Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ONUR YAZARI birlikte çıkardıkları Minber gazetesinde yapılan yayınlarda Ermeni tehciri konusunda İttihatçılara ağır suçlamalar yöneltmişti. Gazetenin 9 Kasım 1918 günkü sayısında şu satırları okuyoruz: “Birkaç kişinin zihniyetinden çıkan bu hata, asırlardan beri aynı vatan üstünde kapı komşu geçinmiş, hayatı içtimaiye, siyasiye, iktisadiye velhasıl umumiyede ikmal ve itmam etmiş (birbirini tamamlamış) iki anasırın samimiyetlerini bulandırmaktan başka bir netice tevlid edemezdi ve nitekim etmedi. Dünyada her milletten müfrit insanlar çıkabilir; şüphesiz Ermenilikten de bu kabil insanlar çıkmamış değillerdi. Fakat acaba bir hizbi kalile (küçük bir hizip) kızıp bütün bir milleti kırmak sevdasında bulunmak, o hazin efradından daha müfrit hayalata kapılmak değil midir?” Daha sonra da BM’nin açılışından bir gün sonra yapılan gizli oturumda Mustafa Kemal Paşa o sözcüğü kullanmıştı. Türkiye’nin dört bir yanında yaşayan, Doğu’da yaşanan terör olaylarıyla hiçbir ilgisi olmayan yüz binlerce insanın evlerinden toplanıp çoğu bir daha dönmemek üzere sürgüne gönderilmeleri “fazahat” değil de nedir? Tehciri başlatan Talat Paşa bile bunu anılarında “facia” olarak nitelemişti. “GEZİ’NİN ARDINDAN ERDOĞAN İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI” Gezi Direnişi’ni, bu toplumsal demokratik devrim hareketini yorumlamanızı istememek kuşkusuz büyük bir eksiklik olurdu ve işçi sendikalarının pozisyonsuzluğunu… Kürt hareketi ve “barış süreci” de demokratik devrimci hareketin etkisiyle şekil değiştirdi ve daha sağlıklı temellere oturmaya başladı” görüşünüzü… Gezi Direnişi, tarihimize demokratik devrimci bir atılım olarak geçecek. Bu, giderek kararan ufukta bir umut ışığı oldu ve Erdoğan’ın olup bitenden hiçbir şey anlamadığını gösteren ilkel tepkisi de aslında hareketin ne kadar haklı ve yerinde olduğunu ortaya koydu. Ayrıca bu direnç cephesindeki “teorik” anlaşmazlıkları da arka plana itti ve olaylardan sonra yazdığım bir makalede söylediğim gibi, “sayısız kitap ve makalede yapılan analiz ve çağrıların yapamadığını yaptı ve ‘demokratik cephe’yi sahada gerçekleştirdi.” Bence gerçekten Kürt hareketi ve “barış süreci” de demokratik devrimci hareketin etkisiyle şekil değiştirdi ve daha sağlıklı temellere oturmaya başladı. Yine sözünü ettiğim makalede yazdığım gibi “birçok Kürt siyasetçi bazı ikircikli ve çelişkili çıkış ve beyanlara rağmen eğer bu ülkede gerçekten demokratik bir barış olacaksa bunun tüm demokratları karşısına almış, inandırıcılığını yitirmiş ve hâlâ bir “Akil’in ifadesiyle “neler yapacağını değil; neler yapmayacağını söyleyen” bir liderle görüşmeler yoluyla değil, demokratik bir devrimle gerçekleşebileceğini açıkça görmeye başladılar.” Gezi Direnişi’yle Erdoğan sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da sempatizanlarının çoğunu kaybetti. Batı’da da, Ortadoğu’da da yalnız kaldı ve yalnızlığın “değerlisi” S A Y F A 1 8 n 3 1 E K İ M 2 0 1 3 Taner Timur, Gezi Direnişi’nin, tarihe demokratik devrimci bir atılım olarak geçeceğini söylüyor. olmaz. Türkiye Başbakanı, dünya medyasında, artık sorunları çözmeye çalışan, arabuluculuk potansiyeli taşıyan bir lider olarak değil de, daha çok tutarsız ve güvenilmez bir siyasetçi olarak sunuluyor. Kısaca geri sayım başladı ve bu, ülke rejimi ve insan hakları açısından kuşkusuz hayırlı bir gelişme. n gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr MarxEngels ve Osmanlı Toplumu/ Taner Timur/ Yordam Kitap/ 208 s. Türk Devrimi Ve Sonrası/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 332 s. Marksizm, İnsan ve Toplum (Balibar, Sève, Althusser, Bourdieu)/ Taner Timur/ Yordam Kitap/ 260 s. Habermas’ı Okumak/ Taner Timur/ Yordam Kitap/ 283 s. Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi/ Taner Timur/ Yordam Kitap/ 432 s. 1915 ve Sonrası Türkler ve Ermeniler/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 108 s. Felsefi İzlenimler Sartre, Althusser, Foucault, Derrida/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 189 s. Türkiye Nasıl Küreselleşti?/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 232 s. Küreselleşme ve Demokrasi Krizi/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 392 s. Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 158 s. OsmanlıTürk Romanında Tarih, Toplum ve Kimlik/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 406 s. Sürüden Ayrılanlar Siyasal İktidar Aydın Tarih ve Özgürlük/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 260 s. Toplumsal Değişme ve Üniversiteler/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 384 s. Osmanlı Kimliği/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 304 s. Osmanlı Çalışmaları İlkel Feodalizmden Yarı Sömürge Ekonomisine/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 450 s. Yakın Osmanlı Tarihinde Aykırı Çehreler/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 190 s. Osmanlı Toplumsal Düzeni/ Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 302 s. Efsaneler ve Gerçekler/ Ahmet Yaşar Ocak, İlber Ortaylı, İsenbike Togan, Mehmet Ali Kılıçbay, Sencer Divitçioğlu, Suraiya Faroqhi, Taner Timur/ İmge Kitabevi Yayınları/ 102 s. K İ T A P S A Y I 1237 C U M H U R İ Y E T