Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA Chuck Palahniuk’tan ‘Pigme’ lavuz Köy Enstitüsü” kitabı, yalnızca ülkemiz kültür ve edebiyat dünyası için önemli adlar olan Dursun Akçam, Ümit Kaftancıoğlu, Mustafa Turan, Gültekin Gazioğlu, Rasim Bakırcıoğlu, İsa Öztürk, Osman Nuri Alper, Nizamettin Göçmen gibi yazar, halkbilimci yetiştirmiş Türkiye Öğretmenler Sendikası mücadelesinde ve ülkedeki aydınlanma, özgürleşme hareketinde çok önemli katkıları olmuş Cilavuz Köy Enstitüsü’nü değil, tüm enstitü gerçeğini bir bütün olarak görmemizi sağlıyor… Kitabı Alper Akçam değerlendirdi. Arthur C. Danto’nun estetikçi olarak adı, iki yıl önce Zeynep Demirsu çevirisiyle yayımlanan “Sanatın Sonundan Sonra” ile bir kez daha gündeme gelmiş ve “sanatın sonu” sorunuyla ilgili olarak bu Amerikalı yazarın yorumları, bir kaynak kitapla karşı karşıya olduğumuz izlenimini güçlendirmişti. Bu kez aynı yazarın 1981’de yayınladığı ama bizde biraz gecikmeyle de olsa bir başka kitabı, “Sıradan Olanın Başkalaşımı” adı altında önümüze geliyor. Aslında bu son kitap, Danto’nun bir sanat kuramcısı olarak üstlendiği görüşleri ayrıntılı biçimde vermesi bakımından, öteki kitabından önce okunması gereken bir kitap. Kaya Özsezgin’in değerlendirmesiyle tanıyoruz kitabı. Modern tıbbın verdiği zarar, yararıyla yarışır hale geldi. Dünya ölçeğinde ve ülkemizde yürütülen “sağlıkta dönüşüm”ün toplum karşıtı politikalara dayandığı giderek açığa çıkıyor. Ne var ki, o politikaların temelinde de günümüzün insanı metalaştıran tıbbı yatıyor. Hekimlerimizin bile ezici çoğunluğu bunu bilmiyor ya da kabul etmek istemiyor. Tıbbın acilen sorgulanması, bilimselliğinin tartışılması, temelden yeniden ele alınması gerek. Böyle bir başlangıç hedefiyle bir grup hekim Kaan Arslanoğlu’nun yayıma hazırladığı, editörlüğünü de İlknur Arslanoğlu’nun üstlendiği “Tıp Bu Değil” başlıklı kitabı, başta öğrenciler olmak üzere tıp camiası ve halk için yazdı. Bol kitaplı günler... Firdevs Gümüşoğlu’nun “Cı Görevimiz ‘Kargaşa Operasyonu’ Türkiye’de Ölüm Pornosu‘yla hem davalı hem de “muzır” durumundaki Chuck Palahniuk, vahşi kapitalizm eleştirisine öbür romanlarında olduğu gibi Pigme’de de devam ediyor. Kendine özgü mizah anlayışı, gözünü daldan budaktan sakınmadığı dili ve anarşistliğiyle Palahniuk, Pigme‘de liberal kapitalizmi ve otoriter devletçiliği eşeliyor. ? Ali BULUNMAZ huck Palahniuk (CP), Türkiye’de gözde yazarlardan biri artık. Pek çok gözde yazarın başına geldiği gibi davalık bir adam da. Yalnızca o değil, yazdığı Ölüm Pornosu’nu dilimize çeviren Funda Uncu da bu “ahlaka mugayir” kitap yüzünden mahkeme salonlarına taşınıp duruyor. Olayın trajikomikliği bir tarafa, “herhangi bir edebi değeri bulunmadığı kanısı” ve “cinsi duyguları istismar”, “kaba argo dil kullanımı” gibi gerekçelerle yargılama sürerken CP’nin yeni kitabı Pigme çıkıverdi ortaya. “YOZ VE APTAL BİR GEMİ” Ölüm Pornosu davasında Bilirkişi Heyeti’nin kendini “bilmezkişi” ilan ettiği Türkiye’de, davalı durumundaki uslanmaz sistem eleştirmeni CP, başta Dövüş Kulübü ve “muzır” Ölüm Pornosu’nda olduğu gibi Pigme’de de bu eleştirilerine mizahi biçemiyle devam ediyor. Süper ajan olarak yetiştirilen kahramanımız Pigme’nin, yurdundan kopup geldiği topraklarda kırık diliyle olan biteni aktarması CP’nin kurguladığı anlatıma güç katmış. Görevli geldiği ABD’de yanına konuşlandığı ailenin, Pigme ya da Ajan 67 için tek bir amacı var: Onu iyi bir Amerikalı yapmak. Ajan 67 ise yollandığı bu ülkede daha ilk günden kokuşmuşluğu fark ediyor. “Dağ taş vatanseverlik, işte Amerika” dediği ülkeyle kendisininki arasında karşılaştırma yapan kahramanımız için burada olmak aynı zamanda bir tür sınır ihlali demek. ABD’ye yasal girişin gizli görev icabı sınır ihlali olarak adlandırılması, CP’nin kendine özgü kara mizah örneği öte yandan. Ajan 67 Pigme’nin eğitiminin özü, aynı zamanda yollandığı ülkedeki yaşam şeklinin tam tersini yansıtıyor. CP, iki sistem; liberal kapitalizmle otoriter devletçilik arasındaki ayrımı hissettiriyor bize: “Eğitmen duyuruyor, devlet destansı kahraman istemiyor diye. Spotlara ismini yazdırmak ve alkış almak için kişisel şöhret yaratmak boş. Eğitmen nutuk çekiyor, devletin ençok istediği performans ortalama performanstır diye. Dikkat çekmenin, gösterinin hiçbir yararı olmaz. Soytarılığa yer yok. En iyi çabayı göster, ortalamayı yakala. Tırmanan egoyu bastır. Sıradan ol. Görünmez. Gereken, kendi benliğini silmek. Yoksa devlet yapar bunu.” “Hep satın al, hep tüket” düsturunun zihinlere nakşedildiği bir yapıda Ajan 67’nin küçük bir kaygısı beliriyor: Sistemin kendisini bir pazarlama nesnesi olarak kullanması. “Yozlaşmış Amerikan medyası” dediği yapı, ona bunu hissettiriyor. Dahası, CP’nin Ajan 67’nin ağzından var olan sistemin damarına girip eleştiriyi güçlendirmesi: “Amerikan birey kültü içinde özümsenmeye karşı her türlü direniş gösteriliyor. Bu, kendi iktidarını sürdürmek için oligarşinin ruhuna işlemiş geleneksel yöntem olan, yurttaşları farklı dinlere bölme yöntemidir. Bir de buna farklı kültürler zenginliği diyorlar. Her yurttaş tek başına kalıncaya kadar parçala. Her bir oy değersiz hale gelinceye kadar. Tek başına kalmış birey kutsanır özel olduğu için. Aslında güçsüz bırakılmıştır.” Sonuçta Pigme, Amerika’ya “aptallık, yozlaşma ve önyargı gücüyle yürüyen bir gemi” yakıştırması yapıyor. KIRIK BİR DİL Pigme’nin yaşamaya ve gizli görevini yerine getirmeye koyulduğu topraklardaki “huzur” ve “şükran”, rahatsız edici derecede sahte ona göre. “Düşman yurttaşların”, “potansiyel suçluların” ve “zararlı insanların” boğazlanmasını kutlamak adına şükranlar sunup dualar edilmesi, hem komik hem de ürkütücü. Pigme’nin uçan tekmelerle saldırmak istediği vahşi ve bir o kadar da ikiyüzlü sistem bu işte. Ajanımızın peşinden koştuğu Kargaşa Projesi’nin asıl amacı da, o sistemin yaratıcısı Amerika’nın kafasına uçan tekmeyi oturtmak: “Amerika denen sefil zorba bir kere yok olunca, dünya barışı ilelebet hüküm sürecek.” Bunun yolu da, Amerika’nın büyüyüp dünyayı yönetmesini sağlayan parasını zehre bulayıp dolaşıma vermek. Kargaşa Operasyonu’nun özü bu. CP’nin kurgusundaki ilginç metafor aynı zamanda. CP’nin anlattığı hikâye, “dünyaların yıkıcısı” olmaya soyunmuş ve zaten bunun için sıkı bir eğitimden geçmiş Pigme’nin görevini gerçekleştirmek adına hangi yollara girdiğini anlatıyor. CP, kitapta zorlayıcı bir dil kullanmış. Bu, olayların okura verilişindeki özgünlüğü de yansıtıyor. Yazarın bilinçli şekilde ve olay akışına bir parça gerçeklik katmak için yarattığı dil bozukluğu, kimi zaman sersemletici ve yorucu bir etki yapsa da belli süre sonra göz ve zihin duruma alışıyor. Pigme’nin anlattıklarının ana eksenini bu bozuklukla berabe, sistemin işleyişindeki çarpıklık olduğunu söylemek gerek. Kısacası CP, öbür kitaplarındaki gibi mizahi ve keskin zekâ ürünü bir yapıt koymuş ortaya. ? alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr http://bulunmazali81.blogspot.com Pigme/ Chuck Palahniuk/ Çeviren: Gökçe Çiçek Çetin/ Ayrıntı Yayınları/ 256 s. C TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr Chuck Palahniuk’un anlattığı hikâye, “dünyaların yıkıcısı” olmaya soyunmuş ve zaten bunun için sıkı bir eğitimden geçmiş Pigme’nin görevini gerçekleştirmek adına hangi yollara girdiğini anlatıyor. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Reklam Müdürü: Ozan Altaş ?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1176 30 AĞUSTOS 2012 ? SAYFA 3