08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

saklanacağıyla ilgili bilgiler var. Bitki Kitabı da nedir diye merak ediyorsanız, girişte şöyle açıklanıyor: “Bitki Kitabı, doğanın çeşitli yanlarını keşfetmene ve sonradan baktığında hatırlamana izin veren, kurutulmuş bitkilerden oluşan bir koleksiyon kitabıdır.” Haydi hep birlikte doğaya çıkalım ve bitkileri tanıyalım. Ispanaklı Yumurta / Esra Ercan Bilgiç / Resimleyen: Nurten Deliorman / Final Kültür Sanat Yayınları / 2014 / 40 s. / 47 Yumurtalar folluktan toplanır, ıspanaklar titizlikle yıkanır, soğanlar itinayla doğranır ve tam kıvamında ıspanaklı yumurta pişirilir. Sonra da anne ve beş kızı, dere kenarında pikniğe gitmeye, ıspanaklı yumurtalarını orada yemeye karar verirler. Ama sular çekilmiş, toprak çatlamış, balıklar ortada yok... Dereler kuruyunca ağaçlar da kurumuş. Üstelik korunun yerine binalar dikilecekmiş. Beş kız kardeş ve anneleri, parka gidip ıspanaklı yumurtalarını orada yemeye karar verirler ama bir de bakarlar ki, parkın yerinde de yeller esiyor. Ispanaklı yumurta yemek bahane, çevre bilincini ve betonlaşmayı vurgulamak şahane. Kitabın son sayfalarında bulmacalar, boyamacalar… Söz Kulağa Yazı Uzağa / Öykülerle Atasözleri / Habib Bektaş / Resimleyen: Mert Tugen / Tudem Yayınları / 2015 / 216 s. / 9+ Atasözü, geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Habib Bektaş, “Söz Kulağa Yazı Uzağa” isimli kitabında, atasözlerinin anlamlarını vermek yerine kısa masal ve öykülerle kullanımlarını anlatmış. Böylece, pek çok atasözünün doğru ve yerinde kullanımını görme olanağı yaratmış. Otuz iki öykünün yer aldığı kitaptaki eserlerin tümü özgün. Her öyküde veya masaldan sonra gerek sınıfta gerek evde uygulanabilecek küçük uygulamalar var. Tartışma Soruları ve Sınıf Etkinlikleri adlı bölümde anlatılan öyküde yer alan atasözleri üzerinde araştırma ve tartışmaya yönelik yönergeler verilmiş. Bazen resim çalışmaları istenmiş bazen pandomimle öykü anlatılması... Kitabın sonunda atasözlerinin, sözlük anlamlarının yer aldığı “Atasözlük” yer alıyor. Bu bölüm kitabın işlevini artırmış. Uzun Lafın Kısası / Öykülerle Deyimler / Habib Bektaş / Resimleyen: Mert Tugen / Tudem Yayınları / 224 s. / 90+ “Deyimler, genellikle gerçek anlamlarından az çok ayrılan, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış sözlerdir. Deyimler, bir dilde anlatıma akıcılık ve renk katarlar; ayrıca gündelik dilde söyleyeceklerimizin kısa ve etkili yoldan aktarılmasını sağlayan bir işlevleri de vardır. (sayfa: 5, Önsöz)”. Kitabın önsözünde “deyim” böyle tanımlanmış. Tam da tahmin ettiğiniz gibi, kitap deyimleri anlatan bir kitap. Ancak Habib Bektaş, deyimleri art arda sıralayıp sözlük anlamlarını yazmak kolaycılığını seçmemiş onları bir roman kurgusuna yerleştirmiş. Aslında kitap birkaç bölümden oluşuyor. Birinci ve ikinci bölümler birbirini destekleyen bir roman. Mert’in babası ve üvey annesi bir geziye giderler. Mert onların yokluğunda, evde tek başına kalacaktır. Bu durum babasını kaygılandırsa da Mert hayatından çok hoşnuttur. Hatta okula gitmemek için bir plan bile yapmıştır. Babası ve eşi evden çıkar çıkmaz da planını hayata geçirir. Ancak evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor işte… Mert’in durumu da aynen böyle... Karşısına yıllardır görmediği babaannesi çıkıverir. Mert için bu durumun çekilmez olduğunu düşünenler yanılacak. Çünkü Mert’in babaannesi biraz değişik bir tip; deli dolu bir kadın… Oğluyla uzun zamandır görüşmeyen çılgın babaanne ve Mert tadına doyulmaz bir hafta geçiriyor. Neler yaptıklarını, öğrenmek için onlara katılmaya ne dersiniz? Romanın kurgusuyla birleşmiş ikinci bölüm, bildiğimiz deyimler üzerine özgün öykülerden oluşuyor. Yazar, bu öyküleri romanın devamı gibi yazmış ve kurguya ustalıkla yedirmiş. Acaba kim yazmış bu öyküleri? Kitabın son bölümünde, ister sınıfta ister evde tek başınıza uygulayabileceğiniz etkinlikler var. Grup çalışmasına da uygun olan bu etkinliklerle okuru eğlenceli bir öğrenme süreci bekliyor. Kitabın sonunda yer alan “Deyimler Sözlüğü” ise kitapta geçen tüm deyimlerin anlamlarını içeriyor. Özgün bir anlatımla kaleme alınan kitap, hem Türkçe ve edebiyat derslerinde çok işe yarayacak bir kaynak hem çok keyifli bir roman. Gece ile GündüzZamansız Pişen Kurabiyeler / Sima Özkan Yıldırım / Resimleyen: Mert Tugen / Final Kültür ve Sanat Yayınları / 2014 / 40 s. / 57 Gece ile Gündüz, biri yıldızsız gece kadar kapkara bir köpek, diğeri ise gün ışığı gibi kumral bir kedi. Bu iki arkadaş, Burgazada’da mavi bir evde birlikte yaşıyorlar. Gündüz pişirdiği leziz kurabiyelerini yaktığı için üzgündür. O sabah sekiz tepsi kurabiye yaktığı gibi, fırını erken açtığı için iki tepsi kurabiye de hiç kabarmamıştır. Bir daha kurabiye yapamayacağını düşünür. Postacı Nino da dünyanın her yanından Gece’ye gelen mektuplarını bırakmak için uğradığında, kurabiye bulamayınca şaşırır. Ancak Gece, antika saatin bozulduğunu ve akreple yelkovanın hızlı hızlı ilerlediğini söyleyerek onu teselli eder. Aslında saat bozulup hızlı ilerliyorsa, bu hesaba göre kurabiyelerin yanması değil pişmeden fırından çıkıyor olması gerekirdi ya, bu yoğun öyküyü neresinden yakalamalı deyip, bir iki ayrıntı daha katalım. Peter Pan ve Sait Faik’e de göndermeler var öyküde. Adanın güzelliklerinden ve Gece ile Gündüz’ün postacının peşinde oynadıkları oyundan da, söz ediliyor. n Mavisel Yener n Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçovaİzmir n www.maviselyener.com n [email protected] C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 5 3 0 N İ S A N 2 0 1 5 n S A Y F A 2 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle