02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Emine Uşaklıgil’den “Bir Şehri Yok Etmek...” ‘TOKİ ve Bakanlık tek karar verici’ Türkiye’de, ekonomik gelişme ve büyümeyi sağlamak için en büyük koz olarak inşaat sektörü görüldü. Ancak bu sektörün sağlıklı ve kalıcı bir ekonomik büyüme yaratamadığına dair pek çok araştırma ve inceleme daima görmezden gelindi. Şehirler inşaat projelerinin “arazisi” haline getirildi. “Bir Şehri Yok Etmek: İstanbul’da Kazanmak ya da Kaybetmek” adlı yeni kitabında yurttaşları mücadeleye ve şehirlerine sahip çıkmaya çağrıda bulunan gazeteci, yazar Emine Uşaklıgil, bu durumu İstanbul üzerinden ele alıyor. İnsanlar, mahalleler, sokaklar, çarşılar, pazarlar, kentin tarihi tanığı binalar, dereler, ormanlar, anılar ve hikâyelerden oluşan kentin nasıl bir rant kaynağı ve merkezi olduğunu gözler önüne seriyor. Yurttaşların kentlerine sahip çıkmalarını, mücadeleden vazgeçmemelerini imliyor. Emine Uşaklıgil ile kitabını konuştuk. r Gamze AKDEMİR Emine Uşaklıgil kitabında İstanbul’un uzakyakın tarihinden bugüne nasıl geldiğini ortaya koyuyor. beyan edenlere reva görülen cevap biber gazı, cop ve aşırı şiddet. Gizlilik içerisinde yapılanların karşısında ürkmemek olanaksız, hele Kanalİstanbul söz konusu olunca. Kentsel dönüşüm namı altında yeşil alanlar, ormanlar, tarihi miras, şehrin belleği ve geleceği büyük bir hızla yağmalanırken İstanbul bir şantiyeye dönüşmüştü. Özetle İstanbullular İstanbul’un ve bütün şehirlerin hakimi mutlak TOKİ ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karşısında şimdilik çaresiz. İstanbul’un tarihinde yaşadığı bu en hızlı dönüşümle bazı değerler yükseldi, bazı değerler düştü, mahalleler çöktü ya da yükseldi, insanlar ve mekanlar ya kaybetti ya kazandı. Gayrimenkul geliştirme gayreti gerçek ihtiyaçların önüne geçmiş durumda. Çil yavrusu gibi dağıtılan yoksullar merkezden uzaklaştırılıyor, dönüşüme kurban ediliyor. Deprem tehdidine gelince, rant vaat etmeyen mahalleler korunduğunu iddia etmek olanaksız ne yazık ki. “RANT HIRSI MEŞRU GÖRÜLÜYOR, BU SINIF ATLAMA ARACI OLDU” olmaktan çıkmak üzereydi. Kimileri kazanırken, kimileri kaybediyordu, fakat asıl kaybeden İstanbul ve İstanbullular idi. “ÖZAL’IN İMAR AFFI DOĞRUYDU, FAKAT...” itabı yazmaya nasıl başladınız? Yaklaşık bir yıl önce İstanbul’un özgün dokusunu kaybetmek üzere olduğunu, kolayca geriye dönülmez bir sürece hızla girdiğini anladım. Geçmişten bu yana İstanbul’u tehdit altında tutan ve 2004’den itibaren giderek hızlanan bu sürecin mekanizmalarını çözmek ve anladıklarımı paylaşmak istedim. Bu kitabın yolculuğu öylece başlamış oldu. Sonuç kaygı vericiydi: İstanbul artık pazarlanan bir meta olmuştu, şehrin ruhu yok olma sürecine girmişti, beter, şehir K İmar planları malum, felaket. Peşkeş çekilen yerliyabancı müteahhit sayısı belirsiz. Tarihi bellek hak getire, ya yakıyorlar ya da yıkıyorlar. Doku, silüet deseniz parça pinçik. AVM zihniyetiyle sosyal hayat, kültür yok edilmeye azmediliyor. Ağacı korumanın bedeli biber gazı ve cop. İstanbul’un uzakyakın tarihinden bugününe geldiği “nokta”yı, kaybettiklerini nasıl ortaya koyuyor kitabınız? İstanbul’da kolay sermaye yaratma uğruna en kestirme zenginleşme aracı hep toprak ya da gayrimenkul oldu. Planlama kuralları sürekli esnetilen, hatta kural planlamama ve kuralsızlık olunca İstanbul çıkarlara ve yağmalamaya mahkum kaldı. Yapsatçılık modelinin ötesine geçilemedi bir türlü. Rantla ilgili tüm sınırlar 1980’lerin ikinci yarısında aşıldı. Özal’ın imar affıyla tapu meselesini çözmesi doğruydu. Fakat aynı afla dört kata kadar imar izni vermesi, İstanbul’un ölüm fermanı oldu. Kat sayısına bağlı rant hevesi iyice kabardı. Okmeydanı ya da Bağdat caddesi olsun, binamız yükselsin ki kar edelim hevesi hep aynı kaldı. Oysa inşaat furyası devam ederken altyapı yetersizliği İstanbul’un bir kabusa dönüşmesine yol açması kaçınılmaz. Doğal gaz, su, atık su, yağmur suyu, ulaşım, bütün altyapının yenilenmesi gerekecek. Hastane, kamu binası derken nüfusu 2530 milyona dayanmış İstanbul’u yaşanılır kılmak neredeyse imkansız olacak. Geçmişten gelen bu anlayışın üzerine, 2004’den itibaren TOKİ inşaatın efendisi ve şehirlerin sahibi mertebesine yükseldi. Yetmedi her 2 0 1 4 adımda engelleri bertaraf eden yasal kalkanlar oluşturuldu. Afet Yasası olarak bilinen kanun, inşaata dayalı ekonomik büyüme modelinin önünü ardına kadar açtı. Dahası mülkiyet hakkını ciddi bir şekilde zedeledi. Kabul, Anayasa Mahkemesi afete dayalı kentsel dönüşüm yasalarında birçok maddeyi iptal etti. Ancak adalet mekanizmasının yavaşlığı karşısında, mahkemeler yürütme durdurma kararlarını alıncaya kadar, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş oluyor. Kaldı ki yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı halen bir muamma. İstanbul’da olup bitenleri anlamak için deneme tahtası hüviyetini kazanmış mahalleleri saptamak, kentsel dönüşüm mağdurları, plancı ve belediye başkanlığı üstlenmiş kişilerle görüşmeler yapmak derken, yaptığım her görüşme durumun ciddiyetine kanıttı. Oluşturulmuş yasal kalkan nedeniyle İstanbul’u ilgilendiren kararlar Ankara’dan alınıyor, TOKİ ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nasıl bir İstanbul (ve nasıl bir Türkiye) konusunda tek karar verici. Herhangi bir planda yer almayan “çılgın” projelere Başbakan karar veriyor, bu konularda aydınlatıcı bilgi verilmiyor, şeffaflık hak getire. Bu projelerin sakıncalarını tartışmak şöyle dursun, İstanbullulara seyirci kalmak kalıyor. Soru soranlara ve karşı görüş Kitabınız İstanbul’u ve memleketi yönetenlere ve yurttaşlara nasıl bir uyarıdır ve “siyaset yerele nasıl, ne yaklaşımlarla inmelidir”e nasıl bir yanıttır? Kentsel dönüşümün toplum açısından yararlı olabilmesi için dönüşümün devlet elliye bir gayrimenkul “Şehirdeki gidişata dur diyememe nedenlerinin biri rant hırsının bir bakıma meşru görülmesi. Yıllardır kentsel rant, enformel yapılanmayla birlikte hızlı bir sınıf atlama aracı oldu. Şehrin büyümesinden şu ya da bu şekilde her kesim yararlandı. ” Fotoğraf: Vedat ARIK S A Y F A 4 n 2 4 N İ S A N C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1262
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle