23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kitapta, Mongrad ve Timmy’yi yeni bir macera bekliyor. Hint Okyanusu’nun en büyük korsan gemisi Ateşkusan’ı yok etmek için yola çıkarlar… Yeni maceralarını bekleyin… Matbaacılık Oyuncağı / Yiğit Bener / Resimleyen: Özlem Isıyel / Can Çocuk / 2015 / 64 s. / 8+ İnsanın babası Erhan Bener, amcası Vüs’at O. Bener, dayısı Fikret Otyam’sa yazar olduğuna şaşmamak gerek. Ama Yiğit Bener tıp okumuş, doktor olmuş. Yine de çocukluğunda yaşadığı ortamın etkisinden mi, genlerindeki yazarlık yeteneğinden mi neden, dönüp dolaşmış, sözcüklerle oynamada karar kılmış. Ama Bener’in yazar olma öyküsünün gerçek kaynağı ne? Bunu, yalnızca bu kitabı okuyanlar öğrenecek… Eskiden bilgisayarlar yoktu. Kitaplar, dergiler, gazeteler, matbaalarda basılırdı. Kurşun harfler tek tek seçilip yan yana dizilirdi. Ne zor iş! Hele her gün koca bir gazete çıkarmak ve oradaki yazıların harflerini dizmek… Üstelik kurşun, insan sağlığı için zararlı bir element. Bener, bunu iyi biliyor. “Zor işmiş doğrusu, zor. İyi bilirim. Bir iki sayfalık küçücük bir ev gazetesi çıkaracağım diye ben bile neler çekmiştim.” Çocukluk oyunundan neler öğrenmiş yazar, neler… Gazete, dergi ya da roman yazarken ortaya çıkan sorunları, bir bir yakalamış. “Gerçekleri dile getirmenin ne kadar riskli bir iş olduğunu sanırım o gün öğrendim. ‘İfade özgürlüğü’ denen kavram gerçekten çok önemliymiş. Dürüst gazetecilerin işi zormuş. Ya kaleme aldıkları gerçekleri büyükleri, patronları ya da hükümet beğenmezse?” Bir yazar babayla yaşamanın nasıl olduğunu ya da yazar olmak için neler yapmak gerektiğini öğrenmek isterseniz, kitap sizi bekliyor. Bir yazarın sade, samimi ve akıcı dilinden, yazar olma serüveni… Felaket Henri ile Vücudumuz / Francesca Simon / Resimleyen: Tony Ross / Çeviren: Bahar Siber / İletişim / 2015/ 8+ Felaket Henri, küçükleri güldüren, büyükleri kızdıran bir çocuk. Bu kitapta ne mi yapıyor? En iğrenç gerçekleri söylüyor ama bu kez kimse ona kızamaz. Neden mi? Bırakalım da kendi söylesin: “Dolayısıyla sümük, salya, çiş ya da saç biti hakkındaki doğruları anlattığınızda, o kötü kalpli, korkunç anne babalarınız hiçbir şey diyemeyecek. Öğretmenlerinizi çıldırtmak ve arkadaşlarınızı kışkırtmak için bilmeniz gereken tüm bilgileri bu kitapta bulacaksınız.” Fazla mı iddialı? Okumaya başlarsanız doğru olduğunu görecek siniz. İlk bölüm, salgılar, dışkılar, terler, çişler hakkında. Sonrasında bedenimizle ilgili şaşırtıcı bilgilerle karşılaşacaksınız. Deriler, pullar, kabuklar, kıllar... Aklınıza ne gelirse. Örnek isterseniz işte burada. “Kırmızı pancar sever misin? Çok fazla kırmızı pancar yersen çişin pembeye dönüşür.” “İnanabiliyor musunuz? Hayatımız boyunca üç yılımızı tuvalette geçiriyoruz.” “En büyük kasımızın adı ‘gluteus maximus’ ve popomuzda bulunur.” “Damarlarımız ip gibi arka arkaya birbirine bağlansa, Dünya’nın çevresini iki defa sarabilir.” “Eğer derimizdeki ölü hücreleri dökmeseydik üç yıl içinde derimiz bir filin ağırlığına ulaşırdı.” “Bir goril kadar tüylü olduğunu biliyor muydun? Neyse ki vücudundaki tüyler hem daha kısa hem daha ince.” Bu kadarla bitmiyor. Gözlerle, dille, ellerle ilgili bilgilerin ardından duyular, horultular, ergenlik, hayvanların ilginç halleri geliyor. Artık daha ilginç bir bilgi kalmamıştır diye düşünüyorsunuz ki, karşınıza yapamayacağımız hareketler çıkıyor. Tam kışkırtmalık! Kendi dirseğini yala bakalım... Uzun Burun Bingo / Burcu Bahar / Resimleyen: Serap Deliorman / Kırmızıkedi Çocuk/ 2015 / 34s. / 5+ Bingo, minik, gri bir fil. Hortumu o kadar uzun ki, herkes onu “Uzun Burun Bingo” diye çağırıyor. Bingo herkes gibi normal uzunlukta bir hortumu olsun istiyor. Ama arkadaşları aslan, kirpi, sincap, tavşan, kaplan, maymun, onun bu özelliğinden çok memnun. Çünkü Bingo, hiçbir hayvanın uzanamadığı dallardaki en lezzetli meyveleri arkadaşları için toplayabiliyor. Bir gün hep birlikte şelalede oynamaya gittiklerinde... O da ne! Şelalenin suyu kesiliverir. Acaba sular nereye kayboldu? Bingo, uzun hortumuyla sorunun üstesinden gelir mi dersiniz? Şarkıcı Denizkızı / Julia Donaldson / Resimleyen: Lydia Monks / Çeviren: Ali Berktay / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2015 / 32 s. / 5+ Denizkızı Seval’in şahane bir sesi varmış. Şarkı söylemeye başladığı zaman midyeler, deniztarakları, martılar, istiridyeler ve tüm deniz canlıları mutlu olurmuş. Bir gün Korsan Lalib de duymuş bu güzel sesi. Tatlı sözlerle kandırmış Denizkızı Seval’i. “Saraylarda söylersin şarkılarını, para kazanırsın, tüm dünyada tanınırsın” demiş. Sonra da sırtına alıp götürmüş. Gerçekten kocaman ve ışıl ışılmış onu götürdüğü yer. Seval şarkılar söyledikçe kalabalıklar doluşmuş çevresine. Ama her şey böyle gitse keşke… Gün gelmiş Seval mutsuz olduğunu fark etmiş. Sizce Korsan Lalib denizkızı Seval’i nereye götürdü? Ya onu hapsettiyse… Seval yeniden gerçek dostlarına ve şarkılarına kavuşabilecek mi acaba? Merak edenler için rengârenk bir öykü. n Mavisel Yener n Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçovaİzmir n www.maviselyener.com n sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 3 0 1 3 A Ğ U S T O S 2 0 1 5 n S A Y F A 1 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle