23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YAşAR SEYMAn’DAn “BEnAZİR” ‘Dünyayı kadınlar değiştirecek’ GAMZE AKDEMİR gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Benazir Butto, otuz beş yaşında Müslüman bir ülkenin ilk kadın başbakanı oldu. Suikast girişimlerinden kurtuldu, hapiste yattı ve sürgünde yaşadı. Ülkesine döndükten iki ay sonra, 27 Aralık 2007’de, elli dört yaşında öldürüldü. Yaşar Seyman, Butto’nun yaşamını yer yer masalsı ve ona seslenen, bir dille kaleme alımış. “Saflık ve ahmaklık arasında ince bir çizgi vardır: / Benim ülkemde geçen yağmur mevsiminden sonra / Öyle bir koku yayıldı ki uyuşturan... / Onun etkisiyle / Halkımın bütün akıllıları / Gözlerine perde çekip bekler oldu!” Pakistanlı şair Pervin Şakir enazir Butto’yu tanımaya ve yazmaya yüreklendiren ilk gelişmenin, babanızın size örnek gösterdiği kadın siyasetçilerin başında onun gelmesi olduğunu belirtiyorsunuz. Hakkında ilk ne zaman yazdınız? n Annemin bana verdiği çeyiz sandığından kadın hakları dosyası çıksa da Benazir Butto adını ilk kez babamdan duydum. Sonra bir 8 Mart yazısı için araştırdım. İlk Benazir yazımı İş Bankası’nın iç yayın organı olan İş Dergisi’ne yazdım: “Dünya Kadın Gününde Önder Kadınlar” (MartNisan 1987 tarihli 245246 sayısı). O yıllarda, Benazir ve diğer kadın önderlerin bilgi ve fotoğraflarına ne zorluklarla ulaştım. O yazıyla kadın dünyasına aktım diyebilirim. Sonra Benazir defterim oldu. O günden sonra onu izledim, zaman zaman da yazdım. n Butto’nun yazdığı Doğu’nun Kızı nasıl bir referans oldu? n Biyografik romanda değişmezler vardır. Ülke, anne, baba, okul, iş, aile gibi. Onun için en önemli referans ölmeden önce yazdığı Doğu’nun Kızı kitabı oldu. Benazir’in bu kitabı bana yol gösterdi. Değişmezleri oradan aldım. Babasının, annesinin mektuplarını, yaşamına yönelik bazı önemli ayrıntıları ve o kitapta gördüğüm eksikleri ülkemdeki örneklerle karşılaştırdım. Dayanamayıp yanıtsız sorular bile sordum. Örneğin o doğduğu ve yaşadığı şehir Karaçi’nin adını bir kadından aldığını yazmıyordu. Bence yaşamsal olan bu ayrıntıyı yazmak istedim. n “Bu hayatı ben seçmedim, o beni seçti” diyor Butto. Hiç istemedi ama... Bu “ama”nın devamı, kitabınızın çıkış B n Butto’nun Atatürk’e duyduğu saygıyı da yazıyorsunuz. n Babamın, “Siz ondan daha şanslısınız, onun Atatürk’ü de yok” sözü beni çok düşündürdü. İslam ülkeleri içinde tek demokratik ve laik ülke Türkiye. Kaldı ki kadın haklarını birçok Avrupa ülkesinden önce tanıyan, kabul eden ve yaşama dönüştüren ülkeyiz. İslam ülkesi Pakistan, bir kadını başbakan seçerek hem bir ilke imza attı hem de ülkesini ışıltılı bir duruma getirdi. n İslam’a farklı bir güzellik, güç ve saygınlık getirdi. n Kuşkusuz. İslam ülkelerindeki bu kan, barut ve sıkıntıyı kadınların önderliği ile aşabiliriz. Kadının çatışmasız dilinin katkısı yadsınamaz. Barış dille örülür. Barışı, kadın duyarlığı, sevgi dolu yaklaşımıyla yaşama dönüştürebiliriz. Gördüğünüz gibi son yıllarda Nobel Barış Ödülü kadınlara veriliyor. İran’da Şirin Ebadi, Pakistan’da Malala Yusufzay ve bu yılki ödülün sahibi “Tunus Dörtlüsü” içinde bir kadının (Vided Buşamaui) varlığı umut verici. İslam ülkelerinde Benazir Butto rüzgârının estiğini görüyor ve inanıyorum. İranlı kadınları izlediğimizde düşünsel ve görsel olarak Benazir benzerliği yansıyor. Çünkü Benazir Butto yerelden evrensele yürüyen bir kadın liderdi. n Çalışmanız tam da bu ülküde, darbeleri, diktatörleri, çekilen eziyetleriyle yakın tarihten acı duygudaşlığın yanı sıra Müslüman bir ülkede kadın ve siyasetçi olmanın, eril din terörüne karşı direnmenin, dayanışmanın yoldaşlığını paylaşıyor. n Dayanışma, çağımızın sihirli sözcüğü. Bir kadın hakları savunucusu olarak kadınlar arası dayanışmanın henüz dünyamızda yeterince kavranmadığını görüyorum. Bu yolculukta gözlemlerim, tanıklıklarım var. Bu nedenle bana, babam tarafından örnek gösterilen bir kadını sevgiyle yazdım. Siyasi bir kadını dünya kadınlarıyla buluşturup karşılaştırmak; siyasi bir kadının, sanatçı kadın kadar özgür olmadığını vurgulamak istedim. Demokratik laik bir ülke olsak da darbeler dönemimiz, demokrasi sancılarımız benzerlikler gösteriyor. Acılara takılmadan umudu her dem taze tutarak mücadele etmenin daha güzel bir dünyanın kapılarını açacağını göstermek istedim. Dünyayı amacı, kavgası, sevdası olan kadınların değiştireceğine inanıyorum. n Benazir Butto’nun öldürülüşünden sonraki Pakistan’ı nasıl değerlendiriyorsunuz? n Şimdilerde Pakistan’ın, Peşaver liginde terör üreten bir ülke konumunda görünmesi çok üzücü. Pakistan coğrafi güzellikleri, toplumsal değerleri ve demokrasi anlayışıyla yine ışıltılı konuma gelme mücadelesi vermeli. n Benazir/ Yaşar Seyman/ Bilgi Yayınevi/ 296 s. >> “KADINLAR ARASI DAYANIŞMA YETERİNCE KAVRANMADI” “MÜCADELESİNE VURULDUM” noktalarından biri demek yanlış olmaz sanırım. n Haklısınız. O hayatı o seçmese de ona sunulan hayatı inatla, tutkuyla ve mücadeleyle sürdürüyor. Öyle ki düşmanları, onu kadın gördüğünden önce Zülfikar Ali Butto’nun ve Benazir’in erkek kardeşlerini öldürüyor. Nasıl olsa bir kadın bu mücadeleyi sürdüremez diye düşünüyorlar. Oysa Benazir’in cesur kişiliği, mücadele azmi onları yanıltıyor. n Ona hayran olduğunuz kadar açık yüreklilikle eleştirdiğinizi de görüyoruz. Size böyle düşündüren neydi? n Yıllarım emekçilerin haklarını savunmakla geçti. Aynı zamanda sendikal mücadelem sırasında işçi sınıfından bir hakkı teslim etmeyi öğrendim. Sevdiğim, mücadelesine vurulduğum bir kadın liderin eksik bıraktıklarını vurgulamak bir kadın hakları savunucusu “ŞANSLIYIZ, ONUN ATATÜRK’Ü DE YOKTU” olarak gönül borcumdu. Bu dünyadan göçtüğü için sorularıma yanıt veremeyecek bir insanı ve sevdiklerini üzmemek adına eleştirilerime hep özen gösterdim. Beğendiklerimizin bir insan olduğunu hiç aklımızdan çıkarmamalı ve eksiklerini de vurgulamalıyız. Gelecek kuşakların yoluna başka türlü nasıl ışık düşürürüz. n Önemli vurgularınızdan biri de Butto’nun yaşamının, çocuk gelin Lorin’de yarattığı değişim ve gelişim. n Lorin’e tanımadığı ve ilk kez adını benden duyduğu Benazir’i bir masal kahramanı gibi anlattım. Anlatımım sırasında Lorin’in beğeni ve hayranlığına tanık oldum. Onun öğrenme susuzluğu beni derinden etkiledi. Bir savaş coğrafyasında bıraktığım Lorin’le yıllar sonra karşılaştığımda ondaki değişiklik beni bu kez derinden etkiledi ve gönendirdi. Kadının, değişimin ve dönüşümün en önemli dinamiği olduğunu yaşayarak gördüm. Kadınların yaşamın rengi oluşunu selamlıyorum! 18 17 Aralık 2015 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle