Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş A iir Atlası CEVAT ÇAPAN Charles BUKOWSKI Şiirler / Çeviren: Baki YİĞİT ‘Herkesle yalnız’ BD’li yazar ve şair Charles Bukowski, 1920’de Almanya’da doğdu. Babası Polonya asıllı, annesi Alman’dı. İki yaşındayken ailesiyle birlikte ABD’nin Los Angeles kentine göç etti. Eline geçen her şeyi okuyor, öyküler yazıyordu. İlk kez 1944’te bir öyküsü bir dergide yayımlandı. Los Angeles Üniversitesi’ndeki gazetecilik ve edebiyat öğrenimini yarım bırakan Bukowski, ABD’yi dolaşarak çeşitli işlere girip çıktıktan sonra karar kıldığı postacılıktan da ayrılıp yazdığı ilk romanıyla profesyonel yazarlığa başladı. 1959’da ilk şiir kitabını yayımladı. 1994’te California’da lösemiden öldü. Şiir ve düzyazılarında genellikle Los Angeles’ı öğe olarak kullanır; sorumsuz bir özgürlükle serserileri, alkolikleri ve fahişeleri anlatır. Sayısı elliyi bulan, birçoğu Türkçeye de çevrilen kitaplarından bazıları: Postane, Factotum, Pulp, Suda Yan Ateşte Boğul, Bana Aşkını Getir, Kasabanın En Güzel Kızı, Kadınlar, Ekmek Arası, Kendimizde Açtığımız Yaralar, Bir Tek Ben miyim Böyle Yaşayan... HERKESLE YALNIZ et kemiği sarar ve içine bir beyin ve bazen bir ruh konulur ve kadınlar vazoları duvarlara çarparak kırarlar ve erkekler çok fazla içerler ve hiç kimse bulamaz birini ama aramaya devam eder yataklara sürüne sürüne girip çıkarak. et sarar kemiği ve et etten fazlasını arar. hiç şans yok: hepimiz kısılmışız tek bir yazgının kapanına. hiç kimse asla bulamaz birini. kent meyhaneleri dolar batakhaneler dolar tımarhaneler dolar hastaneler dolar mezarlıklar dolar. başka hiçbir şey dolmaz. GERÇEK Lorca’nın en iyi dizelerinden biridir “acı, hep acı…” bir hamamböceğini öldürdüğün ya da sakalını kesmek için makineyi eline aldığın ya da sabahleyin güneşi karşılamaya uyandığın zaman bunu düşün. NE YAPABİLİRİZ? İnsanlığın en iyi halinde incelik vardır, biraz anlayış, ara sıra yürekli davranışlar; ama sonuçta bir kütledir o, bir topaktır pek fazla şeyi olmayan. derin uykudaki iri bir hayvan gibidir, uyandıramaz onu hemen hemen hiçbir şey. canlanınca en iyisini yapar gaddarlığın, bencilliğin, haksız yargılamanın, öldürmenin. KARANLIĞA MEYDAN OKUMA göze ateş beyne ateş kıça ateş dans eden bir çiçek gibi ateş ölüm nasıl kolayca kazanıyor hayret budalaca yaşam biçimlerine ne kadar inanılıyor hayret kahkaha nasıl boğulmuş hayret nasıl böyle hep domuzluk ediliyor hayret onların savaşına karşı kendi savaşımı ilan etmeliyim hemen son toprak parçamı elimde tutmalıyım yarattığım küçük yaşam alanımı korumalıyım yaşamım onların ölümü değil ölümüm onların ölümü değil… ŞİMDİ oturuyorum burada 2’nci katta sarı pijamamla, eğilmişim hâlâ yazar gibi görünerek. 71’inde, lanetli bir safra. yaşam kemirmiş beyin hücrelerimi. arkamda sıra sıra kitaplar, parmaklarımı seyrelen saçlarımdan geçirerek sözcük arıyorum. 23 MAYIS 2013 ? SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1214