücü ve bir noktada geri dönülemez olduğunu vurguluyor. Sürükleyici, büyüleyici, bazen karamsar ancak umut dolu bir dokusu var. Okurun satır satır çözeceği, birbirine bağlayacağı olaylar zinciri de bu aşk öyküsüne ayrı bir heyecan deyim yerindeyse gerilim katıyor. Bir solukta okunup birkaç gün zihinlerinde kalacak bir roman. İyi okumalar! ta kendinin bile bilmediği bir yeteneği varsa? Sizce kral yolunu nasıl buldu dersiniz? Merak ettiniz mi? Nehir MaceralarıŞu Yarasayı Yakalayın / Adam Frost / Çeviren: Elif Dinçer / Resimleyen: Mark Chambers / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2014 / 133 s. / 9+ Tom ve Sophie’nin yaşadığı tekne evde bir gece elektrikler kesilince iki kardeş gecenin aslında pek çok canlı türünü barındırdığını fark eder. Hayvanat bahçesinde çalışan anne ve babalarının da yardımıyla Terry’le tanışan iki kardeş, kendilerinde bir tutku haline gelen gece canlılarını incelemeye başlar. Her akşam patikaya geri dönüp özel yapım el fenerleriyle yarasalara bakabilmek ve gördüklerini birbirlerine fısıldayarak anlatmak için havanın kararmasını sabırsızlıkla bekler. Yarasaların dışkılarından hangi tür olduğunu anlamaya ve ne yediklerini öğrenmeye kadar pek çok konuda bilgi sahibi olan kardeşler, bir gün bir yarasa yavrusunu sırtından düşürünce başka maceralara atılır. Bakalım iki kardeşi gece yaratıklarının dünyasında neler bekler? Gece canlılarıyla ilgili gerçek bilgileri barındıran ilgi çekici bir kitap. Sakız Sardunya / Elif Şafak / Resimleyen: Zafer Okur / Doğan Egmont / 2014 / 156 s. / 8+ Sakız Sardunya, kitap kahramanı küçük kızın adı. Tuhaf bir isim değil mi? Zaten herkes böyle düşünüp alay ettiği için Sakız Sardunya kendini yalnız hissediyor ve bir türlü arkadaş edinemiyor. Ancak o, çok akıllı ve meraklı bir kız. Yetişkinlerin dünyasında olup biten her şeyin de farkında. Her şeyi soruyor, sorguluyor ve yetişkinlerden yanıt alamasa da kendi içinde yanıtları buluyor. Okul kütüphanesinde bulduğu tuhaf küreyi alıp eve getirir. Kitaplarının arasına koyduğu kürenin parlamaya başladığını görür. Üstelik kürede, yedi değil, sekiz kıta olduğunu fark eder. Okyanusun ortasındaki bu yepyeni kıta da nedir? Sakız Sardunya, sekizinci kıtadan gelen Zeliş ve Asutay’la tanıştığında, artık sihirli kürenin sırrını çözmeye başlar. Zeliş ve Asutay’ı, sadece sihirli küreye sahip olanlar görür. Peki, acaba iki gizemli kardeş neden kendi ülkelerini bırakıp gelmiş ve sihirli küreyi izleyerek Sakız Sardunya’ya görünmüş? Ya birlikte EFHİMA denen o bilinmeyen kıtaya yolculuk etmelerine ne demeli? Siz olsanız ve kötü cadı önünüze dört yol serse hangisini seçerdiniz? Ateş, Toprak, Hava ya da Su… Acaba yollar birbirinden farklı mı, yoksa her biri, insana kendini gösteren aynalar mı? Sakız Sardunya, yaptığı bu yolculuklarda iç dünyasında gizlenen korkularını üze rinden atıp değişecek mi? Gece ile GündüzKuşlara Uzanan Dallar / Sima Özkan Yıldırım / Resimleyen: Mert Tugen / Final Kültür ve Sanat Yayınları / 2015 / 40 s. / 5+ Gece ile Gündüz’ün bir dizi olduğunu biliyor muydunuz? Gece, yıldızsız gece kadar kapkara bir köpek, Gündüz ise gün ışığı gibi kumral bir kedi. Bu iki yakın arkadaş, İstanbul, Burgazada’da mavi bir evde birlikte yaşıyor. Eğer ilk kitap “Zamansız Pişen Kurabiyeler”i sevdiyseniz bu kitabın da peşine düşeceğiniz kesin. Burgazada’da sakin bir gün… Yazgülü, iki arkadaşa ziyarete gelir. Ama o da ne? Kuşlar birden ortadan kaybolur. İnanmıyorsanız radyoyu açıp son dakika haberlerini dinleyin: “Bugün saat 09.15’te İstanbul’daki tüm kuşlar esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu. Gökyüzünde, sokaklarda, bahçelerde ve parklarda tek bir kuş bile yok.” Kuşlara ne oldu acaba? Nereye gittiler? Tavşan Soli, “Şapkanın içine kaçtı kuşlar” der. Bu kadarcık ipucu, kuşları geri getirmeye yeterli olur mu? Yazgülü, bütün İstanbulluları ilgilendiren bir öneri getirir. Eğer kuşları geri getirmek istiyorlarsa herkes ağaç dikmeli. Peki ama kuşlar nerede saklanıyor? Gülümse / Yazan ve Resimleyen: Raina Telgemeier / Renklendiren: Stephanie Yue / Çeviren: Arif Cem Ünver / TUDEM Yayınları / 2015 / 224 s. / 8+ “Altıncı sınıfta dişlerimi kırdığımdan bu yana, sürekli başımdan geçenleri anlatıyordum.” Kitap kahramanı değil, gerçekten de yazar söylüyor bunu, çünkü kitaptaki öykü, aslında onun başından geçen olayları anlatıyor. “Durun, daha kötüsü de var, dediğimi fark ettiğimde, bu hikâyeyi kâğıda dökmem gerektiğini anladım.” Üstelik yalnızca sözcüklerle değil, resimlerle de anlatmış yazar hikâyesini. Çünkü bu bir çizgi roman… Altıncı sınıftayken başına gelen küçük bir kaza, ön dişlerini yitirmesine neden olur. Sonrasında ise gerçekten de her defasında “Daha da kötüsü var” dedirten olaylarla uğraşmak zorunda kalır. Dişleriyle ilgili sorunun ergenlik dönemine denk gelmesi de ayrı bir sorun tabii ki. Böyle anlatınca sanki acıklı bir öyküymüş gibi görünüyor olsa da tam aksine, son derece eğlenceli bir anlatımla, bir solukta okuyacağınız bir macera var karşınızda. Altıncı sınıfta başlayan ve birbiri üzerine eklenen terslikler, yazar lise çağlarına ulaştığında, olumlu bir sonuca varacak mı acaba? “Gülümse”, herkesi gülümsetecek eğlenceli bir öykü sunuyor okurlarına. n Yeteneksiz Kral / H. Alp Karaosmanoğlu / Psikonet Yayınları / 2015 / 24 s. / 7+ Psikiyatrist Alp Karaosmanoğlu tarafından hazırlanan Şema Masalları, ailelerin ve okullardaki rehberlik öğretmenlerinin işine yaracak kitaplar. Çocuklar için kişisel gelişim kitapları denebilecek bu dizinin her bir masalı ayrı bir konuyu ele alıyor. Yeteneksiz Kral isimli masal, çocukların kendi yeteneklerini keşfederek geliştirmesi, özgüven sorunu gibi sosyal davranış eksiklerine değinmiş. Çok yeteneksiz bir kral varmış. Tüm krallar bir araya geldiklerinde çeşitli yeteneklerini sergilerken bu kral hep başarısız olurmuş. Bir gün yine böyle bir yarışma sırasında at binerken yolunu kaybetmiş. Ormanda dolanırken bir salcıya rastlamış ve ondan yardım istemiş. Salcı, “Seni karşıya geçirebilmem için bana bir neden söyle, bir yeteneğini göster” demiş. Kral pek çok şey denemiş ama olmamış. Salcı da kralı bırakıp gitmiş. Ee! Ne olacak krala? Ömrünün sonuna dek böyle mutsuz, umutsuz ve yapayalnız mı yaşayacak? Ya kimsenin hat Mavisel Yener n Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçovaİzmir n www.maviselyener.com n [email protected] C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 2 9 6 A Ğ U S T O S 2 0 1 5 n S A Y F A 1 7