Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 13 AĞUSTOS PAZARTESİ ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER mezden gelmek”… Doğruları bunlar. Ancak iki olumsuzluk ekini üst üste getirmeden kullanamadığımız yapılar da var. Sözgelimi “çekememezlik”. Bunda da “memez”, arka arkaya gelen iki olumsuzluk eki; ama “çekememezlik “ yerine “çekemezlik” denmiyor. Bir de noktalama ile ilgili sorusu var Özgür’ün. Şöyle bir örnek vermiş: ‘’Yazar son kitabında etkileyici tasvirler yapmış (Ağdalı Türkçesi’nden vazgeçmediğini söylemeden edemeyeceğim.). Ama bazen ölçüyü kaçırmış ve olayların akışını bozmuş bu anlatımlar.‘’ “Bu cümlede noktalama ve imla kuralları açısından bir hata var mı sizce? (Özellikle parantezli cümle için soruyorum bunu.)” İlk bakışta dikkati çeken, kapama ayracının içinde ve dışındaki iki nokta. Dıştaki nokta, ilk tümceye aitse onun sonuna konmalı; ayraç sonra açılmalı. Ayracın dışına nokta konacaksa içine de koymaya gerek yok. Yazım bakımından da “Ağdalı Türkçesi’nden” yazımı yanlış. Türkçe sözcüğünden ve öteki dil adlarından sonra kesme konmuyor. Konsa da kesmenin “si” ekinden önce konması gerek zaten. Özel ad sayılan “Türkçesi” değil, “Türkçe”. Özgür ayrıca, “‘Küçük Prens’ ve ‘Martı’ gibi ‘özgürlük, kendini yaşama ve farkında olma’ temalarının işlendiği eserler bulmak zor. Bu konularda yazılmış, yine çocuklara (15 yaş altı özellikle) yönelik tavsiye edebileceğiniz kitaplar var mıdır acaba?” diye soruyor. Ayvalık’a yazın okuyacağım kitapları getirdim yalnız. İstanbul’a dönmeden bir öneride bulunmam zor. 15 AĞUSTOS ÇARŞAMBA Avukat Figen Onat, oğlu Fuat Cenk Onat’ın Mutluluk Hastanesi (Cinius Yayınları) adlı romanını göndermiş, “Okuma fırsatı bulur, eleştirilerinizi ve yorumunuzu yazarsanız bir anne olarak beni çok mutlu edersiniz” diye yazmıştı. İstanbul’da okuma fırsatı bulamayınca Ayvalık’a getirdim ve ancak burada okuyabildim. “Okuyabildim” deyince bir zorluğun üstesinden gelmişim gibi bir izlenim doğuyor. (Meraklısı için: “a / e bilmek” yeterlilik bileşiği oluşturduğu için, “gücü yetmek” anlamı da katıyor ya, ondan) Oysa su gibi okunuyor kitap. Tanımadığınız birinin uzattığı sigarayı içmekle insanın başına ne gelebilir? Bu merakla ve bir polisiye roman okumanın heyecanıyla soluk soluğa okudum romanı. Yazınsal değeri nedir, ne değildir; o kararı verecek konumda değilim; ama bir kitabın kendini bu kadar heyecanla okutması azımsanacak bir başarı sayılmaz. 17 AĞUSTOS CUMA Atatürk’e âşık iki kadını Latife Hanım’la Fikriye Hanım’ı (Çok genç öldüğünden mi “hanım”lık pek yakıştırılmaz da çok yerde yalnız adıyla “Fikriye” diye geçer ikincisi?) öteki dünyada karşı karşıya getirme düşüncesi ilginç bir kurgu olanağı sağlamış Melike İlgün’e. Kemal’e Eren Kadınlar (Alfa Yayınları) adı da iki anlamlı. Kemal derken hem Mustafa Kemal Atatürk kastedilmiş hem de bu iki kadının ölünceye kadar hiç konuşmama olgunluğu göstermelerinin “kemale erme” diye düşünülmesi sağlanmış. Roman, yalnız âşık iki kadının hesaplaşmasını anlatmıyor, geriye dönük olarak bütün bir cumhuriyet tarihini gözden geçirmeyi de sağlıyor. 20 AĞUSTOS PAZARTESİ Şeker bayramı ille de şekerle kutlanacak değil ya! Biz şiirle kutlasak… “Sen adını değiştir durup dururken / Ben seni yeniden tanıyayım / Düşlerimizi alıp verelim birbirimize // Hani senin hiç kedin olmamıştı / Ölü doğmuş bir baban vardı // Bir bavul duruyor şurada, tekerlekli, / Hem de örtüsü ipekli // Bir kedi ne bilsin başına ne geleceğini” Bu dizeler, Gültekin Emre’nin şiir kitabı Ciğerpare’den. Şu da oradan: “Bordo bir gece başlıyor kucağımda / Her yerin mayıs papatyası / Çınlama bitmez bir dans kulaklarımda / Alıştım sensizliğe düşe kalka / Bu gece uzun olsun senin boyun kadar / Ben senden beş santim daha yakınım martılara // Zeytinin düşü incirdir mutlaka Ayvalık’ta / Narın ise senden başkası olamaz benim gibi / Bordo bir gece aklımda / Altımda derin dar bir uçurum / Kanadı kırık uçuran uçurtma / Dili tutulmuş bir yurt akşamı / Uzak bir hayal o kıyısında durduğum harita” Bir de Merkezkaç’ı var elimde Gültekin Emre’nin; o da şiir kitabı, o da aynı yayınevinde. Aliterasyonlu tek dize alacağım ondan: “”Ya yâr, dedi yar; yahu yârim nerede, dedi yâr: Bilmiyorum, dedi yar”. ? feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com www.feyzahepcilingirler.com ana “hanım” yerine “abla” demek gelmiş içinden. İletisinin başında, “Sizi hiç görmemiş ve sizinle tanışmamış olsam da size karşı duyduğum yakınlıktan dolayı, size bu şekilde hitap etmek istedim. Umarım saygıda kusur etmiş olmam.” demiş sevgili Özgür Gönülaçar. Ne demek! Bu yakınlığı verebilmişsem ne mutlu bana! Yan yana iki nokta diye bir işaretimizin olmadığını yazmıştım. “Yazdığım kompozisyonlarda, makalelerde ya da resmi yazılarda kesinlikle ‘iki nokta’yı kullanmıyorum ama kendime dair denemeler yazdığımda ya da eşe dosta yazdığım mektuplarda işareti sık sık kullanıyorum. Bir şeylerin yarım kaldığını, duygularımın ve düşüncelerimin tamamlanmamış olduğunu yahut emin olmadan yazıldığını belirtmek istercesine.. Kendi yazılarımızda anarşist tutum kullanamaz mıyız dersiniz? Bir şair şiirlerinde iki nokta kullanıyorsa, bunu yanlışlık olarak addedebilir miyiz?” Bir kuralı çiğnemek için o kuralı bilmek gerekir. “Ben yaptım, oldu” diye davranılmıyorsa, anlatılmak istenen durumu, olguyu, duyguları, var olan işaretler anlatmaya yetmiyorsa onları amacına uygun biçime getirme hakkı edebiyatçılara elbette tanınır. Leyla Erbil’in Mektup Aşkları’nda mıydı o, virgüllü soru işareti bile vardı. Şairlere, edebiyatçılara karışamayız. Ancak gazetecilerin, televizyoncuların böyle bir hakkı yok, olmamalı. Edebiyat okuru, yazarın / ozanın o işareti neden öyle kullandığını bilir; ama televizyon izleyicisinden, gazete okurundan bu anlayışı bekleyemeyiz. Gazeteye, televizyona, neyin ne olduğunu öğrenme amacıyla bakan çocuklar, yalnızca gazete okuru, televizyon izleyicisi olan büyükler, gördüğüne inanma, güvenme eğilimi içinde olanlar, doğrusunun bu olduğunu düşünecek, gerektiğinde onlar da öyle kullanacaklardır. Olmaz, dediğimiz de budur. “‘Görmezden gelmek’ mi doğrudur yoksa ‘görmemezlikten gelmek’ mi?” Özgür’ün bir sorusu da buydu. “Görmezden gelmek” doğrudur. “Görmemezlikten gelmek” dendiğinde; yani, “görmemezlik”te iki tane olumsuzluk eki üst üste gelmekte. “Görmezden gelmek, duymazdan gelmek, bil B BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Özkan Mert’in bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından dizeler ortaya çıkacaktır. 9 I 10 I 11 19 F 20 1 B 2 G 3 H 4 C 5 D 6 H 7 J 8 F Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU mumcuogluilker@gmail.com L 12 C 13 A 14 A 15 A 16 L 17 K 18 G 3 53 6 50 42 L 21 J 22 I 23 K 24 F 25 E 26 A 27 D 28 B I. Aziz Nesin’in bir mizah kitabı. 29 I 30 B 31 B 32 B 33 G 34 D 35 D 36 G 37 B 38 L 39 I 69 10 7 9 22 29 75 39 40 C 41 L 42 H 43 A 44 E 45 E 46 G 47 A 48 E 49 C J. ABD Profesyonel Basketbol Ligi. 50 H 51 A 52 K 53 H 54 L 55 F 56 G 57 J 58 L 59 J 59 57 21 Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Sana dün bir tepeden baktım … …” (Yahya Kemal Beyatlı). 60 L 61 A 62 C 63 C 64 F 65 E 66 E 67 D 68 A 69 I 70 C K. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması. 71 B 72 A 73 A 74 L 75 I 76 K 77 A 78 D 23 76 17 52 13 72 15 73 L. Yaşar Kemal’in bir romanı. 43 51 68 47 77 14 61 26 B. “Karı … ebesidir.” (H. R. Gürpınar). 27 35 67 34 5 78 E. “Şarap sonsuz hayat kaynağıdır, iç!/ Gençlik sevincinin pınarıdır, iç!/ Gamı yakar eritir ateş gibi,/ Sağlık sularından şifalıdır, iç!” diyen şair. nargile çarpıcı/ bira hırsızdır/ umut, bulunmaz hanemizde” (Refik Durbaş). 11 16 20 74 55 24 64 19 8 G. “… … Hgades” (Enis Batur’un bir şiir kitabı). 38 41 54 58 60 30 1 28 32 37 31 71 C. Erhan Bener’in bir romanı. 12 4 62 63 70 40 49 44 66 25 48 45 65 F. “ve bir kelebek ırmağı der ki/ şarap delidir/ tütün kıskanç/ esrar haindir/ rakı yurtsever/ eroin kurnaz/ … çalışkandır/ ispirto kuvvetli/ 56 33 36 2 46 18 D. “… Öyküler” (Tahsin Yücel’in bir öykü kitabı). H. Kahverengi ya da soluk sarı renkte değerli bir taş. 30 1175. sayının çözümü: A. AĞLA SEVGİLİ, B. HÜSEYİN ALEMDAR, C. MÜLDÜR, D. ERKAN CAN, E. TÜTÜN ZAMANI, F. GIKI, G. ÜRKEK, H. Nİ, I. TIKIŞ TIKIŞ, J. ARIN, K. NIC. Şiir: “Gece bir karşı varlıktı karanlığıma/ Gece tanımsız bir bütünlük/ Senin hayatını düşündüm İlk Kan” CUMHURİYET KİTAP SAYI 1176 AĞUSTOS 2012 ? SAYFA 23