Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“Avazın Çıktığı Kadar Bahar” ‘Gerçeği yazmayı seviyorum’ Şair ve müzik öğretmeni Bahar Arslan Kızıltan, yakalandığı göğüs kanserinin ardından yazdığı, hayata ve yola devam duygusuna daha yoğun odaklandığı şiirlerini kitaplaştırdı. Kızıltan’la “Avazın Çıktığı Kadar Bahar” ve müzik üzerine söyleştik. r Gamze AKDEMİR üzik ve şiirle ilişkiniz nasıl başladı? Benim liseden mezun olduğum dönemde, Bursa’da edebiyat fakültesi yoktu ve ailem şehir dışında okumama izin vermiyordu. Sınavlarda Türkçe sorularının tamamını yapıyordum oysa... Bu yüzden ikinci ilgi alanım olan müziği seçmek durumunda kaldım ve müzik öğretmeni oldum. Halen zihinsel engelli çocuklara eğitim veren bir okulda müzik ve drama öğretmenliği yapıyorum. Şiir, kitap okuma alışkanlığımın bana kazandırdığı en değerli serüven benim için. Ancak otuz beş yaşımdan sonra cesaret edebildim yazmaya ve sekiz yıldır da yazıyorum. Müzik ve şiiri nasıl bir yaşama sanatı olarak yorumluyorsunuz? Harika bir soru bu... Benim yaşamımın tamamı, yaşamımın yansıması diye yanıtlayabilirim. Şiire ve şiirin içindeki müziğe tutkunum. Müziksiz şiir yazamam ve içinde müziğini duyamadığım şiirleri okuyamam, ısınamam. İkisi ayrılmaz bir bütün benim için. Sanatlar içerisinde yaşamı güzelleştiren, anlamlandıran ve duyumsatan iki gerçek öğe bana göre müzik ve şiir. “AN, EN ÇOK SORGULADIĞIM KAVRAM” Avazın Çıktığı Kadar Bahar, göğüs kanseri olduğunuz bir dönemde yazıldı. Bu süreç dizelerinize hangi duygularla yansıdı? Evet, sol mememde üç yıl arayla iki kanser yaşadım. Kalbimin olduğu tarafta olması farklı bir ironi aslında benim için. İlk kanserim, yazdığım döneme; ikincisi, kitaplaştırdığım döneme denk geldi. Tabii ki şiirlerime de bir hayli yansıdı. Çünkü böyle bir hastalık yaşadığınızda eskisinden çok daha fazla duyarlı oluyorsunuz yaşama ve yaşayamadıklarınıza... Ölüme bir adım daha yakın olduğunuzu hissetmek yaşamı çok daha derin bir şekilde algılamanızı sağlıyor. Dolayısıyla sorgular artıyor ve zamanla hepsi birer şiir olarak çıkıyor karşınıza. Metaforlara bürünen aşk, hasret doğa da bir potada. Temel ilham kaynaklarınızı anlatır mısınız? An, yaşamın boyunca en çok sorguladığım kavram sanırım. Anı yaşamak, yaşayamamak, âna geç kalmak ya da yetişememek ve ânı an yapan, en özel C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I M duygu aşk... Vazgeçilmezim... Tabii onun bütün yansımaları... Acı tatlı ne varsa… Metaforları seviyorum evet. İçinde aşk sözcüğü geçmeden aşkı anlatmayı... Hüzün geçmeden hüznü ya da acı geçmeden acıyı... Var olan bütün duyguları... Özellikle kısa ve vurucu şiirler, en çok sevdiklerim... İlham olan şeyler ise tamamen yaşamın içinde, anda. “Ben bugün şiir yazmalıyım” diye oturmadım hiçbir zaman masaya. Nerede olursam olayım buldu beni şiir... Bir dost sohbetinde, bazen bir yaprakta ya da bir otobüs camında... Kimi zamansa kuma düşen bir elma şekerinde ama mutlaka buldu. Dilerim bundan sonra da aramak zorunda kalmaz. “DÜŞÜNDÜRMEK İSTİYORUM” Kadere pabuç bırakmayan şiirler yazdıklarınız. Kaçak göçek değil. Mert, mücadeleci bir dille yazılı. Bu biçemi de sormalı… Kaderci bir insan değilim. Hiçbir zaman da olamadım... Attığımız her adımın getirdikleri ve götürdüklerine hazırlıklı olmamız gerektiğini öğrendim bu yaşamda. Korkmadım hiç bu anlamda da. Çünkü biliyorum artılar ve eksiler dengesi bir hayat bu... Durağan duygulara sahip değil hiçbir şair. Yazabilmek için mutluluk kadar acıdan da beslenir. Bu coğrafyada insan olmak hele de kadın olmak... Şair olmak... O kadar çok malzeme var ki şiiri oluşturacak... Avazım çıktığı kadar bağırıyorum evet. Çünkü bağırmadan duymuyor insanlar. Normal çok kanıksanmış, hatta yok gibi hissediliyor ve kadınlar, kadınlarımız... Gerçeklerden utanıyor ve korkuyorlar. Toplum içerisinde hayali birer kahraman gibi dolanıyorlar bin bir maskeyle. Oysa yansıttıklarımız değil yaşamlarımız. Gerçek olan yalnızca yaşadıklarımız. Gerçeği yazmayı seviyorum. Dokunmayı, sarsmayı ve düşündürmeyi... Çünkü biliyorum ve herkes bilsin istiyorum ki hiçbirimizin masum olmadığı bir dünyada, hepimiz masumuz aslında. n gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Avazın Çıktığı Kadar Bahar/ Bahar Arslan Kızıltan/ Kanguru Yayınları/ 96 s. 1315 3 0 N İ S A N 2 0 1 5 n S A Y F A 1 1