06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER [email protected] Sait Maden, Lorca’yı anadilinden çevirebilmek için İspanyolca öğrenmişti ek çoğumuz yabancı bir dili kendi seçimimiz dışında öğreniriz. Kimimiz, gittiğimiz okulda hangi yabancı dil veriliyorsa onu öğreniriz. Kimimiz, anababamız bizi hangi yabancı okula verdiyse o dili. İlle de bir seçim yapacaksak, çoğumuz “geçerli” olan yabancı dili seçeriz. Sözgelimi, bir zamanlar Fransızca “geçerlilik” kazanmıştır bizde; ne zamandır İngilizce saltanat sürüyor. Bir de, sayıları az da olsa, tutkularının izinde yabancı dil öğrenenler vardır. Lisede öğrencisi olma talihliliğine eriştiğim edebiyat hocam Tahir Alangu’yu anımsıyorum. Alangu, halkbilimi ve halk edebiyatıyla ilgili çalışmalarını sürdürürken, bu alanda zengin bir literatüre sahip olan Alman diline yönelmişti örneğin. Cumhuriyet’e, bizim kültür sayfalarına yazdığı 1980’lerde tanıdığım, yıllarca radyoda tango izlenceleri hazırlayan Fehmi Akgün de, Astor Piazzolla’nın da yönlendirmesiyle, tango kültürünü daha derinden kavrayabilmek için İspanyolca öğrenmişti. Sait Maden’in İspanyolca öğrenmesi ise, şiir tutkusunun, dahası Lorca tutkusunun bir sonucuydu. Lorca’yı kendi dilinden okuyabilmek, aslından çevirebilmek için öğrendiği bir dildi İspanyolca. Fransız deneme yazarı Joseph Joubert, “Sende biraz şiir yoksa, hiçbir yerde şiir bulamazsın” der. 19 Haziran 2013 günü yitirdiğimiz şair, grafik sanatçısı, ressam ve çevirmen Sait Maden, yüreğinde fazlasıyla şiir olduğu için olsa gerek, her yerde şiir bulanlardandı. Ondaki şiir, bir başka tutkusuna, grafik sanatı uğraşına da yansımıştı: “Benim grafiğimi biçimlendiren, alttan alta etkileyen ve destekleyen, besleyen tek kaynak benim şair tarafımdır. Edebiyatım, benim resmimi çok besledi.” Edebiyat eleştirmeni Doğan Hızlan, 2006’da Hürriyet’te, “Sait Maden kimdir diye sorsanız, dünya şiirinin Atlas’ı diye tanımlarım. Kendi de şairdir, aynı zamanda Türkçeye dünyanın iyi şairlerinden, iyi çeviriler kazandırmıştır” diyordu. “Atlas, Yunan mitolojisindeki İapetos’un oğlu ve Menoitos, Prometheus ve Epimentheus’un kardeşi. Mitolojiye göre yerkürenin batısında, Zeus tarafından buna mecbur edildiği için S A Y F A 6 n 27 Şiirin resmi, resmin şiiri P doğru Sander Kitabevi’nden çıkan basımlarının kapakları unutamadıklarım arasındadır. Lise ve üniversite yıllarımda kapısını az aşındırmadığım, Beyazıt Sahaflar Çarşısı’ndaki Elif Kitabevi’nin sahibi, felsefeci Arslan Kaynardağ, 1990’daki bir yazısında, “Sait Maden’in yeri İhap Hulusi’ninkine benzer. İhap Hulusi nasıl afiş sanatında grafiği kabul ettirmiş, bu yolda öncü olmuşsa Sait Maden de başta kitap kapağı olmak üzere yayıncılıkta grafiğin yerini kabul ettirmiştir” diyordu. TÜRK GRAFİĞİ YARATMA... “Onun imzasını taşıyan kapaklar bu işin klasikleri arasında sayılmaktadır. Sait Maden ve onu izleyen grafikçiler artık dünyada özgün bir Türk grafiğinin bulunduğunu kanıtlamaktadırlar. Özellikle Sait Maden’in bir Türk grafiği yaratma konusundaki çalışmaları ürünlerini vermeye başlamıştır. Gerçekten de grafikte asıl önemli sorun batı örneklerinin etkisinden kurtulma gereğidir. Grafikçilerimizin bu konuda bilinçlenmeye başladıklarını görerek seviniyoruz. Sait Maden şöyle söylüyor bir yazısında: ‘Kendi yaşam temellerini yine kendi düşünce, yaratma ve bulgu ürünleriyle, kendi değer yargılarıyla çözümleyip kuramayan toplumun her sanat dalı gibi grafiği de köksüz olacaktır.’ Yine bu yazısında çok haklı olarak söylediği gibi ‘Türk grafikçisi yeni bir a hafi, yeni bir b harfi çizerken ona kendi ulusunun biçimleme gücünün damgasını vurmak zorundadır.’” Sekiz bin dolayında kitap ve dergi kapağı, sayısız amblem, kitap resmi, afiş, takvim. Ürettiği özgün yazı karakterleri. Şiir kitapları. Baudelaire, SaintJohn Perse, Cendrars, Aragon, Eluard, Neruda, Mayakovski’den çevirdiği şiirler, kitaplar. İnsanlığın beş bin yıllık şiir birikiminden derlediği “Şiir Tapınağı”, “Yeryüzü Destanları”, “Gılgamış Destanı”. Ve Lorca’nın tüm şiirleri… Kitapları güzel kılmakla, şiir yazmakla, tutkuyla bağlandığı şairleri Türkçeye kazandırmakla geçen bir ömür… n sırtında göğü taşımak zorunda bırakılan bir dev. Atlas’a bu görev ceza olarak verilmiştir, Sait Maden ise bu görevi gönüllü olarak ve ilham perilerinden almıştır. Sait Maden’in Bütün Şiirleri dört cilt olarak yayımlanmıştı. ‘Açıl, Ey Gizem!’, ‘Yol Yazıları’, ‘Hiçlemeler’, ‘Şiirin Dip Sularında’. Sait Maden’in şiirleri, şiir üzerine çok düşünmüş, Türk ve dünya şiirini hatmetmiş, bunların bir şairde bıraktığı izdüşümünü yansıtır. Şiirinde, yaşamın bütün duraklarını, geniş bir şiir panoramasında, belki de deyim yerindeyse coğrafyasında yazmıştır. Bazı şairlerin şiirleri ilk okunuşta, size şiirselliğin gizlerini vermez. Ama derin okumalarda, dünyayı, dünya karşısında insanı kavramayı şiir yoluyla, nasıl ustaca gerçekleştirdiğini görürsünüz… Şiire adanan ömürlere, çabalara saygım ve sevgim sonsuzdur. Sait Maden bu sevgiyi ve saygıyı en hak eden kişi olarak yıllardır ‘şiir dünyasını sırtlamaya’ devam ediyor.” SAİT MADEN’İN ŞİİR DÜNYASI Şair, sanat yazarı Turgay Gönenç de, 1998’de Yeni Yüzyıl’da çıkan bir yazısında, Sait Maden’in şiir dünyasını açıyordu okura: “Sait Maden’in şiir dünyası, gerçek anlamda bir dünyadır. Türk şiirinin tarihsel serüvenini gerçek boyutlarıyla bilen, özümseyen bir ozan. Sait Maden dünya şiirini de aynı yetkinlikle biliyor. Bu iki olgu Sait Maden’in şiirinde önemli bir sentezi sağlıyor. Şiirin bir üstdil olduğu gerçeğiyle hiç çelişmeden, Türk şiirinde, bir Türk şairi kimliğini saklı tutarak dünyaya sesleniyor. Bilgi ve birikimiyle; kendi kimliğini saklı tutarak sevdiği şiirlerle şiirini buluşturmayı amaçlıyor. Zor; ama onur verici bir şiir uğraşısına yöneliyor. Bilgi 2013 ve birikimi, yıllardır özenle sürdürdüğü şiir çevirileri onun amacına giden yolları açıyor. Sait Maden’in şiirlerinde en çok ilgimi çeken, özgünlüğünü sağlayan hayranlıklarıdır. Gerçekten iyi şiir hayranlıklarıyla beslenmiş bir şair o. Çevirdiği ya da sevdiği şairlerin yedeğine tutunmadan, taklitçiliğe düşmeden kendi şiir dünyasını oluşturmuş bir usta. Onun şiirlerini okurken, gerçek bir gözlemcinin, suskuyu nasıl çığlıklaştırdığını duyumsarım. Sait Maden slogancı şiirin dışında, şiirin gerçek başkaldırısının doyumsuz örneklerini sunuyor. Resimle iç içe yaşaması da şiirini sesle renk arasında gelgitlere taşıyor.” Şiir yazmaya olduğu gibi resim yapmaya küçük yaşlarda başlamıştı Sait Maden. 1950’lerin ikinci yarısındaki duvar resimleri, tiyatro dekorları, sinema afişleri, sergi ve fuar panolarını 1960’tan sonra kapak resimleri izlemişti. Yön, Türk Dili, Soyut, Yansıma, Varlık, Gösteri gibi dergilere, çeşitli yayınevlerine yaptığı kapak resimleri. Azra ErhatA. Kadir çevirisi “İlyada” ve “Odysseia”nın 1960’ların sonlarına ÖLÜ ÇOCUĞA GAZEL Federico Garcia Lorca Her akşam üzeri bir çocuk ölür, her akşam üzeri Granada’da. Her akşamüzeri yerleşir de su dostlarıyla konuşur baş başa. Yosundan kanatları var ölülerin. Bulutlu yel ve duru yel yan yana süzülen iki sülündür kuleler üstünde, gündüzse yaralı bir oğlan. Havada kalmazdı tek kırlangıç gölgesi şarap mağarasında rastlayınca ben sana, tek bulut kırıntısı kalmazdı yerde sen ırmakta boğulup gittiğin zaman. Yuvarladı vadi köpeklerle süsenlerini bir su devi yıkılınca dağlara. Gövden, ellerimin mor gölgesinde, bir soğuk meleğiyle, kıyıda cansız yatan. Türkçesi: Sait Maden K İ T A P S A Y I 1219 H A Z İ R A N C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle