Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
özveri ile yaşatmaktadırlar. Onların yaratımlarında Anadolu`ya dair tarihikültürel doku, engin insanlık felsefesi ve gelenekten kopmamış, yabancılaşmaya uzak saf, temiz Türkçenin incelikleri yanında müzik sanatının asırlar boyu tekamül ederek zirveye ulaşmış ileri boyutlarını bulmak mümkündür. AŞK KANALI Neşet Ertaş’ın Abdal müziğindeki yeri nedir? Neşet Ertaş neyin temsilcisidir? Kendisini Keremler’den, Mecnunlar’dan, Karacoğlanlar’dan, Kamberler’den, Pir Sultanlar’dan süregelen bir aşk kanalının getirisi olarak tanımlayan Neşet Ertaş’ı yetiştiren; tüm canları Hakk bilen, sanatı ibadet gören ve kutsal saydıkları sanatları yoluyla insan hizmetine aşkı sadakatle koşan Orta Anadolu Abdallarıdır. Derviş Abdallar soyundan, ömrü gariplik ile bülbüllük arasında geçmiş, son nefesinde; ‘sazımın emaneti’ diyerek yarattığı gönül mirasını teslim eden, ustalar ustası Kırşehirli Muharrem Ertaş’ın benzersiz ozan oğludur Neşet Ertaş. Bir şaman misali gizemli ve esrik, bir kalenderî misali engin ve coşkun ve bir Bektaşî eri olarak yüreği yüce bir aşk ve sevgi ile dolu. Engin gönlü, yalınkat yüreğinden taşan hüzünlü ve yanık ifadesi ile havalandırdığı türküleri, Anadolu tarihi kadar derin, Anadolu toprağı kadar bereketli, Anadolu kültürü kadar zengin, Anadolu insanı kadar içten, sade ve cömerttir. Sanat dehası, üretimleri, saz ve ses tekniği, müziğe kazandırdığı boyut, onu ustalar ustası mertebesine ulaştırmış, Anadolu Abdallarının gönül tahtının sultanı yapmıştır. Neşet Ertaş, her bir bireyin yaşamının doğumdan ölüme kadar seslerle örülü olduğu böylesi büyük bir sanat topluluğunun piridir. Bir çınar misali Anadolu toprağına kök salmış, güçlü soluğuyla toprağa hayat vermiş Neşet Ertaş, ömrü boyunca elinde sazı, dilinde sözü, yüreğinde aşkın közüyle, insanlığa hizmet yolunda ışık olmayı sürdürmüştür. Bildiğini, aklının erdiğini, kırmadan, incitmeden, ileri gitmeden söylemeye çalışır. Özgün bir kültürelmanevi evren içerisinde yetişmiş; büyüklüğü, şu ya da bu değil kendin olmakkendini bilmekte gören dağ gönüllü Ertaş, yaşamını boydan boya kat ederken sayısını hatırlayamadığı kadar çok sayıda eser üretmiştir. Sevgi dolu yanık yüreği, içtenliği, engin gönlü ve eşine az rastlanır sanatsal dehası ile yarattığı bu eserler, onun muhteşem sanatının gönüllere düşen yansımalarıdır. Kendisi gibi garip sazına aşk ile sarılan, sarıldığı anı; ‘ben benden gidiyorum’ diye tarif eden, dünya malında gözü, şöhret âleminde yüzü olmayan, Anadolu toprağının bu bereketli, sırlarla dolu ustası belli ki, gerçekler meydanında tarttığı öz değerini iyi bilir ama ‘ayaklar turabı, gönüller hizmetçisiyim’ diyebilecek kadar da engin gönüllüdür. Bu; gezgin, münzevî yaşayan, kulak verip dört köşeyi dinleyen, maddiyata değer vermeyen, mülkiyeti reddeden, perişana, düşküne el uzatan, yoksul hamisi, cahil eğiten, şiirletürküyle nefes alıp veren Kalenderî Bektaşî dervişi anlamak için, halkı bilmek ve gönül gözü ile görebilmek gerekir. Çünkü o, tıpkı Anadolu insanı gibi bütün süsü edep C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I EROL PARLAK E Müzikolog ve bağlama ustası rol Parlak’ın, “Türkiye’de El İle / Tezenesiz Bağlama Çalma Geleneği ve Çalış Teknikleri” kitabı Kültür Bakanlığı tarafından 2000 yılında, “Şelpe Tekniği Metodu 1” Ekin Yayınları tarafından 2001, “Şelpe Tekniği Metodu 2 Aktüel Yayınları tarafından 2005 yılında yayımlandı. “Erol Parlak Bağlama Okulu/ Parmak Tekniği İçin Sistematik Kılavuz 1” adlı kitabı ise Almanya’da 2010 yılında Acoustic Books tarafından yayımlandı. Sanat hayatında 5 solo, 5 karma ve 3 enstrümantal olmak üzere toplam 13 albüm çalışması yaptık. Parlak, 2010 yılından bu yana TRT’de “Usta İzler” adlı bir kültürsanat programı yapıyor. Yaşamöyküsü Erol Parlak 1964 yılında Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde doğdu. 1982 yılında girdiği İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nda 1986 yılında tamamladı ve 1990 yılına kadar bu kurumda öğretim görevlisi olarak çalıştı. Yüksek Lisans eğitimini İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gören Parlak, Sanat Doktorası eğitimini 1998 yılında tamamladı. TRT İstanbul Radyosu’nda 19881998 yılları arasında saz sanatçısı olarak çalıştı. 10 yıl boyunca Anadolu’nun çeşitli yörelerinde bağlama çalış teknikleri, saz ve ses tavırları konusunda alan araştırmaları yaptı. 1000 civarında halk ezgisi derledi. Avrupa’nın Köln Flarmoni, Berlin Flarmoni, Essen Flarmoni, Strasbourg Flarmoni, Amiens Ulusal Sahne, Paris Theatre de La Ville’de, De Doolen gibi ünlü salonlarının yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerinde birçok konserler verdi. 2000 yılında öğrencileriyle oluşturduğu Erol Parlak Bağlama Beşlisi ile ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda konser verdi. Avrupa’da ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki üniversiteler ve konservaturalarda seminer ve konferanslara katılan Parlak, 20022006 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak görev yaptı. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü’nde 2008 yılında doçent unvanı alan Parlak, Ses Eğitimi Bölüm Başkanlığı görevini üstlendi. n olan, sadeliğin içindeki gizli cevherdir. KENTLİ DÖNÜŞÜM Neşet Ertaş kentli sanat yaşamına ne zaman katıldı? Etkisi ne oldu? Neşet Ertaş’ın kentli sanat yaşamına karıştığı 1950’li yıllar; Cumhuriyet dönemi kültürsanat politikalarına dayalı müzik alanında gelişen büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinin yaşandığı ve toplum hayatını etkilemeye başladığı yıllardır. Ertaş, 1950’li yıllardan itibaren başlayan bu gelişim çizgisi içerisinde yöre müziğini şehre taşıyarak kırsal kültür içerisinde kentli dönüşümü başlatan ilk isimdir. Zaman içerisinde ortaya koyduğu sanat fikri, icra ustalığı, birbirinden değerli eserler ve sanata kazandırdığı boyut ile Ertaş, bu sürecin en etkili aktörlerinden biri olmayı başarmıştır. Zama nın ruhunu yakalayan sezgisi ve sanatsal dehası ile yöresinin müziğini geliştirip günümüze kadar taşımakla kalmamış, aynı zamanda bu müziği yerelliğe kilitleyen kalıplardan kurtarıp Anadolu’nun diğer renkleri ile bezeyerek modern çağ ile ilişkisini kuran, Türkiye genelinde kitleselleşmesini hatta ulusal sınırları aşmasını sağlayan dönemin en önemli siması olmuştur. Geleneği şehre taşıyarak modern çağ ile bağını da kuran ve bir baştan bir başa ülke insanına kabul ettirip sevdiren Ertaş, böylelikle geleneğin hem çağdaş yanını yaratmış hem de yurt çapında kitleselleşmesini sağlayıp yaşama gücünü artırarak böylelikle geleneğin yeni yüzü olmuştur. Çalışmanız bir ozan üzerine yazılmış nadir kitaplardan biri. Böyle çalışmaların önemini anlatır mısınız? Ozanlar toplumların kültürel hafızaları, onu ileriye taşıyan gerçekçi akılları, olaylar ve durumlar karşısındaki akil tavırları ve vicdanlarıdırlar. Onların yaratımlarında tarihsel olaylara dair bilgiler yanında herhangi bir olay karşısında hissedilen duygunun abartıdan uzak yansımalarını, kuşaklar boyu süregelen kültürel aktarımlar, dil özellikleri gibi her türlü kavramı bulabilmek mümkündür. Bu yönleri ile toplumu en iyi kavrayanlar; onun içinden yetişmiş, onunla iç içe olan ve yaşamını halkın sorunlarını anlamaya ve aktarmaya adamış ozanlardır. Bizim ozanlarımız/ âşıklarımız, aktaracaklarını yalnızca şiirleri yoluyla söyleyip sessiz sedasız bu dünyadan göçüp gitmektedirler. Ancak bilginin değerinin azaldığı, kültürel bilincin günden güne kaybolduğu çağımızda söylenilenlerin aslına varmak, manasına ermek ve bu bilgiler ışığında geleceğe yönelik güçlü adımlar atmak zorlaşmaktadır. Bu nedenle hangi alandan olursa olsun kendisini aydın olarak tanımlayan herkesin ülkemizin böylesi değerlerini ele alması, kendi donanım ve bakış açıları ile anlatması, kaynaklara aktarması önemlidir. Bunun kültür sanat alanı olduğu kadar toplumsal yaşam açısından da önemli olduğunu düşünmekteyim. n Garip Bülbül Neşet Ertaş Hayatı, Sanatı, Eserleri / Erol Parlak / Demos Yayınları / 1. Cilt 525 2.Cilt 836 s. Ek sayfalar: Fotoğraflar ve kaynakça. Garip Bülbül kitabı Neşet Ertaş’ın hayatı, sanatı ve eserlerine ışık tutabilmeye yönelik tarihi, kültürel ve sosyolojik tespitler ile müzikolojik analizlere dayalı bir biyografi projesi. Yukarıda Neşet Ertaş ve Erol Parlak... 1218 2 0 H A Z İ R A N 2 0 1 3 n S A Y F A 1 3