Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MARİO LEVİ’DEn “Bu OYunDA GİtMEK VARDı” ‘İyiliği arıyorum!’ Mario Levi’nin “Bu Oyunda Gitmek Vardı” adlı kitabı, günümüz İstanbulu’nda geçen, yaralı ve hayatlarına yeni bir yön vermeye çalışan, arayış içindeki insanların öyküleri çevresinde gelişiyor. Okura, hem sorular sordurmayı hem de kendi hikâyesinden bir şeyler çağrıştırmayı hedeflediği iki sonlu romanını, bir tiyatro oyunu gibi kurguluyor Levi. Yazarla yeni romanını konuştuk. yapabileceğini ancak ipuçları halinde veriyorum. Bir de Saffet’in en önemli özelliklerinden biri iyi bir insan olması. Bunun görülmesini de istedim. n Saffet’in iyiliğini biraz açar mısınız? n Hiç kimseyi kırmamaya özen gösteren ve arayış içinde bir iyi. Bana idealist ya da saf diyebilirsiniz ama iyiliğin er ya da geç kazanacağına inananlardanım. Belki o iyilik yapan insan ölür, gider ama o iyiliği eninde sonunda bir fark yaratır. Saffet de böyle bir ahlaka sahip. İyiliğin, kendini iyi bir insan olarak korumanın her şeyin kötüye gittiği dünyada büyük bir erdem olduğuna inanıyorum. Hayatın bir döneminde herkes gibi ben de güçten etkilendim, akıllı, kültürlü olandan etkilendim, güzel, seksi olandan etkilendim ama artık bir insanda en çok iyiliği arıyorum. GAMZE AKDEMİR gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr B 14 u Oyunda Gitmek Vardı, yazarlığınızda yeni bir üslup. n Evet, yeni bir arayışa girdim. Yola çıkarken aslında hikâye belliydi; bir kadının hikâyesini anlatacaktım ve bu kadın Neval’di. Başına gelecekleri, hikâyenin aşağı yukarı nasıl biteceğini biliyordum. Fakat bunu bir tiyatro oyunu şeklinde sunmak fikri yazım sürecinde kendiliğinden gelişti. n Okur, romanda bir oyuna teşvik ediliyor. Kimi zaman rakip oluyor kimi zaman yoldaş. n Yapmak istediğim de oydu; okuru oyunun bir parçası kılmak. Aktif bir seyirci istedim. Okura hem sorular sordursun hem de kendi hikâyesinden bir şeyler çağrıştırsın... Bu olanağı veren iyi bir edebi metin hedefledim. Bir ana kabuğun içinde çok hücreli, zarlı, hareketli, iç içe odaların açıldığı bir yapı kurdum. n İki son var. Yazarın hınzırlığı. n Kesinlikle öyle. İlki sürpriz bir sondu, öteki sonu baştan tasarlamıştım. İlk sonun en önemli özelliği yazarın kahramanının dilinden kendisini de eleştirmesi. Bir ara kitabın sonunda okur kendi sonunu yazsın diye bir on boş sayfa bırakıp başlığına üçüncü son demeyi düşündüm. Bir başka kitabımda yapacağım sanırım. n Romanın sesini en duyurduğu ve gereğinde tatlı sert manifestosunu verdiği asal duygu nedir? n Arayış. Hayat arayışlarla dolu bir zincir, bir silsile. Mesela Saffet... Orta yaşlarında, evli, çocuklu bir adamken terk ediliyor. Hayatta ezberi bozulan pek çok insandan biri. Bir arayışta ve kendisini bu arayışın içinde var etmeye çalışıyor. Romanın sonu da Saffet’in kaderi açısından belirsiz, tüm yaşadıklarından sonra ne yaptığını veya ne n Hayatına girdiği insanlar Saffet’te nasıl bir iz bırakıyor? n Özellikle hayatına giren kadınlar, Hülya, Neval, Firdevs iz bırakıyor ve hepsi ona yol gösteriyor. n Bu kadınlar farklı direnç ve duygu düzeylerini de temsil ediyor değil mi? n Kesinlikle. Hepsi kendilerini yaralı ama acıları ve yalnızlıklarıyla var etmeye çalışan kadınlar. Yine de umutlarını kaybetmiyorlar. En baskın olanı Neval gibi görünse de benim gönlüm Firdevs’ten yana. Bir erkek olarak Firdevs’i tercih ederim. n Neden? n Firdevs büyük bir acı yaşamış ve acılarıyla baş etmeyi öğrenmiş bir kadın. Bu onu daha güçlü ve etkileyici kılıyor. Ama hayatı çok iyi tanımış, başarılı, küçük hesapları olmayan, rahat bir kadın. n Kahramanların aradıklarından çok daha fazlasını bulmalarının üzerinde duruyorsunuz. n Doğru. Ama erinçle ama hüzünle bunu sağlamak istedim. Hepsi bir iç barış peşinde ve hayatlarına yeni bir yön vermeye çalışıyor. n Aradıklarını buluyorlar. n Evet, aslında Neval de buldu bir şekilde ve Saffet tabii Neval ve Firdevs sayesinde büyük bir değişim yaşadı, hayatı daha iyi gördü. “KADINLAR YARALI AMA DİRENÇLİ” “SAFFET, ARAYIŞ İÇİNDE BİR İYİ” n Koza yırtımını önemsiyorsunuz. n Onu çok istiyorum. Bunu kendi hayatımda da hep yapmaya çalıştım. Hayatı hep olasılıklara açık olarak görüyor ve öyle yaşanmasını tercih ediyorum. Bir yerde durmak değil önemli olan. Belirli bir yere çakılıp kalmamalıyız. Hayat böyle daha anlamlı bence. n Bu oyun, hasılı silleli hayat öyle sıfırdan da başlatamıyor “HİKÂYELER VE DİLİN PEŞİNDEYİM” >> 17 Aralık 2015 KITAP