14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ONUR YAZARI lelerle de sık sık söyledim, on dokuzuncu yüzyıldan itibaren bizim tarihimiz Avrupa tarihinden izole edilerek anlaşılamaz. Roman tarihimizde de bu böyle. Örneğin bizde 1950’lerde köy romanları çok modaydı ve çok kimse de bunu bize özgü bir şey sanıyordu. Oysa kitabımda gösterdiğim gibi, bu tür romanlar çok daha önce Avrupa’da da yazılmıştı. Bu vesileyle köy romanının öncüleri olarak İsviçreli Gotthelf ve Fransız George Sand’ın romanlarını keşfetmiştim. Osmanlı romanı modernleşme çabaları içinde kısmen bu çabaların ürünü, kısmen de bu çabalara tepki olarak doğdu. İlk romanlardaki biraz da karikatüral Batılı ve Doğulu tipler bu ikilemi yansıtıyor. Batılılaşma çabasındaki “alafranga” tiplerin gülünç, problemli kişilikler şeklinde sunuluşu dinci ya da (yeni doğmakta olan) milliyetçi ideolojinin ürünü. Bu romanlar aynı zamanda “Batılılaşma” veya “modernleşme” dediğimiz sürecin sağlıksızlığını da gösteriyor. “ULUSLAŞMA SÜRECİNDE ROMANCILAR DAİMA ÖNEMLİ ROL OYNADI” Romanı Osmanlı’dan bu yana hangi dönemleri hangi başat özellikleri ve eğilimleri konu edilerek incelediniz ve sizin deyişinizle çalışmanızda, Türk romanında kimlik ve evrensellik arayışları konusunda özetle nasıl bir tartışmayı kışkırtmak istediniz? Genellikle toplumsal tarih araştırmalarımdaki dönemleri konu edindim. Romanların ilk ortaya çıktıkları dönem, JönTürkler ve Abdülhamit dönemi, Kurtuluş Savaşı, Tek Parti dönemi... Bizde tarih çalışmalarında en çok 1970’lerde üretim biçimleri tartışılırken romancılara başvurulmuştur. O sırada Kemal Tahir’in Devlet Ana’sı, Osmanlılarda Asya tipi üretim biçimini savunanların başlıca referansları arasındaydı. Bu roman sanki bir bilimsel tarih kitabıymış gibi muamele görüyordu. Ben romancılara çok daha geniş bir perspektif içinde yaklaşılması kanısındayım ve çalışmamda da bunu savundum. Evrensellik konusunda şunu da eklemek isterim. Bizde edebiyat tarihçileri konuyu işlerken sadece TürkMüslüman yazarları ele alırlar. Oysa Osmanlı toplumundan koparak bağımsızlığına kavuşmuş ülke romancıları da tarihi roman yazdıkları zaman aslında Osmanlı romancılarının işlediği konuları işliyorlar. Bir bakıma bunlar da “Osmanlı yazarı” sayılmalı ve kitabımda bunlara da yer verdim. Sırp İvo Andriç, Yunanlı İlias Venesis, Rumen Panait İstrati. Tabii bunların perspektifi çok farklı, fakat o da Osmanlı’nın bir parçası... Onları da bilmemiz, anlamamız lâzım... Modern romanın doğuşuyla burjuvazinin koşutluğunu anlatır mısınız ve Hegel’in deyişiyle “burjuvazinin modern destanı” olarak ortaya çıkan roman evK İ T A P S A Y I 1237 r Gamze AKDEMİR ÜYAP Kitap Fuarı’nın onur yazarı olmak konusundaki duygularınızı sorarak başlayalım söyleşimize. Doğrusu böyle bir seçim beklemiyordum. İnsan bu konularda biraz da önyargılı oluyor. Ben de bu gibi seçimlerde çevre, geniş okuyucu kitlesi, önemli destekler vb. faktörlerin rol oynadığını sanıyordum. Ne de olsa bir fuar söz konusu. Saydığım faktörlerin hiçbiri benim durumuma uygun olmadığı için de seçilmem benim için bir sürpriz oldu ve tabii, yaşamı kitaplar arasında geçmiş biri olarak, çok hoş bir sürpriz. TÜYAP Kitap Fuarı, 2002’de emekli olup İstanbul’a yerleştikten sonra hiç kaçırmadığım bir kültür etkinliği olduğu için memnuniyetim daha da büyük oldu. Beni seçen kurul üyelerine teşekkür borçluyum. Dilerim bu yüzden eleştirilere muhatap olmazlar.. “OsmanlıTürk Romanında Tarih, Toplum ve Kimlik” kitabınızla devam edersek nasıl bir inceleme serüveniydi, nelerle, nasıl sürprizlerle karşılaştınız? OsmanlıTürk romanı nasıl doğdu? Çöken bir imparatorlukta, Osmanlılıktan Türklüğe geçiş sürecindeki kimlik tazelenmesi yazına nasıl yansımıştı? Yazarlar da nasıl duygular uyandırmış, metinler bundan payını nasıl almıştı? Bu kitabımda ele aldığım romanlardan birçoğunu çok daha önce de okumuştum. Hepsi de ben de az veya çok iz bırakmıştı. Yıllar geçiyor, siz de değişiyor, kendinizi yeniliyorsunuz. Bunları OsmanlıTürk tarihi konusunda yaptığım çalışmalar ışığında yeniden okuyup değerlendireyim, dedim. Bir de şu var: Ben Osmanlı ve Türkiye tarihiyle ilgili çalışmalarımı hep Batı’yı da kapsayan geniş bir çerçeve içinde ele almıştım. Aynı yöntemi romanla ilgili çalışmamda da denemek istedim. Zaten başka vesiS A Y F A 8 n 3 1 E K İ M 2 0 1 3 T C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle