19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17 Temmuz 1968, Taksim Meydanı. Ǩnk¨ baskı tamamlandıktan sonra sayfalanmış, satır haline gelmiş kurşunlar gerisin geriye dizgiciye gider, orada da potaya atılarak eritilir, tekrar kullanılırdı. Bu nedenle baskı adetleri daha önce çok iyi hesap edilir, çok satacak kitaplarda kurşunlar eritilmez, bekletilir ve yeniden baskıya sokulurdu. Şimdiki ofset tekniği ile mukayese bile edilmez bir şeydi bu, ayrıca kurşunları bekletmenin de bir maliyeti vardı. Hele dönem dönem kurşun sıkıntısının yaşandığı yıllarda bu işin tekeli de kâğıtçılık yapan Babıâli hamallarındaydı bu maliyet daha da artardı. May’da çalışırken Harun’un bu kitabı ile Nihat Behram’ın Daraağacında Üç Fidan adlı Denizleri anlattığı kitap çok baskı yaptığı için haftalarca kurşunları koruduğumuzu, eritmeye göndermediğimizi hatırlarım. Gorki’nin Ana romanında da aynı şeyi yapacaktık ve tabii bu baskılar asgari beş binden başlardı. Bu kitaplarla daha önce “patron”un sık sık örnek verdiği Erol Toy’un İmparator’unu geçmiştik. Nihayet g¨nlerdir emek verdiğim kitap matbaadan gelince önce her kitapta yaptığım gibi m¨rekkep kokusunu içime çektim, ardından yayınevinin emektarı Tahsin’e, H¨lya’ya haber vermesini söyledim. Ǩnk¨ Harun’un durumu iyiye gitmiyordu ve sanırım ikinci ya da ¨ç¨nc¨ baskıda onu kaybedecektik. Ne var ki kitabı görebilmişti, bu da bir ölç¨de beni rahatlatacaktı. Kim bilir sağlığı yerinde olsaydı birinci baskıdan sonra d¨zeltilerini yapacak, sayfalamaya, tasarıma vb. ilişkin eleştirilerini söyleyecekti. Öl¨m¨nden sonra bastığım Yaşamımdan Acı Dilimler’in öyk¨s¨ ise çok farklı, şimdi ayrıntılara girmeyeyim. Ancak her iki kitabın kapaklarını tasarlayan Cemal Boyalı ile son kitaba bir kuşe sayfa olarak koyduğumuz Harun’un kara kalem portresini çizen Ayla İşler’i de anmak boynumun borcu. Kuşkusuz ki elinizdeki bu baskı, ilk baskıları bilenlere çok farklı gelecek; öncelikle Harun’un anlattığı dönemler benim de yaşadığım tarihsel olayları >> dile getirdiği için bu baskıda m¨mk¨n olduğu kadar fotoğraf vb. malzemesi koyarak olayları “canlandırmaya” çalıştım. Elbette ilk baskıda dönemin bildirilerinden, broş¨rlerinden bol bol alıntı yapan Harun, bunların nasıl tasarlanması gerektiğini bilemezdi. Bu bana yani yayıncıya d¨şen bir işti fakat ben de o yıllardaki yayıncılık deneyimimle, hele hele entertip dizgide, her t¨rl¨ sayfanın ön¨nde dizilmiş satırları, elinde katrat cetveliyle kurşunları ölçerek, keserek, araya anterlinler koyarak, sayfaların altlarını ince kartonlarla besleyerek vb. bunu yapmam m¨mk¨n değildi. Ne var ki kırk yıl sonra bu işleri bilgisayar ekranında sayfa yapmanın rahatlığı içinde kotarınca ortaya bambaşka bir kitap çıktı. Alıntı yaptığı bildirileri, açıklamaları, broş¨rleri bir d¨zene sokma, bulabildiğim belgeleri, broş¨r kapaklarını, işgal konseyi duyurularını vb. arkaya ek olarak yerleştirme, eskinin klişe tekniklerinin yarattığı zorlukların yanında çok kolay oldu. GENİŞ BİR PANORAMA Olaylı Yıllar ve Gençlik’i okuduğunuzda bir dönemin gençlik hareketlerinin geniş bir panoramasını, t¨m ayrıntılarıyla göreceksiniz. Belki o yılları yaşayanlar için çizilen panoramada boşluklar olacak, gerçekle ör¨lm¨ş kimi yorumlar; bazen öznelliğe kaçarak gerçeğin sadece bir yanını yansıtacak, dönemin ideolojik çatışmalarının eylemlere, kişilerin davranışlarına yansımasının zaafları, kimi yerde o yılların sevapları yanında g¨nahlarını da gösterecektir. Bununla birlikte, o g¨nleri yaşamamış sadece dinlemiş ya da bir yerlerden okumuş kuşakları ise satır aralarında “davasına inanmış” d¨md¨z, doğrucu, dobra ve bir o kadar da naif bir devrimcinin portresini bulacaktır. Benim de bir arkadaş, bir dost olarak Harun’da görd¨ğ¨m temel özellik, onun o tarif edilmez naifliği ile yarattığı m¨cadele azmi ve değişime, sosyalizme olan inancıydı. Bunları G¨m¨şsuyu’ndaki birlik odasında yaptığımız sohbetlerde çok daha iyi anlamış ve yıllar sonra d¨ş¨nce olarak ayrı d¨şt¨ğ¨m¨zde bile birçok arkadaşın yaptığı gibi onun işçiler arasında verdiği m¨cadeleyi k¨ç¨msememiş, saygı duymuştum. Hiçbir dönemde ideolojik körl¨ğe d¨şmeyen, bağnazlığa saplanmayan Harun’un son dönemlerini fazla bilmediğim için bu konuda çok az şey söyleyebilirim. Ama özellikle İdris Hoca’yla (K¨ç¨kömer) olan dostluğunun bazı değişimlere yol açtığını; tarihe bakışının, öğrenci birliği başkanıyken masasının arkasında asılı duran kalpaklı Mustafa Kemal portresinden çok uzaklara gittiğini biliyordum. Şimdi, kırk yıl sonra Olaylı Yıllar ve Gençlik’in bu baskısını yeniden yayına hazırlağım için tarihin “sevgili kulu” olduğumu söylemekte haksız mıyım? n Olaylı Yıllar ve Gençlik/ Harun Karadeniz/ Yayına Hazırlayan: Fahri Aral/ Literatür Yayınları/ 210 s. KITAP 17 Aralık 2015 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle