27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Onur Bilge Kula’dan “Brecht, Lukacs, BlochSanat ve Edebiyat” ‘Yol göstericileri sosyalist gerçekçilikti’ r Gamze AKDEMİR u çalışmanızda konulaştırdığınız Brecht, Lukacs ve Bloch, doğasının izindeki insanın ve insanlığın ve sanatın, tükenilemezliğini nasıl felsefileştirmiştir? “Brecht, Lukacs, Bloch: Sanat ve Edebiyat” adlı kitabımda anılan üç önemli Marksist düşünürün, insanın özgürleşerek ve özerkleşerek, benzer konumda olanlarla dayanışarak insancılaşma uğraşını, her türlü baskı ve sömürüye karşı savaşımını, bu savaşımda sanat ve edebiyatın insandaki güzeli algılama ve bireyseltoplumsal yaşamda verimlileştirme yeterliliğini, bu bağlamda insanın, her koşul altında sanat yaratma gücünün asla tüketilemeyeceğine ilişkin felsefi görüşleri serimlemeye çalıştım. Epik tiyatronun emekçi kuramcısı Brecht’in insanca bir toplum düzeni yolundaki savaBloch şımını açımlar mısınız? Brecht’in geliştirdiği yabansılaştırma kuramı, epik tiyatronun temelidir. Yabansılaştırma kuramı, izleyiciyi, baskı ve sömürüyü var eden durumlar/ilişkiler hakkında “hayır, böyle olmak zorunda değildir; insan, bunlar değiştirilebilir” deme noktasına getirmeyi amaçlar. Bu kuram, tiyatronun eğlendirme işlevinin yanı sıra, eleştirel bilincin Brecht geliştirilmesini özendirerek, insana her türlü bağımlılık ilişkisinden kurtularak öz yazgısını belirleyebileceği iletisini verir. Epik tiyatro, toplumsal çelişkileri ve devingenliği açığa çıkararak değişimin olabilirliğini gösterir. toplama kampında tutsaklığı sırasında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Carl Ossietzky’nin kişiliğinde ele almıştır. Bloch’un her zaman geçerliliğini koruyan önesürümü uyarınca, dizgeli zorbalık, sömürü ve baskı, her zaman devlet erkini kullananlardan kaynaklanır. Bu nedenle, muhalefet öncelikle erke/güce karşı yapılır. Bu ilke bugün de geçerlidir. “BRECHT, BİR NÂZIM ŞİİR KİTABI YAYIMLAYACAKTI” Brecht’in Nâzım ile ilişkisini de yazıyorsunuz... BrechtNâzım Hikmet ilişkisini hep ele almak istemiştim. Bu iki büyük edebiyat adamını bu kitabımda konulaştırma fırsatı buldum. Brecht, Nâzım Hikmet’in şiirlerini çok beğenmiş; “Bir Tanem” diye başlayan şiir çevirtip kendi şiirleri arasında yayımlamış. Hatta bir Nâzım şiir kitabı yayımlamayı planlamış. Fakat Nâzım Hikmet’in “Fatma, Ali ve Diğerleri” adlı tiyatro yapıtını Berlin Asamble’de sahnelemekten kaçınmıştır. Bunu teknik zorluklarla açıklamıştır. Bütün bunlar, Brecht’in Nâzım’a ve eşi Helene Weigel’in çevirmen Paul Wiens’e yazdığı mektuplardan anlaşılmaktadır. “Yabansılaştırma” olgusunu politik ve teatral anlamda ne düzlemde incelediniz? Brecht, ilkesel bir tutum olarak eleştiriyi dizgeleştiren ve haz ile bütünleştiren tiyatro kuramcısıdır. Yabansılaştırma (Alm. Verfremdung), Marx’ın “insan kendini aşağılayan, bağımlılaştıran her türlü ilişkiyi kökten değiştirmelidir” belirlemesinin tiyatroya uyarlanmasıdır. Böyle eleştirel bir bilinç geliştirebilmek için, tiyatro; malzemeleri, olguları ve oluşları yabansılaştırır. Böylece onların anlaşılmasına ortam hazırlar; çünkü kendiliğinden anlaşılır olan her şeyde anlamadan vazgeçilir. Tiyatro, dünyayı sadece açıklamakla yetinmeyen, onu değiştirmeyi arzulayan bir kuruma dönüşür. Böylece tiyatro, değişimin estetiğini geliştirir. “BRECHT’E GÖRE FAŞİZM EN BÜYÜK FORMALİSTTİR” Brecht’e göre faşizm nasıl bir formalist? Halk, faşizm için nedir ve nasıl bir referans? Brecht’e göre, faşizm en büyük formalisttir. Faşizm sınıfları değil, sınıf önyargılarını ve sınıf savaşımını yok etmeyi amaçlar. Halkı iki karşıt cepheye ayırarak güçsüzleştirir. Halka, onu dünyanın efendisi yapma sözü verir; ancak küçük bir kliğin tutsağı durumuna getirir. Halkın iradesini önemsiyormuş gibi görünür; fakat onu kendi istencine bağımlılaştırır. Hep halkı ülküselleştirir; ancak halktan insanları hiç önemsemez. Lukacs, StendhalBalzacGoetheHeineMann geleneğini niçin önemsemiştir? Lukacs, evrensel insanlık sorunlarını yazınsallaştıran Stendhal, Balzac, Goethe, Heine ve Mann gibi klasik yazarları önemseyen, onları insanlığın onurları olarak gören bir filozoftur. Aydınlanmacı olarak gördüğü bu yazarların insanın derinliklerini, toplumun çatışkılarını, edebiyatın dönüştürücü gücünü ortaya koyduklarını belirtir. K İ T A P S A Y I 1269 B Prof. Dr. Onur Bilge Kula konulaştırma yöntemini izleyerek üç düşünürü ve üretimlerini ele aldığı ayrıntılı ve dikkat çekici bir incelemeye daha imza attı. “Brecht, Lukacs, Bloch: Sanat ve Edebiyat.” Epik tiyatro kavramının düşünsel temelini oluşturan yabansılaştırım kuramını geliştiren Bertolt Brecht’in bu kitapta ele alınan yazıları, tiyatro ve edebiyat kuramına yepyeni boyutlar katıyor. Lukacs’ın yazıları da sanatın ve edebiyatın ticarileştirilmesini, muhalif yazar ve eleştirmenlerin karşılaştıkları sorunları, yazareleştirmen ve felsefi eleştirmen kavramını, değerli ve kalıcı edebiyatın niteliklerini büyük bir yetkinlikle ortaya koyuyor. Bloch’un bu kitapta yer alan yazılarıyla ise insana özgü olanın, insancıl olanın edebiyata yabancı olamayacağını serimleniyor. Zamanı yazınsallaştırmanın olabilirliğini, güncel edebiyat ve çözümleme arasındaki ilişkiyi ortaya koyarak roman türünün özelliklerini ve yönelimini belirginleştiriliyor. Kula’yla “Brecht, Lukacs, Bloch: Sanat ve Edebiyat” adlı çalışmasını konuştuk. n Sanatsal yaratımın genel durumların, diyesi, tümelliğin içerdiği tekliği estetikleştirerek tikel yapıtı oluşturma sürecini açımlar. Nesnel gerçekliğin sanatsal yansıtımında devinimin kaynağı olan çatışkıları, içerik ve biçim arasındaki diyalektik ilişkiyi gözeterek çözümler. Biçimin tinsel yönünün önemini vurgular. Bunu, “gerçek epik sanat yapıtının gerilimi, insan yazgılarından doğar” anlayışıyla yapar. Sanatsal figürlerin entelektüel fizyonomisinin bedensel ve tinsel bakımdan sanatsal olarak belirginleştirimini önemser. Büyük sanatın/ edebiyatın temelini, ‘uyanık’ insanların ortak dünyasında arar. Lukacs “LUKACS, BÜYÜK SANATIN VE EDEBİYATIN TEMELİNİ, ‘UYANIK’ İNSANLARIN ORTAK DÜNYASINDA ARAR” Lukacs’ın gerçekçilik, estetik öznellik ve tikellik nirengisinde ifadesini bulan sanatsal figürlerin entelektüel fizyonomi anlayışı nasıl? En önemli sanat/edebiyat filozofu olan Lukacs, kitapta yer verdiğim şimdiye değin Türkçe olarak yayımlanmamış yapıtlarında Marksist tinsel birikime dayanarak, sanatın eskiyi aşıp yeniye yönelmesinin yollarını imler. 2 0 1 4 “BLOCH, UYANIK VE SAVAŞIMCI OLMAYI ÖNERİR” Bloch’un faşizmin sanatı araçsallaştırmasını, Alman yazarların zorunlu sürgünlüğünü; sonra “bilimde ve dünyada yanlılık” bağlamındaki ezber bozan görüşlerini, günümüz perspektifini de gözeterek irdeler misiniz? “Umut İlkesi”ni felsefileştiren Ernst Bloch, umudun düşkırıklığına uğratılabileceği uyarısında da bulunur. Umudun, diyesi, insanlık değerlerinin yok edilmemesi ve ütopyasının boşa çıkarılmaması için, faşizmin ve baskıcı rejimlerin sanatı araçsallaştırmasını önlemek için uyanık ve savaşımcı olmayı önerir. Sanatta, bilimde ve yaşamda her şeyin yanlı olduğunu, yansızlık sanısına kapılmanın sakıncalarını serimler. Bloch, yazarların sürgünlüğünü, Nazilerin S A Y F A 1 6 1 2 H A Z İ R A N C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle