23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKUR L A R A Behçet Çelik’in yeni kitabı “Kaldığımız Yer”; toplumsal felaketlerin, yıkımların ve hesaplaşmaların bireye uzanan yanlarından yaratılan öyküleriyle dikkat çekiyor. Edebiyatımızın önemli isimlerinden Çelik, kitabına aldığı on dört öyküsünde kimi zaman bu kırılmaların tam ortasından, kimi zaman da insana değen tarafından yakalıyor bizi. Türkçe ise Çelik’in kaleminde baki... Kitaptaki tüm öykülerde dilin zarafetine tanık kılıyor bizi. Sibel Oral, Behçet Çelik’le yeni kitabını, paralelinde edebiyatımızdaki hal ve gidişi konuştu. 2000’de yayımlanan “Bilmemek”ten sonra sessizliğe bürünen Milan Kundera’nın yeni romanı “Kayıtsızlık Şenliği” 2014’ün son günlerinde yayımlandı. Geçen günlerde Ayça Sezen’in çevirisiyle Türkiyeli okurlarla da buluşturulan kitap, Alain, Ramon, Charles ve Caliban adlı dört arkadaşın gerçekleri, hayalleri ve kurdukları ilişkiler üzerinden ilerlerken onları şekillendiren yüzyılın bugünkü halini, mizah anlayışımızı yitirdiğimiz gün aldığını öne sürüyor. Kitabı Gökçe Gündüç’ün kaleminden tanıyoruz. Kerem Işık’ın üçüncü öykü toplamı “Iskalı Karnaval” adını taşıyor. Işık, bu yeni toplamda, ikinci kitabı “Toplum Böceği” ile açtığı yolu genişletiyor ve kurgubilim ile fantastik unsurların, gerçekçi bir zeminle buluştuğu noktadan siyaset kurumlarını ve bizzat devletin işleyiş mantığının kendisini hedefine koyarak eleştiri kıskacına alıyor. Kitabı Eray Ak değerlendirdi. Philip Roscoe, “Harcıyorum Öyleyse Varım”da ekonominin, laboratuvardan kaçıp hayatımızın merkezine nasıl yerleştiğini sorguluyor. Yazar aynı zamanda politik bir söylem olarak ekonomiyi masaya yatırırken iktisadi insanın yaratılışını ve onun hesaplarını da tartışıyor. Ali Bulunmaz tanıtıyor kitabı sizlere. Bol kitaplı günler… P Oruç’a; gene ustaw Herling’in Geceleri Tutulmuş Günlük’ünü türün benim okuduğum en koyu örneklerinden biri olarak gördüğümü ve ne yazık ki özgün dilinden değil de kırpılmış bir çevirisinden tanımak durumunda kaldığımı daha önce yazdığımı anımsıyorum. Ona da, benzeri hizaya yerleştirdiğim günce örneklerine de ikide bir dönmemin gerekçesi yazı ayarları kaygısına dayanıyor; irtifa kaybını bir ölçüde önleme yolunun has metinlerle çarpışma alışkanlığını sürdürmekten geçtiğine inanıyorum. Napoli’de, 10 Kasım 1978 günü defterine yazdığı, Nietzsche’nin son günlerine ilişkin bölümü yeniden okuduğumda, daha önce dikkatimi çelmemiş can alıcı bir ayrıntı oyaladı beni. Son paragraflarda, yeni okuduğu bir kitaptan yazdıklarının kıvılcımının çaktığını belirtiyor Herling: Yalnızca İtalyancasının izine rastlayabildiğim, Analecto Verrecchia’nın Nietzsche’nin Torino Felâketi, söz konusu kitap. Bu bölümde, elinde hiçbir kanıt olmaksızın, aklın öteki yakasına geçmezden az önce, düşünürün Suç ve Ceza’yı yeniden okuduğunu söylediğini itiraf ediyor. “Oyaladı” dedim, şöyle: Uzun bir geceyi, yaklaşık dört saat, ColliMontinari edisyonu “Bütün Eserleri”n, Nietzsche’nin son dönem metinlerini içeren cildini arşınlayarak, bir de pür dikkat Dostoyevski’nin romanının ilk bölümünün beşinci perdesini okuyarak geçirdim. Arada, Son Mektuplar’ı ve Colli’nin iki kitabını da taradığımı eklemeliyim. * Nietzsche’nin Dostoyevski okumalarına ilişkin bir dolu eleştirel basım notuna rastlıyoruz. Onu nereye koyduğunu, kendi sözleriyle açığa vuruyor Putların Günbatımı’nda: Stendhal’den de yükseğe, “bana bir şey öğreten tek psikolog”. Ecinniler’den etkilendiği, Dostoyevski’nin “budala” figürüne köprü attığı sır değil. “Suçlu bağlamında da dönüyor Petersburgluya. Suç ve Ceza’da, Raskolnikov’un düşüne giren çocukluk anısını yazarın kaleme alış biçimi, şüphesiz o yaşantı kesitinin yakıcı özellikleriyle de, bir sara nöbeti uğultusunu taşır. Sahibinin sonsuz bir gaddarlıkla öldürdüğü atın boynuna sarılan çocuğun sahneyi ömür boyu taşımış olmasında, gördüklerinin onun bünyesini yoğuruşunda şaşırtıcı bir yan bulamayız. Hepi topu bir yakıştırma sayıyor ya Her ervasız Pertavsız ENİS BATUR Atın boynuna sarılmak G Gustaw Herling Analecto Verrecchia Nietzsche TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap ling, sahnenin 3 Ocak 1889 günü Torino sokaklarında yinelenmiş olması, her durumda gerçeksi görünüyor bana yazarın gerçekleştirdiği buluşturma. Oradan, Belâ Tarr’ın filmine, Torino Atı’na bir adım. * Dostoyevski karakterlerinin cinnet eşiklerinin, aklın sınırından taşma eğilimi gösterdikleri sahnelerin Dostoyevski hem eleştirel aygıt, hem ruhçözüm yakasından didiklendiğini biliyoruz. Yaşamöyküsel veriler, yazarın da bir dönem, özellikle Rusya’dan firarî geçirdiği yıllarda devrilmeye enikonu yaklaştığını gösteriyor. Raskolnikov’un çocukluğuna yamadığı yaşantı kesiti kurmaca bir düş müydü, yoksa belleğine mıhlanmış bir kara anı mıydı, öğrenemeyeceğiz. Aklın öteki yakasına gidip orada demir atmak, söz gelimi Nietzsche’nin son on bir yılında indiği koyu kuyu karanlığı içinde günlerini tamamlamak başka, gidip dönmek, yarı yarıya da olsa geri gelmek bambaşka: Dino Campana bütünüyle sönmüştür, Artaud ya da Oskar Palazzi yakıcı metinler çıkarabilmişlerdir her şeye karşın, Antonin Artaud bir de yazdıklarında gelgitin payını tam kestiremediğimiz tahteravalli konumlar var: Fernando Pessoa kırılgan ruhsal bünyesiyle her döneminde baş etmeye çalışmış, birkaç kez akıl hastalıkları kliniğine yatırılmayı dilemişti. Huzursuzluğun Kitabı’nı nereye kadar bir üst ya da yan kimliğin kayıtları olarak görebiliriz? Öte yandan, özellikle siyasal ve düşünsel savruluşlarının önemli bir gerekçesini geçirdiği sarsıntılara bağlamak büsbütün yanlış olmaz sanırım. Herkesin, hepimizin sokağa fırlamak ve orada sahibinin kamçıladığı bir atın boynuna sarılarak öteye geçme isteği duymak yazısı. n İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 5 3 0 N İ S A N 2 0 1 5 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle