23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

JEROME K. JEROME’UN DENEMELERİ OKURLARA Pipoya adanmış bir kitap ALİ BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr Jerome K. Jerome, “Aylak Bir Adamdan Aylak Düşünceler”de, muzip bir dille kaleme aldığı denemelerle zamanını yorumlarken gelecek kuşaklara da sesleniyor. siyle ilgili bir itiraf geliyor: “Benim kaderim buydu; ciddi gözlemler yaptığımda insanlar kıkırdıyor, espri yaptığımdaysa kimse görmüyor.” Lanetli, nemli ve sevimsiz bir bedenden, yaşam ve kendi deneyimleri üzerine sakin sözler bunlar... ‘Merkezde Mario Levi’ ario Levi’nin “Bu Oyunda Gitmek Vardı” adlı kitabı, günümüz İstanbulu’nda geçen, yaralı ve hayatlarına yeni bir yön vermeye çalışan, arayış içindeki insanların öyküleri çevresinde gelişiyor. Okura, hem sorular sordurmayı hem de kendi hikâyesinden bir şeyler çağrıştırmayı hedeflediği iki sonlu romanını, bir tiyatro oyunu gibi kurguluyor Levi. Bu oyunun merkezinde hayatın kendisi var ve o güllük gülistanlık da kapkaranlık da değil, arayış ve umutla dolu. Levi’yle kitabı üzerine söyleştik. Fergun Özelli’nin “Sarhoş Kapı”sı, Ülkü Tamer’in dizeleriyle buyur ediyor okuru: “Çantanı açınca bir akşam/ İçinde bir oda bulacaksın.” Bu, hem Ülkü Tamer’e bir selam hem de okuru nelerin beklediğine dair ipucu. Kitabı Mavisel Yener tanıtıyor. “Kırlangıç Dönümü”, öykü kitabı “Karahindiba” ile tanıdığımız Sinan Sülün’ün ilk romanı. Sülün, hayata tutunmaya çalışan genç bir aşkın dünyayla imtihanını anlatıyor romanında. Eray Ak değerlendirdi. Amerikan edebiyatının genç yeteneklerinden Joshua Ferris, Man Booker’a aday olan “Makul Bir Saatte Yeniden Uyansam”da, aynayı bugünün insanlarına tutuyor ve hayli tanıdık bir mizansenle çağdaş yaşamın dibine vurmanın ne demek olduğunu esprili bir dille anlatıyor. Kendi aklından medet umacağına akıllı telefonuna sığınanlar, sıkıntıya düştüklerinde alışverişle avunanlar ve sürüden ayrılınca kurtlara yem olanlar Ferris’in kaleminde akla hayale sığmayacak noktalara savruluyor ve var oluş başlı başına bir komediye dönüşüyor. Kerem Görkem bakıyor Joshua Ferris’in romanına. M erome K. Jerome metinlerini okuyanlar bilir; yazar asla büyük cümlelerin peşinde koşmaz ve ağdalı laflarla içinden çıkılmaz “fikirler” ortaya atmaz. Jerome, sadeliği, mizahı ve dürüstlüğü önemser, diyeceğini der ve kenara çekilir. Kayıkta Üç Adam ve Teknede Üç Adam isimleriyle Türkçeleştirilen “Three Man On A Boat”ta, cesur bir yolculuk yerine, bir nehirde kayıkta seyahate çıkan üç adam ve Montnorency adlı köpeğin komik hikâyesini anlatmıştı. Kitaptaki dar alan, geniş mizah ve bol hikâye, yazarın üslubunun tam bir yansımasıydı. Jerome, hikâye anlatıcılığı dışında az ve öz söyleyip çok şey düşündüren bir denemeci de. “Bir ineği bile yüceltemez” dediği Aylak Bir Adamdan Aylak Düşünceler’deki denemeler, okuyana hayli “hafif” gelebilir ama onların ağırlığı da burada zaten. Bugün çok özlediğimiz yalın anlatım, Jerome’un hemen her satırında mevcut. J HAYALETLERLE DOLAN DÜNYA Jerome, denemelerinde birçok konuya dalıyor ve aynı zamanda mutlu insanla mutsuzları bir kenara ayırıyor. Gerçek mutsuzluğun yönlendirmelerden ve şekil verme çabalarından kaynaklandığını sezdirirken metinleriyle insanın rahat bırakılması çağrısında bulunuyor bir bakıma. Yani aylaklığı, tüm kitap boyunca hep canlı tutuyor. Jerome, lafını sakınmayan bir yazar. Dünyayı ve yaşamı bambaşka bir forma sokmaya çalışanlara da sesleniyor: “Yaprakları ve çiçekleri tarayıp öldürebilirsin ama hayatın kökleri, senin orağının koparamayacağı kadar derinde! Doğanın giysilerini yeniden tasarlıyorsun ama onun nabız atışını birazcık bile değiştiremezsin. Dünya, senin yasalarına uygun dönüyor ama insanoğlunun kalbi, senin krallığından gelmiyor çünkü onların doğum gününde, binlerce yıl sadece dün gibidir.” Jerome’un denemeleri, büyük oranda hatırlama ve hatırlatma üzerine kurulu. Gerek kendi gençliğini gerek kitabın yazıldığı zamanlardaki durumu, sanki gelecek kuşakların okuması için not etmiş. Bunun dışında Jerome’un cümlelerinin tümü, bilgeliğin sadeliğini yansıtıyor. Gençlik dönemini, gereksiz bilgiler öğrenme süreci olarak tanımlayan Jerome, “biz yaşlandıkça dünya hayaletlerle dolu bir hal alıyor” deyip konuyu ustaca bağlıyor. Jerome’un yazdıkları, üzerinden uzun zaman geçmiş olmasına rağmen kendi dönemini aşıyor, hatta bugünü ve geleceği kuşatıyor. Herhalde bunda aylaklığının payı büyük. Tabii bu aylakça kitabı, “en iyi dostum” dediği piposuna adaması da muzipliğinin bir göstergesi... n Aylak Bir Adamdan Aylak Düşünceler/ Jerome K. Jerome/ Çeviren: Aykut Sığın/ Maya Kitap/160 s. İNSANLARIN ARASINDA BİR YAZAR Jerome’un denemeleri hiçbir amaca hizmet etmiyor. Sadece anlatacağını anlatıyor ve (varsa) kıssayı çıkarmak da okura kalıyor. Tabii tembelliğin rüzgârına kapılıp gitmezse! Buraya dikkat, aylaklığın değil. Çünkü Jerome, “benim en büyük gücümdü” dediği aylaklığı, tembellikle bir görmüyor, aksine “aylak insan hep yoğun olur” diyor. Jerome, düşünmek, gezmek, yazmak ve hatta yaşamak için aylaklığın bir ön şart olduğunu kabul ediyor. Tütünü tüttürüp hayatı yorumluyor. Bu hayatın içinde aşk da keder de önemli yer kaplıyor. Jerome, aşkı, “uğruna ölünebilecek bir din” olarak nitelerken sıradanlığın, bu duygu için geçerliliğini yitirdiğini düşünüyor. Yazar, o “aptal günleri” özlerken denemeleri kaleme aldığı ve değersizliğin “değer” sayıldığı zamanlardan geriye doğru bakıyor. Jerome, zenginliğin sunduğu “zeki” günlerde fakirliğin öğreticiliğini de arıyor. Bunu yaparken beş parasız geçirdiği vakitlerden bahsetmeyi de unutmuyor. Jerome, düşünmek, gezmek, yazmak ve hatta yaşamak için aylaklığın bir ön şart olduğunu kabul ediyor. Jerome’un denemeleri, hem kendi geçmişinden hem de etrafında olan bitenleri gözleyişinden besleniyor. Ama asla okurun kendisini geliştirmesine, eğitmesine ve yüceltmesine yönelik herhangi bir öğüt vermiyor, imada bulunmuyor. Bir tür hikâye anlatıcısı gibi davranıyor Jerome. Yani asla kibirli ve gösteriş meraklısı değil. Komşusunu, yolda yürüyen herhangi birini, parktaki âşıkları ve hüzne dalanları izleyip onlarla konuşuyor. Fakat hiçbirini yağlamıyor veya tavlamaya çalışmıyor. Dahası, yağlama ve tavlama yöntemiyle zenginleşip komşusundan daha varlıklı olmaya uğraşanları dikkatle gözlüyor. Bu arada kendi Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden l Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü l Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 17 Aralık 2015 3 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle